• filmin adı, tim curry show olarak değiştirilebilir.
  • magenta'yı oynayan aktrisin şebnem özinal olduğu film.
  • film son repliğiyle kendi olayını özetler

    "...lost in time...

    and lost in space...

    and meaning..."
  • don atlet bir şekilde time warp yaparken arkadaşlara yakalanmama sebep olmuş efsane.
  • ilk seyrettiğimde bayan, ama her sefer izlemeyle bir öncekine göre 10 defa fazla beğenmeme yol açan kült film. hatta cinsel gelişmelere kapalı insanların görmesini önerebileceğim bi film. müzikal yapısı biraz bayıyor, ama şamatası yüksek; tabii anlamak ayrı bir kültür sorunudur. abzürdlüklerle ilgileniyorsanız şiddetle önerilir.
  • 90lı yıllarda kimi tatil köylerinde animatörlerce sahnelenmiş, turist eğlendirmiş şov.
  • film için bir de izleyicilerin aralara serpiştirecekleri, zaten komik olan filmin daha da komik hale gelmesini sağlayan replikler vardır. filmin senaryosunun tam metninde bu repliklerin yazılı olduğu bir metin ve bir de filmi izlerken yanınızda bulunması gereken bazı malzemeler vardır (pirinç, el feneri ya da çakmak, gazete, tuvalet kağıdı, plastik eldiven, hatta tost ve sosisli).
    filmin jenerik şarkısıyla birlikte izleyici de interaktif bir şekilde perdede akanlara katılır, düğün sahnesinde konfetiler atılırken seyirciler birbirlerinin tepesinden pirinç atarlar, yağmur sahnesinde başlarını gazeteyle örterler vs. ne kadar kalabalık olunursa ve ne kadar alıştırma yapılırsa bir o kadar eğlenceli olur filmin bu interaktif hali. hele bir de perdenin önüne fırlayıp time warp dansını yapan cesur kahramanlar varsa tadına doyum olmaz.
    26 şubat 2009 akşamı, illegal cinema grubundan küçük bir grup olarak, tütün deposunda deneyimlediğimiz eylemdir. sessiz sakin film izleyecektim diyenler için şok edici bir deneyim olabilir bu ama eğlenmek, güzel vakit geçirmek garanti.
  • hayatım bu show u izlemeden öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor. anlatılmaz yaşanır bir tecrübeydi benim için..
    neresinden başlasam da bitiremesem anlata anlata bilemiyorum.

    kafama sıkılan su tabancalarını mı, time warp yapışımı mı, frank'n further'ı oynayan insanüstü canlının muazzamlığını mı, dr. scott -uuhhh yu mu? orkestranın süper ötesi oluşunu mu, seyirci enerjisinin hat safhada oluşunu mu, sahneye atılan tuvalet kağıtlarının bitmek bilmezliğini mi, etraftaki binlerce sweet transvestite kılığındaki süper insanları mı...

    rüya gibiydi, yine olacak ve yine gideceğim!
    hayranlarına şiddetle tavsiye ederim.

    with antici...

    ...pation!
  • dün gece sinemada usulüne uygun izlediğim film. herkes minik külah parti şapkalarıyla ve party blowerlarıyla teşrif etti. isveç geleneklerine göre film başlamadan önce bir görevli sahneye çıkar filmi sunar, bir kadın bir erkek çıktı sahneye. erkek olan arkadaş da zaten az önce biletleri gösterdiğimiz arkadaş. başladılar ufaktan bilgi vermeye, insanların izinsiz fotoğrafını çekmeyin benzeri uyarılar yapıyorlar, zira her yer jartiyerli ve çamaşırlı kız. kırık isveççemle denilenleri anlamaya çalışırken bir anda adam pantolonunu indirmez mi? altından da jartiyer ve kırmızı yaldızlı don çıkmaz mı? salon yarıldı haliyle. yetmedi abi üstünü de çıkardı ve dedi, şimdi fotoğrafımı çekebilirsiniz. ben de affetmedim elbette, buyrunuz.

    herkese broşür dağıtıldı ki özellikle virginseniz yardımı dokunacaktır. buraya da bırakayım, le sayfa bir, le sayfa dernier. janet'ın ismi geçtiğinde bitch, brad'in ismi geçtiğinde asshole, dr. scott'ın ismi geçtiğindeyse ouch diye bağırıldı. criminologist'in belirdiği sahnelerde "where the heck is his neck?", "tell him to get a neck" benzeri nidalar eşlik etti. filmde yağmur yağarken insanların başlarına gazete siper etmesi ve su tabancalarını çıkarıp birbirlerine sıkması keyifliydi. dr. frank n furter'ın birbirleriyle nişanı olan janet ve brad'le ayrı ayrı sevişmesi ve ikisinin de nişanlımın haberi olmayacaksa olur diyip ihanete dünden hazır oluşları harikaydı. bilhassa yemekte eddie'nin yenmesi de. tim curry'yi, özellike egzantirik kıyafetleri ve makyajıyla freddie mercury'ye benzetmeden edemedim. film içeriği açısından beni pek tatmin etmese de o atmosfere girip gözlemlemek güzeldi. sinemayla haşır neşirseniz kanımca tecrübe edilmesi elzem.
hesabın var mı? giriş yap