• albumun hikayesi soyledir,

    ana kahramanimiz me*, gunluk guneslik bir gunde, bombos bir yolda, arabasiyla ilerlerken yoldan cikar ve bir agaca carparak kendini komada bulur (bkz: mystery).. bu noktadan sonra hikaye ikiye ayrilir..

    bir tarafta elemanimiz hastanede yatmakta; karisi * ve en iyi arkadasi * basinda nobet tutarken doktorlar neyin yanlis oldugunu anlamaya calismaktadirlar (bkz: vigil).. adamimizin fiziksel olarak komada olmasini gerektirecek bir durum yoktur..

    diger yandan me'nin kafasinda tum duygulari dile gelmis ve onu gecmisine dogru bir yolculuga cikarmaktadirlar (bkz: isolation).. oyle gorunmektedir ki bu yolculuk adamimiz icin pek de kolay olmayacaktir cunku icinde bastirilmis olan fear*, rage*, reason*, agony* ve passion* gibi duygular onu gecmisin aci tecrubeleriyle yuzlestirmeye kararlidir (bkz: pain)(bkz: voices).. onlara karsi duracak tek bir duygu vardir ve o da love*dir..

    gecmise dogru yolculugumuzda ilk duragimiz me'nin cocuklugudur (bkz: childhood).. ve burada ilk olarak adamimizin psikopat ve hirsli bir babasi oldugunu ogreniriz.. cocuklugu babasi tarafindan ezilmekle gecen me, hayatini ondan daha iyi olmaya adamaya ve bu savasi kazanmaya ilk defa burada karar vermektedir.. me kafasinda bunlarla bogusurken basinda bekleyen en iyi arkadasi ise ona cocuklugunun o kadar da karanlik olmayan anlarini hatirlatmaya calismaktadir (bkz: hope).. ancak onu ezilmis cocuklugun etkisinden kurtarmak pek de kolay olmayacaktir.. simdi, cocuklugundaki bir baska durak olan okul yillariyla yuzlesmektedir (bkz: school).. pride kulagina savasmasi gerektigini soylerken reason sakin ol der.. o gururunu dinler ve herkesle savasmaya karar verir.. herkese kim oldugunu gosterir.. ancak ayni anda nefret edilen adam olmustur.. oyun bahcesi artik onun istenmedigi yerdir.. oraya sadece uzaktan bakabilmektedir (bkz: playground)..

    bu sirada hastanede komanin 10. gunudur ve karisiyla arkadasi bir seyler yapmaya karar verirler.. adamimiza eski guzel gunlerden bahsetmeye baslarlar (bkz: memories).. gecmisle ilgili guzel anlarin kafasindaki savasi kazanmasina yardimci olacagini ummaktadirlar..
    bu, gercekten ise yarar ve me'yi alip hayatinin en guzel gunune goturur: karisiyla tanistigi gune (bkz: love)..

    karanliktan bir anligina olsa cikar gibi olan adamimiza, agony, hayatindaki bir diger kadini hatirlatir: annesini.. babasinin onu terkettigi gun yalniz ve mutsuz bir sekilde olen annesini.. me icin hayatindaki belki de en aci gercekle hesaplasma vakti gelmistir (bkz: trauma).. bu tramvayi kaldiramayan adamimiz, sucluluk duygusuyla birlikte tekrar karanliga gomulur..

    karanligin icinde yine ona tek yardimci olacak sey love'dir.. love, damimiza bu durumdan cikmanin tek yolunun karisina olan askina sarilmak oldugunu hatirlatir, hayatindaki bir cok sey gibi ihmal ettigi karisina.. me tekrar savasmaya karar verir.. komanin 13. gununde gozunde bir damla yas ve yumruk yaptigi eliyle ilk defa yasadiginin isaretini verir (bkz: sign)..

    ancak bu savas pek de kolay olmayacaktir.. ilk olarak gururunu yenmesi gerekmektedir (bkz: pride).. tum hayatini babasina ve diger tum dunyaya bir seyleri kanitlamaya adayan adamimizin gururu o kadar gucludur ki bu ugurda en iyi arkadasina bile ihanet edip isini kaybetmesine neden olmustur (bkz: betrayal).. kafasinda tum bu gerceklerle yuzlesmeye calisan me, bu sirada hic de yardimci olmayacak birisi tarafindan ziyaret edilir: babasi.. evet, babasi kafasinin icindedir ve bulundugu duruma bakip kahkahalarla gulmektedir (bkz: loser)..

    me, love'in hakli oldugunu anlar.. bu durumdan cikmanin tek yolu karisina sarilmaktadir.. ancak tam da bunu anladigi anda kazanin hemen oncesini hatirlar (bkz: accident?).. ya da kazanin aslinda kaza olmadigini, karisi ve en iyi arkadasini beraber gorup, cilgina donup, arabasini dumduz bir agacin uzerine surdugunu hatirlar.. tek dayanagi love da onu terketmistir artik.. onu hayata baglayacak bisey kalmamistir.. ancak me, olmeye hazir degildir.. tum olanlarin kendi hatasi oldugunu kabul edip yasamak icin son bir caba sarfetmek istemektedir (bkz: realization).. ancak tek basina cok gucsuzdur yardima ihtiyaci vardir.. yardim hastanede basinda bekleyenlerden gelir.. ondan af dileyen karisi ve en iyi arkadasindan (bkz: disclosure).. me, onlari affedecektir cunku yasanan olay hayatini mahvettigi iki insanin caresizlik icinde birbirine sarilmasindan baska bir sey degildir..

    gozlerini acan me'nin ilk isi arkadasindan af dilemek olur.. ozru kabul edilir.. sevdigi iki insan yanindadir artik.. savasi kazanmistir.. gecmisi yenmis, yepyeni bir hayata baslamaya hazirdir (bkz: confrontation)..
  • albüm demenin hakaret etmek olacağı ancak bir film olacak anlatılabilecek şaheser. 1 saat 40 dakika boyunca insanı film izliyormuşcasına içine çekip sonuna kadar merakta bırakıp insanı kilitliyor. insan senaryoya kilitlenince bazen müzikal altyapıyı kaçırabiliyor olsa da, dikkatlice dinlendiğinde albümde melodilerin de vokallerdeki çeşitliliğin ve hissiyatın benzerini gösterdiği farkedilebiliyor. bir parça elektronik giderken, diğeri folk ezgilerle doluyor, bir diğeri oryantale dönüyor. albüm de normal olarak albüm olmaktan çıkıyor, tüm metal ya da progressive albümlerin arasında sayılmaması gereken başka bir türe, kendine haslığa geçiyor, üst albüm oluyor.

    ilk defa "bir albümün sonunu anlatmak" ayıp oluyor bizim için de*.
  • tersten dinlenildiğinde birçok küçük mesaj barındırdığı farkedilebilecek albüm.

    day sixteen loser'da "ahu tuğba ve meriç erkan aşkını ayreon olarak biz de destekliyoruz" denmektedir mesela...
  • son bir sene içerisinde, pain of salvation'ın be'si, nightwish'in once'ı, therion'un lemuria ile sirius b'si ve orphaned land'in mabool'u ile beraber en çok dinlediğim 6 albümden biri. mutlak surette arşive katılasılardan.
  • 2 gündür sürekli dinledigim mikael akerfeldtin fear karakteriyle yer aldıgı album.
    her vokal bir karakteri ifade ediyo

    ahanda buyrun kim ne olmus

    eric clayton - reason
    heather findlay - love
    mikael akerfeldt- fear
    magnus ekwall - pride
    arjen lucassen - best friend
    james labrie - me
    marcela bovie - wife
    mike baker - father
    irene jansen - passion
    devon graves - agony
    devin townsend - rage
  • arjen lucassen'in alıştığımız feza konseptinden koptuğu bir albümdür. özellikle love, pain ve loser süper parçalar... loser'ın sonundaki devin townsend bölümü için küçük bir bilgi için (bkz: #4794883)
  • james labrie'nin dream theater haricindeki projelerde daha etkileyici işler yaptığına beni iyiden iyiye inandıran ayreon albümü. arjen lucassen'in böyle bir projenin altından mükemmel bir şekilde kalktığını, ne kadar yaratıcı ve becerikli bir müzisyen olduğunu tekrar ispat eden bir albüm olduğunu belirtmeye gerek bile yok sanırım. böyle bir albümü dinledikten sonra lucassen'in yeni çalışmalarını duymak için de sabırsızlanıyor insan.
  • ''ulan bu kadar yetenekli adamı bir albümde nasıl bir araya getirdiniz kardeşim'' dememe neden olan albüm.gerçekten arjen lucassen bu proje ile olayı bitirmiştir. kısacası beni uzun süre kendisine mahkum etmiş olan albüm, baş yapıt.
  • baştan sona ağlamaktan şiş gözlerle dinlenebilecek bir albümdür. hem de her defasında.
  • hayatımda dinlediğim en iyi konsept albümdür. king diamond da çok güzel konsept albümler yapar kabul ama onun korku temalı albümleri bana bu albümü dinlerken hissettiklerimi hissettirememiştir. duyguları seslendiren her bir vokalist süper işler çıkarmışlar ve ciddi bir müzikal altyapı ile desteklenmiştir bu albümdeki her şarkı. hikaye olarak da o kadar merak uyandırıcıdır ki insanın dinledikçe dinleyesi gelir.

    özellikle day seventeen accident'ta agony karakterinin bir "love wrecked you!" demesi vardır ki, adam söylememiş hissetmiş, bize de hissettirmiştir. tabii devin townsend'in day sixteen loser'da bir "never, never, never, never" diye girişi vardır ki adam acaba kayıt esnasında sinirden mikrofonu kırmış mıdır diye düşündürtür.

    arjen lucassen'in çıkardığı en iyi iştir. sonrasında 01011001'le gene denedi ama bunun verdiği hissiyatı veremedi. türden hoşlanan ve dinlediğini veya okuduğunu anlayabilen herkese dinletiniz. kendi başına müzikal olarak çok başarılıdır ama şarkıları anlayarak dinleyince bir şaheserdir bu albüm.
hesabın var mı? giriş yap