• "ermeni çarşı'ya, trabzon'da soykırım" diye bagiran primitif varliklara irkci, gecen sene sozlugu hep birlikte bayram yerine ceviren, kupayi aldiktan sonra istanbul'u ve memleketin dort kosesini sallayan trabzonspor taraftarina da "gecen sene bayram ettiniz" demis insanoglu... aldik, bu durumlari iq'su minimum iki haneli yuz kisiye sorduk, hic birisi celiski gormedi, irkciya irkci, sevinen adama sevinmis dedi... mahkemeye cikinca da "gote got" dedi... ne zaman i.q. seviyesinde tek haneye indik, vay anasini komik mi dersin, entry sicip esasa girmeye calismak istemeyen mi dersin, heyecanlanip afacanlastilar... var boyleleri...

    eskiden sozlukte besiktas'i sevmeyenlerle ugrasirdik... onlari oturtup karsina konustugunda senin baska turlu bir versiyonun oldugunu gorup, anlayisla yaklasiyordun... sevmiyor adam iste... simdi ugrastiklarimizla mumkunse ayni mekanda olmayalim...
  • kendisini tüple semirten yıldırım demirören hakkında şöyle bir entry girmiş kişi: (bkz: yıldırım demirören/#18031970)

    demek ki ne anlıyoruz, tüple semirtildiği yetmiyormuş gibi bir de nankör demek ki adam.

    (bkz: afferin çok doğru düşünmüşsün)
  • dün, sözlükte keyfi kaçırılmış olan yazar. tanım sonrası 3. tekilden, 1. tekile dönerek devam edeyim.

    ırkçılığı sorgulanamayacak bir söylem için "ırkçı söylem", trabzonsporlu futbolcuların birkaç gün uyumasına engel olan kutlamalar için de "7 gün 7 gece eğlendiler" demiştir. bursaspor taraftarının yaptığı ırkçılık, o maçta kan dökülmeseydi eğer bu kadar ses getirir miydi? canına yandığımın ülkesinde bu sorunun cevabı ne yazık ki hayır. uzun zamandır, her beşiktaş trabzonspor maçında beşiktaş taraftarı üzerinden yapılan ırkçılık, bursa taraftarının yaptığından daha ağırdır. bahsi geçen tezahuratta "soykırım" geçmektedir. kalkmış demişim ki, bu hareketle yılın ırkçısı adayım bunu yapan trabzonspor taraftarlarıdır... daha evvel defalarca kez vurguladığımız duruma karşı, "kofti solcu", "pabucumun sosyal mesajcıları", "faşist çarşı" gibi söylemlerle beşiktaş taraftarına yüklenen biri gelmiş, nickimin altını karalamış. ve bunu yaparken bahsettiğim her şeyi çarpıtmış. şu ana kadar suçlamalarından en anlam veremediğim ki diğer yazarlar da pek bir manası olmadığından ona cevap vermemiş, şenol güneş'e naçizane olarak hakkını teslim ettiğim, onun hakkında birkaç kelam etmek isteyip de ettiğim entry hakkında bir şeyler demiş. bir dolu çirkin adamın yer aldığı futbol aleminin nur yüzlüsüdür şenol hoca, okuduğunu bu kadar anlamamak ancak kötü niyetle mevcuttur heralde.

    tüm bunları yapan adam, 2009 şubat veya martında, beşiktaş baskın oynadığı trabzonspor'a karşı berabere kaldığında, maç başlığını birçok tahrik entrysi ile doldurmuş, daha 2. yarının ortasına gelinmeyen ligde liderden 6 puan gerideki beşiktaş'ın havlu attığını iddia etmiştir. ona, biraz bekle tepedekiler takımların hepsi her hafta kaybediyor, tuhaf bir sezon bu sezon dediğimizde, "beşiktaş her hafta kazanıyor ya" diyerek yüzlere tebessüm oturtmuş, hemen bir hafta sonrasında tepedeki bütün takımların yenilip, sadece beşiktaş'ın kazanmasıyla girdiği suskunluk, sezon sonunda beşiktaş'ın şampiyon olmasıyla ebedileşmiştir. kendisine uzun süreden bu yana özelden mesaj atılamamaktadır. zaten öyle bir şansım olsa, bu yazdıklarımı buraya değil, özelden mesaj olarak gönderirdim.

    özelden mesajı kapatan, kapatmasa dahi dialog kurmanın oldukça zor olduğu, beni tanımayan, yazdıklarımın pek azını okumuş olan bir insan nickimin altına gelip, bana "demirören beslemesi" diyor. okuduklarının alayını da, anlaması gerektiği yerden anlamadığını ekleyeyim. buraya gelip, yazdıklarımın komik ve değersiz olduğunu yazabiliyor. okumazsın, o kadar... yazdıklarımın içinde itirazın varsa mesaj atarsın, tartışırsın. ama gelip nick altına karalama yapmazsın.

    sözlükte dönenlerden sıkılalı 2 yıldan fazla oldu aslında. tam sıkıldığım sırada, ekşibeşiktaş ilaç gibi gelmişti, şimdi de burasıkapalı. ama işlerin yoğunluğundan ötürü, fikirlerimi kısaca belirtmek için sözlüğe yazdığım bir dönemde, böyle bir çirkinlikle yüzleşmek, epey sıkmıştır canımı.

    otisabiyi çok seviyor demek ki, beni aristo'ya havale etmiş. suçlamalarına, üstte verdiğim cevaplar haricinde başka diyecek bir şeyim yok kendisine.
  • okuduğunu anlamamakta ısrar edenler tarafından içi boş, havada kalan suçlamalar yöneltilen, yine aynı kişilerin mallar listesinin en üstünde yer alan yazar.

    daha hala da yalan iddialarla üstüne gidilen. edilgen kullanınca, çoğunluk tarafından saldırıya maruz kaldığı sanılmasın, tek bir kişi tarafından gerçekleştirilmektedir bahsettiğim saldırılar. kendine edilen çirkin küfürlerin sahiplerini değil de, kendisine üslup ve şekil itibarıyla düzgün bir mesaj atan adamı mallar listesinin başına taşıyan bir insan tarafından eleştirilmektedir. asla ve asla "ne oldu, mor da bir renktir" tadında bir mesaj atmamıştır. kendini tanıyanlarca, tanımayı bırak sadece okuyanlar tarafından bile böyle bir şey yapmayacağı tahmin edilmektedir. olanı anlatmak gerekirse, beşiktaş taraftarına çakma muhalif, pabucumun solcusu, ırkçılar diyen bir adama neden bunları yazdığını sormuş, ters bir cevap almıştır. daha sonra maç başlığı altında birkaç entry yazmış, bu entryleri yazarken henüz ligin 21. haftasının geçildiğini, bahsi geçen sezonun geneli itibarıyla daha çok puan kaybedildiğini (malum sezonu şampiyon kapayan beşiktaş 72 puana sahipti, 93'ten bu yana 34 haftalı liglerde fenerbahçe'nin 100. yılındaki şampiyonluğundan sonra en düşük puanlı şampiyondur.) belirtmiş, bir sonraki hafta beşiktaş'ın üstündeki bütün takımların 3'er puan bıraktığında, terbiyesizin ogluna tırnak içinde olarak "bak hocam geçen hafta bahsettiğim buydu" demiştir. işte bu lafı, "ne oldu ne oldu mor da bir renktir" seviyesine indirilmek suretiyle çarpıtılmıştır.

    forum taraftarı değildir. rakibi için bejeke, febe, gese, tirabzon yazmaz. trabzonspor'a karşı nefret duymamaktadır, ya da duyduğu nefret beşiktaş haricinde kalan dünya üzerindeki diğer tüm takımalrdan farklı değildir. kimseye kaçtı dememiştir, sadece özelden mesaj atmak isterken atamadığını belirtmiş, bunu yaparken de sezonun sonunda bunun olduğunu söylemiştir. lig sonuna kadar geçen sürede terbiyesizin ogluna mesaj atmayı denenememiştir ki mesajın kapalı olduğunu anlasın. terbiyesizin oglu'na karşı ne gibi bir nefreti, hıncı olabilir ki bu adamın. trabzonspor taraftarının ırkçılık yaptığını iddia ettiği doğrudur, ve bu ırkçı söylemi gerçekleştirenlerden gerçekten nefret etmektedir. umarım son cümlesinde dolaylı tümleç yeterince anlaşılabilmiştir, zira kendine suçlamalarda bulunan tek insanın yazdıklarını anlamadığını düşünmektedir.

    kendisi hakkında "komik entryleri olan, ilkokul seviyesinde entry giren,- en inanılmazı- demirören'in tüpüyle besleyip semirttiği" fiilimsi sıfatlarıyla hakarette bulunan insana, onun tüm tahriklerine karşın kontrada bulunmamakta, sadece kendisine yöneltilen hakaretlere ve suçlamalara cevap vermektedir. özel mesajla hiçbir şekilde ulaşamayacağı birinin nicki altına, neden hocam tarzında girmeye niyetlenip; kenarda dursun diyerek girmediği entrysinden sonra, bahsi geçen yazarla ortak bir arkadaşı olan kendi kalesine gol atan kaleciye mesaj atarak, arkadaşının neden böyle yaptığını soran yazardır threepoint.

    hafızası sağlamdır, rüyalarında gördüğü beşiktaş'ın sol kanadında hala walsh ya da mitar mrkela oynamaktadır. günlük hayatta yaşadığı en önemsiz an bile hafızasında yer eden bu adamın, sadece 1,5 sene öncesinde olan olayları unutmaması son derece doğaldır.

    hiçbir zaman anti-x konumunda yer almamıştır. bahsedilen x ne herhangi bir zümredir ne bir organizasyondur ne de kişidir. bu yüzden 1,5 veya 2 sene önce aynı başlığa entry girdiği, ramos ve kendi kalesine gol atan kalecil isimli 2 yazarı andığı bir entryde onların antitezi olarak andığı, bunların haricinde en ufak bir muhattabiyet yaşamadığı terbiyesizin oglu'na karşı nefret gibi güçlü bir duyguyu hissetmemektedir.
  • okuduğunu anlamamakta direnenler tarafından, trabzonspor taraftarına çirkin suratlı adam dedi diye suçlanmakta olan yazar. oysa ki, şenol güneş için "bir dolu çirkin insan arasındaki nur yüzlü" derken gerçekten birçok çirkinin ve çirkinliğin olduğu futbol dünyasının yüz akı demiştir. bunu, "trabzonspor taraftarına çirkin suratlı dedi" diye anlamak için en başta kötü niyetli olmak gereklidir.

    "n'oldu n'oldu mor da bir renktir" diye attığı iddia edilen mesaj, "hocam bak bahsettiğim buydu" olan, bu yalanı ve çarpıtması ortaya çıkınca, "ama bak attığını inkar edemiyor" diye kontraya girişilen adamdır threepoint. attığı mesaj, tarz, üslup, şekil bakımlarından uygun, ayrıca bir önceki haftadan devam eden konuyla ilgilidir.

    taraftarlığı zaten beşiktaş taraftarından öğrenmiştir bugüne kadar, birinin çıkıp taraftarlığı öğrenmesi gerektiğini iddia etmesi en başta küstahlıktır. onu hiç tanımayan biri, taraftarlığın getirmek olduğu güzel hislerini kaybettiğini iddia etmektedir, tanıyanların neler düşündüklerini görmeye gerek bile yoktur ona göre.

    hayatı boyunca kahveden adam çağırmamış, adamın gol diyo dememiştir. emir kipi neredeyse hiç kullanmamıştır. hele hele ki, "meydan düşündüğü kadar boş değil" diyerek kimseyi tehdit etmemiştir.

    trabzonspor taraftarına elbette garezi, antipatisi yoktur. ama; ırkçı söylemde bulunan taraftara ırkçı söylemde bulunmuş diyecek kadar aklı başındadır. bu da ek olsun, cinayetten 1-2 hafta sonra idmana beyaz bereyle çıkan o dönemin trabzon kaptanını da sevmemektedir.

    rüyalarında hala özlediği beşiktaş'ı görmektedir, o rüyalardan onu ancak sevdiği insanlar uyandırabilir, okuduğunu anlamayanlar değil.

    kendisi hakkında gelip de nickaltına hakaret giren insan hakkında bir şey dememiş, bunun da "kontrada bulunmamıştır" diyerek altını çizmiştir. ama bu cümlesi de tabii ki yanlış anlaşılmıştır hakaret sahibi tarafından.
  • gün itibariyle dünyanın en mutlu kişisidir. henüz lisedeyken babacığıyla beraber doğup büyüdüğü şehirde izlediği unutulmaz barca maçında ben niye orda değilim diye üzülen ancak zaferle çıldırandır kendisi. ve bugün, liverpoolu devirirken tribünlerdeki 30.000 solistten biridir kendisi. evlatlarına ve torunlarına bir dolu anlatacağı vardır, ancak bu maç başucu eseri gibi her fırsatta gençlere aktarılacaktır. tabi yalnızca liverpool zaferi değildir anlatacakları, o tribünleri anlatacak ve gururlanacaktır.
  • duygusal bir adam olduğu gerçeği nefret besleyebilecek derecede hassasiyetleri olan bir insan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 'ermenilere trabzon'da soykırım', 'ogün samast oley' vs diyen insanlardan nefret edebilecek derecede duygusal bir insandır nitekim. hepsinden öte güzel bir adamdır.
  • son yıllarda iyiden iyiye bir "romantik beşiktaşlı" kavramı oluştu. "sözlükte okuduğun/tanıdığın beşiktaşlılardan böyle kim var?" derseler bana bir gün, hiç düşünmeden threepoint'in adını veririm.* sözlüğe pek yazmıyor ama, facebook'ta yazdıklarını bir görseniz... onu tanımadan önce ben de kendimi "romantik taraftar" zannederdim, o derece.*
  • 27 senedir şampiyonluk görmemiş trabzonspor camiasının, türkiye kupasını önemsememesinin absürtlüğü ve henüz sosyokültürel gelişimini tamamlayamamış, konservatif bir taraftar profili sergileyen bir kısım trabzonspor taraftarının ırkçı yaklaşımları konularındaki fikirlerinin altına imzamı atabileceğim bir yazardır kendisi. beşiktaş konusundaki romantizminden mada çoğu zaman nesnel kalabilme yeteneğine de sahip bir futbol aşığıdır ayrıca.
    ancak son yazdıkları, genetiksel terbiye problemleri olan bazı "kerameti kendinden menkul" trabzonsporlu yazarların fikir dünyasına ışık tutmuş olacak ki, karanlığı pek bi seven bu sözlükdaşlar kendisini demirören borazancısı olmakla itham edecek kadar ileriye gitmişlerdir.
    her romantik gibi, zaman zaman gaza geldiği doğrudur ancak bunun demirörenin tüpleriyle alakası olduğunu sanmıyorum.
  • çoook sevilesi, hasta beşiktaşlı. ben ona yeneriz sizi dedim inanmadı, gerçi ben de ummuyordum 3 gol*. facebook profiline koyduğu fotograflar da gece gece rejim bozduran cinsten. ama eşsiz de bir kalbi vardır. çok ince ayrıntılar, naiflikler uzmanlık alanı. azıcık da miyop.
hesabın var mı? giriş yap