• alem ilk maaşıyla elektronige yonelik iphone gibi ürünlere dadanirken, ssk primimin yattiği ilk ay deli cesaretiyle gittim aldım bu sarı ekipmandan.. serde bulunan çingenelik bir yana, nihayetinde tribun bandolarına özenen bir futbol severdim ben. hayallerimde bu sazı üfleyip taraftarı çoşturan,takımı en bedbaht anında ateşleyen bir adam olacaktım. şu amerikan beyzbol filmlerinde maçı kazandıran elamanı omuzlarıa aldıkları gibi alacaklardı beni omuzlarına "yaşa varol sen trompetçi" diyeceklerdi..

    fakat 3 hafta geçmesine rağmen bu ekipmanı bırak dogru düzgün calmayi, daha dogru düzgün üfleyemedim bile. zira antreman yapmak için dayali döşeli 3 oda bir salon aile evleri kendisine hiç uygun değil.. daha önce bas gitar çalan biri olarak bas gitar çalışmak ne kadar kolaydı oysa.. bom bom caliyordun amfiye bağlamadan, kimsenin ruhu bile duymuyordu.. fakat aliyorsun bunu dudaklarının önüne "booom" diye çok afedersiniz çocuk gibi agzınızdan osuruk sesi cikartiyorsunuz ve tüm mahale ve komsu muhtarliklar inliyor bunun sesiyle.

    sanirim o noktada bu aygıtın dügmesiz olanının niçin savaşlarda hucum marşı çalmak için kullanıldığını anladım. zira susturamiyorsun. alçak üfleyeyim aman kaynananm uyanmasın diyemiyorsun. çalışacaksan bangır bangır çalışacaksin.

    internetten falan bakindin susturucu denen nesneler var. ama onlar da 90dolar arti kdv gibi bir fiyata "trompetini çalan kucagimiza oturur" edasinda satılmakta.. hayir benim aygit 300 dolar mi ne arkadaş, ücte birini senin susturucuna "ben çalamadım sen sustur" diye vermek, araba alıp 3 te bir fiyatına yan koltuğa oturtacak kız almaya benziyor (hoş yengeye yapılan yatirimlar toplandığında eş değer bir mebla çıkıyor ya neyse)

    tüm o trompet ustalarının inanılmaz anlayışlı komşularının olduğunu düşünüyorum bu yüzden.. miles davis, herbie hitchcock falan bana cikip "tüm basarimi eşime aileme borçluyum" demesin.. siz tüm başarınızı albay emeklisi feridun beye, genç yaşında dul kalmış naimeye, kapıcı ihsana, tapu kadastroda memur fikret bey ve ailesine borçlusunuz.. bana laf anlatmayın..

    velhasıl yine de her şeyiyle güzel bir enstruman. sesini kisma tuşu olsa daha güzel olacak ama şu haliyle şöyle yanık bir şekilde "artık sevmeyeceğim bütün kabahat benim" diye öttürebiliyorsun ya, ya da o günler gelecek ya bana yeter.. (ayrica duvarla alet arasina bir yastik koyarak gayet sesini kısabiliyorsun.. ama cok randimanli değil tabi)
  • bakır nefesli enstrümanlar ailesinin en seksi üyesi diyebiliriz kendisine.

    onun da kendi bir ailesi vardır
    trompet, kornet, flugelhorn ve pikolo trompet* bu ailenin üyeleridir.

    trompetin sesi daha dolgunken, kornet için daha kibar ancak dolgun olmayan bir parlaklıkta diye bir tanım yerinde olacaktır. flugelhorn daha yumuşak, dolgun ve romantiktir benim için. piccolo trompet ise ses register'i açısından ailenin diğer üyelerine göre daha tizdir.

    m.ö 1400'lü yıllarda mısır'da trompete benzer bir çalgı kullanıldığını gerek kral mezarlarındaki işlemelerden, gerekse diğer hiyeroglif belgelerden görebiliriz.
    daha sonralarında henüz isa dünyaya gelmeden, savaşlar, ticaretler ve aşklar sonucunda trompet güney avrupa'ya geçiş yapar. antik yunan ve antik roma'da trompet bir savaş enstrümanı olarak orduda ve imparatorluk seremonilerindeki yerini kolayca alır.

    tarih artık 17. yüzyıl olmuştur ve barok dönemin ortalarıdır. şimdilerde bildiğimiz piston sisteminin aksine trompet pistonsuz ya da gövdesi üzerine açılan delikler ile orkestralardaki yerini almıştır. 19. yüzyılın başlarında şimdilerde görmeye alışık olduğumuz piston sistemi de bulunur ve trompet hala devam etmekte olan evriminin en büyük adımını atmış olur.

    ikinci mahmut ile birlikte gelen batılılaşma hareketleri ile osmanlı mehter müziğine kendini dahil eder. hem türk eserlerinde, hem de donizetti'nin avrupa'dan getirttiği partisyonlarda volta atar. avrupa'ya yapılan seferler öncesinde düşman sınırlarına dayanan mehteran bölüğü, kuşatma öncesi düşmanın psikolojik dengesini bozarak, arkadan gelen savaş birimlerine en büyük desteği sağlamıştır. şüphesiz ki bu destekte türk vurmalılarının ve trompetin yeri ayrıdır.

    trompet günümüzde klasik müzik, blues, caz müziği, pop müzik, sokak müziği, balkan müziği ve elektronik müzik gibi bir çok türün içine girmiş, kimisinde solist olmuş, kimisinde solistle düet yapmış ve kimisinde de eşlikte yer alarak türün ritmik özelliklerini belli etmek amacıyla kullanılmıştır.

    şahsi fikrim olarak ben trompeti balkan müziği dışında dinlemeyi seviyorum. batı müziği nota dizilimi dışında dudak ve piston hareketleri ile yapılan artık sesler, makamsal dizilişler gibi duyuluşlar ve eğitimini aldığım batı müziği standartları dışındaki türleri trompet özelinde çok içime sindiremiyorum.

    trompet çalarken trompet bir enstrüman olmaktan çıkar, dudağınıza dayadığınız ağızlık, deriniz ile bütünleşir, trompette çalmak istediğiniz nota piyano, gitar gibi direkt olarak çıkmaz. kafanızın içinde önce sesi duymanız ve bu duyuma göre gerçekleştireceğiniz dudak, diyafram ve piston aksiyonları almanız gerekmektedir. bu yüzden trompet başlamak için sabır isteyen bir enstrümandır. çok uzun sürelerde sadece bir ses üzerine yoğunlaşarak uzun uzun o ses üflenmelidir. oturarak çalışmak sağlığınızı bozabileceğinden bir de ayakta durmak gerekmektedir.

    tüm enstrümanlarda olduğu gibi trompetin de çalıcısına göre farklı renkler alabileceği bir tuşesi vardır. trompet dudak kondisyonu gerektiren bir enstrümandır, performansınızdan önce yorgun, uykusuz ve ya alkollü olmanız performansını fiziksel olarak etkileyecektir.

    her enstrümanda olduğu gibi trompete başlamak isteyenlere iyi markaları öneririm. kötü bir enstrümanla başlamak katetmeniz gereken yolu geciktirecektir ve sizin sabrınızı zorlayacaktır.
    o zaman hadi trompet dinleyelim :)

    cris botti
    dizzy gillespie
    louis armstrong
    arturo sandoval
    chet baker
    maurice andre
    miles davis
    wynton marsalis

    edit : imla ve sokur mecburi edit :)
  • diyaframdan verilen hava alt yanaklarda biriktirilir ve dudak hareketleri üfleme şiddetine göre enstrümanda çalınması istenen ton ayarlanır. bu enstrümanı çalan bir müzisyenin yanak kasları ve diyaframı oldukça gelişmiştir. değişik dudak tiplerine göre mouthpiece'ler(ağızlık) vardır, müzisyen kendini en rahat hissettiği, dudak hareketlerini en rahat yaptığı mouthpiece'i seçer.( 7c, 6g, 5f gibi). ağızlığın çapı büyüdükçe enstrümanın tonu pesleşir, delik çapı küçüldükçe tizleşir. mouthpiece'ler dudağın temas ettigi yer ve borunun tipine göre numaralandırılır. trompet çalan bir müzisyen aynı mouthpiece'e sahip trombon, kornet, flugelhorn gibi enstrümanları da rahatlıkla çalabilir. trompet çalmaya ilk başlayanlar için günde üç öğün diyafam egzersizleri tavsiye edilir.
    çok gelişmiş, sağlam bir kulak ister. çalması da, dinlemesi de orgazmik zevkler yaşatabilen bir müzik aletidir.
  • küçükken beni kaosa iten çalgı. "ulan nasıl oluyor da üç tane basma yeri olan alet bütün notaları çalabiliyor?" diye kitlendiğimi hatırlarım...

    hemen;
    (bkz: imer demirer)
  • blues çılgınlığının 3 vitesli en iyi vasıtası
  • 4 yıl oldu aşkımız başlayalı,önceleri cok kötü öpüşüyorduk,sonra sonra düzeldi,şu sıralar anlatılmaz zevklerdeyim.ruhumu üflüyorum,onu çok seviyorum......
  • 3 tuştan nasıl o kadar nota çıkıyor diye merak edenler için aşağıda tasarımı tam olarak anlatılan enstrümandır.

    bu enstrümanın herhangi bir pistona basmadan dudak ve nefes şiddetiyle çıkarılan pesten tize do, sol, do, mi, sol, do gibi notaları vardır. enstrümanların temel mantığı olan mesafenin (telli enstrümanlarda telin gövdeye olan uzaklığı, trompet trombon gibi nefesli enstrümanlarda sesin geçtiği borunun uzunluğu) uzadıkça sesin pesleşmesi durumu geçerlidir. bu üç pistondan birincisi notayı 1 ses, ikincisi yarım ses, üçüncüsü ise 1.5 ses pesleştirir. aşağıda sol'den kromatik olarak do'ya kadar inilmiştir.

    | : boştaki piston
    _ : basılan piston

    | | | ( sol sesi)
    | _ | (sadece 2. pistona basılarak yarım ses pes)
    _ | | (1. pistonla 1 ses pes)
    _ _ | (toplam 1.5 ses pes)
    | _ _ ( 1.5 + 0.5 = 2 ses)
    _ | _ (1.5 + 1 = 2.5 ses)
    _ _ _(1 + 0.5 + 1.5= 3 ses)
    | | | (do sesi)

    edit:imla
  • üç pistonun açık veya kapalı olma durumlarından oluşan ihtimaller ile doğuşkan bir sisteme sahip olan enstrüman. bu ihtimallerin yanında nefes şiddetini değiştirerek üst oktavlara çıkılır ve üst oktavdaki sınır çalanın yeteneğine ve pratiğine kalmış bir durumdur. yani mesela telli çalgılardaki sapın sonuna gelince notanın bitme durumu olmadığı için, ses aralığının sınırı yoktur. yine de belli bir yerden sonra ses bitiyor ama oralara da çıkabilmek büyük azim istiyor. ihtimal dahilinde çıkan en ince sesleri görmek için. ayrıca koma sesleri çıkarmak için dudak pozisyonunu değiştirmek ve pozisyona göre pistonlara yarım ya da çeyrek basmak gerekir. üstadından bir örnek için buyrun.

    edit: yeni bilgiler ile güncellendi.
  • bugüne kadar verilmemiş olmasını kınayarak diyorum ki:
    (bkz: louis armstrong)
hesabın var mı? giriş yap