• türkiye'de ilk tramvay, 1896'da konstantin karopano tarafından, azakkapı-beşiktaş hattında işletilmeye başlandı. atlarla hareket edebilen bu tramvay, 1909 yılında elektrikli hale dönüştü ve değişik hatlarda da işletilmeye konuldu. 1914 yılına gelindiğinde, istanbul'daki tramvaylar tamamen elektrikli hale gelmişti. ancak kalabalıklaşan kent yaşamı ne yazık ki tramvayların da sonu oldu. 1960'lı yılların sonuna gelindiğinde artık, dönemin yerel yöneticileri 'demode olduğu gerekçesiyle' raylı sistemlerin kaldırılması yönünde karar aldılar. tramvayların işletmeden kalkacağından söz edilmeye başlandı ve öyle de oldu. 1990 yılına kadar tramvaylar, öykülerde, filmlerde ve eski fotoğraf karelerinde karşımıza çıkıyordu. 1990 yılında, beyoğlu'nda tünel-taksim arasında, yeniden tramvay çalıştırılması için ray döşenmeye başlandı. devamında ise, istanbul'da hafif raylı toplu taşıma sistemi kullanılmaya başlandı. ve ne yazık ki, 1914 yılında 130 kilometre uzunluğunda raylı sisteme sahip olan türkiye'de bugün, tramvay hattının uzunluğu sadece 40 km. taksim-tünel arasında yeniden hizmete giren 2 kilometrelik hat ve 38 kilometrelik metro ve tramvay hattı 90'lı yıllarda yapıldı.
    (kaynak: www.ankaray.com.tr/tanitim.htm)

    tramvayların hizmetten çekilmesinin tarihine bakıldığında; türkiye'de konuyla ilgili en ilginç olay 1950'lerde 130 kilometre uzunluğunda raylı sisteme sahip olan istanbul’da yaşandı. 1955'te 270 araca ulaşan istanbul tramvayı yılda 103 milyon yolcu kapasitesine ulaştı. ancak bu tarihten itibaren minibüs ve taksilerin artmasıyla gözden düşen raylı sistemler, 1961'de avrupa yakasından kaldırılmaya başlandı. 13 eylül 1966'da, dönemin istanbul belediye başkanı haşim işcan, iett genel müdürü saffet gürtav'a talimat vererek 'istanbul'daki bütün rayların sökülmesi' kararını aldırttı. böylece dersaadet tramvay şirketi'nin 1869'da atlı tramvaylarla başlattığı istanbul'un raylı sistem macerası bitmiş oldu. araştırmacı dr. sertaç kayserilioğlu'nun 'dersaadet'ten istanbul'a tramvay' isimli eserinde, tramvay hatlarının iptal gerekçeleri şöyle sıralanıyor: "süratinin az, bakım masraflarının çok olması. yeni vagon alınıp hat açılamaması. motorlu taşıtlar için seyir ve istikâmet engeli çıkarması. güzergâhının sabit olması ve lastik tekerlekli araçlara göre daha sarsıcı olması. katenar sistemli (boynuzlu) olduğu için görüntüyü bozması." kayserilioğlu'nun eserinde tramvay hatlarının iptalinden sonra devreye lastik tekerlekli troleybüslerin girdiği belirtiliyor. (kaynak: www.arkitera.com/haberler/2002/12/16/ray.htm)

    vatman mehmet çobanoğlu'nun geçmişe dair anılarında ismail dümbüllü, safiye ayla gibi ünlülerle yaşadıkları da var: "o zamanlar gazeteciler, yazarlar taşırdık. profesörler vardı. ismail dümbüllü binerdi. tekirdağlı hüseyin pehlivan gelirdi. safiye ayla florya'da bekletirdi otobüsü. onu taksim'e götürüyorduk. şimdi de ünlüler biniyor tabii ki. fikri sağlar bindi mesela bir gün. ama bilet almadı. 'sonra öderiz' dediler ama ne ödeyen var, ne de haber geldi. fikri bey'i görünce, 'buyrun' dedim, "acele işim var, gitmek zorundayım" dedi. "biletiniz var mı?" dedim. "ha o yok işte, ben sana sonra gönderirim" dedi. sonra, yıldırım aktuna geldi bir gün ve selam bile vermeden bindi. bilet sordum. hiç bakmadı. "refahçıların tramvayına bindik diye vatman bizimle konuşmuyor" dedi. ben de ona "ben iş yapıyorum" dedim. bedrettin dalan bey geldi bir gün ve ben işi devralıyordum. bilet almadıklarını gördüm. onlar da taksim'e çıktı, onlardan da istedim. 'bizim için dört bilet kullan' dedi. nurettin sözen geldi bir başka gün ama o bilet alıp attı. yani sadece o bilet aldı." (kaynak: www.tempodergisi.com.tr/ life_style/01123/?printerfriendly=yes)
  • kıpır kıpır, sonuna kadar enerjik genç müzisyenlerden kurulu bir pop/rock grubu. çok iyi eğlendiriyorlar.

    grup üyeleri:

    vokal/keman: ege günay
    saksofon/b.vokal: yiğit albayrak
    elektro gitar: batu akalın
    bas gitar: cansu özkul
    davul: can tüfekçioğlu

    son olarak facebook sayfaları için
  • uzun zamandır izlemeyi ertelediğim filmlerdendi. bugün izledim. epey başarılıydı. -artık kısa cümleler mi kuruyorum nedir?- ayrıca bir gün bu klişe kalıbı kullanacağımı düşünmezdim ama, fırat tanış bu filmdeki performansıyla, oyunculuk dersi vermiş lan. -bu kısmen uzun cümle oldu, rahatladım.- oyunculuk dersi vermek, olsa olsa böyle bir şeydir diye düşünüyorum.

    şimdi filmin bende şöyle bir etkisi oldu; film başladığında gayet rahattım, uzanıyordum; filmin yarısına geldiğimde bağdaş kurup oturmuş olduğumu fark ettim, filmin sonunda da iyice gerilip dizlerime sarılır hâlde buldum kendimi. dişlerimi sıkmaktan çenem yorulmuştu. jenerik bitince "kendine neden bunu yapıyorsun azul'cuğum?" diye sordum. "artık kendine biraz şefkat göster, olmaz böyle" dedim. sonra "tamam" dedim.

    benim için iz bırakan, unutulmaz filmler listesinde yerini almıştır.
  • dogru ismi tram olmasi gereken fakat ulkemizde bir asirdir yanlis isimle kullanilan tasima araci. tramvay diye uzerinde gittigi yola derler, aracin kendisine degil.
  • iyi fikir, kötü uygulama.
  • profesyonel oyuncu kadrosuna sahip amatör işi bir film. şöyle ki, sinema-televizyon bölümünde okuyan hevesli yönetmen adayı arkadaşlarınız varsa, çektikleri proje filmleri zorla izlettirmişlerdir, işte aynen o tatta bir film. sahnelerde devamsızlık aşırı belirgin. ses çok kötü, bazı sahnelerde ne dendiği hiç anlaşılmıyor. senaryo çok da ilginç gelmedi bana; aynı tema uçakta, otobüste bilmemnerde defalarca işlendi. oyuncuların çoğu iyi tiyatrocular olsa da oyun tarzları uyuşmuyordu, kimi minimalist oyun ve yerinde mimiklerle tam bir sinema oyunculuğu sergilerken kimisi kendini tiyatro sahnesinde zannedip abartılı oynamış. fırat tanışın oyunculuğu filmdeki kusursuza en yakın olan şeydi, bi de tabii filmin ingilizce alt yazıları*
  • hemen hepimizin icinde var olan sado mazo$izmi, yine biz turk halkinin suratina bir tokat gibi vuran sarsici film.. toplumu olu$turan biz bireylerin aslinda birbirimizden ne kadar uzak oldugunu, kendimiz gibi olmayani umursamayi$imizi, yek vucut olup problemleri kolayca yenmek varken inisiyatif kullanmayarak pisirikligin her gun bedelini odeyi$imizi anlatan bir film.. bir kac kez seyretmek lazim..

    gunumuz tv kanallarini seyrettigimizde kar$imiza hep ayni $eyler cikmiyor mu? tv izleyen bir genc, o televolelerde, pazar keyiflerin gordugu guzel ve tikky kizlara, mankenlere ic geciriyor, ne sado hayaller kuruyor kimbilir.. ya da ana haber bultenlerinde okullara alinmayan ba$i kapali kizlarin gosterilerini izlerken, o sado yani onu durtup hic mi bu kizlarin en azindan guzel olanlarinin acik sacli hayallerini icinden gecirmiyor.. hic mi sokakta yururken kar$idan gelen bir cifte bakip, ah ulan $u denyonun yaninda ben olacaktim da $u nefis manitayi ben goturecektim demiyor.. ancak olsa olsa caycisi ya da $oforu olabilecegi zengin adamlari kendi emrine kul kole yapmayi kimbilir ne kadar can-i gonulden istiyordur..

    --- spoiler ---
    bir avukatin kiralik katille ne i$i oldugu (susurluk skandali), turbanli kizin kendisine uzatilan nutuk'u almayi$i, kocasini aslinda hic de sevmeyen, onu bir biblo gibi yaninda ta$iyan kadinin sinir krizi gecirip kocasini sorumsuzluguna istinaden dovmesi..

    sokakta, aramizda dola$an onlarca genc var ici sapiklik, sadistlik dolu, bastirilmi$ durtulerini bir yerlerde fi$kirtmak isteyen.. i$te firat tum bunlari o kadar guzel ortaya seriyor ki.. turbanli kiza saclarini actiriyor, kafasi acik, hafif gotik-meyilli laik kizin ba$ini ortturuyor, hatta bu ikisinin gure$ yapmasini bile istiyor.. parayla saadeti yakalayana gereken cevabi veriyor.. cok bilmi$ gibi bik bik eden sozde gunumuz aydinlarina o profesor kilikli adamla dokunduruyor, ogluna babalik yapamayan adama ayarini veriyor..
    --- spoiler ---

    $iddet, sevgisizlik, ihanet ve ho$gorusuzlugun yol acabilecegi sonuclar cok guzel dile getirilmi$.. siritan yerleri yok mu, tabiki var.. mesela athena gokhan oldukca uygunsuz kalmi$ bu filmdeki rolu icin.. gercekte kiz arkada$ina o muameleler yapilan biri, polis ile o lakaytlikte mi konu$ur? daha neleri var neleri.. olmami$ gokhan diyor ve filme 10 uzerinden 8,5 veriyoruz..
  • ekşifest 2013 te keşfettiğim, alternatif sahnede değil de ana sahnede yer alması gerektiğini düşündüğüm grup. öyle ki bir bakalım alternatif sahne ne durumda diye gittiğimizde, ayrılamadık sahneleri bitene kadar. müziklerinin temposu, solistin sesi ve parça seçimleri oldukça başarılıydı. seneye ana sahnede kendilerine yer verilip, yaptıkları işin gerçekten hakkını verdiklerine herkesin şahit olması gerek.

    çok başarılı ve önleri açık bir grup, ilerleyen zamanda daha iyi yerlerde olacağını düşünüyorum.
  • beni bir daha taksim-tünel tramvayına bindirmeyecek olan filmdir. 28 temmuzdan sonra anlaşılır ne demek istediğim...
    şu var ki çok başarılı bir film olmuş ayrıca oyuncular da gerçekten iyi bir performans sergilemişler. kesinlikle izlenmeye değer. ha ben gerildim o başka!

    bu arada bize bu filmi ilk kez evlerinde izleme şansı veren sevgili yönetmen olgun arun'a ve çoook sevgili eşi nazlı çetinok arun'a teşekkür ederiz.
hesabın var mı? giriş yap