• enis batur’un 1973 – 1974 yıllarında paris’te yazdığı nil’inin alt başlığı.
  • insanin yasamda karsilastigi hic bir olgunun yeni, yasanmamis. ve anlasilamaz olmadigini vurgulayan cumle. *

    nihilist, vurdumduymaz ve umitsiz olmaya iten gercek. karsilastiginiz sorunlarin, sevinclerin insanoglunun evriminde teker teker yasanmis oldugunu hatirlatan, kisinin kainatin bir parcasi olarak cok kucuk oldugunu gosteren olgu.

    ayni zamanda, yalnizlik icinde gecen hayatlarda, su acidan da bakilirsa insani rahatlatabilecek bir soz. hayatta yasanan hersey, uzun vadede bisey degistirmez. * fakat hayatin guzelligi ve anlami, empati yoluyla yasananlari etrafinizda deger verdiginiz kisilerle ozdeslestirmek ve goreceli olarak bir ait olma duygusuna varabilmektir. *
  • "gökkubenin altında yeni bir şey yok" sözüyle de verilir aynı anlam. süleyman'dan beri insanların değişmediği görülüp, kendin olmaktan gayrı farklı bir şey yaşanılamayacağı kabullenilir ve "çözüm de yok" diyip ağlanır. göz yaşları güneşin altında hep böyle akıyodu.
  • yapılanların yapılabileceklerin, soylenenlerin soylenebileceklerin, yaşananların yaşanabileceklerin otesine gecemeyecegi temasında sınırlılık hissi.
  • (bkz: vaiz)
  • "ne olduysa gene olacak, ne yapıldıysa gene yapılacak. güneşin altında yeni bir şey yok."

    eski ahit - ecclesiastes 1:9
  • şu sıralar okuduğum kitaptan sonra yine, yeni ve yeniden şahit olduğum söz. defalarca karşılaşsam ve hayretten ağzım açık kalsa da görüyorum ki her şey ama her şey bir tekrardan ibaret ve ne yaparsan yap bu döngüden çıkmak imkansız. sosyolojik unsurlar gözetilerek aynı dönem içinde yaşayan toplumlara da bakılsa, antropoloji gözetilerek eski dönem toplumlara da bakılsa, olmadı geçmişle şimdinin kıyası, şimdiyle geleceğin değerlendirmesi de yapılsa hiçbir şey değişmiyor. her şeyin yolu da o yolda atılacak adımlar da belli. ha, kimi zaman atılan adımların yenilikçi olduğu değerlendirilebilir; ancak aradan "zaman" geçince aslında hiçbirinin yeni olmadığı da ortaya çıkar, çıkıyor da...

    bugün zengin olan, yarının fakiri; dünün güçlüsü bugünün zayıfı ve şimdinin güzeli yarının çirkini olacak. yasa bu şekilde ve bu yasayı değiştirmek imkansız.

    yapılabilecek en ulvi çaba bu döngünün nasıl işlediğini kavramaya çalışmak olabilir ki bu da çok anlamlı bir şey değil. anlamlı değil, zira anlıyor olmak kimseyi bir adım öne taşımıyor. hamur belli...

    işte bu noktada yaşadığım buhran ayyuka çıkıyor ve kendimi ne yazıya ne de söze verebiliyorum. yalnızca susuyor ve zamanın öylece geçmesini boş gözlerle izleyebiliyorum.

    zannedilmesin ki bu bir "umutsuzluk" hali... aksine, insanı veya kendimi tanımaktan bahsediyorum. sonrası yine sessizlik.
  • her şeyin bir tekrardan ibaret olduğunu, yaşadığımız her şeyin daha önce de yaşandığını belirterek aslında bir rahatlamaya yönlendiren cümledir.

    olacaktır, olmuş olduğu - ve oluyor olduğu gibi. güneşin altında yeni bir şey yoktur.
hesabın var mı? giriş yap