• esir ettiği yıldırım bayezid'in karısına -kim ve hangisi olduğunu anımsayamadım, eşleri için (bkz: #9550551)- yıldırım'ın gözleri önünde tecavüz etmiş olmasıyla da meşhur bir zattır.
    çok pislik herifmiş. yıldırım'ı bir kafese kapatıp kent kent dolaştırarak teşhir ettiği, ve sonunda padişahın kafayı sıyırmak suretiyle öldüğü anlatılır...
    zamanın ötesinden edit: yahu kardeşim adam bir çıkmış semerkant diyarından, yedi düveli inletip talan etmiş. o vakitler bilinen ne kadar uygarlık varsa yarısının amına koymuş. ne diyecektim? "mahmut" mu diyecektim "en asil duyguların insanıdır" mı?
  • ibni haldunu da esir almış olan türk lider.timur onun bilgisine ve zekasına hayran oldu. onunla sohbetler yaptı. hatta bu karşılaşmanın timur'u istila fikrinden vazgeçirdiği söylenir. yani bir nebze de olsa laftan anlarmış kendileri.
    arapların çükünü kesmeden çekilen timur acaba gerçekten söz mü dinledi yoksa başka işleri mi vardı merak konusudur.
    yine ibni haldun'un nasrettin hoca tarzı, timurla görüşmeye gidişi ve esir edilişi şeklinde farklı bilgiler mevcut. ama her halukarda taşak ister böyle bir görüşme.
    eserindeki genel dünya tarihi bölümünde, özellikle türk tarihine geniş bir bölüm ayırdı. bu bölümde : "bu türklerin dünyadaki milletlerin en büyüğü olduğunu ve beşer cinsleri arasından onlardan başka ayrıca büyük bir cinsin bulunmadığını bil" diyerek okuyucunun dikkatini çekiyordu. yaw acaxba o görüşmede kim konuştu,kim dinledi bilemiyorum.
  • 6 şubat 2005 tarihli radikal 2'de nazan özcan'ın hazırladığı, tarihçilerin timurlenk ile ilgili verdiği bilgileri içeren yazı:

    timur, timuri, timur(lu)lar

    delhi'nin fethinden sonra timur'un şöleni, 'zafername'den 1398.

    londra'daki görkemli "türkler" sergisinde timurlara da özel bir yer ayrılması yalnızca yabancıların değil, kimi türklerin de kafasını karıştırdı. bu timur bize öğretilen aksak ve de gaddar timur değil miydi?

    şu sıralar londra'da gerçekten müthiş bir sergi var: "türkler, bin yılın yolculuğu". sergi adından da anlaşılacağı gibi orta asya'dan uygurlar'dan başlayıp 1600'de anadolu'da osmanlılara kadar geliyor. sergi temel olarak dört bölümden oluşuyor. orta asya, türkik bir hanedanın islam dünyasında ortaya çıkışı olarak büyük selçuklular ve tabii anadolu selçukluları ve elbette osmanlı. dördüncü, daha doğrusu aradaki üçüncü kim derseniz hemen söyleyelim: timuri, timurlar ya da timurlular. bu yıllarca tarih kitaplarında okuduğumuz bir dizi bilgiyle en azından uyumlu değil. nereden çıktı bu timurlular? bir ilk yanıtı serginin küratörlerinden nazan ölçer'in hürriyet'ten ihsan yılmaz'la söyleşisinden alalım: ölçer, yılmaz'ın "timur'u biliyoruz ancak timuri dönemi diye bir şey bizi hiç anlatılmadı" sorusu üzerine şöyle cevap veriyor: "tarih kitaplarımızın neyi tam anlattığı tartışılır zaten ama bir gerçek ki timur dönemi timuri adını alacak kadar bir birikime sahip. ... ankara savaşı dolayısıyla osmanlı düşmanı görüp orada bırakmışız. sarayda farsça şiirler yazılırken şah ismail veya timur'un türkçe konuştuğunu unutmuşuz". biz de bir katkımız olur diye timur hakkında bilmediklerimizi, öğretmediklerini tarihçilerimize soralım dedik.

    mete tunçay prof. dr. bilgi üni.
    cumhuriyet dönenimde çeşitli dalgalanmalar oldu. cengiz'e sahip çıkıldı. mesela mehmet akif, 'safahat'inde dalga geçer. "ne oldu sizin cengiz dedenize" diye. "ya sorma, o türk değilmiş" diye orada bir cevap verir. demek ki bir dönem cengiz'e de sahip çıkıldı, sonra ondan da yavaşça vazgeçildi. timur bir bacağı ile cengiz'in torunlarına dayanıyor. ama bu tatar işi çok karışık. tatarlar nedir, türk müdür moğol mudur? muhtemelen melezler. cengiz'in ordusunda birçok türk olduğu biliniyor. diyorsunuz ki, timur bize hiç türk olarak öğretilmedi. fakat hindistan'daki mugallar yani hint moğolları için birçok tarih kitabında hindistan türk imparatorları diye yazar; babürler vs. ve hiç şüphesiz bu büsbütün boş değil. çünkü bunların konuştuğu dil urduca, çağatay lehçesinin bir kolu. dolayısıyla geniş bir bakışla, yani uygurları da içine alan bir bakışla, timur'u da türkik saymak yanlış değil.
    türkçe'nin çeşitli lehçeleri var. kuzey lehçeleri, güney lehçeleri. kıpçak ağzı, moğollarla özdeşleşmiş. cengiz kesin moğol ama cengiz'in oğlu çağatay, türkçe'nin iki ana kolundan birinin başı. türk - moğol ilişkisi tarihte bir hayli kompleks. ama uygurları içine aldıktan sonra timurluları da almasında bir hata yok. türk yerine türkit ya da türki demek daha doğru ama hiç şüphesiz bunların konuştukları diller türk dilleri ailesi.
    böyle bir sergide olmaları bence yerinde. özbekler biz türküz demiyorlar ama biz özbeklere siz türksünüz diyoruz. özbekler doğrudan doğruya timur'un devamı. ve urduca, türk dilinin akrabası. büyük selçukluların resmi dili farsça. onlar farsça konuşan türkler ama adından da anlaşılacağı gibi türk. osmanlı da onun uç beyliğinden gelişmiş. geniş bir türk tanımı içine bunların dahil edilmesinde bir sakınca yok.
    timur'un osmanlı'ya saldırdığı doğru ama aynı dilden, ırktan insanlar birbirleriyle savaşmıyor mu? fransızlarla almanların ataları da aynı soydan geliyor ama tarih içinde savaşmışlar. bu doğal bir şey. hâlâ düşman olarak öğretilmesinin bir nedeni var. altay dillerini konuşan birkaç büyük aile var. en büyüğü bunların türk dilleri. onun dışında moğol dilleri var. ittihatçıların pan türkizm, panturanizm anlayışları var. ittihatçılar turancılığa, pantürkizm'e, bütün türklerin birleştirilmesine yatırım yaptıkları için onlara tepkiyle 'hayır biz pantürkist değiliz' dedik. cumhuriyet pratik politikada pantürkizmi reddetmekle birlikte, kültür politikasında bu geniş tanıma yatırım yaptı.

    cemal kafadar prof. dr. harvard üni.
    ben bize nasıl okutulduğunu tam hatırlamıyorum lisedeyken. ama timur, "50 türk büyüğü" isimli kitapta geçer. hakikaten bildiğimiz kadarıyla timur türk. yalnız timur, cengizilerin damadı. cengiziler moğol. türk-moğol birimleri cengiz'den sonra birbirine karışıyor. kavimlerin değiştiklerini, değişebildiklerini biliyoruz. timur bildiğimiz kadarıyla türk, cengizi ailesinin damadı, o yüzden de meşruiyet iddiası damatlık üzerinden. yazdığı çeşitli önemli resmi mektupların çoğunu gürgen yani damat olarak imzalıyor. cengiz'den sonra, cengiz'in soyu asya'nın birçok parçasında o kadar önemli ve ağır bir meşruiyet iddiası taşıyor ki, ve hatta çoğuna göre meşruiyet taşıyor, kendini oradan meşru kılması çok daha makul. siyasi iddiası cengizi olarak ama timur'un kendi türk.
    timur'a ankara savaşı'ndan dolayı barbar derler. ankara savaşı, bizim biz dediğimiz geçmişe, çok önemli bir çomak sokuyor. gerçi buna da farklı bakanlar var. türkiye'de timur'un türklüğü üzerine çok yazılıp çizildi. ama okullarda ne okutulacağına, kimler karar veriyor o da ayrı bir konu. türklerin birliğinin ne kadar önemsendiğine de bağlı böyle şeyler. çünkü türkler tek çizgisel tarihin taşıyıcısı kavimdir gibi anlatılırsa, bu tür çatışmaları farklı açıklamak gerekir. o zaman timur'u türk yapmak zorlaşır. ama türklerin de zaman içinde çok çatıştığı konusunda rahatsanız, timur'un da türk olacağını inkar etme gereği duymazsınız. o devirde, etnik farklar ulus-devlet çerçevesinde biçimlenmediği için, cengiz'in etrafındaki yönetici kadronun ve ordularının bol sayıda türk içerdiğini biliyoruz. hatta o dönemde türkler biraz daha okumuş olduğu için cengiz'in ve ailesinin kadroları içinde türklerin çok ciddi büroktarik roller oynamış olması son derece makul. timurlular kelimesini kullanırlar ama timuri de denebilir. tarih içinde ikisi de kullanılmış. ankara savaşı'ndan sonra anadolu beyliklerinin dağılmasını değil, tam tersine anadolu beyliklerinin yeniden kurulmasını sağlıyor timur. anadolu birliğinin dağılmasına sebebiyet veriyor. timur'dan önce yıldırım beyazıd değişik beylikleri, osmanlı devleti'nin içine alarak, ezerek, eriterek şu ya da bu şekilde bir birlik tesis etme yoluna gidiyor. iyi ya da kötü. timur ise cengizilerden gelen meşruiyet iddiası dolayısıyla, anadolu'daki beyliklerin hamisi olarak görüyor kendisini.
    osmanlı'yı sahiplenirseniz, timur'u kötü adam olarak görürsünüz. sanırım, biz osmanlıların bilhassa kuruluş dönemini ve parlak dönemini hiç reddetmedik. anadolu'da siyasi birliğin oluşumu cumhuriyet tarihçiliği tarafından hep olumlu addedilmiştir. o çerçevesinde bakılınca timur bir çıban başı olarak görülebilir. sergide kültürel anlamda yer almasında hiçbir sakınca yoktur. timurlular yani timur'dan sonra gelenler dediğimizde, bunların sarayında türkçe konuşulduğunu, farsça'nın yanı sıra bir kültür dili olarak kullanıldığını, birçok yazma eser üretildiğini biliyoruz. hint-moğol ya da türkiye'de babürlüler denilen, babür de soyunu haklı olarak timur'a getirir. o da kendi anılarını yazdığında çağatay türkçesi ile yazmış. saray ve kültür dili, türkçe'nin çokça kullanıldığı birimler. türklerin tarihini türkçe'nin bir kültür dili olarak kullanımı üzerinden anlatacak olursak, ki bu bence bu haksız bir yaklaşım olmaz, timurluların orada önemli bir rolü var hakikaten.

    hakan erdem doç. dr. sabancı üni.
    kitapların bazılarına bakarsanız, timur için türk - moğol diye de söyleniyor. o bilgi var. tamamen de saklı değil. en son ders kitaplarında nasıl öğrettiklerin ben de bilmiyorum. türk diye öğretiyorlar ama bir uygarlık kurmuş bir adam değil de, barbar, vahşi gibi öğretiyorlar. hem timuri olur hem timurlular denebilir.
    karışıklık şuradan kaynaklanıyor. timur'un içine çıktığı siyasi teşekkül çağataylılar denen bir grup insan. cengizhan'ın büyük moğol imparatorluğu dörde ayrıldıktan sonra orta asya'daki kısmına çağataylılar deniyor ve cengiz han'ın sülalesinden gelen insanlar yönetiyor. timur buradaki göçebeler arasında yükseliyor. fakat kendisi cengizhan'ın soyundan gelmiyor. onu belirtmek lazım. kendi kabilesinin adı barlas. oysa kendine han diyebilmesi için cengizhan sülalesinden gelmesi gerekiyor. cengizhan sülalesinden gelmiyor, dolayısıyla cengizhan sülalesine ancak damat oluyor. ve kendisine emir küregen deniyor, yani damat. timur bir türlü han unvanını alamamış bir yönetici çağatay hanlığı içinde. politik meşruiyet açısından moğol geleneklerine giden fakat dil açısından da türkleşen insanlar bunlar. fakat birtakım etnik moğollar da türkçe konuşmaya başlıyor ortaasya dünyasında. biz buna türk - moğol sentezi diyoruz. timur bu türk - moğol sentezinin yapıldığı dünyanın içinde yükselen bir insan. dolayısıyla timur'a, türktür, moğoldur demek yanlış. fakat bu insanı şöyle görmek gerekiyor. 1330'lu yıllarda bir savaş şefi, kendi kendini yetiştiriyor, önemli bir aileden geliyor, aile kabilesi o sırada türkçe konuşuyor, moğollukla bir alakası yok, ama devletin gelenekleri moğol. bu yüzden türk-moğol deniyor. ankara savaşı aslında osmanlılar ile uzaktaki türk-moğol dünyası arasında bir meşruiyet savaşı. başarısız oluyor osmanlılar. dolayısıyla en erken osmanlı kaynaklarından itibaren timur için çok kötü laflar kullanılıyor. zalimdi, gaddardı vs. 1390'larda yazılan ahmedi diye bir kaynakta, ki kendisi görgü tanığı, şair ahmedi "bu adamın yaptıkları vahşettir" diyor. osmanlılar açısından gelen kaynaklar ta 14. yy'dan itibaren timur-u gaddar diyorlar. fakat özbekler için timur milli kahraman. bu tamamen bakış açısıyla ilgili. fakat bunu söylemek rahatlıkla mümkün. yıldırım beyazıd'la timur, karşı karşıya geldiklerinde birbirlerini tercüman olmadan anlayabiliyorlar. aynı kültür dairesine mensuplar. dil, kültür, giyim kuşam, savaş tarzı olarak çok benziyorlar. bu anlamda baktığınız zaman aynı kültür dünyası içinde bir savaş gibi. buradaki sergide, türkler aslında bu şifre gibi. ille etnik olan türklerin ürettiği eserler demek değil. bozkırda, benzer kültür dairesine ait insanların ürettiği eserler demek isteniyor, dolayısıyla böyle bir sergide olması çok yerindedir.
    şu anki resmi tarihin de böyle olmasının sebebi ilk osmanlı eserleridir. çünkü erken osmanlı kroniklerindeki bilgi, osmanlı imparatorluğu döneminde okutulan bilgi haline geliyor, dolayısıyla cumhuriyet'e de geçiyor. ama 1931 yılında maarif vekaleti'nin hazırladığı tarih kitabına bakarsanız, timur için çok kötü konuşulmaz. erken cumhuriyet, timur'a daha fazla saygı göstermiştir. osmanlı döneminde ise hanedanın can düşmanı.

    selçuk esenbel prof. dr. boğaziçi üni.
    türk kelimesini modern milli kimlik gibi almamak lazım. bu kültürel bir kimlik, bir dil kimliği. bence bu serginin bir özelliği de bu. dikkat ederseniz türkleri bir siyasi tarih serüveninin kurucuları olarak göstermiyor. bir medeniyetler tarihinin yürütücüsü olarak gösteriyor. uygurlar bir kere budist. yani uygurlular ile osmanlılar arasında derin bağlar yok. bu belirgin bir şey. bir kere dinler ayrı, bölge ayrı. ama türkçe kökenli bir dil konuşuyorlar. bu ölçüde de bir medeniyet kuruculuğu serüveninin aktif aktörleri. o bakımdan sergi ilginç. sonuçta hem timur, hem uygurlar, hem osmanlılar, hem selçuklular siyasi olarak her zaman aynı çizgi içersisinde yürüyemez, bu mümkün değil. ama ona rağmen belli bir türk kültürünün taşıyıcıları bu insanlar. ve çok değişik medeniyetler içinde de gayet dinamik yaratıcılıklarda bulunmuşlar, ilginç olan o. yani tekdüze bir kültürü götürmüyorlar. bunu herkes yapmaz. bütün bunların hepsi aynı tipte türk mü? hayır değil. ama bir dil birliği var, bir ölçüde çok geniş anlamda bir aidiyet söz konusu ama bunu çok homojen bir şekilde görmemek lazım. hele hele bugünkü anlamda yani ulus-devlet anlamında değil. kültürel bağ görebiliriz, o çok önemli. ankara ovasındaki savaşta yıldırım'ın yanında olan bazı türkmenler, timur tarafına, belki kendilerine daha yakın olduğunu düşünüp, geçmişlerdir. savaşın kaybedilmesinin sebeplerinden biri budur. öte yandan hıristiyan kulları son damlasına kadar savaşıp yıldırım'ı müdaafa etmişlerdir. demek ki milliyet meseleleri bu kadar önemli değildi.

    ekber işik eğitim sen 3 nolu şube bşk.
    savaşçı olduğu için, istilacı ve acımasız yanı ortaya çıkartılır timur'un. milli eğitim'in temel amaçlarından biri milli değer ve duyguları esas almaktır. bize pedagoji eğitimi alırken hocalarımız şöyle demişti: mümkün olduğu kadar öğrencinin üzerinde kırılmaya neden olacak, türklüğünden dolayı gururunu incitecek şeyleri aktarmamak lazım. tarih gerçek de olsa onlar hep ayıklanır. türkler hep güçlü, cesur, atılgan, savaşçı ve ayrıca hep haksızlığa karşı mücadele etmiş, hiç haksızlık yapmamış gibi bir anlatımımız var. timur'u da anlatırken biraz türk deriz ama bir taraftan da cengizhan'dan dolayı böyle diyoruz. şimdi de telkinlerde farklılık yok sanıyorum. bu telkinler devletin merkezi politikalarının içinde. irkçı şoven, milliyetçi bir anlayış özellikle tarih kitaplarından gitmeli, mevcut öğrenciler de düşmanlık, kin, nefret duygularıyla bir eğitilmemeli.

    ali ihsan kiliç tarih öğretmeni
    ben liselere giriyorum. liselerde, türk ya da olmadığı konusunda kesinlik yoktur diye öğretiyorum. ama bazı arkadaşlarımız türktür diye ifade ediyorlar, kaynaklara göre. kimileri de sahiplenmek istiyor. liselerde okutulan "genel türk tarihi" diye bir ders var. orada timur'un türk olduğunu, yıldırım beyazıd'la olan çatışmaları, anadolu topraklarını ele geçirmek istediği, sivas ve kayseri'yi ele geçirmesini anlatır. aslında bu iki hükümdarın istediği şey asya türk islam imparatorluğunu ele geçirmek, doğru neden olarak kabul edilmelidir ama kitaplarda bu yer almaz. savaşın temel sebebi budur. niye yazılmaz? resmi tarih biraz abartı ve hikâyeye yönelik olduğu için yazmıyorlar. bunu yazan arkadaşlarımız var ama talim terbiye kurulu'ndan geçmiyor.
  • ankara savaşından önce anadoludaki hakimiyet mücadelesi sırasında sivası da kuşatmış ve almış olan bu hükümdarın sivasta yaptığı katliamın etkileri nesillerden nesillere aktarılarak bugüne kadar gelmiştir. bugün dahi kendisine duyulan nefretin etkileri görülebilir. buna neden olan olan olay ise şöyledir: şehri 18 gün şiddetle savunan osmanlı ordusu, daha önce teslim olmayan şehirlerde yapılan katliamları bildiği için savunmadan vazgeçip, şehri kan dökmemek şartıyla kendisine teslim etmiştir. ancak timur, kan dökmeme olayını farklı değerlendirmiş, askerleri diri diri toprağa gömdürmüş, halkı da ayrım gözetmeden atlara çiğnetmiştir. şehirdeki bembeyaz taşlarla örülü selçuklu medreselerini de yaktıran timurlenk, bir rivayete göre bunu beyazlıktan ürken atının ilerlemeyi reddetmesi üzerine yapmıştır. (bu kısımlarda işin içine biraz daha fazla efsane giriyor tabi)
    şehirde yapılan yıkım o kadar büyük olmuştur ki, o dönemde anadolunun en büyük ve önemli şehirlerinden birisi olan sivas, o günden sonra çok uzun bir süre eski canlılığını yakalayamamıştır.
    bunun dışında, timurlenkin dünya tarihindeki önemli yeri yadsınamaz. özellikle altınorda devletini yıkarak rusların önünü açması ve ankara savaşı ile bizansın ömrünü uzatması, dünya tarihinde ciddi öneme sahip olaylardandır. askeri bir deha olduğu da gerçektir.
  • garip bir sekilde osmanlinin tüm düsmanligi , assagilamasi ve kininie ragmen ,osmanli topraklarinda cokca kullanilan ,türlkügü tartisilmasina ragmen ismi, klasik bir erkek ismi olmus bir kaandir.
    bu da timur un oldukca kabullenilmis ve negatif/pozitif destanlarla tarih boyunca tasinmis oldugunu gösterir...ayrica frakli kaynaklarda temur un mogollarin kurucusu oldugu bildiriliyor....belki de timur/temur ismi cok daha eskidir ve belki de birden fazla kez "bir kaan/lider" icin kullanilmistir.
  • filleriyle beraber kalipso krali metin ersoy'un bir sarkisina konu olmus tarihi kisiliktir. timurlenk diyince aklima once, ipincecik sakalli ve sivri hatli bi surat (ki sanirim burda bir filmden etkilendim), ardindan da kafam kadar madalyonu gomleginin bele kadar olan acikligina, killi gogsunun ustune ilistirmis kivrak bir kral, arkasinda da rumba bamba danseden genc kizlar surusu gelir. fillerle bu kizlarin bir alakasi yoktur. ama oyle bir kalabalik teskil ederlerdi ki sahnede, timurlenk'in fil ordusuyla sarki bitiminde ortaligi dagatacagi izlenimine kapilirdiniz. bir yandan kalipso, bir yandan timur, aksak kral, kizlar, filler, kultur cumbusu...
  • adına opera bestelenen tek moğol. (bkz: tamerlano)
  • son derece acimasiz , saldirgan , korkusuz bir hukumdardi. hic bir zaman yaptigi seyden pismanlik duymadigi soylenir. kendisine direnen bir sehir, ulke ya da han asla onun zulmundan kacamazdi. onune cikan her kim olursa olsun yerle bir olurdu. oyle buyuk kıyımlar yapardı ki diger sehirler, ordular karsi koyamazdi. bazen teslim olan sehirleri bile yerlebir etmistir yani sagi solu pek belli olmaz.

    sehirler yerle bir edilmeden once ne kadar sanatkar, zanaatkar,bilim adami, din adami varsa hepsini toplar baskentine* goturur. sehir bir guzel yagmalanir mallarina el konulur ganimetler yuklenir geriye kalan kalan ne varsa insan,bina,hayvan hepsi ama hepsi ayrim gozetmeden yokedilirdi. bunu duyan herkes korkar bir sonraki sehir hemencecik teslim olurdu.kisacasi timur'un en ufak bir ayaklanmaya bir karsi koymaya tahammulu yoktu.

    tum dusmanlarina ibret olsun diye sehirde oldurulenlerin kafalarindan evet kafalarindan kuleler (bildigin kule) olustururdu. bazi sehirlerde arkasindan 10 'larca kule bırakıp gectigi soylenir. bazen bu kıyımlar o kadar ileri giderdiki isfizar 'da iki bin (rakamla 2000) esiri canli canli bir kulenin harcina katmistir. sirf ibret olsun diye.

    bu kadar cani bir adam olmasina ragmen yaninda vahsetten, olumden, tecavuzden konusulmasina izin vermez, boyle garip bir ksiliktir. ne kadar sanatlkar varsa hepsini korumus kollamistir. hem ince ruhlu bir sanatci hem de acimasiz bir cani oldugu soylenir ki bu iki kisiligi bir arada nasil barindirmistir anlayamadim. yikip gectigi sehirleri yeniden yapilandirir yeni binalar, medreseler, sulama kanallari yaptirir oyle birakirdi. tum bu yikimlarina ragmen bir cok sehirde inanilmaz guzellikde eserler birakmistir.

    belki cok bilinmez ama cengiz han'dan daha tehlikeli ve acimasiz bir kisiydi. islam adina turkluk adina hep muslumanlari ve turkleri yok etmistir. fetih politikalari cok gariptir. o donemde asya'da olupda ondan cekmeyen bir turk devleti yoktur.

    ayrica timur icin kan dokmemenin anlami cok farklidir. timur kan dokmeyecegine soz verdi diye sevinen bir cok sehrin ve esirin sonu pek iyi olmamistir. onun kan dokmekten anladigi kafanin ucurulmasidir. kan dokmemek ise sadece esirin atlara cignetilmesidir.

    bu arada ozbekler'in milli kahramanidir. onlarin yaninda timur'a aksak timur, timurlenk gibi sozler soylemeyi hic tavsiye etmem. bu onlarin gozunde ataturk'e hakaret etmek gibi bir sey. onlar emir timur demeyi tercih ederler.
  • atatürk'ün tarihte en sevdiği komutandır
hesabın var mı? giriş yap