• durum 1-0 olsa hoca bunu yapmazmış. lan herhalde yapmazmış. adam zaten 3-0 gibi net bir skorla garantilediği maçta ezeli rakibinin genç takıma karşı farka gitme ihtimalini ortadan kaldırmış. bu şekilde belki de fenerbahçe genç takım oyuncularının özgüvenlerinin kırılmasını engelledi adam. olası bir fark durumunda yönetimden, taraftardan gelecek tepkiyi ortadan kaldırmaya çalıştı. bir sikin de hakkını verin amk.
    sahalarımızda çok nadir görülen bir fair play örneği göstermiş olan hocamızdır.
  • u21'de fenerbahçeye karşı 3-0 öndeyken, 3 oyuncu değişikliğini kullanan fenerbahçe'nin sakatlık dolayısıyla 10 kişi kalması sonrası kendisi bir futbolcusunu kenara alıp kendi takımını da 10 kişi bırakan eski futbolcu.

    3-0 önde olmasaydı böyle yapar mıydı bilmiyorum ama yine de takdir ettim yaptığı şeyi.
  • arkadaşı nihat kahveci'nin real sociedad'a transferi sonrası bjk nevzat demir tesislerini gezerken sorduğu, "olm çok güzel olmuş, nası yaptınız lem burayı?" sorusuna, "senin paralarla olum" diyen ve keh keh gülen futbolcu.
  • futbolculuğu dönemindeki tüm saç baş yoldurmalarına karşın beşiktaş'tan yediği ekmeğin her lokması helali hoş olsun dedirtmiştir bugünkü hareketiyle.

    http://www.futbolarena.com/…z-penaltiyi-atmadi.html
  • paraya para demeyen insan.
    (bkz: r harfini soyleyemeyen insanlar)
  • yaptığı hareket efendiliktir. oynadıkları da bir oyundur. dünyanın sonu değil. altyapı takımı olduklarına hiç girmiyorum.

    bir yerde okumuştum ingiltere'de çok uzun yıllar centilmen bir ingiliz öyle şey yapmaz denilerek ceza sahasının içinde elle oynamak penaltı değilmiş.

    böyle gereğinden fazla ciddiye alarak holiganlaştık, birbirimizi bıçakladık. bırakın insanlar jestler yapsınlar sporun esas güzelliği budur.
  • rumeli kavağının türk futboluna hediye ettiği en büyük futbolcu. hiç unutmam, beşiktaşın yüzüncü yılında ligin son haftalarında galatasarayla oynayacağı şampiyonluk maçı vardı. hani şu spikerin "sergen attı şampiyonluk geldi" dediği maç. bir iş için gittiğimiz rumeli kavağında balıkları mideye indirdikten sonra maçı izlemek üzere bir kahveye gittik, lakin ortamda bir gariplik vardı. tamam yüzüncü yıl, şampiyonluk maçı ama içerdeki herkes beşiktaşlı. tuhaflık burda değil. ortamı süzdükten sonra bir baktık ki duvarlar boydan boya yasin sülün pankartlarıyla dolmuş. ortamda da bir "yasin ne yapacak, oynayacak mı? inşallah yüzümüzü kara çıkarmaz" şeklinde yasin de yasin muhabbeti almış başını gidiyor.

    arkadaş "ulan ne biçim yere geldik biz? beşiktaşın pankartı asılacak, lafı edilecek başka topçusu mu yok?" demeye kalmadı, yan masadan bir arkadaş uyardı "yasin buranın evladıdır, akıllı olun!"
  • fifa 2000'deki yeteneği tam olarak 55'ti, ki bu da dönemin en revaçta oyuncusu, deyim yerindeyse messi'si olan rivaldo'yla aynı özelliklere sahip olduğu manasına gelmekteydi. hatta oyunun nostalji bölümünde no.10 olarak geçen pele bile, yasin sülün'den sadece 1-2 puan daha önde görünüyordu diye hatırlıyorum. hangi sapığın işiydi bilinmez ama türk topçusu olmasından mütevellit insan bu durumdan garip bir haz duyardı.
  • bi röportajında abi ben başarılı olursam şımarırım bazı uzuvlarımda yükselme olabilir yani yapım buna müsait napabilirim ki abi demişti. o günleri göremicek ama bu süperlikle.
  • lan ben bu adamın altyapıdan yeni çıkıp takımda oynadığı zamanları biliyorum. altyapının gururu olarak piyasaya çıkmış ama bence sahip olmadığı yetenekler yüzünden beşiktaştan haklı olarak gönderilmişti.

    özkaynak falan fisman derken geçen bi duydum ki beşiktaş u18 takımına antrenör olarak gelmiş. olum nasıl olur lan? bu kadar mı yaşlandık? bu adam daha dün altyapıdan çıktı zaten. ne zaman futbolu bıraktın ne zaman hoca oldun arkadaş? şuan resmen şoktayım lan. bizim yasin sülün antrenör olmuş. komik.

    bu arada üzülmesin kendisi ama altyapı hocası olacak ne yeteneği ve bilgisi var onu da ayrıca merak etmekteyim. neyse.
hesabın var mı? giriş yap