• tokalaşmak, eski çağlarda tüm erkeklerin bir silah taşıması ve bunu sağ elleriyle kullanmasından ötürü gerçekleşmiş bir harekettir. bir erkek diğerine dost olduğunu göstermek için sağ elini uzatır ve diğeri de bunu yaparak ellerini, diğerinin silah çekmeyeceğini düşünene kadar, sıkarlardı.
  • insanların üstünlük kurma olarak algıladıkları görülmüştür. kimisi uçak piste iner gibi uzatır elini, sizin eliniz altta kalır, kişinin verdiği mesaj açıktır oysa ezdim seni, işte daha ilk aşamada hakladım. siz elleri yere 90 derece olsun diye bir hamle yaparsınız ama karşınızdaki sıkmıştır bir kere. bin bir gayret diyelim ki eşit duruma getirdiniz elinizi, hop öteki elini sizinkinin üstüne yapıştırıp tost yapar sizinkini... gene yenilmişsinizdir.
  • uzun tutulan vedalaşmalar ve selamlaşmalarda insanı zaman kaybına sokmayan ve de her defasında öpüşmekden daha pratik ve cool bi harekettir,cici kızlar yanaklarından öpülebilir...zencilerin tokalaşmaları el sıkışmanın ötesinde daha atraksiyoneldir kimi zamanda çokça abartı...respect mon!
  • erkekler elini kadınlardan önce uzatmamalıdır.bu kural maalesef en az bilinen görgü kurallarından olup zaman zaman bilinmemesi can sıkar.
  • tokalaştıktan sonra elini hemen pantolonuna silen tip vardır birde. tamam sevmiyorsundur, hoşlanmıyorsundur ama karşıdakine saygısızlıktır en nihayetinde.
  • ülkemizde su ve sabun bulunan yerlerde bile erkeklerin tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamadığı düşünüldüğünde asla yapılmaması gereken eylemdir. mecburen tokalaşırsanız bile ellerinizi ilk fırsatta iyice yıkayın. bir erkek olarak benden uyarması. kadınları bilemem.
  • sevmek dokunmaktir ideolojisi tarafından onerilen karsilasma hareketi.
  • herkesin üzerinde silah taşıdığı eski dönemlerde, karşılaşıp konuşma yapan iki kişi arasında bir nevi güvenlik önlemi için başlamış olan bir davranıştır.

    geçmişte kişiler, silah kullanabilecekleri ellerini birbirine kavuşturarak, karşısındakinin elini sıkıca kavramak sureti ile karşı taraftan gelecek bir saldırıyı engellemek amaçlı olarak tokalaşmak davranışını konuşmaları boyunca sürdürmüşlerdir.

    günümüzde, eskiden taşıyan güvenlik nedenli özelliğini yitirmiş olup, başkaca anlamlar yüklenerek ya da adet yerini bulsun diye sürdürülmektedir.
  • çalıştığım ofiste ısrarla devam etmekte olan çağ dışı sapkınlık.

    bir insanın teklifsizce başka bir insanın ellerine dokunma, ellerini sıkma hatta daha da ileri giderek ellerini okşama hakkı olmamalı. 1 yıldır aynı ofiste çalıştığım insanlar sanki yeni tanışmışız gibi her sabah gelip kurbanlık koyun pazarlığı yaparcasına elimi sıkıyor. günde ortalama 6-7 kez ekstradan ellerimi sabunluyorum. pürüzsüz ellerim bir sene içinde yaşlı ve ciddi insanların elleri gibi oldu. her sabunlama sonrası kremliyorum fakat sabunun verdiği tahribata derman olmuyor hiçbir krem. peki kim bu el sıkma muhipleri cemiyeti üyeleri?

    - portekizli müdür

    bu arkadaş beni işe aldı. aynı ofisteyiz her gün. kaç kez dışarıda takıldık, hatta birçok kez evlerine de gittik, artık el sıkacak bir durum kalmadı. geçen aynı gün içinde elimi iki kez sıktı ve adam yaklaşırken bugün ikinci oluyor dedim fakat bırakın mahcup olmayı, unutmuşum deyip elimi yine de sıktı. geçen maç izlerken alakasız bir şekilde konuyu el sıkmaya getirdi ve farklı departmandan bir çocuğun çok gevşek el sıkıştığına dair bazı sitemlerde bulundu. yönetici olmasının kendisine sağladığı hiyerarşiyi ve yetkiyi kötüye kullanıyor. bu aralar covid pozitif çıktığı için ofiste değil ellerim bir parça rahat.

    - portekizli müdürün ev arkadaşı

    bu arkadaş da bizim şirkette, istisnasız her gün geliyor el sıkmaya bizim ofise. koca koca paralı adamların neden ev arkadaşı olduğu ile ilgili tabii ki her türk'ün aklına gelecek "ulan bunlar lubunya olmasın, bunlar afedersin ibine olmasın he?" gibi çağ dışı düşünceleri asla aklıma getirmedim fakat pek tabii “bunlar acaba eşcinsel münasebetlerde bulunuyor olabilirler mi?” gibi bir düşünce şöyle bi aklımdan geldi geçti yalan yok ve ufak bir araştırma sonrası öyle bir münasebette bulunmadıklarına yüzde doksan dokuz nokta doksan dokuz oranında emin oldum. neden aynı evde yaşadıkları muamma belki de canları istediği zaman birbirlerinin ellerini sıkabildikleri içindir. bizim muzır müdür geceleri atak geçirip uyandırıyodur bu arkadaşı elini sıkmak için, hatta belki uykusunda bile sapkınca bu işi icra ediyor olabilir de ötekinin bundan haberi yoktur.

    - fransız müşteri temsilcisi

    hizmet aldığımız firmanın bizim ofisteki iki temsilcisinden biri. bizi memnun etmek için her gün ofise uğramak zorunda, üşenmiyor üst kattan her gün iniyor aşağıya. gerçi bu arkadaş istanbul’da beş sene yaşadığı için türk kültürüne hakim ve bazen hoşuma gidecek şeyler söyleyerek müşterisini memnun edebiliyor. en az gözüme batan bu arkadaşın tokalaşması.

    - jamaikalı müşteri temsilcisi

    bu kertenkele de her gün istisnasız tüm ofisin elini sıkmaya geliyor. inanılmaz bir kafa sikme potansiyeli ve dillere destan bir kara cehaleti var, dünyadan haberi yok. kendisiyle herhangi bir işimiz yok, kendisinin gerçi işi de yok fakat ortalıkta önemli bir işi varmış gibi elinde defter ve kalemle dolanıyor sürekli ve geçen bana gelip elimi sıkarken hoşuma gideceğini düşünerek habibi dedi, türklerin de arap olduğunu zannediyormuş. habibi senin anandır ulan diyecektim ama tatsızlık çıksın istemedim. maalesef yalnız el sıkıp geçip gitmiyor herkesi en az 5-10 dakika kitliyor. sanırım mesaiyi doldurmak için böyle bir strateji geliştirmiş. bazen o ofise girince ekrana aşırı odaklanmış gibi yapıyorum belki rahatsız etmez diye fakat omzuma tıklayıp illa o eli sıkıyor. ayrıca en sert ve en uzun tokalaşan bu, yani elindeki virüslerin sizin elinize geçtiğinden emin olmadan bırakmıyor asla elinizi.

    - yan departmandaki brezilyalı

    bu çocukla hiçbir muhabbetimiz, işimiz yok ama her gün mesai bitiminden 10 dakika önce neşe içinde yüzünde kaynağı belirsiz ve abartı bir gülümseme ile gelip tek tek hepimizin elini sıkıyor. mesainin bitişini haber verdiği için bir parça sempatik buluyorum fakat yersiz neşesi ve gevşek gülümsemesi beni geriyor. ayrıca ne alaka neden geliyorsun bizim ofise, mesela bunun departmanında sürüyle insan var, onlar gelmiyor. bu güleç oğlan niye geliyor?

    - macar planlama müdürü

    bu herif de yine hiçbir alakamız olmamasına rağmen haftada bir mutlaka gelip elimizi sıkıyor. inanılmaz bir özgüvenle ofise giriyor ve ciddi bir ifade ile kimsenin suratına bile bakmadan tek tek herkesle tokalaşıp gidiyor. bunun altında çalışan biri vardı, onu da yanında getiriyordu el sıkmaya. neyse ki çocuk işten ayrıldı da ofisten bir çift el eksildi.

    - arada bir görünüp kaybolanlar

    bir de böyle bir güruh var, bazılarını yalnızca bir kez görüyorum, elimi sıkıyorlar ve birden yok oluyorlar bir daha görmüyorum. bazılarını ayda yılda bir görüyorum. bazıları asansörde falan yakalayınca asla affetmiyor. geçen biri tuvalette kalkıştı tokalaşmaya ellerim ıslak bahanesiyle aradan sıvıştım.

    artık ciddi anlamda el sıkma fetişi olanlar tarafından ketenpereye getirildiğimi hissediyorum. yalandan bir şirket açmışlar ve bir takım işler dönüyormuş izlenimi veriyorlar fakat esas amaç el sıkmak.
  • gariptir; insanlar yeni tanıştıkları biriyle tokalaşırken atmaları gereken son adımı atmayarak tek ayaklarının üzerinde, karşılarındaki kişiye doğru yetmişbeş derece eğilerek tokalaşırlar.
hesabın var mı? giriş yap