• iceride bir cam fanus icerisinde mustafa kemal'in, bilmem kac senesinde, boza ictigi bardagi muhafaza eden meshur bozaci.

    ilginc olan, demokrat parti'nin iktidara gelmesi ile birlikte mustafa kemal'in boza ictigi bardagin yaninda, altinda "cumhurreisi celal bayar'in boza ictigi bardak" yazili bir fanus icerisinde celal bayar'in boza ictigi bardagi teshir etmeye baslamasi. lakin bundan daha ilginc olan bir sey daha var. o da 27 mayis sonrasinda, o fanusa ve bardaga, cuntacilar tarafindan el konulmasi.

    sonuc: boza bardagi uzerinden siyaset yapilan bir ulkenin ferdiyiz sukur allah'a. gelismeleri sasirarak izliyoruz*
  • bozaları gittikçe daha tatlı bir hal alan mekan. "yok mu hafif ekşimiş, kıvama gelmiş boza?" dediğinizde, "turistler öyle sevmediğinden, biz de ekşi boza bulundurmuyoruz." diyorlar.

    eh, turistler boza sevmeyip, puding yemek istiyorlarsa, ceremesini biz mi çekelim? oldu olacak, italyan pizzcılar da, amerikalılar öyle seviyor diye, kalın hamurdan pizza yapsınlar. eskiden ne güzeldi, bir tarafta ekşi, diğer tarafta tatlı boza olurdu ve insanlar damak zevklerine göre, şişelerine ikisinin karşımını koydururlardı.

    sonuç olarak, istanbul'da ekşi kıvamlı boza yapan başka bir yer bilenlere, bir mesaj kadar uzağım.
  • severek tükettiğim vefa bozasının tarihi şu şekilde :
    arnavutluk'ta yaşamakta olan hacı sadık bey 1870 yılında arnavutluk'tan ayrılarak istanbul'a gelir. istanbul'a yerleştikten sonra şehirde esnafların boza imalatı yaptığını ve sattıklarını keşfeder. yapılan bozaları inceledikten sonra kendince geliştirdiği bir yöntemi deneyerek çok daha koyu kıvamlı daha açık sarı rengi bulunan ve hafif ekşi bir tada sahip olan kendine ait bozayı üretir. başlarda kendi evinin altında boza üretimi yapar ve 6 yıl süresince özellikle kış gecelerinde sarayın çevresinde kendi imalatı olan bozaları satmaya başlar. ilk zamanlarda alıcı çıkması için sabırsızlıkla bekleyen sadık bey kendi imalatı olan bozayı talep arttıkça boza ticareti yapmaya karar verir. dönemin saraylılarının oturduğu ve aristokrat ailelerin bulunduğu istanbul'un güzide semtlerinden biri olan vefa'da 1876 yılında vefa bozacısı olarak ticarethanesini açar. kapının mermer eşiği 1800'lü yıllardan kalmadır, hiç değiştirilmemiştir. karşısında bulunan kuruyemişçi de aynı aileye ait olup leblebiler orada kavrulur ve bozanın üstüne konur. ayrıca vefa lisesi'nin geleneksel boza gününde okulun binlerce mezununa ücretsiz boza ikramı yapılıyor.

    atatürk'ün boza içtiği bardak da hala yerli yerinde. ilginç olan demokrat parti'nin iktidara gelmesi ile birlikte mustafa kemal'in bardağının altına celal bayar'ın boza içtiği bardak da koyulmuş ancak bundan daha ilginç bir şey var o da 27 mayıs sonrasında o fanusa ve bardağa cuntacılar tarafından el konulması. darbenin zeka seviyesini anlamak açısından önemli bir olay.

    şimdilerde bozanın yanında plastik kaşık veriliyor ama eskiden kaşık verilmezmiş insanlar dibini tamamen sıyıramadıkları için kafalarını ve bardağı havayı iyice kaldırıp dibine kadar içerlermiş.
  • soğuk kış gecelerinde, taksim dönüşü gecenin bir körü alınacak kalorilere aldırmadan ziyaret edilen sıcacık bir mekandır.
    arabalara servis yapan beyaz önlüklü abiler vardır, arabaların içinde bardaklarını kafalarına dikmiş son boza damlalarını heyecanla beklerken araba tavanı izleyen komik tipler vardır *, sanki herkes çocukmuş gibi bir hava vardır, hatta servis yapan abiler de masal kahramanı gibidirler.
    atmosferde gerçekdışı bir hal vardır. boza içme seremonisi kısa sürer ama içinde insanı yenileyen bir tarafı vardır.
  • burada taze icilen bozanin tadini baska yerde alma sansiniz yok. kivami da tadi da mukemmel. marketlerdeki plastik siselerdeki beklemekten iyice fermante olmus haliyle kiyaslanmaz bile. boza seviyorsaniz ilk firsatta gelin harika kivamiyla cam bardakta icip tadini cikarin.
  • o çevreyi bilmeyenler için, fatih reşat nuri sahnesi'nin önünden içeriye doğru giren yolda ilerlendiğinde sola dönen ilk yolun köşesinde bulunduğunu belirtmekte fayda var.
    1876 yılından beri hizmet veren bu mekanın hemen karşısında her daim sıcak leblebi satın alabileceğiniz 1922 kuruluş tarihli bir kuruyemişçi de mevcuttur. kuruyemişçinin leblebi işindeki kârı farketmesi 46 sene sürmüş gibi görünse de, o açığı çoktan kapatmış olduğunu tahmin etmek güç değildir.
  • görülen o küçücük, ufacık dükkana bakınca ilk defa gelenlerin "ne kadar mazbut bir yer" diyebildiği, hatta bir kısımın abartarak " para kazanmıyorlar da mı yenilemiyorlar acep?" sorabildiği fakat tüm bu sorular ve yorumların alınan ilk bardak boza ve o sırada göze ilişen fiyat listesi ile değiştiği ve bardak bitene kadar biraz önceki yorumların hepsinin " "lan bu kadar kazanıyorlar da nereye saklıyorlar" diye sorabildiği mekan.
    bende çok küçükken sormuştum bu soruları anama babama soğuk kış günlerinde. ama işler vefa lisesinde geçen 4 senenin ardından değişti ve sorular ciddi cevaplar bulmaya başladı. bu soruların cevapları için uzun araştırmalara gerek yok tabi, gazetede çocukları arasındaki miras kavgalarını bile görmeye gerek yok, sabahın bir vakti yolunuz bozacının önünden geçerse şayet, zaten sağda solda birçok vefa bozacısı kamyonu görerek, kapalı zannetiğiniz birçok dükkanın aslında birer depo olduğunu farkederek, insanların harıl harıl bu depolardan mallar taşıdıklarını hayretle izleyerek anlayabilirsiniz bunları.
    ha, hala en güzel bozacı mı? tabi ki evet, nostaljisi kaybolmaya başlasada evet, soğuk kış günlerinde istanbul semalarında araba yoğunluğunun en fazla olduğu yerlerden biri hala, uzun süre de devam edeek herhalde bu durum,
  • cebimizde kaşıklarla bir daha bir daha fethedeceğimiz bozacı. kaşık vermiyorlar dibini sıyıramıyoruz parmak da sokamıyoruz olmuyor.
  • giriş kapısının eşiğindeki mermerin, basılmaktan eridiği, yıprandığı, ayakların iz yaptığı tarihi mekan.
  • kredi kartınıza güvenirseniz içeri dalmanızla çıkmanız bir olacaktır, mekanda kredi kartı geçmemektedir, ben kar kıyamet demeden imç bloklarında bankamatik aradım, sizler aramayın diye şeyettiriyorum buradan. cebinizde her daim paranız varsa çatır çutur paranızı öder, kapıyı çarpar çıkarsınız orası ayrı.
hesabın var mı? giriş yap