• memleketin birinde bir başbakan'ın kriz geçirirken hastaneye yetiştirilmesi ancak makam arabasının sehven kilitlenmesiyle başbakanın arabanın içinde mahsur kalmasından sonra korumalardan birinin civardaki bir inşaattan temin ettiği bir balyozla camı kırması neticesinde kurtulması akabinde balyozun sahibi "koskoca başbakanı benim balyozum kurtardı, fakat bana kimse bir şey vermedi. ne anladım ben bu işten?" diye mahkemeye müracaat etseydi açılan davaya halk arasında verilen isim bu olurdu.
  • belirtisiz isim tamlaması.
  • hakimlerine tehdit mektubu gönderilen dava. vatansever sevgi pıtırcıkları tehdit etmiş kan emici hain hakimleri (!). tövbe tersturnikee !

    http://www.sabah.com.tr/…-tehdit-mektubuna-inceleme
  • hukukun 1 gram bile olmadığı davadır. şöyle ki;

    26 ağustos 2011 tarihli duruşmada, süleymaniye camii'sini bombalama suçuyla yargılanan sanıklardan birisinin savunması gerçekleşmiştir. olayı sizin için özetleyeyim:

    bu adamcağızın eline vermişler 3-5 kağıt. demişler ki bak bu süleymaniye camii'si ve çevresinin planı. şu tarafında bu sokak, bu tarafında şu sokak var. sen bunu bombalayacaktın, bu yüzden seni diğer bütün masumlar gibi içeri aldık.

    bu muvazzaf subay çıkıyor efendim savunmasını yapmaya o vicdansız hakim ve savcıların karşısına. oradaki perdeye yansıtıyor görüntüleri. diyor ki; siz benim 2003 yılında şu isimli sokaklar arasında kalan süleymaniye camii'ni bombalayacağımı iddia ediyorsunuz. bana bununla ilgili 2003 yılında hazırladığım iddia edilen bir plan/kroki bile verdiniz. o zaman alın size benim ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesinden aldığım resmi belgeler.

    bu belgelerde olanlar ise şöyle: bu subayımızın eline verilen belgelerdeki adı geçen sokak/caddeler, isimlerini 2006 yılından sonra almışlar. bu yıla kadar başka bir isimdelermiş. bunu da bu subayımız, 2 belediyeden de yazı alarak kanıtlıyor.

    şimdi bu ne demek? bu, birilerinin, hatta hiç işi gücü olmayan birilerinin, oturup, böyle saçma sapan belgeleri, 2006-2007 yıllarından sonra hazırladığı, bu belgeleri hazırlarken de, "acaba burası 2003 yılında da böyle miydi" diye düşünemediği demek.

    peki hakim ve savcılar ne yaptılar bu delilin çürütülmesi üzerine? hiçbir şey. karşılarındaki sanık(!)ların ağırlığından ötürü duruşma sırasında kafalarını kaldırıp yüzlerine bile bakamayan hakimler, aslında her şeyin ne olduğunu bilen ama sırf birilerine yaranmak için orada olup yüzlerce ailenin bedduasını alan hakimler, diğerleri gibi bu delil çürütme olayını da göz ardı edip tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

    bugüne kadar o salonda savunmasını yapan herkes çürüttü hakkındaki iddaları. sonuç? yine birilerinin istediği oluyor, yüzlerce insan hala boş yere tutuklu kalıyor, bu insanların ailesi de her gün kahroluyor...

    ve hala 3-5 kendini bilmez, bu davanın doğru olduğuna inanıyor oturduğu yerden sadece ele geçirilmiş medya organlarını takip ederek. boşuna açmadılar o davayı halka? kaldırın o kıçınızı, gidip silivri'ye izleyin, ufkunuz genişlesin. orada yapılan haksızlıkları gördükten sonra bakalım fikriniz hala aynı kalabilecek mi?
  • ülkenin yargı sisteminin hantallığı bahane edilerek eleştirilen davalardan biri.

    edit: paralel yapının tuttuğunu içeri atma sevdasıyla özünü kaybetmiş dava.
  • çok komikliklere ev sahibi olan sözde darbe girişimi davasıdır. buyurun size komikliklerden biri daha:

    gölcük’te bulunan ve (sahte) balyoz belgelerinin kayıtlı olduğu 5 no.lu hard diskten aynı zamanda amirallere suikast-kafes-casusluk-fuhuş gibi aklınıza gelebilecek tüm davalar hakkında da yeni dijital delil çıkıyor. (ingilizce ifadesiyle, how convenient!)

    balyoz için tespit tutanağı hazırlayan emniyet görevlileri bu dijital belgeleri “donanma komutanliği’ndan elde edilen diğer veriler (ergenekon-poyrazköy-kafes-casusluk vb. soruşturmalarla ilgili)” başlığı altında incelemişler. poyrazköy ve balyoz davaları sanıklarından ali türkşen için hazırladıkları tespit tutanağında, diğer davalarla ilgili bu belgelerden azinliklar emir.doc isimli word belgesi için şöyle yazıyor:

    “belgenin dijital kullanıcı yolları incelendiğinde oluşturma tarihinin 05.11.2008, son kaydetme tarihinin 14.12.2008 olduğu, belgeyi yazanın ve son kaydedenin ali türkşen isimli kullanıcı olduğu görülmektedir.”

    bu ve benzeri imzasız dijital belgelerin (çok kolaylıkla manipüle edilebilen) üstverilerinden yola çıkarak tem görevlileri şu sonuca ulaşıyor:

    “ali türkşen isimli şahsın, 2003 yılında balyoz harekat planı kapsamında darbeye zemin oluşturmak için yapılması planlanan faaliyetler kapsamında hazırlanmış olan belgelerde operasyonel faaliyetlerde görevlendirildiği, benzer amaçlı hazırlanan 2008 tarihli belgelerde de operasyonel amaçlı görevlendirildiği, şahsın bu tarz görevlendirmelerde kadir sağdiç isimli şahsın uhdesinde görev aldığı tespit edilmiştir.”

    üstverisine bakarsak, azinliklar emir. doc belgesi ilk olarak 5 kasım 2008’de sabah saat 9:41’de ali türkşen kullanıcı adı ile kaydedilmiş.

    ali türkşen’in bu ve benzeri belgeleri hayatında ilk defa gördüğünü söylemesinin elbette hiç bir değeri yok; zira imzasız dijital belgelerin üstverilerine bakarak tem görevlileri türkşen’in “bu tarz” görevlendirilmelerde görev aldığını tespit etmiş bile.

    şansa bakın ki, trt ekibi, 5 kasım 2008’de (evet, belgenin sözde kaydedildiği gün) o dönem kurtarma grup komutanı olan albay türkşen’in (evet, sözde belgeyi kaydeden kullanıcının adı) gemisinde derin su dalgıçlarının eğitimlerini çekiyor. 5 kasım 2008 günü sabah 8:30’da başlayan ve gün boyu devam eden çekimler aşağıda bir bölümünü göreceğiniz “savaşta barışta türk ordusu” programında yayımlanıyor.

    türkşen, balyoz’un 45nci celsesinde gölcük’ten çıkan belgelerle ilgili olarak bu konuyu gündeme getiriyor ve videoyu “mahkeme”ye izletmeden önce salondakilere sesleniyor:

    “şimdi bu donanma komutanlığında gölcük’te çıkan belgelerin gerçek olduğu konusunda hiçbir tereddüt duyulmadan 11 şubat günü tutuklandık. (…) ama allah yardımcı oluyor. tabi hayatımızın her dakikasını filme alma almamız mümkün değil. (…) tabi ben, belki bu filmi kendi birliğimde o günkü eğitim sırasında çektirmiş olsam, belki bunu da ben kendim organize etmiş olabilirim diye de düşünülebilir. ama gene allah yardım ediyor. türkiye radyo televizyon kurumu (trt) kameralarının önünde, sabah saat 8:30’dan akşama kadar, limandan ayrı yaptığım faaliyetlerin küçük bir bölümünü (…) sizlere göstereceğim.

    bu video sırasında heyetinizden, avukatlardan, sanıklardan, seyircilerden, herhangi bir kimse bu görüntüler sırasında sağımda solumda, önümde arkamda, bir bilgisayar görüyorlarsa, saat 10:40 [dogrusu 9:41 olacak] itibari ile iddia edilen hazırladığım raporu, hazırladığımı düşünüyorlarsa lütfen videoyu izledikten sonra söylesinler.”

    “mahkeme” videoya öylece bakıyor. tıpkı diğer sanıkların sundukları sahtecilik kanıtlarına baktıkları gibi. davadaki avukatlardan birinin deyimiyle “sinirleri alınmış” vaziyette videoyu izliyorlar. “mahkeme” ertesi gün ali türkşen dahil 163 balyoz sanığının tutukluluğuna devam kararı veriyor. kuvvetli suç şüphesi nedeniyle.

    ilgili link

    edit: linkte programın videosu da bulunuyor.

    şimdi buna gülmeyelim, o içeride boşu boşuna 7 aydır yatan subayların haline kan ağlamayalım da ne yapalım? bunun gibi savunmasını yapan her subay hakkındaki bütün iddiaları %100 çürütyor davalar süresince, ama hala ve hala, inatla kuvvetli suç şüphesiyle(!) içeride tutulmaya devam ediyorlar...
hesabın var mı? giriş yap