• hile yapsa da sattıkları aracın arkasına duran "adam gibi" firmaymış, ya ne yapacaklardı ?

    alacakları cezayı olabildiğinde azaltmaya çalışıyorlar, marka değerini korumaya çalışıyorlar, bireysel tazminatları minimuma indirmeye çalışıyorlar. dünya senin sikko mantığınla yönetilmediği için tüm bunların maliyeti alacakları ceza ve verecekleri tazminattan çok daha az.

    neymiş, sahip çıkmak gerekiyormuş? niye sahip çıkacağız? tüm dünyayı ve tüketici göz göre göre kandırdıkları, yalan söyleyerek hak etmeyen paralarla motorlarını, araçlarını sattıkları, izin verilen seviyenin 5 ile 35 katı arası çevreyi kirlettiği için mi?

    neymiş diğer araçlarda havayı kirletiyormuş? adam hile yapmış, tüketiciye yalan söylemiş, sen akplilerin çalıyor ama çalışıyor zaten kim yemiyor ki mantığındasın.

    biz bu tok kapı sesi sevdalıları kafasında olduğumuz sürece bizden bir bok olmaz.
  • yöneticileri aptal olan şirket.

    hemen özür dilemişler.. oysa "bunlar tok kapı sesini çekemeyen paralellerin işi", "kandırıldık", "biz ar-ge yaparken onlar emisyon depolamış", "ya sen kimsin", "karbon monoksit lobisi", "biz cermen torunuyuz, tabutumuzla bu yola çıktık" deselerdi, fabrika kapısında kartondan tabutunu kapmış 1 milyon yiğit alman delegalısıynan bu durumu çözerlerdi..

    şimdi uğraş dur..
  • hala yanlış yolda olan firma, ceo'yu görevinden alıp yerine yine kendi grubundaki porschenin ceo'sunu getireceklermiş. yahu getirsene şirketin basına rte'yi. bu isler öyle kabul etmekle özür dilemekle araç geri çağırmakla olmaz. 13 sene iktidarda kalıp hala mağdur olabilen bir adam varken porsche ceo'su da kim kopek ya?

    keywords: emisyon lobisi, güçlenmemizi çekemeyenler, dış mihraklar(general motors), içerdeki paralel yapılar (bmw, mercedes), ya sen kimsin ya?, milli irade, beni halk istedi ben halkın arabadayım, şimdi çıkmış hile var diyorlar, duble yolları çekemeyenler arabamıza bok atıyorlar, gm'nin inlerine gireceğiz, kandırıldık, biz barış derken bunlar o arada motorlarımıza zehirli gaz döşemişler, bunlar, bunlar, bunlar...
  • volkswagen, bir nevi kamu iktisâdî teşekkülü idi. günlük ve bizim anlayabileceğimiz lisân ile söylersek; bildiğimiz devlete, dolayısıyla halka âit bir fabrika olarak kuruldu. tıpkı bizim seka, petkim, tüpraş, karabük demir çelik, igsaş ve sâir fabrikalarımız gibi...
    türkçe "halk arabası" olarak tercüme edebileceğimiz "volkswagen" ismi ve markası da o zamanlardan yadigardır.
    sonradan "anonim ortaklık" hâline dönüştürülmüş ve hisseleri halka arz edilmiştir.

    volkswagen, 2015 yılı ticârî rakamlarını açıkladı.
    vw, 2014'ü net 3 milyar € kâr ile kapatmıştı. abd'de ortaya çıkan sıkandalın ardından 2015 yılını ise gelmiş geçmiş en yüksek zarar ile kapatmak zorunda kaldı. toplam zarar aşağı yukarı 16 milyar avro olarak tahmin ediliyor. kaba taslak rakamlar şöyle:
    2015 brüt zarar 16,2 milyar €
    2015 net zarar: 5,5 milyar €
    2015 yılı toplam bütçesi: 213 milyar €

    şimdi; abd'deki sıkandal volkswagen'e pahalıya patladı. ama rakamlarla görüldüğü üzere, öyle pek sıkıntı yaratacak bir durum da yok. işbu hâlde, vw'yi bir adama benzetirsek, 2015 yılını da "traş olurken meydana gelen küçük bir kesik" olarak addedebiliriz.

    volkswagen'in derdi ile almanlar ilgilenir nasıl olsa, biz işimize bakalım. buradan dönüp bir kendimize bakarsak; türkiye cumhuriyeti'nin gsyih'sı yaklaşık 750 milyar $, aşağı yukarı 650 milyar € tutuyor. türkiye cumhuriyeti'nin en büyük ticârî kuruluşu tüpraş, ki türkiye'de yıllık ödenen vergi miktarının %10'unu tek başına ödüyor. ve tüpraş'ın bugün ederi, hepi topu 5 milyar € ya var, ya yok.

    volkswagen, tek başına yıllık 213 milyar avroluk bütçesi ile, hülâsa 80 milyonluk türkiye cumhuriyeti'nin 1/3'ü kadar ticârî bir hacime sahip.

    volkswagen, sadece bir yıllık net kârı ile tüpraş'ı satın alabilir. ya da her yıl bir tüpraş satın alabilir.

    volkswagen'de çalışan bir gurbetçi işçi dahi, türkiye sıtandartlarında "orta-üst sınıf"a girebilir.

    bir de böylesine devasa bir kuruluşun, yaklaşık 100 seneden beri oluşturduğu zenginliğini, bankasını, hazinesini hayâl edin...

    bu sadece volkswagen. bunun daha mercedes'i var, bmw'si var, opel'i, man'ı var, setra'sı, neoplan'ı var...
    bunlar da sadece otomobil sektöründe fakirin aklına bir çırpıda gelebilen markalar. bu sektörün yan, alt, üst, ön, arka kollarını, bacaklarını ve hülâsa bir almanya sanayisini, ekonomisini ve dahi topyekün federal almanya cumhuriyeti'nin kifâyetini, gücünü ve kudretini ve tabii ki, bizim cürmümüzü de varın siz yüksek irfanınız ile tasavvur ediverin...
  • fanboy'ları olan marka bu da..

    9 sene polo kullandım, 1 senedir passat kullanıyorum (2012, 1.4 tsi).

    bağımsız süspansiyondan sabit aksa geçilmesiyle memnuniyetsizlik bizzat bir problem yüzünden servise götürdüğümde tecrübe sürüşüne çıktığım yetkili servis ustasının yorumudur.

    sabit aks daha sağlammış demek, manuel kaset çalarlı, çevirmeli radyolu ses sistemi, 6 cd'li dokunmatik ekranlı rcd 510'a göre daha sağlamdır demek kadar komiktir. (cd'leri atlama yapmaz, ekranı cızırtı etmez)

    fanboy'ları 2003'teki enflasyonla ilgili birşeyler yazmışlar, ne dedikleri pek anlaşılamıyor ama en basitinden o dönemki enflasyon oranını kendilerinin bilmediği tekrar görülebilir.

    güzel arabalar üretir vw ama hepsi o kadardır. 20bin km'deki passat'ın da sağından solundan çatır çutur ses geliyor, mdf göstergesinin olduğu yere bir yerlerden toz girdi, çıkmıyor. dolayısıyla kimse kusursuz, çok kaliteli falan demesin, kullanıyoruz da biliyoruz.

    otomobil zevk işidir. bir çok arabanın kulübü vardır, kalite olarak yerin dibine sokulan alfa romeo'cular mesela iflah olmaz şekilde bağlıdırlar arabalarına.

    öyle "zikilmekten hoşlanıyorsan bişey demem zaaaa" demekle olmuyor o işler.

    edit: fanboy'u da coştukça coşuyor. enflasyondan ve return of investment'tan çakozlamadığı gibi, 2003'te aldığın focus'u 2012'de o fiyata satabilir misin diye soruyor, internette sürüsüyle ilan var. sen hiç 400bin'de focus gördün mü diye soruyor, internette sürüsüyle ilan var. (fotoğraflarından göründüğü kadarıyla da gayet temiz) bana diyor ki, git araba kullanmayı öğren, 20bin km'de ses getirtmeyi başarmışsın, ulan insan gider passattürkiye forumlarında aynı dertten muzdarip insanları görür de utanır diyorsun, utanmıyor. bir de sürekli mucuk diyor, o kısmını hele hiç anlamadım.

    edit 2: 400bindeki focus'a çöp demiştir. 400bindeki vw'lerse bu arkadaşa göre pırıl pırıl.. hey maşallah.. bu arada 400bin değil ama 375bin'deki focus:
    http://www.sahibinden.com/…4-focuss-102718597/detay

    yukarda bahsettiğim passat problemlerinden "dağda bayırda kullanma" diyen ulemalar, passat türkiye forumuna girip, ordaki şikayetleri okuyarak biz dağ bayır insanlarının ne şekilde araba kullandığını inceleyebilirler. ayrıca gösterge ekranına toz girmesi probleminin de dağda bayırda gezdiğimiz için gerçekleştiğini görmüş olduk bu şekilde.

    edit: arabasını haftasonları avm'lerde yıkamacıya bırakabilen öküzün teki de yıkatmadığımı söylemiş. nerdeyse gün aşırı yıkanıyor lan araba, adı üstünde şirket arabası, para mı veriyorum zannediyorsun yıkanmasına? bu vesileyle bir çok passatçının arabalarını yıkatmadığı ve bu yüzden göstergeden içeri toz birikebileceğini de görmüş olduk.

    tekrar belirtiyorum. güzel arabadır, iyi arabadır, ancak yok şöyle kaliteli, yok diğer markaların eline verir falan değildir. ilk defa araba vermiyorlar altımıza, bu ve benzeri sayısız araba kullandık, birşeylerden rahatsız oluyorsak başka araba ve modellerde karşılaşmadığımız içindir.

    aha şurda da anlatmıştık: (bkz: #31575514)

    nihai edit: fanboy beni ergenlikle suçladıktan sonra şunu yumurtladı: "yüzüme söyle istiyorum adresinin verirsen canım geliyim götün yiyosa söyle.."
  • işin türkiye kısmı biraz daha şaibeli:

    http://www.birgun.net/…yagi-daha-karisik-90527.html

    yani türkiye'de emisyonları tüvtürk ölçüyor ve vw distribütörü şahenk tüvtürk'ün üçte bir ortağı. yani adam hem vw satıyor, hem de emisyonları ölçüyor. bu da aşağı yukarı şu demek; bu skandal türkiye'de hiçbir şekilde ortaya çıkarılamazdı. sağol varol epa.

    yazar olmanin sirri ne şöyle düzeltti durumu: emisyonları tuvturk ölçmüyor. yanlış bilgi. gerekli izinleri alan herkes bu işi yapabilir. bulunduğunuz şehirdeki sanayiye gidin, her yerde emisyon pulu verilir yazar.

    tuvturk bu izni alan firmalardan birisi. kullanıcı istediği yerde yaptırmakta serbesttir.
  • elde ettiği başarının kaynağı türk milletindeki volkswagen hastalığı olan markadır. diğer pek çok otomobil markasının da blue motion benzeri yakıt tasarrufu sağlayan teknolojileri bulunmaktadır. ancak bizim millet niyeyse volkswagene bayılır.
  • şu yaptıkları sahtekârlığın içinde, almaya'da yaşayan türklerden en az birinin parmağı yoksa bende birşey bilmiyorum. en kötü odaya girip çıkan türk çaycı akıl vermiştir testlerde sıkıntı olduğunu duyunca.
  • orta sınıf olmak zor iş vesselam. şimdi (pek hazzetmesem de kendisinden) zengin adam bu konularda orta sınıfa göre çok daha az kafa sikiyor ağalar beyler. alıyor audi, bmw, merso, aston martin vs. edebiyle biniyor. muhabbetini de genelde kendi dengiyle ediyor. gereksiz desibel yaratmıyor. ama dedim ya; özellikle araba mevzusunda orta sınıf çekilmez şekilde sahip olduğunu abartma eğiliminde. vw sahipleri de bu konuda önde yürüyüp bayrak sallama onurunu kimseye bırakmıyor.

    konuyu vw ye bağlayalım; kötü araba mı? değil. kötü değil derken vw'nin türkiye de abartıldığı kadar dünyanın hiç bir yerinde abartıldığını sanmıyorum. fanboylarının bu sevimsizliği yüzünden sevmeyen de (bazen haklı olarak) daha bir hınçla sevmemeye başlıyor ve objektiflik raydan çıkıyor.

    tasarım, yol tutuş, konfor ve fiyat/performans kıstasları yönünden vw'yi beğenmem. para vermem. beğenene de laf etmem. motor ömrü 400.000 km gidiyormuş, ikinci elde satarken hiç zarar ettirmiyor diye ucuz yoldan markayı övme eğilimine girenlere de şunu sormak isterim;

    madem vw 400.000 km sorunsuz çalışabilen motorlar üretiyor 1,2 lt ve 1,4 lt'lik turbo beslemeli yüksek sıkıştırma oranlarına sahip benzinli motorlarını neden hayvani km'lerin yapıldığı amerika pazarında satışa sunmuyor?

    100.000-150.000 km sonra o motoru eline alacağını bildiği ve bu süre tr'de ortalama 10 yıla tekabül ederken amerika pazarında 2-3 yıl gibi bir zaman diliminde 100-150 bini araçlar doldurduğu için yusuflama korkusundan (garanti daha bitmemişken) olmasın sakın?

    bugün atmosferik benzinli bir honda civic ve hormonlu küçük enişte motoru taşıyan bir golf'le yan yana dünya seyahatine çıksanız muhtemelen civic'in periyodik bakım dışında kaputunu açmadan 10+ kez dünyanın çevresini dolaşırken 1,2 lt'lik golf'ün motorunu bu süre içinde 3 kez yenilersiniz. ama tabii çok km yapmak, motor ömrü tek kriter noktamız değil. neticede kamyon ya da otobüs şoförü değiliz.

    'ikinci elde satarken zarar etmedim' demek de bir markayı övmek için gerekli bir objektif kıstas olamıyor maalesef. esnaf adam olsam 5 yıl sonra 3 milyar az zararım olsun diye gider tuzluk görünümlü gri golf alır 5 yıl mecburi hizmetle binerim ama dediğim gibi sen esnafsan ben değilsem senin bu hassasiyetlerin benim umurumda olamıyor. o noktada da ortada buluşmak mümkün değil.

    uzun lafın kısası; kullandığınız araba vw ise ve bu markayı seviyorsanız ne güzel. keyfiniz daim olsun. ama kraldan çok kralcılık yaptığınız zaman sevimsiz olduğunuzun da farkına varın. nihayetinde b ve c segmenti araçlarının baz versiyonunda bile temel güvenlik paketlerini opsiyonel olarak satan orta gelir grubu ve aşağısının tercih ettiği bir markanın müşterisisiniz. artistliğin pek lüzumu yok.
  • düik'in tüketici fiyat endeksine göre 2003=100 alındığında ve 2013'te bu endeksin 216,74 olduğunu gördüğümüzde, 2003 senesinde 28.500 tl'ye aldığınız golf modelinin o dönemki reel fiyatının bugün yaklaşık 62.000 tl olduğundan yola çıkarak, 9 yılda %54 oranında değer kaybettiğini gördüğümüz marka.

    bu bağlamda iki sene önce 182,60 olan fiyat endeksinden yola çıkarsak, o tarihlerde 40.000 tl'ye alınan focus, bu yıl reel olarak 48bin tl civarında olacaktır, 30.000'e satan adam aracını %38 değer kaybıyla satacağından daha karlıdır. haydi şimdi hoşlaşabilirsiniz.

    ah matematik, sen nelere kadirsin..
hesabın var mı? giriş yap