• imam hatipleri genel lise statüsüne sokabileceklerini söylemiş. ha şöyle ya.. dürüst ol canımı ye.

    şimdi öss'de katsayı farklarının kaldırılması hakkında "ama meslek liselilerin mağduriyeti" diye bas bas bağıran genç sivilleri ve sözlükteki temsilcilerini yusuf ziya özcan hakkında yorum yapmaya bekliyoruz.
  • universitelerde ozgur ortam olmasini isteyen bunun icin turbani savunan zihniyetin temsilcisidir.

    tek bir konuda hemfikiriz. turkiye'de belli basli universiteler disinda hicbir universitede ozgur ortam yok. yalniz ezilen ogrenciler konusunda anlasamiyoruz. ben hic bir universitede oruc tutuyor, namaz kiliyor diye ezilen bir ogrenci duymadim. amma velakin kulagina kupe takan, sacini uzatan erkek ogrenciler anadolu'da bircok universitede baski goruyor, dayak yiyor. daha yeni nu resim yapan ogrenciler dayak yemedi mi? zaten universitelerimizde kizlarla erkekler ne yurtlarda bir araya gelebiliyor ne de ozgur bir yasam var. iki uc universite disinda alkol satisi da yapilamiyor. 18 yasini doldurmus insanlarin alkol satin alma hakki yasal olarak varken egitim bolgesi icinde bunu yapamiyorlar. hic bir mumin musluman baski altinda degil ki? tam aksine bir grup mumin ogrenci grubu digerlerine baski uyguluyor. e zaten baskin durumda olan grubu ezilen grup gibi gosterip daha fazla hak vermeye calismanin anlami nedir?

    dis gorunumu sebebiyle "kendilerinden" olmadigini anladiklari erkek ogrencileri doven grup, ileride turbanli kiz sayisi arttiginda turban takmayan kizlara nasil bakacaklar? bakin yanlis anlamayin. bu ulkede sadece bogazici, koc, odtu, itu vs. yok. anadolu'da adini bile daha once duymamis olabileceginiz bir suru universite var. bu universitelerde turbanli orani yuzde 70 80 lere ulastigi zaman azinlik olan turbansiz kizlar "namussuz" damgasi yemeyecek mi? azinlikta oldugu icin dayak yiyen erkeklerin oldugu yerde kizlara nasil davranilir? sanki universitelerde modern bir yasam tarzi varmis da bir tek turbanli kizlar bundan mahrum kaliyormus gibi gosterip baskin gruba bir tane daha politik sembol yaratmanin manasi nedir? turbana gelene kadar mevcut universite hayatinin ozgur hale getirilmesi gerekmez mi?

    ben simdiye kadar "namaza gitti dayak yedi" ya da "oruc tuttugu icin tartaklandi" haberi duymadim. ama ne hikmetse oruc tutmayanlara, sac uzatan erkeklere, dine aykiri resim yapan ogrencilere yapilan baskilari sikca duyuyorum. ama hala haklari korunan, ozgurlukleri genisletilmeye calisilan grup turbanli kizlar oluyor. bir terslik var bu iste ama dur bakalim..
  • hocamdır. iyi ve güzel adamdır. daha doğrusu koltuk hırsına sahip olmadığı geçmişin anılarında böyle biri idi. şimdilerde memleketi tarumar eden akp'lilere yaranmak için girdiği pozlara, eda hal ve tavırlara bakıp üzülmemek elde değil.

    isterse söylemesin mevzusu ayyuka çıktığı gün istifa etmeliydi aslında. yani hocam, kemal unakıtan gibi biri senin için "eli mahkum, kulumuz, partimizin memuru, biz ne buyurursak onu yapar, arzumuzu dillendirir, isterse söylemesin" diyor ve sen hala o makamda duruyor, o koltukta oturuyorsun...

    yıllar evvel çok zevk aldığımız derslerinden birinde, bize makam-koltuk hırsı gütmememizi, sadece doğru olanı yaparak vicdanımızı her dem rahat tutmamızı öğütlemişti. ve bir söz etmişti, ki unuttuğu düşüncesiyle bu sözü şimdi ben hatırlatıyorum kendisine: (bkz: şerefü'l mekan bi'l mekin)
  • acaba kendi maaşına nasıl %200 zam istedi diye merak ediyorum. yani ne dedi? lojmanda oturan, altında makam aracı bulunan ve eline ayda yaklaşık 5000 ytl geçen bu şahış geçim sıkıntısından mı bahsetti? yoksa çok çalışıyorum, göreve geleli üç-beş ay oldu ama üniversitelerde şu şu iyileştirmeleri yaptım, daha fazlasını hak ediyorum mu dedi? ya da hükümetin emirlerini yerine getirken medya bana çok yükleniyor, çok stresliyim, baskı altındayım, kanunlara bile karşı çıkıyorum, bu şartlar altında çalışmak zor, yıpranıyorum, yıpranma payı isterim mi dedi? belki de yediklerinizden, içtiklerinizden ben de pay istiyorum demiştir. ya da bakın bana şu kadar zam yapmazsanız bana nasıl emir verdiğinizi, neler yaptırdığınızı ve neler yaptırmak istediğinizi anlatırım diye sus payı mı istedi dersiniz?

    peki zam isterken aklından geçenler neydi? hukuk kurallarını çiğniyorum, üniversitelerde çatışma ortamı doğmaya başladı, akp'nin de suyu ısınıyor, yani ye ye nereye kadar... bu iş bir yerde son bulacak. bari çeşme akarken küpümü doldurayım sonuçta bu işin sonu ya işsizlik ya hapis mi dedi dersiniz?

    peki ya devlet memuruna %2 zam yapmayan adamlar nasıl oldu da gene bir devlet memuru olan yusuf ziya beyin şahsında belli bir gruba %200 zam yapmak için harekete geçti?

    bir soru da akp şakşakçılarına... siz nasıl açıklıyorsunuz bu durumu? yusuf ziya hangi sebeplerden ötürü bu zammı hak ediyor ve hangi sebeplerden dolayı bu zam kendisine veriliyor? bir açıklasanıza bize... ama siz susarsınız şimdi. duymazdan gelirsiniz. karekteriniz böyle sizin... ama başka zamanlarda çıkıp çığırtkanlık yaparsınız değil mi?
  • göreve geldiği ilk tarihte yapılan tartışmalara biraz göz gezdirdim de... kendisi hakkında dile getirilen olumsuz eleştirileri hak etmediği, ön yargılı davranılmaması gerektiği, yök başkanlığını hak ettiği, bağımsız bir birey olduğu, siyasi sebeplerden dolayı oraya atanmadığı, üniversitelerin daha özür ortamlar olması için çalışacağı falan dile getirilmiş.

    acaba o günlerde bu sahşı savunanlar şimdi ne düşünüyor çok merak ediyorum gerçekten. yani meclis başkanına -rte ve abd gül- "aman hocam bir sey soylersin ipimizi cekerler" dediler diyor. malı ye bakanı "isterse soylemesin " diye bir laf ediyor. kendisi çıkıp "hukumetin emir eri degilim" diye açıklama yapmak zorunda kalıyor. ama bu açıklamayı yaparken kendisi ile röportaj yapmak isteyen gazeteciler malı ye bakanının korumaları tarafından uzaklaştırılıyor.

    rektörleri açık açık "sicil amirinizim haaa" diye tehdit ediyor. hukuka aykırı bildiriler kaleme alıyor. ama diğer bir taraftan da çıkıp özgürlük ve demokrasi diye konuşuyor...

    üniversitelerde olaylar çıkmaya başladı. kutuplaşma artmış durumda...

    gerçekten bu adamı savunanlar şimdi ne düşünüyor çok merak ediyorum? hayır yukarıda bahsi geçen ifadelerin irdelendiği başlıklarda yusuf ziya özcan veya akp savunucularının yorumlarını göremedim de... belki buraya yazarlar diye soruyorum. cidden ne düşünüyorsunuz? ben emir eri değilim dediğinde buna inandımız mı? gerçekten de akp'nin bu adamı siyasi sebeplerle oraya getirmediğini mi düşünüyorsunuz?

    ***

    not: ne düşünüyorsunuz derken düşünebildiğiniz kabul edilmemiştir. yoksa koyun olduğunuz gerçeği açık. aslında dinci demogogluğunuzu kullanarak ne yumurtlayacaksınız onu merak ediyorum. ya da diğer bir dinci taktiği ile susacaksınız... bakalım göreceğiz.
  • hani bir fıkra vardır bilenler bilir. cehennemde bok çukurları varmış, içinde her milletten insanlar varmış, her milletin çukurunun başında da çukurdan kaçmasınlar diye zebani bulunurmuş. türk'lerin çukurunda ise zebani yokmuş. "neden böyle?" diye sormuşlar. "onlara gerek yok. çukurdan çıkan olursa nasıl olsa aşağıdan geri çekerler". bu fıkrayı neden yök başkanı bu kişiye ithaf ediyorum? aşağıdaki açıklamasından dolayı. neymiş?

    ''bizim ülkemizde hiçbir zaman kabiliyetlerimiz bakımından bir yere yönlendirilmedik. üniversiteye gidiyoruz hasbel kader. annemiz, babamız bize bir bölüm söylüyor, orayı yazıyoruz. bu iyi bir şey değil. o üç üniversitede (sabancı, okan ve işık üniversiteleri) yapılan şey bu. mekanizmaya biraz da çözüm getiriyor. yönlendirilmemiş çocuklara son bir şans veriyor. bir sene ortak dersler alıyorlar. o derslerde seviyeleri yükseliyor. hem de hangi alanlara ilgileri var onlar tespit ediliyor. çocuk ikinci yılında istediği alana yönlendiriliyor bu iyi bir şey.
    şimdi bunun sakıncası siz eşit ağırlıkla düşük puan gerektiren bir yere giriyorsunuz. bir sene okuyorsunuz, sizden 30 puan daha yüksek veya sayısalla öğrenci alan bir bölüm gösteriliyor. ilginizin o bölüme olduğunu düşünüyorsunuz. sizi o bölüme geçiriyorlar. sonra ne oluyor? siz 30 puan farkı bir anda kapatmış oluyorsunuz. sınav türü değiştiriyorsunuz. eşit ağırlıktan sayısala gidiyorsunuz bizim itiraz ettiğimiz kısım bu. ya herkese bu sistemi verelim ya da hiç kimseye vermeyelim.''

    benim ruhuma şu şekilde hitap ediyor bu söylenen: rezalet bir eğitim sistemimiz var. düzeltemiyoruz da. zaten pek de istemiyoruz. bu ülkede düşünen, araştıran, sonuca giden bireyler asla istemiyoruz. bazı densizler, haytalar, tutmuş bu konuya kafa yormuş. neymiş efendim? öğrenci kabiliyetlerine göre istediği mesleğe yönlendiriliyor, üstüne üstlük başarılı oluyor, bak sen şu işe. bu güzel bir sisteme benziyor aslında ama diğer okullarda uygulayamayız. o yüzden bunların uygulaması da doğru değil.

    ne 30 puanı sayıklıyorsunuz sayın özcan. bu ülkeye pırlanta gibi ne istediğini bilen, yaptığı işten zevk alacak, hepimize (cemaatlere değil belki) faydalı olacak gençler yetişiyor o sistemle, siz tutmuş 30 puan 40 puan reröreröleriyle ülkemizi batağa götüren yolda müteahhitlik ediyorsunuz. sizin gibiler yüzünden gerçekten de türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz.

    bazı gençlerimiz bok çukurundan çıkmaya çalışırken aşağıdan hızla asılan yök başkanı.

    olay makul bir şekilde neticelenince gelen edit: olay makul bir şekilde neticelenmiş, tepkilerden sonra doğru yola sapılmıştır.
  • gerekirse imam hatipleri genel lise statüsüne sokarız demiş, gerçek niyetinin ne olduğunu ortaya koymuş, takkesi düşmüş keli görünmüş yök başkanı. hani nerde kaldı meslek lisesi öğrencilerinin mağduriyeti? sen bu katsayı denkliğini meslek liseleri için yapmamış mıydın? bu adam odtü'de hoca ve ben şu an odtülülüğümden utanç duyuyorum.
  • bundan birkaç ay önce 600 bin dolarlık zırhlı araç tahsis edilen, şimdi de maaşına zam isteyen kişi.

    erdoğan teziç yök başkanlığı döneminde, araçla ilgili soru üzerine, tahsis edilen zırhlı aracın çok eski olduğunu ve sürekli arıza çıkardığını söylediğinde akp'ciler tarafından çok eleştirilmişti. adamın ne ahlaksızlığı ne paragözlüğü bırakılmıştı. doymak bilmeyen özcan isteklerine tepkisiz kalan bu kesmin tepkisizliği ahlak yoksunluğuna ve "amaca ulaşmak için her türlü iki yüzlülük mübah" anlayışına iyi bir örnek teşkil ediyor.

    zaten bilindiği üzere bu insanlar amaç doğrultusunda istedikleri insanlar hakkında, gayrimüslim, suçlu, faşist, statükocu gibi sıfatları kullanmayı, yani kul hakkı yemeyi sorun olarak görmüyor. türban takma hakkı (!) dışında kul hakkının pek de umurlarında olmadığı da aşikar ya, neyse...
  • başkan olarak atanması ile birlikte, kendisini zerre kadar tanımayıp hakkında bir sürü ahkam kesen elamanın türediği kişidir. öncelikle yök e atanması o kadar büyük bir sürpriz olmuştur ki medya kendisi ile ilgili haberleri ekşisözlükteki yazılardan kopyalayıp oluşturmuştur. fotoğraflar tubitak, usak ve vikipedia’dan derlenmiştir. bu acelecilik içerisinde hoca’nın kendi internet sayfasına bakmak güzide basınımızın aklına bile gelmemiştir. hakkında ekşisözlükte yazılan bilgilerin bir çoğu hatalıdır. hatalı bilgileri ve bildiğim kadarı ile doğruları aşağıya yazıyorum.

    yanlış: pipo içicisidir. doğrusu: hoca pipoyu bırakalı iki yıl oluyor.
    yanlış: pollmark'ın kurucusudur. doğrusu: pollmark'a istatistik danışmanlığı yapmıştır, kurucusu değildir, ortağı hiç değildir. kaldı ki hoca birleşmiş milletler'den tutun da avrupa birliği'ne kadar birçok kurumun projelerine danışmanlık yapmıştır, aynı mantıktan gidersek avrupa birliğini de birleşmiş milletleri de yusuf ziya özcan kurdu dememiz gerekir. hakkaten belki de o kurmuştur yahu, bakın yarın cumhuriyet bu başlıkla çıkarsa şaşırmayın.
    yanlış: akp'lilerle yakın bağlantısı vardır. doğrusu: siyasetle yakından uzaktan işi olmaz, siyaseti sallamaz.
    yanlış: yök'te kadrolaşmanın işareti. doğrusu: yusuf ziya özcan sağlamcıdır, işi kim iyi yapacaksa onunla çalışır kimseye eyvallah etmez.
    yanlış: polisle işbirliği yapmıştır. doğrusu: polis akademisinde dersler vermiş, polisin insan hakları, sosyoloji, metot gibi dersleri almasında etkili olmuştur. evet haklılar, polisin insan hakları eğitimini almasını savunmak ne kadar da polisçe bir kafa değil mi?
    yanlış: tüccar akademisyen. doğrusu: bilgiden para kazanmak tüccarlıksa evet tüccardır, akademide olup da bilgisiyle para kazanabilmek memleketteki kaç anlı şanlı bilim adamının özelliğidir. masa başında oturup ahkam kesmektense adam saha araştırmaları yapıyor, memleket gerçeklerine dair data topluyor. tabi tabi buda kötü bişey, ah be hoca otursaydın sen de masanda bi wallerstein’dan epigraf, bir bourdieu’dan kritik yapsaydın daha kıymetli olurdun.

    bundan sonra yök'ün ışıkları cumartesi, pazar geceleri de yanarsa kimse şaşırmasın, bilin ki yusuf hoca haldır haldır çalışıyor demektir. haa bu kadar yorumdan sonra açıklamakta fayda var ben yöke karşı mıyım? ewet özgürlüklerin önüne koca bir set çeken yöke sonuna kadar karşıyım. zaten yusuf hoca’nın öğrencisi olmak yök’e, baskıya, otoriteye karşı olmayı gerektirir.
  • odtü tarihinin en büyük utancı olsa gerek.
hesabın var mı? giriş yap