• oncelikle redneck ve white trash arasindaki farka deginmek isterim. redneck'de white trash kapsamina girer fakat sadece guneyliler icin kullanilan bir deyimdir. white trash ise abd ulke genelini kapsar.

    bunlar ekseri irkcidirlar. kendileri bir bokmus gibi onlerine kim cikarsa asagilamayi severler. ahlak kavramlari, deger yargilari kendilerinin her halti yemesi ama cevrelerindeki herkesi dusuk ahlaklilikla suclamak uzerine kurulmustur. agizlari pistir, biraz sinirlenince bizim kasimpasalilardan beter hale gelirler.

    sanilanin aksine, bunlarin hepsi karavanda yasamaz. kimilerinin aylik geliri, bizim kicimizi yirtmamiz halinde edindigimiz gelirden daha fazla bile olabilir. white trash'lik bir yasam tarzidir daha cok. bostur bunlar, tintindir. celine dion seveni de vardir, death metal seveni de... ortak noktalari sevdikleri seylerin pek bi boka benzememesidir.

    married with children adli dizi, dusuk gelirli white trash hayatina dair en iyi orneklerden biridir. ayrica;
    (bkz: hysterical blindness)

    yuksek gelirli white trash icin ornek vermek gerekirse, massachusetts mezralarindaki 8 odali bir malikanede yasayan, bu gruba dahil ev kadininin tek derdi, zirt pirt yuzme havuzuna yildirim dusmesi olabilir. yaziktir her seferinde 2000-3000 dolar vermektedir havuzun bakimina. yeni yetmeliginde uyduruk garaj bandlarinin groupieligini yapmis bu ev kadininin ikinci derdi de obez ikizlerinin odevlerini prenses kizi gibi vaktinde yapmamalaridir. ayrica kocasi sekreteriyle, kendisi de kocasinin en yakin arkadasiyla iliski icerisindedir fakat her pazar kiliseye gitmeyi*ailecek ihmal etmezler. bu kadin size donup:
    -meksikada meksikaca mi konusuluyo? ne dili konusuyo onlar? da diyebilir. bi bok bilmez çünkü.
  • anektodal entry olacak biraz, ama haydi hayirlisi.

    bir zamanlar universite'nin ilk senelerindeyken bir advisor'um vardi. aslinda doktora ogrencisi olan bu genc adam (yaklasik 30 yaslarina daha yeni girmis, alman bir hatun ile evli, sirin mi sirin bir insan), kazili kafasi, farkli renkteki gozleri, elinden dusurmedigi kahve bardagi ve engin bilgi dagarcigi ile saatlerce muhabbet edebileceginiz bir adamdi.

    ismi de david jones'di. gayet basit, bilindik bir isim aslinda. herhalde amerika'da yaklasik yuz bin (veya daha fazla) david jones vardir.

    ama kendisi cok iyi almanca konusurdu. karisi ile berlin'de birkac sene yasadigi icin midir nedir, almanca olarak iyi anlasabilirdik.

    bende de, amerikalilar'in kokenlerini hep merak ederim. ne zaman biri ile samimi olsam, bir sure sonra mutlaka "senin kokenlerin aslinda nereden" diye sorarim. kimisinde kizilderili kani bile mevcuttur filan, kimisi tamamiylen irlandali'dir ve aslinda ailesi inancli katoliklerdir, filan. o da baya ilgimi ceker dogal olarak.

    pek tabii bu merakimi yenemeyerek, david'e kokenlerinin neresi oldugunu sordum.

    durdu durdu, kahvesinden bir yudum aldi, bana donup yuzunde sapsal bir siritma ile "white trash" dedi.

    pek tabii dumur mekanizmasini harekete geciren olaylardan birinin basina geldigini, dumuru atlattiktan sonra anlayabildim. megersem adamin ailesi hakkaten white trashmis de, dedesi arazisine giren birini vurmaktan bir hafta kodeste yatmis, taa ki nefs-i mudafa oldugu anlasilincaya kadar (dedesinin soyadi da smith bu arada, anlayin artik).

    "peki senin bu okulda ne isin var ulan" demez mi insan? "eeh yeter ulan" diyip ailesine veda etmis ve gitmis, kendine hayat kurmus, okumus adam olmus.
  • white trash deyimini turkcede tam karsilayan bir deyim yok, en azindan iki uc cumlede aciklanabiliyor. turkce'de bizim ozelliklerine gore bir insan grubunu tanimlamakta kullandigimiz deyim beyaz turk. white trash, bizim beyaz turk olarak adlandirdigimiz seyin tam olarak tersi.

    ustunde biraz dusununce, neden biz iyi olani tanimlayip deyim olarak kullaniyoruz da amerikalilar kotu olani tanimlamis ve deyimlestirmis sorusunun cevabi da acik: bir gruba isim verilebilmesi icin genelden farkli ozelliklere sahip olmasi gerekir. bu isim/tanim/deyim, onlari normalden ayiran ozellikleri vurgulanmak icin kullanilir.

    bu sartlar altinda amerika'da normal olan, toplumun genelini olusturan kesim oturmasini kalkmasini bilen, nerde nasil davranacagini bilen, "white trash olmayan" insanlar oldugu icin bu niteliklere sahip olmayanlari ozel olarak vurgulayabilmek amaciyla white trash seklinde bir tanim olusmustur. turkiye'de ise toplumun geneli nispeten fakir, egitimsiz vs. oldugu icin bu tabandan ayrilan insanlari tanimlayan "beyaz turk" deyimi olusmustur.

    soyle bi bakinca oyle gorunuyor mevzu.
  • white trash ifadesi aslolan iyiyi kotuden ayirmak, yani topluma uygun davranislar sergileyen kesimi asli unsur kabul edip kalani otekilestirmek icin olusturulmamistir, amac bu olsaydi yalniz trash denir, bir daha white sifati eklenmezdi. white diye ozellikle adlandirilmasinin sebebi "yani aslinda bu trash'lik beyazlarda cikmaz, renklilerin ozelligidir ama nasil olmus da cikmis, iste white trash da ondan yoksa biz beyazlar cok iyiyiz" dusuncesinin arkaplanda yatmasidir. bu tabir, kotuyu otekilestirmez, akca pakca olmasi a prior olan beyazlardaki "kotu kan"i silkeler ustunden. bu yuzden irkci bir tabirdir, hem de kas yapayim derken goz cikaran, beyazlara karsi degil yine "renklilere" karsi yapilan bir irkciligin sonucudur bu.
  • unisex bir kelimedir, tüm cinsiyet gruplarını kapsar ve aşağılama ile ırkçılık göstergesidir. bu sebeple türkçesi kezban olamaz. türkçesini kezban sanmak da kişide ingilizce bilgisi eksikliğine, kişinin kavram kargaşaları içinde boğulmakta olduğuna ve saflığına delalettir.

    white trash, en geniş tanımıyla, "kenar mahallerde yaşayan cahil-fakir beyaz insan"dır. bir insanı white trash olarak anmak kişiyi birinci dereceden ırkçı bir pislik yapar.

    o sebeptendir ki; basitleşmeyin.

    bir hikaye dahilinde kullanımına tanık olmak için lütfen bakınız: revelation by flannery o'connor
  • nedense universitedeyken turkiye'de yaptigimiz
    veya ozendigimiz
    cogu seyin amerika'da white trash terimiyle ifade edildigini ogrenince
    sogumak geldi icimizden.
    metallica'dan
    dovmelerden
    biradan...
  • gunumuzde kullanimi irkcilik icermese bile, cikisi ister istemez irkci olan ingilizce tabir. pek aciktir ki white trash denen seyi bildigimiz trashten ayiran ozellik beyaz olmasidir. bu durumda zenciler dogrudan trash kabul edilmektedir. ama eskidenmis, kolelik zamaniymis o zmaanlar, oyle yerlesmis vs.
  • ikili ilişkiler ve burçlar - ikili ilişkiler ve futbol kombinasyonları dışında herhangi bir konuda konuşma imkanı olmayan insanlar için de kullanılabilecek kibar bir terimdir. aynı fikri değişik cümlelerle tekrar tekrar anlatırlar. örneğin:

    "bence insan sevgilisinin ailesiyle tanışırken korkmamalı yani, hakikaten korkmak çok saçma. gerçekten evleneceğin insanın anne ve babasıyla aynı evde olmaktan çekinmemelisin, anlatabiliyo muyum? yani sonuçta onlar da bi insan, onlarla aynı ortamda olmaktan tırsmamalısın. rahat davranmalısın, evleneceğin insanın evi yani sonuçta. onlarla aynı ortamda rahat olabilmelisin".
  • ifadenin irkci oldugu ve ust sinif beyazlar tarafindan kullanildiginda zencilere de dokundurdugu dogrudur ama bugun kullaniminin asil amaci beyazlarin kalanini aklamak veya beyaz olmayanlara sallamak degil beyazlarin trash olan kismini asagilamaktir. hatta yaygin olarak ilk kez zenci koleler tarafindan fakir beyazlari asagilamak amaciyla kullanilmaya baslanmistir.
  • meselenin özündeki ırkçı ayrım sanırım aslında hala orada duruyor; beyazın beyaza ırkçılığı. amerikayı amerika yapan ( ya da yaptığına inanan) o kusursuz beyaz adam değil burada bahsettiğimiz. kültürlü, elegan, medeni, cool birşey değil. yani aslında beyaz olmaya ya da beyaz olmanın amerikada temsil ettiği şeye layık değil. eğer üstün bir ırk yaratılacaksa beyaz adamın yok etmesi gerekenlerin başında bunlar belki de... wasp olmanın gereklerini yerine getiremeyen beyazlar galiba bunlar, ya da okyanusun bu tarafından öyle görünüyor.
hesabın var mı? giriş yap