• siyasetçilerinden tutun sanatçılarına ve hatta yoldaki sıradan vatandaşına kadar tüm ülke insanını açıklama yaparken rahat hissettiren ve tazminattan kurtaran büyük buluş "talihsiz" kelimesidir. örneğin "onun yapacağı açıklamayı sikeyim" demek yerine "oldukça talihsiz bir açıklama olmuş" diyerek büyük bir cürümden kurtulmuş olursunuz. eğer ülkecek şu kış aylarında başımızı sokacak evlerimiz, altımızda donumuz varsa o da talihsiz kelimesi sayesindedir.
  • sifat olarak kullanildiginda kinaye ve kinama icerir. 'ehehee salaga bak'in kibarca soyleni$idir.
    "bu talihsiz aciklamalarinizi okuduktan sonra.."
    "yaptigi talihsiz konusma.."
  • sinemaya yalnız gidilen gün ve seansta eski sevgilinin yeni sevgilisiyle elele içeri girip hemen arkanıza oturması durumu..

    ne losermışım kardeşim..film başlayınca çıktım, naapayım dvd'si çıkar nasılsa..
  • bir dönem yazılı basın üçüncü sayfa haberlerinin vazgeçilmez sıfatı.
  • "insan talihsizse kendi üstün güçlerince sevilmiyor demektir ve bu sevgiden mahrum kalma korkusuyla üstbenliğinde ebeveynini temsil eden güce boyun eğer fakat talihinin yaver gittiği geçmiş günlerde bu gücü göz ardı etmeye hazırdır." sigmund freud - uygarlığın huzursuzluğu

    (bkz: talihli)
    (bkz: bedbaht), bahtsız
    (bkz: talihsiz açıklama), talihsiz beyanat
  • mayıs 1930'da servet-i fünun dergisinde yayınlanan cahit sıtkı şiiridir. halit fahri bey'e yazmıştır. en sevdiğim dizesini ve ilgili düşüncemi yazmak isterim.

    "ecelin kucağında erirken çocukluğun,
    âleme sırdı senin varlığın ve yokluğun.
    hâlâ bilinmez nedir kalbindeki bunalan."

    seni tanıyan tek kişi o. sana dokunan seninle olan tek kişi o. tek yakının aziz ölüm. ve herkes gibi gideceksin sen de. gelişin gibi gidişin de meçhul olacak. kimse seni ve seni yaralayanı bilmeyecek. zaten yaran da bu talihsizlik değil mi?
  • bir cahit sıtkı tarancı şiiri.

    arzunun bir hayalet sardığı bir geceydi,
    bir geceydi hakikat yalanlara baş eğdii.
    bu gecenin susuzluk mahsulüsün bunu bil.

    kundaksız uzatıldın iğneli beşiğine
    ve böylece azrail
    ıstırabı mıhladı küçücük benliğine.

    ecelin kucağında erirken çocukluğun,
    aleme sırdı senin varlığın ve yokluğun.
    hala bilinmez nedir kalbindeki bunalan.

    lambanı yaktılarsa lambanı kendin söndür,
    söndürmekle oyalan,
    gir geceler koynuna, deme yarın gündüzdür,

    belirecek gündüzler sönenlerden yüzsüzdür.
  • ziya paşamız bir terkib-i bendinde şöyle tarif eder:

    bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez
    bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan

    (gökyüzünden yağmur yerine inci ve mücevher yağsa talihsiz olanın bahçesine bir damlası bile düşmez.)
  • (bkz: talihsiz kaza)
  • argo terimiyle cenabet.
hesabın var mı? giriş yap