• bu muhterem kısmen daha medeni olan osmanlıyı savaşta tarumar ettikten sonra, esir aldığı yıldırım bayezide, "şaşıyorum şu allahın işine" demiş. "dünyayı senin gibi bir körle benim gibi bir topala bırakmış"
  • türkiye cumhuriyeti'nde lise tarih kitaplarında detaylı anlatılmaması devasa bir utanç olan kişi.

    timur imparatorluğu'nun sınır büyüklüğünden öte psikolojik büyüklüğü unutulması mümkün olmayan bir büyüklüktür. büyüyüşü durdurulamayan osmanlı'nın tek tokatla indirilmesini sağlayan, anadolu'daki birliktelik de bu şekilde tam bozulacak derken anadolu'ya girip oraya da çekidüzen veren, bildiğin mahallenin abisinin "at bakayım topu" diyerek çocuklara ders vermesi gibi hareketler sergilemiş timur, devrine ve bölge devletlerine göre birkaç seviye yukarıda kalmış bir adamdır.

    osmanlı mirasçısı ülkemizde kendisi moğolluk ve moğol tabiri üzerinden barbarlık ile eş tutulur. neredeyse avrupalıların bile yapamadığı derecede düşmanlık yapılmaktadır timur hakkında. hoş, moğollar hakkında da aynı düşmanlık yapılmaktadır.

    tıpkı hülagü han'ın bağdat'ı durduk yere patoz ettiğini söyleyenler gibi timur'un da durduk yere yıldırım bayezid'e saldırdığı algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. hatta bu da "o dönem ona kafa tutabilecek tek kişi yıldırımdı o yüzden saldırdı" diye açıklanmaktadır.

    oysaki timur hiçbir zaman böyle kendisine rakip görerek yok etmeye çalışmamıştır. özellikle osmanlı'ya karşı bir nefreti veya korkusu da yoktur. zira girip alınamaz yerlerini de alıp birleştirdiği anadolu topraklarını bildiğin "üstü kalsın" diyerek bırakıp gitmiş bir adamın özellikle anadolu'yu ve osmanlı'yı taktığını söylemek gülünç olacaktır. nedense tarihe o kadar yanlı bakılır ki bu topraklarda, hakkında hiçbir dayanak olmadan bunca laflar edilen timur'un karşısında lafa "köpek" diye başlayan yıldırım bayezid'in psikolojisi hiç tartışılmaz. timur'a "tek düşman olarak yıldırımı görüyordu, kıskançtı" diyenler hiç açıp da "mektupların daha başında bismillah köpek möpek diye lafa giren manyak kim" diye sormuyorlar. bu çok ilgi çekici. inanılmaz bir önyargılı sevgi var yıldırıma ve bir de nefret timur'a.

    timur o dönemin abisidir. çokça söylendiği gibi savaş esnasında saf değiştiren tatarların da içinde uyandırdığı his ile örneklersek dönemin turan hanıdır. türkleri birleştirme amacı gütmüştür ama birlik kuracağım diye kendisine tabi olanları durduk yere kırmamıştır böyle iddia edildiği gibi "bu sonradan büyük baş olur" diye. altın orda meselesinde ise yapacak bir şey yoktu çünkü altın orda da yılların büyüklüğü ile ikide bir yol kesip duruyordu, timur'un öncü birliklerine pusu kuruyordu, envai çeşit ibnelik yapıyordu. yani "ya keşke almasaydı ruslar gelmezdi" deniliyor ama saldırması da elzemdi timur'un. aynı şey yıldırım konusunda da geçerli. herif laftan anlamıyor ergen gibi bağırıp çağırıyor. ciddi manada bir kıskançlık varsa bu yıldırım'ın kıskançlığıdır zira avrupa'daki savaşçılığından sonra o mektupları yazan adam bildiğin ya deli ya ergendir.

    aradaki üslup farkına bak, özet geçiyorum:

    yıldırım bayezid: ulan köpek herif, sen kafirin tekisin hatta gavurdan daha kafirsin. beni öyle yakıp yıktığın mallara banzetme (burada tek tek devletleri sayıyor) amk köpeği. osmanlı askeri senin sikko tatarlardan daha sağlamdır biz de sizin gibi yavşaklardan değiliz.

    şimdi amına koyayım girişe bir bak. bir besmele çekeydin keşke amk. şimdi biz yıldırım'a sövünce türk düşmanı oluyoruz da, adam zaten türklere sövüyor bu bizden daha türk düşmanı. kıpçakları aşağılıyor, tatarları beğenmiyor, tutmuş elaleme köpek kafir falan diyor ruh hastası.

    timur: bak çocuğum, yaşın benden küçük. (sayın erdoğan yaşınız benden küçük ama sesiniz zayıf çıkıyor asdfghjk) bana böyle kafir mafir demişsin, sülaleni toplar birleştirir hamburger yapar fillerime yediririm. ben 40 yıldır cihat yapıyorum amk ergeni, sen kimsin bana kafir diyorsun? ulan dürzü, orduna sırpları toplamışsın, bana kafir diyecek adam sen misin? bizim ordunun askeri müslüman, babaları da müslüman, dedeleri de müslüman. sen seninkilerin dönmeliğini bir açıkla hele, sonra gel kafir de dalyarak. ya bak olm git akıllı ol, öğrendim zaten bir sikim gücün falan yokmuş, gelir kalbini kırarım gerek yok. siktir git frenkle mrenkle uğraş beni uğraştırma. yaptığın hareketi anla, gel abinden özür dile, ondan sonra git hadi gavurla savaş ağzını yüzünü sikmeyim. bak alttan alıyorum elimi öpersen barışırız, zaten senden büyüğüm, hem yaşça hem güç olarak, uzatma saçma sapan şeyler söyleme.

    tabii yıldırım bayezid bunların üzerine cidden oturup "ben ne halt yiyorum acabağ" demek yerine iki misli ağır konuşmaya başlayınca (ana bacı ve namus-karı kız) timur artık bu ergenin karşısında dayanamaz hale gelmiştir. ha olayın başı da 2 tane herif ha. timur'a isyan etmiş 2 herif osmanlı'ya sığınıyor, bu mal yıldırım da kendince hami olacak ya işte, vermem de vermem diyor. tıpkı gerizekalı abbasi halifesinin 3 kuruş altını veremeyip illa savaş istemesi gibi, bu da 2 adamı veremeyip illa ülkeye sokturdu.

    başı bu şekilde olan timur-bayezid mektuplaşmalarının en son kısmı tarihteki sayılı geri viteslerden birini içerir. yumurta göte dayandığında yıldırım "ya timur ağabey hani biliyon karamanlar bizi hiç sevmiyor ya hani, ha işte ağbi bunlar şeyapmışlar, senin yolladığın elçileri kaçırmış bunlar tamam mı, ondan sonra bu mektupları almış değiştirmişler tamam mı, böyle bana mektubun değişmiş hali bir geldi bana ana bacı kaymış gibi yazmışsın ama hep karamanın halt yemesiymiş ağbi bi yanlış anlaşılma olmuş sanırsam :s" demiş ama bu mektuba karşı karşılığı şu olmuştur: http://i.imgur.com/rr5hs4b.png

    timur'un yıldırım'a nasıl muamele ettiği hakkında pek çok söylenti olmasına rağmen mektuplaşmalara ve timur'un genel hareketlerine bakacak olursak büyüklük yaparak aşağılamaması daha bir mantıklıdır. çünkü kalan tüm hikayeler genelde işin osmanlı tarafından tarihçilerce anlatılır ve bu yüzden aşırı derecede şüphelidir.

    timur, bilinmesi gereken adamlardan biridir tarihte. ama boktan bir osmanlı padişahına ayrılan süre kadar süre ayrılmaz timur'a hiç. doğuşundan batışına kadar mükemmel bir serüveni olan, azıcık uğraşsan "hiçbir zaman pes etme" temalı kişisel gelişim kitabı yazdıracak bir hikayesi vardır. timur'u anlatırken bu hale nasıl geldiği hiç düşünülmez ve bilinmez de direkt yıldırım'ın karşısındaki halinden başlar hikayeler.

    en başta da dediğim gibi, tüm bunlar utançtır. bir gün umarım doğru düzgün tarih anlatılır da kendisine ihanet etmemiş oluruz. ihanet edenlere napıyor biliyoruz yani, sakata gelmemek lazım.

    şunu da ekleyeyim: aksak temir
  • cumhurbaşkanlığı armasındaki 16 türk devletten biri olan timur imparatorluğunun atarlı kurucusu.

    türk lafına alerjisi olan arap hayranı yalamalar pek sevmezler.
  • 19 haziran 1941'de sovyet antropolog mikhail gerasimov, timur'un bedenini inceledi. ancak timur'un mezarını açmadan önce protestolarla karşılaşmıştı ve mezarın lanetli olduğuna dair geniş bir inanış vardı. anıt mezarında "her kim olursa olsun timur'un mezarını deşerse ülkesine savaş şeytanlarının dolacağını" söyleyen bir yazı vardı. gerasimov mezarı açtıktan 3 gün sonra 22 haziran 1941'de nazi almanyası sovyetler birliğine savaş ilan etti. timurun iskeleti sscb yi dolandıkça milyonlarca rus savaşta hayatını kaybediyordu. bu felaketin ancak kemikler yeniden yerine konulursa son bulacağı söylenince timurun kemikleri 1945 te yeniden mezarına konuldu ve 2.dünya savaşı son buldu.

    sonuç itibariyle bu bi mit inanmak isteyene..
  • tabi ki hissemizi de almalıyız. (kısaltarak naklediyorum)
    timurlenk bir ülkeyi işgal eder, bir müddet sonra halk ile ilgili istihbarat ister.
    gelen haberde, halkın çok düşünceli olduğu belirtiliyor.
    timurlenk, çok düşünen halkın tehlikeli olabileceğini söyleyerek, baskı ve zulümün artırılarak devam etmesini emreder.
    bir müddet sonra ikinci istihbaratı ister.
    gelen haberde, halkın çok çalıştığı yazılı.
    timurlenk, çok çalışan bir halkın da tehlike arzedebileceğini belirterek, zam, zulüm ve baskıların yine arttırılarak sürdürülmesini emreder.
    üçüncü istihbaratı ister, gelen haberde, halkın eğlenceye daldığı, birbirinin üzerine atladığı, zil takıp oynadığı, velhasıl zevk-u sefaya daldığı yazılı.
    timurlenk son emrinde:
    hah şimdi oldu, birakin iplerini, artik bunlardan ne tehlike gelir ne de bir talep...
  • türk milletini gördüğü ve görebileceği en büyük askeri komutan, devlet adamı başbuğ... 8 nisan 1336 tarihinde özbekistan'ın şehr-i sebz denilen bölgesinde dünyaya geldi. babası barlas beyi turagay, annesi tekine hatun'du. timur, sağ ayağı aksak şekilde yürüdüğü için kendisine farsça timurlenk, türkçe olarak ise aksak timur denilmekteydi.

    barlas boyu orta asya'dan gelmiş bir türk kavmiydi. o dönemde barlas boyu çağatay hanlığı'na bağlıydı.
    timur'un babası 1360 yılında hayatını kaybetti, onun yerine geçen amcası hacı barlas da 1361'de öldürüldü. timur ise o dönemde 25 yaşlarındaydı.

    timur 25 yaşlarındayken çağatay hanlığı valilerinden kazgan han'ın emrine girerek büyük bir birliğin komutanı oldu. vali kazgan han timur'u kızı olcay türkan'la evlendirdi. sonrasında kazgan han pusuya düşürülüp öldürüldü ve bunun üzerine timur harekete geçip savaş başlattı ve o kişileri öldürdü. bu başarılarından dolayı çağatay hanı onu kendi hizmetine alarak tümen beyi olarak görevlendirdi.
    1370 senesinde timur, belh şehrinde tam bağımsız bir hale geldi. cengiz hanedanından faydalanmak için çağatay sülalesinden soyurgatmış han'ı tahta çıkardı. timur, dışardan yeni hükümdara bağlı gözüküyordu fakat mutlak hükümdardı.

    belh'te toplanan kurultay, timur'a ''sahib kıran'' ve ''kutbeddin'' unvanlarını verdi. timur bir süre sonra başkenti belh'ten semerkant'a taşıdı. bu dönemde birçok bölgeye başarılı seferler düzenledi.
    1371-1377 seneleri arasında harezm'e üç, moğolistan'a iki sefer yapan timur, 1378 senesinde birinci altın ordu seferi ile adını tüm dünyaya duyurdu.

    timur 1390-1391 seneleri arasında yeniden altın ordu seferi'ne çıktı. bu sefere çıkılmasının sebebi altın ordu hükümdarı toktamış han'ın vefasızlığıydı. timur, toktamış han'ı desteklemiş, onun düşmanlarını bertaraf etmişti. toktamış han ise bu destek sayesinde güçlenince timur'a karşı isyan etmişti.

    bu seferinde doğu avrupa'ya hakim olan toktamış'ı yıkmak için onun bütün ülkesini ele geçirmek zorunda kalan timur, rusya'nın güçlenerek yayılmasına yol açmıştı. bugün rusya varsa timur sayesinde var... ruslar küçük knezlikler halinden büyük bir imparatorluğa bu şekilde geçtiler

    timur, 1401 senesine kadar yapılan dört seferle ırak ve güney anadolu, 1398-1399 seferleriyle delhi sultanlığı'nı, 1401-1402 seferleriyle de suriye'yi fethetti.

    1402 senesinde ankara savaşı'nda, yıldırım bayezid'i yenerek osmanlı devleti'ni 11 sene sürecek fetret devri'ne soktu. ortaçağın en büyük savaşı olarak kabul edilir.
    timur osmanlı ordusunu dağıtmış ve beyazıt'ın oğullarına menşur vermiştir. padişahı esir almış ve semerkanta götürmüştür.
    muharebede iki ordunun asker sayıları hakkında farklı iddialar mevcuttur.osmanlı ordusu, ismail hakkı uzunçarşılı'ya göre 70. 000'dir.
    solakzade mehmed hemdemî'ye göre 90.000 joseph von hammer-purgstall'a göre 120.000 kişidir. timur'un ordusundaki asker sayısı ise; 140.000'dir.
    gibbons'a göre ankara muharebesi; kosova ya da niğbolu muharebesi gibi kazanan ya da kaybeden ulusun kaderini etkilemediği için, tarihin akışını değiştirecek muharebeler arasında yer almadı.

    girdiği savaşları kaybetmeyen ender komutanlardan biri olan timur, hepsi zaferle sonuçlanan 17 sefer düzenledi.
    büyük bir stratejist olan timur, 300 kişilik bir kuvvetle 10 bin kişilik bir orduyu yenmiştir.
    timur, 1405 tarihinde kazakistan'ın otrar bölgesinde çin'e sefere giderken 69 yaşında kulunç hastalığı sebebiyle hayata gözlerini yumdu. cenazesi semerkant'ta bulunan gur-e amir'de defnedildi.

    osmanlıyı tamamen yok edip anadolu coğrafyasına hükmetseydi bugün nasıl olurdu acaba diyor insan?
    ancak timur anadoluda fazla kalamazdı zira 3 sene sonra öldü. timur'un belki de savaş sonrası yaptığı en büyük kötülük bursada bulunan ve o dönem 100 senelik olan osmanlı arşivini yaktırmasıydı. bu arşivin yok edilmesi osmanlı kuruluş dönemi açasından, kaynakları inanılmaz boyutta daraltmıştır. bugün bile ilk osmanlı yılları hakkında yapılan anlatıların çoğusu yalan ve rivayetten ibarettir. meşhur kuruluş hikâyelerinden bahsediyorum.

    atatürk'ün timur'a olan hayranlığı da çok büyüktü. buna istinaden atatürk: ben timur zamanında gelseydim, o’nun yaptığı işleri başaramazdım. o, benim zamanımda gelseydi, yaptıklarımdan daha büyüklerini yapardı." dediği söylenir.
    bir başka kaynakta ise;
    atatürk’ün timur’a özel bir hayranlığı olduğu, çevresinde bulunmuş kişilerin eserlerinde yer aldığı görülür. afet inan, mahmut esat bozkurt gibi onun yakınında bulunma şansı elde etmiş kişilerden bu konuya değinir. mahmut esat bozkurt, kitabının “atatürk ve demir” bölümüne “atatürk demir’i çok severdi. onun kumandanlığına, devlet adamlığına hayrandı denebilir” diye başlamıştır. atatürk’ün ağzından onun: “ben demir zamanında gelseydim onun yaptığı işleri başaramazdım. o benim zamanımda gelseydi, yaptıklarımdan daha çok büyüklerini yapardı” dediğini de aktarmıştır.
    son olarak bozkurt, atatürk’ün yıldırım’la timur’u kıyaslamasını aktarmıştır: 'yıldırım’ı da bir kahraman, bir cihan kahramanı olarak severdi, büyük manevracıdır, fakat demir’in yanında çocuktur, korkusuz bir deli oğlandır' dediği söylenir.

    timur , devasa bir ordu ve devlet oluşturmuştur, çin hariç -ömrü vefa etmedi yiğidimin- hayalindeki her yeri fethetmeyi başarmış biridir. atatürk de muhakkak bu anlamda timur ile bir yakınlık hissetmiştir. atatürk : “demir de, atatürk de yoktan devlet kuran türk çocuklarıdır. tabiatlarında ne kadar benzerlik var...” diye yazmıştır..

    o müthiş bir deha ve stratejistir. türk tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük askeri dehasıdır onu herhangi bir padişahla ya da başka bir kralla karşılaştırmak mantıksızlıktır. ruhun ve yerin uçmağ olsun büyük başbuğ...

    edit: timur'un ankara savaşı'ndan sonra yanında götürdüğü kişi oğlu şehzade mustafa olacak beyazıt değil.
  • age of empires oynasa kafası karışırdı heralde.. "ulan türk mü seçsem moğol mu, e hun da atamız amına koyim. lan lan bu perslerde de fil varmış ya la!"
  • osmanlı hükümdarı yıldırım bayezit'ı bozguna uğrattığı ankara savaşı'nda kullandığı fil müfrezelerinin komutanı, isin buga idi. bu generalin ismi sonradan halk arasında esenboğa'ya evrilmiş, bu isim de altı yüz yıl önceki savaşın olduğu ovaya yapılan ankara havalimanının ismi olmuştur.
  • iyi bir müslümandır ancak bizim sultanların tersine orta asya türk yasalarına göre yaşamış ve imparatorluğunu idare etmiştir. anladığım kadarıyla, müslümanlarla savaşmasının nedeni dinsizliği değil, tek hükümdar olması gerektiği düşüncesi idi. kendisine itaat etmesine rağmen yok ettiği devletlerden bu anlaşılabilir. ayrıca müslümanlığını tartışmaya gerek yok, peygamberin torununu öldürttü diye yezidin mezarına ordusunu işettirmiştir. bu bağlamda yobazların bakış açısıyla en az osmanlı padişahları kadar müslümandır. türk oğlu türk olduğunu ise osmanlı'ya timur'u tercih eden(şakirtlere göre sırtından vuran) anadolu beyliklerinden anlayabilirsiniz.

    barutun dolayısıyla seyyar topların daha işin içine tam girmediği, osmanlı ordusunun yenilmez armada sıfatını kazanmadığı bir dönemde bayezid'le karşılaştığı için pek şanslıdır. nitekim tarihin gördüğü en güçlü ordulardan biriyle osmanlı'ya balans ayarı vermiştir. getirdiği filler çok abartılır ancak, ilk etapta osmanlıyı şaşırtsalar dahi çabuk bertaraf edilmişlerdir. osmanlı'nın ankara savaşı olmasaydı daha güçlü bir konuma geleceğini düşünmek aptallıktır. bu savaş osmanlı'ya önemli bir ders olduğu gibi, anadolu'da osmanlı'nın baş edemediği bir çok beylik ve izmir'deki gavur tebası yine timur tarafından şamar manyağı yapıldığından, osmanlı'nın bu anlamda ekmeğine yağ sürülmüştür. ayrıca osmanlı devletini yenip batı anadolu'ya kadar ilerlemesine rağmen bu devlete son vermemiş, onun yerine abinizim mesajını vermiştir. hatta bu savaştan önce osmanlı icraatlarını desteklediğini, bizans ve haçlılar'a karşı verdiği mücadelenin gurur verici olduğunu söylemiştir. ben de bu bağlamda soruyorum, timur osmanlı düşmanı değildi de, bayezid mi dayaklık eylemlerde bulunmuştu?
  • 6 şubat 2005 tarihli radikal 2'de nazan özcan'ın hazırladığı, tarihçilerin timurlenk ile ilgili verdiği bilgileri içeren yazı:

    timur, timuri, timur(lu)lar

    delhi'nin fethinden sonra timur'un şöleni, 'zafername'den 1398.

    londra'daki görkemli "türkler" sergisinde timurlara da özel bir yer ayrılması yalnızca yabancıların değil, kimi türklerin de kafasını karıştırdı. bu timur bize öğretilen aksak ve de gaddar timur değil miydi?

    şu sıralar londra'da gerçekten müthiş bir sergi var: "türkler, bin yılın yolculuğu". sergi adından da anlaşılacağı gibi orta asya'dan uygurlar'dan başlayıp 1600'de anadolu'da osmanlılara kadar geliyor. sergi temel olarak dört bölümden oluşuyor. orta asya, türkik bir hanedanın islam dünyasında ortaya çıkışı olarak büyük selçuklular ve tabii anadolu selçukluları ve elbette osmanlı. dördüncü, daha doğrusu aradaki üçüncü kim derseniz hemen söyleyelim: timuri, timurlar ya da timurlular. bu yıllarca tarih kitaplarında okuduğumuz bir dizi bilgiyle en azından uyumlu değil. nereden çıktı bu timurlular? bir ilk yanıtı serginin küratörlerinden nazan ölçer'in hürriyet'ten ihsan yılmaz'la söyleşisinden alalım: ölçer, yılmaz'ın "timur'u biliyoruz ancak timuri dönemi diye bir şey bizi hiç anlatılmadı" sorusu üzerine şöyle cevap veriyor: "tarih kitaplarımızın neyi tam anlattığı tartışılır zaten ama bir gerçek ki timur dönemi timuri adını alacak kadar bir birikime sahip. ... ankara savaşı dolayısıyla osmanlı düşmanı görüp orada bırakmışız. sarayda farsça şiirler yazılırken şah ismail veya timur'un türkçe konuştuğunu unutmuşuz". biz de bir katkımız olur diye timur hakkında bilmediklerimizi, öğretmediklerini tarihçilerimize soralım dedik.

    mete tunçay prof. dr. bilgi üni.
    cumhuriyet dönenimde çeşitli dalgalanmalar oldu. cengiz'e sahip çıkıldı. mesela mehmet akif, 'safahat'inde dalga geçer. "ne oldu sizin cengiz dedenize" diye. "ya sorma, o türk değilmiş" diye orada bir cevap verir. demek ki bir dönem cengiz'e de sahip çıkıldı, sonra ondan da yavaşça vazgeçildi. timur bir bacağı ile cengiz'in torunlarına dayanıyor. ama bu tatar işi çok karışık. tatarlar nedir, türk müdür moğol mudur? muhtemelen melezler. cengiz'in ordusunda birçok türk olduğu biliniyor. diyorsunuz ki, timur bize hiç türk olarak öğretilmedi. fakat hindistan'daki mugallar yani hint moğolları için birçok tarih kitabında hindistan türk imparatorları diye yazar; babürler vs. ve hiç şüphesiz bu büsbütün boş değil. çünkü bunların konuştuğu dil urduca, çağatay lehçesinin bir kolu. dolayısıyla geniş bir bakışla, yani uygurları da içine alan bir bakışla, timur'u da türkik saymak yanlış değil.
    türkçe'nin çeşitli lehçeleri var. kuzey lehçeleri, güney lehçeleri. kıpçak ağzı, moğollarla özdeşleşmiş. cengiz kesin moğol ama cengiz'in oğlu çağatay, türkçe'nin iki ana kolundan birinin başı. türk - moğol ilişkisi tarihte bir hayli kompleks. ama uygurları içine aldıktan sonra timurluları da almasında bir hata yok. türk yerine türkit ya da türki demek daha doğru ama hiç şüphesiz bunların konuştukları diller türk dilleri ailesi.
    böyle bir sergide olmaları bence yerinde. özbekler biz türküz demiyorlar ama biz özbeklere siz türksünüz diyoruz. özbekler doğrudan doğruya timur'un devamı. ve urduca, türk dilinin akrabası. büyük selçukluların resmi dili farsça. onlar farsça konuşan türkler ama adından da anlaşılacağı gibi türk. osmanlı da onun uç beyliğinden gelişmiş. geniş bir türk tanımı içine bunların dahil edilmesinde bir sakınca yok.
    timur'un osmanlı'ya saldırdığı doğru ama aynı dilden, ırktan insanlar birbirleriyle savaşmıyor mu? fransızlarla almanların ataları da aynı soydan geliyor ama tarih içinde savaşmışlar. bu doğal bir şey. hâlâ düşman olarak öğretilmesinin bir nedeni var. altay dillerini konuşan birkaç büyük aile var. en büyüğü bunların türk dilleri. onun dışında moğol dilleri var. ittihatçıların pan türkizm, panturanizm anlayışları var. ittihatçılar turancılığa, pantürkizm'e, bütün türklerin birleştirilmesine yatırım yaptıkları için onlara tepkiyle 'hayır biz pantürkist değiliz' dedik. cumhuriyet pratik politikada pantürkizmi reddetmekle birlikte, kültür politikasında bu geniş tanıma yatırım yaptı.

    cemal kafadar prof. dr. harvard üni.
    ben bize nasıl okutulduğunu tam hatırlamıyorum lisedeyken. ama timur, "50 türk büyüğü" isimli kitapta geçer. hakikaten bildiğimiz kadarıyla timur türk. yalnız timur, cengizilerin damadı. cengiziler moğol. türk-moğol birimleri cengiz'den sonra birbirine karışıyor. kavimlerin değiştiklerini, değişebildiklerini biliyoruz. timur bildiğimiz kadarıyla türk, cengizi ailesinin damadı, o yüzden de meşruiyet iddiası damatlık üzerinden. yazdığı çeşitli önemli resmi mektupların çoğunu gürgen yani damat olarak imzalıyor. cengiz'den sonra, cengiz'in soyu asya'nın birçok parçasında o kadar önemli ve ağır bir meşruiyet iddiası taşıyor ki, ve hatta çoğuna göre meşruiyet taşıyor, kendini oradan meşru kılması çok daha makul. siyasi iddiası cengizi olarak ama timur'un kendi türk.
    timur'a ankara savaşı'ndan dolayı barbar derler. ankara savaşı, bizim biz dediğimiz geçmişe, çok önemli bir çomak sokuyor. gerçi buna da farklı bakanlar var. türkiye'de timur'un türklüğü üzerine çok yazılıp çizildi. ama okullarda ne okutulacağına, kimler karar veriyor o da ayrı bir konu. türklerin birliğinin ne kadar önemsendiğine de bağlı böyle şeyler. çünkü türkler tek çizgisel tarihin taşıyıcısı kavimdir gibi anlatılırsa, bu tür çatışmaları farklı açıklamak gerekir. o zaman timur'u türk yapmak zorlaşır. ama türklerin de zaman içinde çok çatıştığı konusunda rahatsanız, timur'un da türk olacağını inkar etme gereği duymazsınız. o devirde, etnik farklar ulus-devlet çerçevesinde biçimlenmediği için, cengiz'in etrafındaki yönetici kadronun ve ordularının bol sayıda türk içerdiğini biliyoruz. hatta o dönemde türkler biraz daha okumuş olduğu için cengiz'in ve ailesinin kadroları içinde türklerin çok ciddi büroktarik roller oynamış olması son derece makul. timurlular kelimesini kullanırlar ama timuri de denebilir. tarih içinde ikisi de kullanılmış. ankara savaşı'ndan sonra anadolu beyliklerinin dağılmasını değil, tam tersine anadolu beyliklerinin yeniden kurulmasını sağlıyor timur. anadolu birliğinin dağılmasına sebebiyet veriyor. timur'dan önce yıldırım beyazıd değişik beylikleri, osmanlı devleti'nin içine alarak, ezerek, eriterek şu ya da bu şekilde bir birlik tesis etme yoluna gidiyor. iyi ya da kötü. timur ise cengizilerden gelen meşruiyet iddiası dolayısıyla, anadolu'daki beyliklerin hamisi olarak görüyor kendisini.
    osmanlı'yı sahiplenirseniz, timur'u kötü adam olarak görürsünüz. sanırım, biz osmanlıların bilhassa kuruluş dönemini ve parlak dönemini hiç reddetmedik. anadolu'da siyasi birliğin oluşumu cumhuriyet tarihçiliği tarafından hep olumlu addedilmiştir. o çerçevesinde bakılınca timur bir çıban başı olarak görülebilir. sergide kültürel anlamda yer almasında hiçbir sakınca yoktur. timurlular yani timur'dan sonra gelenler dediğimizde, bunların sarayında türkçe konuşulduğunu, farsça'nın yanı sıra bir kültür dili olarak kullanıldığını, birçok yazma eser üretildiğini biliyoruz. hint-moğol ya da türkiye'de babürlüler denilen, babür de soyunu haklı olarak timur'a getirir. o da kendi anılarını yazdığında çağatay türkçesi ile yazmış. saray ve kültür dili, türkçe'nin çokça kullanıldığı birimler. türklerin tarihini türkçe'nin bir kültür dili olarak kullanımı üzerinden anlatacak olursak, ki bu bence bu haksız bir yaklaşım olmaz, timurluların orada önemli bir rolü var hakikaten.

    hakan erdem doç. dr. sabancı üni.
    kitapların bazılarına bakarsanız, timur için türk - moğol diye de söyleniyor. o bilgi var. tamamen de saklı değil. en son ders kitaplarında nasıl öğrettiklerin ben de bilmiyorum. türk diye öğretiyorlar ama bir uygarlık kurmuş bir adam değil de, barbar, vahşi gibi öğretiyorlar. hem timuri olur hem timurlular denebilir.
    karışıklık şuradan kaynaklanıyor. timur'un içine çıktığı siyasi teşekkül çağataylılar denen bir grup insan. cengizhan'ın büyük moğol imparatorluğu dörde ayrıldıktan sonra orta asya'daki kısmına çağataylılar deniyor ve cengiz han'ın sülalesinden gelen insanlar yönetiyor. timur buradaki göçebeler arasında yükseliyor. fakat kendisi cengizhan'ın soyundan gelmiyor. onu belirtmek lazım. kendi kabilesinin adı barlas. oysa kendine han diyebilmesi için cengizhan sülalesinden gelmesi gerekiyor. cengizhan sülalesinden gelmiyor, dolayısıyla cengizhan sülalesine ancak damat oluyor. ve kendisine emir küregen deniyor, yani damat. timur bir türlü han unvanını alamamış bir yönetici çağatay hanlığı içinde. politik meşruiyet açısından moğol geleneklerine giden fakat dil açısından da türkleşen insanlar bunlar. fakat birtakım etnik moğollar da türkçe konuşmaya başlıyor ortaasya dünyasında. biz buna türk - moğol sentezi diyoruz. timur bu türk - moğol sentezinin yapıldığı dünyanın içinde yükselen bir insan. dolayısıyla timur'a, türktür, moğoldur demek yanlış. fakat bu insanı şöyle görmek gerekiyor. 1330'lu yıllarda bir savaş şefi, kendi kendini yetiştiriyor, önemli bir aileden geliyor, aile kabilesi o sırada türkçe konuşuyor, moğollukla bir alakası yok, ama devletin gelenekleri moğol. bu yüzden türk-moğol deniyor. ankara savaşı aslında osmanlılar ile uzaktaki türk-moğol dünyası arasında bir meşruiyet savaşı. başarısız oluyor osmanlılar. dolayısıyla en erken osmanlı kaynaklarından itibaren timur için çok kötü laflar kullanılıyor. zalimdi, gaddardı vs. 1390'larda yazılan ahmedi diye bir kaynakta, ki kendisi görgü tanığı, şair ahmedi "bu adamın yaptıkları vahşettir" diyor. osmanlılar açısından gelen kaynaklar ta 14. yy'dan itibaren timur-u gaddar diyorlar. fakat özbekler için timur milli kahraman. bu tamamen bakış açısıyla ilgili. fakat bunu söylemek rahatlıkla mümkün. yıldırım beyazıd'la timur, karşı karşıya geldiklerinde birbirlerini tercüman olmadan anlayabiliyorlar. aynı kültür dairesine mensuplar. dil, kültür, giyim kuşam, savaş tarzı olarak çok benziyorlar. bu anlamda baktığınız zaman aynı kültür dünyası içinde bir savaş gibi. buradaki sergide, türkler aslında bu şifre gibi. ille etnik olan türklerin ürettiği eserler demek değil. bozkırda, benzer kültür dairesine ait insanların ürettiği eserler demek isteniyor, dolayısıyla böyle bir sergide olması çok yerindedir.
    şu anki resmi tarihin de böyle olmasının sebebi ilk osmanlı eserleridir. çünkü erken osmanlı kroniklerindeki bilgi, osmanlı imparatorluğu döneminde okutulan bilgi haline geliyor, dolayısıyla cumhuriyet'e de geçiyor. ama 1931 yılında maarif vekaleti'nin hazırladığı tarih kitabına bakarsanız, timur için çok kötü konuşulmaz. erken cumhuriyet, timur'a daha fazla saygı göstermiştir. osmanlı döneminde ise hanedanın can düşmanı.

    selçuk esenbel prof. dr. boğaziçi üni.
    türk kelimesini modern milli kimlik gibi almamak lazım. bu kültürel bir kimlik, bir dil kimliği. bence bu serginin bir özelliği de bu. dikkat ederseniz türkleri bir siyasi tarih serüveninin kurucuları olarak göstermiyor. bir medeniyetler tarihinin yürütücüsü olarak gösteriyor. uygurlar bir kere budist. yani uygurlular ile osmanlılar arasında derin bağlar yok. bu belirgin bir şey. bir kere dinler ayrı, bölge ayrı. ama türkçe kökenli bir dil konuşuyorlar. bu ölçüde de bir medeniyet kuruculuğu serüveninin aktif aktörleri. o bakımdan sergi ilginç. sonuçta hem timur, hem uygurlar, hem osmanlılar, hem selçuklular siyasi olarak her zaman aynı çizgi içersisinde yürüyemez, bu mümkün değil. ama ona rağmen belli bir türk kültürünün taşıyıcıları bu insanlar. ve çok değişik medeniyetler içinde de gayet dinamik yaratıcılıklarda bulunmuşlar, ilginç olan o. yani tekdüze bir kültürü götürmüyorlar. bunu herkes yapmaz. bütün bunların hepsi aynı tipte türk mü? hayır değil. ama bir dil birliği var, bir ölçüde çok geniş anlamda bir aidiyet söz konusu ama bunu çok homojen bir şekilde görmemek lazım. hele hele bugünkü anlamda yani ulus-devlet anlamında değil. kültürel bağ görebiliriz, o çok önemli. ankara ovasındaki savaşta yıldırım'ın yanında olan bazı türkmenler, timur tarafına, belki kendilerine daha yakın olduğunu düşünüp, geçmişlerdir. savaşın kaybedilmesinin sebeplerinden biri budur. öte yandan hıristiyan kulları son damlasına kadar savaşıp yıldırım'ı müdaafa etmişlerdir. demek ki milliyet meseleleri bu kadar önemli değildi.

    ekber işik eğitim sen 3 nolu şube bşk.
    savaşçı olduğu için, istilacı ve acımasız yanı ortaya çıkartılır timur'un. milli eğitim'in temel amaçlarından biri milli değer ve duyguları esas almaktır. bize pedagoji eğitimi alırken hocalarımız şöyle demişti: mümkün olduğu kadar öğrencinin üzerinde kırılmaya neden olacak, türklüğünden dolayı gururunu incitecek şeyleri aktarmamak lazım. tarih gerçek de olsa onlar hep ayıklanır. türkler hep güçlü, cesur, atılgan, savaşçı ve ayrıca hep haksızlığa karşı mücadele etmiş, hiç haksızlık yapmamış gibi bir anlatımımız var. timur'u da anlatırken biraz türk deriz ama bir taraftan da cengizhan'dan dolayı böyle diyoruz. şimdi de telkinlerde farklılık yok sanıyorum. bu telkinler devletin merkezi politikalarının içinde. irkçı şoven, milliyetçi bir anlayış özellikle tarih kitaplarından gitmeli, mevcut öğrenciler de düşmanlık, kin, nefret duygularıyla bir eğitilmemeli.

    ali ihsan kiliç tarih öğretmeni
    ben liselere giriyorum. liselerde, türk ya da olmadığı konusunda kesinlik yoktur diye öğretiyorum. ama bazı arkadaşlarımız türktür diye ifade ediyorlar, kaynaklara göre. kimileri de sahiplenmek istiyor. liselerde okutulan "genel türk tarihi" diye bir ders var. orada timur'un türk olduğunu, yıldırım beyazıd'la olan çatışmaları, anadolu topraklarını ele geçirmek istediği, sivas ve kayseri'yi ele geçirmesini anlatır. aslında bu iki hükümdarın istediği şey asya türk islam imparatorluğunu ele geçirmek, doğru neden olarak kabul edilmelidir ama kitaplarda bu yer almaz. savaşın temel sebebi budur. niye yazılmaz? resmi tarih biraz abartı ve hikâyeye yönelik olduğu için yazmıyorlar. bunu yazan arkadaşlarımız var ama talim terbiye kurulu'ndan geçmiyor.
hesabın var mı? giriş yap