• kucukken gecenin bir yarisi kafami yastigimdan kaldirip dogrulurdum. birisi cagiriyormus gibi gelirdi bana. yatagimdan kalkip uzerimi orterdim usumeyeyim diye. sonra yanagima kucuk bir opucuk birakip cikardim odamdan. dedemin odasina gidip kontrol ederdim acaba uyumus mu diye. aksam yemeginden sonra uyuklamaya baslardi zaten, ama yine de emin olmak isterdim. hayattaki tek varligimdi dedem. bana bir sey olmasindan cok korkardi. onun icin bu gece gezintilerimde kendimi yatagimda birakirdim merak edip telaslanmasin diye.

    her gun karanligi beklerdim sabirsizlikla. annem ve babamla bulusma vaktiydi gecelerim. bulutlarin biraz uzerinde baska bir eve tasinmislardi ben kucukken. dedem anlatirdi bunlari. beni ne kadar cok sevdiklerini anlatirdi efkarlandigi zaman. yere uzanmis, resim defterimi karalarken boya kalemlerimi birakir, ellerimi ceneme dayar, onu dinlerdim buyuk bir ozlemle, mutlulukla...

    annemle babamin tasindiklari evi buldugumu soylememistim dedeme. neden soylemedigimi bilmiyorum, belki de onlari gormeye gitmeme izin vermeyebilecegini dusunmustum belki de cocuk aklimla.

    benimle hic konusmazlardi annemle babam. gulumseyerek bakarlardi yuzume. ne kadar cabuk buyudugumu soylerlerdi bakislariyla. okulda basimdan gecenleri anlatirdim onlara. gururla, mutlulukla dinlerlerdi beni her gece.

    sabahin ilk isiklarini sevmezdim hic.

    bunlari hatirladim bu gece. cunku cocuklugumdan beri ilk kez yataktan dogruldugumda kendimi hala yatakta uyurken gordum. uzun zaman sonra bu hissi yasamak cok heyecan vericiydi. sasirmistim. uzerimi orttum yine usumeyeyim diye. hala deli gibi yatiyordum. yorgan bir tarafta, carsaf kimbilir nerelerde. kendimi izledim bir sure. hakliydin. hala cocuksu bir ifade vardi yuzumde uyurken. birden kendimi kendi cocugummus gibi hissettim. yanagima bir opucuk birakip yukari ciktim.

    annemle babamin tasindiklari evi aradim uzun sure yukarida, bulamadim. bir huzun, bir agirlik cokmustu uzerime. ruyalarima da girmiyorlardi artik cocuklugumdan beri. hepsi cocuklugumda kalmisti. dedem gibi. bunlari dusunurken dedemi bahceyle ugrasirken buldum. beni gorunce yuzune tatli bir gulumseme yayildi. ama ugrastigi ise ara vermeden devam etti. sarilmak istedim ona, ama yapamayacagimi biliyordum. ona uzun uzun baktigimi hissetti ve bana bakti. anlamistim.

    sana gelmek istedim bir an.

    odan benimkini aratmayacak daginikliktaydi. basucuna oturdum. saclarin guzel yuzunde dagilmis, yanaklarin kizarmisti.

    ruyana baktim. seni ilk kez optugum gunu yasiyordun. utanmistin. yuzun o yuzden kizarmisti. ben de utanmis, seni optukten sonra bakamamistim yuzune.

    romantik bir film izliyor gibiydim. koltuga oturup izlemeye basladim.

    ellerinle yanaklarima dokundun. gozlerimin icine baktin. cok uzaklardan gelen bir sevdigimmis gibi sarildim sana.

    perde karardi birden. ruyan bitmisti galiba. omuzuna bir opucuk birakip saate baktim. sabah olmak uzereydi.

    eve donus yolunda dedeme rastladim yine. kafasini salladi selam olarak. gulumsedim. uzaklasirken arkamdan seslendigini duydum sanki.

    "korkma"

    urpermistim birden. arkama baktim, kimse yoktu etrafta. eve gitmek icin sabirsizlaniyordum.

    calar saati kontrol edip yatagima uzanacakken bir sey farkettim. garip bir sey.

    yatakta yoktum. korlerin birbirlerini tanimak icin yaptigi gibi, kendi kendime dokunmaya basladim; gayet de gercektim. ama yatakta yoktum. bu nasil olabilirdi? odadaydim ama kaybolmustum.

    uykum kacti. oturup bir sigara yaktim. bir sigara daha... bir sigara daha...

    telefon sesiyle kendime geldim. arayan sendin. telefon caldi... caldi... caldi...

    12 cevapsiz arama vardi. hepsi senden...

    aceleyle kapidan iceri girdin. bana seslenip beni ariyordun evin icinde. odama geldiginde o telasin kalmamisti. ne ariyordun ki yatakta? ben koltukta oturuyordum. birden aglamaya basladin. yatagi sarsmaya basladin. cigliklar atmaya, yataktaki birseyi bogarcasina sarsmaya basladin. birden etraf karardi. oldugum yerden yavas yavas yukselmeye baslamistim. korkum inanilmazdi.

    dedemin uzaklasirken soyledigi geldi aklima birden... "korkma"

    hayal meyal hatirliyorum ambulansin gelisini. evin etrafinda bir kalabalik olusmaya baslamisti. senin dayanamadigim aglamandi kulaklarimda son cinlayan...

    ***

    arada neler oldu hatirlamiyorum. hayatimdaki kara delik bu hic bir zaman hatirlayamayacagim. ama asla unutmayacagim bir sey var.. hastanede gozlerimi actigimda ilk gordugum.. sen...

    yuzunden suzulen gozyaslarinla islanan gulumsemen... elimi o kadar siki sikmissin ki yuzugun izi hic gecmeyecek sandim...

    sahi bu yuzugu ne zaman taktin?

    iste senin, doktorlarin "ani kalp durmasi" veya "kalp krizi" dediginiz sey. uyurgezerlik degil mi bu?

    ah, yeter, yastik patlayacak simdi vurma, vurmaaaa...

    peki sen kasindin gel buraya...

    16.03.2002
  • ebeveynine çocukluğunun bir döneminde rahat uyku uyutmamışsa, büyüdüğünde onları uyurgezerlik halinden iyileştiğine ikna etmesi hayli zor kişi. bilinç dışı durumu çocuğu güvenilmez kılar. yıllarca hep korkulur, korkutur, acaba yatağında mı değil mi diye sürekli kontrol edilir. ev çok katlı ise merdiven başları ütü masası gibi çarpınca epey gürültü çıkaran nesnelerle donatılır. ev halkında kapı tıkırtısına, özellikle balkon kapılarınınkine hassasiyet artar. en büyük problem başka bir evde uyuma durumudur, örneğin arkadaşında kalırsa akıl gider, bu yüzden pek izin verilmez.

    zorlayıcı bir dönemdir, tüm bu akıl meşguliyeti çocuğa hissettirilmemeye çalışılır. çünkü "üzerinde durmayın, geçer" diye telkin eder doktorlar. hakikaten de geçer.

    sahi tamamen geçer mi?

    çocuk büyür, uyurgezerlik hali kalmaz, ancak anne-babada izleri kalır. gece su içmek için kalksa peşi sıra gelen ayak sesleri duyar.

    - hayırdır?
    - su içiyorum.
    - hımmm..
    - içer misin sen de?
    - yok... iyi misin?
    - iyiyim.
    - bir şey mi oldu?
    - susadım, başka bir şey yok.
    - uyanıksın?
    - tamamen.

    ikna olmaz anne-baba, şüpheyle izler yatağına dönüşünü. gece boyu düşünür durur, yine mi? ve emin olmak için, mevzuyu o sabah ayrıca gündeme getirir.

    - gece......
    - su içmeye kalktım ya.. görüştük, konuştuk..
    - evet ya, iyi bari..

    (bkz: anne olunca anlarsın)
    (bkz: baba olunca anlarsın)
  • filmlerde kaktirildigi gibi gozler kapali, eller ileride mal mal yurumez bu adamlar..
  • bir gece rüyamda odamdaki mobilyalarin yerini degistirdigimi görmem ve sabah uyandigimda aynali dolabimin odanin ortasinda bulmam sonucu, ilk soku atlattiktan sonra bende de oldugunu anladigim rahatsizlik. bir iki örnek daha yasadiktan sonra kendimden korktugum ve tekrarlanmamasi için dua ettigim durum.
  • aynı ortamda uyunması zor insanlardır, uyurgezerlerle bi şekilde aynı yatakta, odada, evde vb. yerlerde geceyi geçirecek olanların önceden bu durumdan haberdar olmaları gecenin bi yarısı yaşayacakları şokları azaltacaktır, bu insanlarla garip ve de komik diyaloglara da girilebilir.

    uyurgezer: ug
    uyurgezere maruz kalan talihsiz kişi :tk

    tk: abi napıyosun yerde sen
    ug: deniz atı var senin yatağın altında onu olcam
    tk: abi bi elini yüzünü yıka kendine gelirsin

    tk: oğlum niye sürünüyosun yerde
    ug: anne tavan çöküyordu ya, kaçmak için yaptım
    tk: kalk yerden hadi yatağına yat
    ug: peki

    ug geceleyin birden uyanıp korku dolu gözlerle etrafına bakar
    ug: tk, okulda yalnızız farkındasın di mi
    tk: evet ug, daha okul açılmadı millet evlerinde
    ug: olsun

    (bkz: bu böyle gider)
    (bkz: kendimden biliyorum)
  • uyurgezer olmak süprizlere açık olmaktır.

    geçenlerde kendimi elbise dolabının önünde yakaladım. rüyayı hatırlamadığım gibi, ne yaptıgımı bilmez şekildeydim mutfaga bilerek ve isteyerek gittim, bi bardak su içip yattım sabahın dördünde.

    evvelsi gün de pikeyi katlarken bir baktım ki kendime; "ne yapıyorum ulan uykudasın yat" diye azar kayıp yattım. dün gece kendimi çamaşır askısının başında yakaladım, şort ararken.

    şimdilik en azından oda sınırları içindeyim. evden çıkma gibi bi eyleme dönüşmesinden korkuyorum. uyurgezerlik zor iş vesselam, gece gezin dur, konuş dur, dur durak yok amma gündüz amma gece.
  • bir zamanlar az buçuk olduğum şey. en son hatırladığım ve çok uzağa gitmediğim uyurgezerliğim sırasında yataktan hışımla kalkmış, yorganımın kılıfını büyük bir efor ve boğuşmayla çıkarmış, çarşafı yataktan tek hamlede çekmiş, yastık kılıfımı çıkarıp atmıştım. sonra da geri yatıp hiçbir şey olmamış gibi bir güzel uyumaya devam etmiştim. ertesi gün bir şey hatırlamıyordum. uyanan herkese sordum yatağıma ne yaptınız diye. kimse ne olduğunu bilmiyordu. sonradan nasıl olduysa gece yaptıklarımı bir anda hatırlayıverdim. ancak rüyamda ne görüp de böyle delirdiğimi asla hatırlayamadım.
  • eyer uyurgezerlik yolunda yeterince mertebe alabilseydik hayat çok daha kolay olurdu. sabaha karşı uykuya dalar sonra kahvaltı yapıp işe filan gider bedenimizi çalıştırır, akşam eve dönüp yemeğimizi yiyip mutlu bir şekilde uyanır kendimize şöle sert bi kahve hazırlayıp güne başlardık.
  • en masumu olan kalkıp yemek yemekten, gezinmekten, insan öldürmeye kadar çeşitleri olan uyku hastalığıdır. hakkında yapılmış kısa bir belgesel için tıkla

    ayrıca yalnız kaldığım gecelerde kapıyı kilitledikten sonra üstünde anahtar bırakmaya korkmama sebep veren bir deneyimim olmuştur kendisiyle, annem uyanıp da kapıdan toplamasaydı kimbilir neler gelecekti başıma ya, allah korumuş gene.
  • gecenin bir yarisi kalkip, mutfakta ne bulursa yiyen sonra da yediklerini hatirlamayan kardesimdir.
hesabın var mı? giriş yap