• okuduğum üniversitede şöyle bir olaya şahit olmuştum

    ülkücü elemanlardan biri tiky kızlardan birini karşısına almış kendince propaganda yapıyor

    - bak bacım , bizim ülkümüz turan ülküsüdür.
    - ayyy ne güzellll .
  • bir insan hayata hiçbir iz bırakamaz, hiçbir başarıya imza atamaz, bu dünyaya gelip gitmesi arasında geçen sürede hiçbir fark yaratamazsa ne olur? faşist olur...

    insan egosu bir şekilde tatmin arar. güvenlikti, sağlıktı, beslenmeydi, barınaktı, bu gibi temel ihtiyaçlar sağlandıktan sonra egoyu tatmin etme arayışına girer. gelişmiş toplumlarda temel ihtiyaçlar rahatlıkla sağlandığı için erken yaşlardan itibaren kişi dikkatini hayatta gelmek istediği noktaya yoğunlaştırır. yine gelişmiş toplumlarda geniş bir kültürel altyapı olduğu için bu konuda da fazla sıkıntı çekmez. egonun tatmin olma eşiği kişiden kişiye değişir. kimi eğildiği alanı sadece hobi olarak görürken kimi yıllarını verip seçtiği konuda profesyonelleşebilir.

    türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde durum farklıdır. özellikle türkiye'nin geçmişine bakıldığında sanat, kültür, bilim ve felsefe alanında tarihe malolmuş kişiler görülse de genele vurulduğunda bu kişilerin "üzücü" bir şekilde az, toplumun ise bu konularda "korkutucu" bir şekilde cahil olduğunu görebiliriz. dolayısıyla bu toplum yapısında kişinin ego'sunu sağlıklı bir şekilde tatmin etmesi oldukça zordur.

    ego'sunu tatmin ihtiyacı duyan ortalama bir anadolu gencini ele alalım. gelir düzeyi, eğitim düzeyi, kültür düzeyi oldukça düşüktür. avrupa'da neredeyse herkesin ailesinde bir avukat, bir doktor, bir sanatçı bulunurken bizim gençlerimizin ailelerinde -daha eski jenerasyonlara bakıldığında- lise mezunu birini bile görmek neredeyse imkansızdır. dolayısıyla kişi yetenekli, zeki, azimli olsa bile çoğunlukla ilköğrenimini tamamladıktan sonra asgari ücretle sıradan bir işte çalışmaya mahkumdur (tabi iş bulabilirse). (atıyorum) norveçli üniversite öğrencisi mika boş zamanlarında oda orkestrasında çello çalarken, 21 yaşında askerden dönen trabzon'lu elektrikçi çırağı ilyas (gene salladım) bu kez çalıştığı elektrikçi ekonomik krizde kapanınca hayli boş olan zamanını mahalle kıraathanesinde okeye dönerek harcayacaktır. işte bu evreler çok boktan evrelerdir. tuttuğu takım zaten elin rum'una elenmiştir. ligde gidişat kötüdür. sevdiği kız o askerdeyken evlendirilmiş, şimdi karnı burnunda sokakta önünden geçmektedir. babası yıllardır bekledikleri emekli ikramiyesini kredi kartlarına yatırmış, borçları hala temizleyememiştir. "artık bu el biteyim, okey atacağım diye daha fazla riske girmeyeyim" derken oyun boyu taşladığı rıza utanmamış, çifte giderek bitmiştir. beklediği sarı 9'un ikisi de rıza'da çıkmıştır. artık bu son damladır. hayatta her şey boktan gidiyordur.

    hayatında övünecek, sevinecek hiçbir şeyi, tutunacak hiçbir dalı olmayan; kısaca "geleceği" olmayan ilyas için "geçmiş"te yaşamaktan başka çare kalmamıştır. ne de olsa anlı şanlı bir milletin evladıdır. yüzyıllarca avrupalıları korkudan titreten bir milletin mensubudur. ayrıca o müslümandır, diğerleri gavurdur. neye, kime, niçin karşı olduğu belli olmayan bu "ülkü" uğruna kendini feda etmeye hazırdır.

    senaryo biraz konsantre, biraz abartılı ama sonuçta ana fikri veriyor. siz buna pkk terörünü, amerikan düşmanlığını, kürt milliyetçiliğinin hızlı yükselişini, mafyanın televizyonlarda sanki büyük kahramanlarmış gibi gösterilmesini, onu, bunu, şunu, artık aklınıza ne geliyorsa ekleyebilirsiniz. cahil bir insanı ülkücü yapmak için fazla fazla malzeme var bu ülkede. çekinmeden koyabilirsiniz.

    tabi bu portresini çizdiğim, ülkücülüğe inanan, bu yola kendini adamış, eğitimsiz, kültürsüz, militan taban. bir de ülkücülerin beyin kadrosu var ki onlar tamamen farklı şekilde ele alınmalı. çünkü bu şahısların neredeyse hepsi oldukça eğitimli ve zeki insanlar. kontrolleri altında tuttukları bu zavallı gençleri sadece kendi çıkarları için maşa olarak kullanan, bazen bunları devlet, bazen de millet adına yapma lüksüne sahip çok tehlikeli bir grup. teşbihde hata olmaz, amerikan cumhuriyetçilerine benzetebiliriz.

    (bkz: sağ sol tartışmasına hiç girmiyorum bile)
  • "kapı açılır açılmaz içeri girdik. hepsini yere yatırdık. ne yapacağımız konusunda talimat almak için abdullah'a birini gönderdik. abdullah eter ve pamuk vermiş 'hepsini teker teker bayıltıp öldürelim' demiş. dışarı çıkıp, arabada bekleyen abdullah'la konuştum. 'evde öldürmek zor olacak. ikişer ikişer götürüp öldürelim dedim. 'olur' dedi. iki kişiyi büyük reis'in arabasına bindirip eskişehir yoluna götürdük. müsait bir yer bulup ikisini de yere yatırıp kafalarına ateş ettik. geri döndük. böyle zor olacağını anlayınca abdullah, 'tek tek boğalım bunları' dedi. bir tanesini zorla boğdum, diğer dördünü bu şekilde öldürmekte zor olacaktı. arkadaşları gönderdim. sonrada sedirin üzerinde bulunan dört kişiye yakın mesafeden ateş ederek mermilerin hepsin boşalttım. silahı da götürüp abdullah'a verdim."

    (l7 kasım 1980, bir ülkücü, münferit , ankara sıkıyönetim savcılığına verdiği ifade)

    (bkz: münferitlerin birleşerek geneli oluşturması)
  • osmanlı'yı ağızlarından düşürmeyen ancak osmanlı döneminden kalma yapıtlar olan su kemerlerinin üzerine siyah sprey boyayla üç hilal çizen tiplerin kendilerine verdikleri ad.
  • ben lise yıllarında iken:

    --- spoiler ---

    1 ülkücü namaz kılar,
    2 ülkücü oruç tutar,
    3 ülkücü kızlara laf atmaz,
    4 ülkücü içki içmez, hatta sigara bile içmez,
    5 ülkücü uyuşturucu madde kullanmaz...
    ...

    --- spoiler ---

    şeklinde bildiri dağıtıp üzerlerine sempati topladıktan sonra okulun en güzel kızlarına laf atan, 'okula sarhoş gelmekten, uyuşturucu madde bulundurmaktan' okuldan uzaklaştırılan insanların kendilerine verdikleri isimdir.
  • aşırı bir genelleme yaparsak, bugünkü gerçekliğiyle, belki de 1960lardan beri süre gelen süreciyle, ülkücülük, taşradan (çevre) gelen, ailesi tarafından geleneksel bir anlayışla yetiştirilmiş; okulda ulus bilinci, mahallede islam esaslarıyla yetiştirilmiş bireylerin, şehirde (merkez) teorik olarak en özgürlükçü ortam olarak bilinen üniversiteye geldikten sonra bu bireyin daha da muhafazakarlaşmasına ve son derece radikal bir şekilde tepki verebilecek zemini oluşturan anlayıştır. kesinlikle ayakları yere basan sağlıklı bir ideoloji değildir ülkücülük, çünkü açıkça birileri tarafından kışkırtılan, beslenen, göz yumulan, paramilitarizm gibi bir alt kültürün benimsendiği, şiddet gibi bastırılmışlığın göstergesi olan davranışları sergileyen bireylerin savunduğu bir yapı ideoloji olamaz. çünkü, uzun saçlısını da, kız arkadaşıyla sarmaş dolaş olanını da, kürdünü de, solcusunu da, eğitim görevlisini de döven bir kişinin düşünceleri değil, ailesi, reisi, arkadaş çevresi tarafından yazılmış ahlak ve davranış kodları vardır bu kişilerin ve bu ahlak kodlarına uymayan diğer kişilerden nefret etmeleri, hor görmeleri,saldırmaları hatta öldürmeleri ancak bu ahlak ve davranış kodları sayesinde kendileri tarafından içselleştirilebilir.

    25 aralık 2008 marmara üniversitesi olaylarından sonra bugün kulak misafiri olduğum iki ülkücü arasında geçen diyalogu aktarayım size:

    ülkücü1: abi ne oldu neye sinirlisin?
    ülkücü2: bu devleti anlamıyorum kardeş, önce döv diyor bugün didik didik üstümüzü arıyor anlamıyorum valla...
  • tam karşılığı şu şekildedir ;
    :c
  • türkiye tarihi'nde bazı olaylara bakınca, ülkücü denen kesimleri, aktif olarak şu gibi olayların içinde görüyoruz:

    --- spoiler ---
    (bkz: maraş olayları)
    (bkz: çorum olayları)
    (bkz: bahçelievler katliamı)
    abdi ipekçi cinayeti
    kemal türkler cinayeti
    --- spoiler ---

    bunların dışında ülkü ocaklarından yetişme, ülkücü gençliğin liderliğini yapmış kişilerden bazıları için;

    --- spoiler ---
    (bkz: alaattin çakıcı)
    (bkz: oral çelik)
    (bkz: abdullah çatlı)
    (bkz: mehmet ali ağca)
    (bkz: haluk kırcı)
    --- spoiler ---
  • 15-16 yaşlarında işsiz güçsüz bir grup gencin ilköğretim okulları önünde konuşlandığını görürsünüz. ceplerinde çakılar ve hatta meyve bıçakları ile ciddi bir biçimde bekleşirler. "ne iş?" dersiniz. "ocak bu okulun sorumluluğunu bize verdi" derler. "bu okul artık bizden soruluyor" derler. "herhangi bir sorun olursa biz çözeceğiz" derler. güler geçersiniz.

    ama ağlanacak halinize gülüyorsunuzdur farkında olmadan. ilköğretim okullarında sağcılarla solcular birbirlerini sikiyordur da (afedersiniz) bunlara ihtiyaç duymuştur "ocak". bu zibidileri yetiştirip, biraz gaz verip, okul önlerine salanlarda (eğer doğruysa tabi) hiç mi akıl fikir kalmamıştır? bugünün zibidisi yarının serserisine dönüştüğünde ülkenin başına olmadık belalar açmayacak mıdır? böyle mi örgütlenilir? ve hiçbir ahlaki sınır tanımayan bu güruh, yarın kendisini yetiştirenlerin de başını yemeyecek midir? aha buraya yazıyorum; anarşi alttan alttan fırsat kolluyor.

    (bkz: dün yediğin hurmalar, bugün götünü tırmalar)
  • ülkü felsefesine inanan kişidir.. ülkücü kelimesinin tam anlamı budur.. ama günümüz türkiye'sinde ülkücü, sağ eliyle kurt sembolü yapabilen herkestir.. onlar kendilerine "biz ülkücüyüz" derler, ülkü felsefesi nedir ne değildir bilmeyenler ise "aha işte hepsi bok" deyip onları öyle kabul ederler? ülkü nedir, ülkücü olmak nedir bilmezler..

    vatanını sevmek ülkü'nün bir parçasıdır.. ülkü ümmetçi değil miliyetçidir.. milliyetçilik bir ülkü prensibidir.. halkını gözetmek ülkü'nün bir parçasıdır.. devletini korumak ve yüceltmek de öyle.. (allah allah, sanki bunlar bi yerde daha vardı, birinin ilkelerinde vardı, kim di bu biri yoksa bu ülkeyi kurtaran ve kuran biri miydi acaba? ama yok canım, hiç o denli yüce bir insan ülkü prensiplerini benimsemiş olabilir mi?) ama nedir dinlemeyi bilmeyen bağnaz zihinlerde ülkü.. faşizm? milletini sevmek diğer mlletlerden nefret etmek anlamına gelmez.. ancak milletinin çıkarlarını tehdit eden her millete karşı tavır takınılmayacağı anlamınada gelmez.. modern avrupanın ve amerikanın yaptığı gibi.. ama yok, ülkü kötüdür, türk olmakla gurur duymak kötü, amerikalının amerikan olmakla gurur duyması demokratik bir hakdır.. amerikan milliyetçiliği iyi, türk milliyetçiliği faşizmdir.. amerikan vatanseverliği iyi, türk vatanseverliği tu kakadır..

    hata kimdedir? hata ülkü felsefesi nedir ne değildir bilmeden ülkü'yü ve ülkücülüğü elleriyle kurt kafası yapmaktan başka bir şey bilmeyen cahil kitleye bırakanlardadır.. hata ülkü'ye ve ülke'ye sahip çıkmak, ülke'nin ve ülkü'nün prensiplerini benimsemek yerine dış kaynaklı fikirleri savunmaya çalışmakta ısrar eden bizlerdedir.. ülkü ve ülkücü bugün tu kaka bişi gibi görünüyorsa tüm hata ülkü'yü o tu kaka kişilerin eline terkedenlerdedir.. hata bizim cehaletimizdedir..
hesabın var mı? giriş yap