• serdar öztop'un sükut albümünden bir parça. haluk levent'in ölmesin çocuklar şarkısının enstrümental hali de diyebiliriz. şaheser.
  • cahit zarifoğlu'na ait bir şiirdir ;

    özgürlüğe doğru

    bırakıyor ardından belalara beni
    tedbirim öldü gövdemin binası geçti

    göğsümde ince gergin çelik bağcık
    tenimi bastıran içerilere

    bağırıyor leylaklarım ağlıyor ağlıyor duvarlar
    çatlıyacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar

    çocuk yığılıyor kalp kalp üstüne konuyor
    bir baba damarı vuruyor sökülen nabzın

    şimdi batar birkaç nesli azdıran bozgun
    simsiyah aklım ve beyaz bir nokta kalbim

    kader akışı alkışlanıyor her karım
    nazlı buluş git git kabarıyor dalgalar

    çare yok gür gür bağıracağım yoksa bu sefil
    isyan yüklü gemi zor kayalıklarında gönlün

    harp. ezilen etin söğülen köpekliğim için değil
    güzel ölçülü zulmetmeden yeterince öldürüşüm

    harp geliyor bir güzel bilendin mi kardeşim
    binlerce cilt tutyor kılıçların hançerin

    i believe in you believe in we believe in
    in la ilahe illallah la ilahe illallah

    şimdi kalk yüceldin guslet suyun götürmesiyle kuşan
    yüzün kolların ateş yakmaz başın ince ayakların

    dünya bir konak bir konuk ölümsüz hayat içre
    geçildikçe hor öpüldükçe soyunur şehvete

    şehvet ahırı değil yeryüzü
    domuz ahırı değil yer toprak

    iki başımın arasında bulduğun toprak
    dörtköşe duvarlar siyah örtü ve göç sesleri

    kapanıyorum kabulet öyle buyur
    bin açılı örtüye daha sar beni

    bin yıl bin daha
    dursam kapında

    sayısız perdeden bir perdecik kalsın için
    başım yüzüm kızarır haddim olmaz aslında

    sakin ve gövdemin mızraklarını döken bir geliş
    vara gele ancak birkaç ağaç alıyor göğsüm

    sakin ve daha sakin mızraklarım dökülsün daha
    aniden çıkıp havlayan köpekte emanet bugün

    binbir helak ve kurtuluş ve allah selamıyla girilen ovada
    bir dağ gibi diz çök kendine ırmak ol tut tut bırak yıldırımları

    sakin daha sakin kımıltı yok bakışında
    bırak toprak altında göl olsun gözlaşın

    bir çeşit isyandın gönül ağlaması ilacın
    destur. nice uzlet makamından geçersin şimdi

    şimdi çağırıyor o güzel aşka beni yalvarıyor beni
    duruyorum ve çeşit çeşit ölüm omuzumun binileri

    bu ova cennet olmalı sayımızca bir cennet safı
    bu çukur ateş olmalı sayımızca bir cehennem safı

    ya bu yol.ayağın sahibi gövdeden habersiz yürüdüğü
    gövdenin ayağa merbut ayağa dönük ayak kesildiği

    sen gönlünü yukarıya bil

    bir dağ nasıl söylerse öyle söyle
    bir dağ nasıl inilerse başla öyle

    ey zarif sen de ata yoluna meylettin
    korkarım binbir belaya dayanmaz sıkletin
hesabın var mı? giriş yap