• en iyi değil ama en ilginç canlı performansı şudur : https://www.youtube.com/…gzszjg&ab_channel=rhcplive

    ilginç olan ise, gitarist frusciante bu performanstan sonra gruptan ayrılacaktır. gel son bi tv'ye çıkalım diye zar zor ikna edilmiştir. solist anthony ile çok pis kavgalıdır. ayrıca frusciante'nin eroin sıkıntısı vardır ve bu performasta da muhtemelen kafası baya kıyaktır. güzel olan ise, frusciante bu kıyak kafayla çok garip ama bir o kadar da güzel çalabilmiştir. adam o kadar yetenekli ki, eroinli halde bile eseri güzel çıkabiliyor.

    şu youtube yorumu özetliyor : under the bridge" heroin guitar version".

    şu da iyi : you know something is wrong when one of these guys put their shirts back on.

    edit : muhtemelen burda solist ile gitaristin felsefi farklarını görüyoruz. kavgalarının sebebi bildiğim kadarı ile, gitaristin daha deneysel ve yetenegini ön plana çıkaracak şekilde çalmak istemesi, solistin ve belki de grubun diğer üyelerinin kapitalist takılarak genele hitap etmek istemeleri(populizm). ve bu yüzden de fruscianteye daha düz çalması için baskı yapmaları. frusciante de bu performansı fırsat bilerek, orjinal kayıttan farklı olarak kendi istediği şekilde çalmıştır (çalmaya çalışmıştır). tabi prova vs olmadığı için grup üyeleri ona uyum sağlamakta zorlanmış. zaten kendi de anthonyi zor duruma düşürmek istiyor. bir taşla iki kuş vurmuş. anthonyi uçurumdan aşağı atmaya çalışmış fakat ilginç şekilde fanlar tarafından bu performans çok beğenilmiştir. frusciante gider ayak fırsat verilse neler yapabileceğini göstermiştir. özellikle ilgili videonun 1:47 ve 2:04te yaptığı şeyler uzaydan gelme şeylerdir, direk imzasıdır. 4:30daki ton değiştirerek solisti içeri sıçırtma hareketini görebilirsiniz ayrıca. pedala basarken 'aha bu şarkının burası böyle çalınır olm, izin vermediniz' diyor, ben duyuyorum.

    edit 2: dunyadakienguzelkadiniarayanadam nickli yazarın dediğine göre anthony'nin bu performanstan sonra söylediği şeyler şunlarmış:
    we were on live tv in front of millions of people, and it was torture. ı started to sing in what ı thought was the key, even if it wasn’t the key he was playing in. ı felt like ı was getting stabbed in the back and hight out to dry in front of all of america while this guy was off in a corner in the shadow, playing some dissonant out-of-tune experiment. ı thought he was doing that on purpose, just to fuck with me.
  • kökeni ve kaydedilmesi:
    blood sugar sex magik albumunun yapımı esnasında, albümün prodüktörü rick rubin, işlerin gidişatını görmek üzere anthony kiedis’i sık sık ziyaret etmektedir. ziyaretlerinden birinde kiedis’in defterini karıştırırken “under the bridge” başlıklı bir şiir bulur. şiirden çok etkilenen rubin, bunun şarkı haline getirilmesini ister. kiedis buna son derece gönülsüzdür çünkü şiirin rhcp tarzına uymadığını düşünmektedir. şiir flea ve john frusciante’ye okunur ve bu ikili hemen gitarlarından sözlere uygun melodiler çıkartmaya uğraşmaya başlar. birkaç gün çalıştıktan sonra şarkıyı ortaya çıkartırlar. rubin, şarkının son bölümünün koro halinde söylenmesi gerektiğini düşünür ve frusciante annesini ve birkaç arkadaşını stüdyoya çağırarak koroyu oluşturur. şarkı kaydedilir ve albümün geri kalan şarkıları üzerinde çalışılmaya devam edilir.

    sözleri ve anlamı:
    kiedis bu şarkının sözlerini yazdığı esnada yaklaşık 3 yıldır uyuşturucu kullanmamaktadır. uyuşturucuyu bıraktığı için arkadaş çevresinden dışlanmıştır. hatta flea ve john frusciante bile blood sugar sex magik’in kayıtları esnasında marijuana tüketmekte ve kiedis’i bilinçli olarak aralarından dışlamaktadırlar. kiedis, en yakın arkadaşlarını bile kaybettiğini hissetmektedir. bu yapayalnız günlerinde los angeles şehri kiedis’in en iyi arkadaşı olmuştur. şehrin onu anladığını ve iyi yönlerini görebildiğini düşünmektedir. zamanının büyük bölümünü şehirde dolaşarak ve hollywood tepelerinde yürüyerek geçirmektedir. yalnızdır, depresyondadır ama uyuşturucu kullandığı günleri de özlememekte ve hatta nefretle anmaktadır. yıllar sonra rolling stone’a “her ne kadar yalnız ve üzgün olsam da uyuşturucu kullandığım günlerden bir milyon kat daha iyi durumdaydım” diye anlatır.buradan uyuşturucu denen illetin ne derece boktan bir şey olduğunu anlıyoruz. şarkının son bölümünde ise köprü altında eroin kullandığı günlerden bahseder. eroin içmek uğruna hayatının geri kalanını nasıl ihmal ettiğini anlatır. özellikle o dönemdeki kız arkadaşı ione skye’ı fazlasıyla ihmal edip, melek gibi bir kızı elinden kaçırdığını düşünmektedir. şarkının koro olarak söylenen son kısmı:
    under the bridge downtown (şehir merkezindeki köprünün altı)
    is where i drew some blood (eroin çektiğim yer)
    under the bridge downtown (şehir merkezindeki köprünün altı)
    i could not get enough (eroin çekmelere doyamadığım yer)
    under the bridge downtown (şehir merkezindeki köprünün altı)
    forgot about my love (sevgilimi unuttuğum yer)
    under the bridge downtown (şehir merkezindeki köprünün altı)
    i gave my life away (hayatımı boşa harcadığım yer)

    yayınlanması ve algılanması:
    blood sugar sex magik 1991’de piyasaya sürülür. albümden çıkan ilk single give it away’dir. şarkı billboard modern rock tracks listesinde 1 numaraya kadar çıkmıştır. warner bros, albümden çıkacak ikinci single’ı belirlemek için rhcp konserine temsilciler gönderir. grup under the bridge’i çalmaya başladığında warner bros temsilcilerinin orada olduğunu bilen kiedis, heyecandan şarkının sözlerini unutur. ama konsere gelen kalabalık hep bir ağızdan şarkıyı söylemektedir. böylelikle albümden çıkacak ikinci single belli olur. şarkı single olarak çıkar çıkmaz ortalığı sallar. billboard hot 100 listesinde 2 numarayı görür. bu, grubun o tarihe kadarki en iyi liste derecesidir.

    şuradan özet geçtim.

    (bkz: copy paste değil alın teri)
  • john frusciante'nin jimi hendrix'in little wing'indeki tekniği(chord+lead karışık, tek gitardan üç gitar sesi çıkarmaca) kullandığı, yıllar geçse de insanı sıkmayan rhcp şarkısıdır. ayrıca (bkz: #25782650)
  • --- spoiler ---

    the big bang theory 2x15'de raj* bu parçanın nakaratını çok gaz bir şekilde söyler.

    --- spoiler ---
  • şarkının en etkileyici yanı da korodakilerin şarkıya katıldığı andır zannımca.
  • en bir efsane versiyonu kesinlikle 1992'de çıktıkları saturday night live'dır. red hot'ı terketmenin arefesinde john'un kafası bir milyon, şarkıyı deli gibi sabote etmekte, anthony ise yıllar sonra yayınladığı kitabında anlattığına göre içe doğru sıçmakta aynı adrenalinle... neyse ki seyirciler o andaki performansı bile çok beğenmişler de sorun olmamış...
    bahsettiğim video şu:
    http://www.youtube.com/watch?v=j1zec-tomac
  • john frusciante'nin rhcp'den ayrılışının ne kadar büyük bir kayıp olduğunun, tek başına göstergesi olabilecek şarkıdır. gitarında inanılmaz bir john tarzı vardır, taklit edilmesi imkansıza yakındır.
  • kendisi yuzunden albumu alanlari klasik muzik dinleyeyim diye alinan bi albumden death metal cikinca hissedilenleri yasatmis bi sarkidir. the power of equality,sir psycho sexygibi sarkilarla alakasi olmayan dingin,agir ve red hottan beklenmiyecek kadar sakin bi parcadir.anthony abide eger bi ev kadini kocasina bu sarkiyi dinleyip,hayatim bak ne kadar sirin bi parca diye albumu alirsa,albumun geri kalanin dinlerse kocasi ise gittikten sonra mutfakta bulasiklari yikarken birden soynunmaya baslayip,evde ki` tum tabak canagi:amerikada canak var mi ki acep` kirar herhalde demis.
  • anthony nin hillel slovakin olumunun ardindan dagittigi donemde,arabada tek basina giderken hayatini ve cevresini sorgulamasi ustune yazdigi bi parca.herkesle kavga eidorum dibe vurdum,uyusturucu,arkadaslarimi kaybettim ama bu sehir o beni su an anlayacan ya da bi seyleri mi paylasacabilecegim tek sey der,sehre bakip ve eve gelip sarkiyi yazar.
  • 'she sees my good deeds'
    insan boka batmış olsa da özündeki iyiyi görecek birini bekler, bazen sadece içinde yaşadığı şehir olur o.
    red hot chili peppers sevmeyenlerin bile hakkını vermesi gereken bir şarkıdır, süperdir.
hesabın var mı? giriş yap