8 entry daha
  • şu sıralar okuduğum kitaptan sonra yine, yeni ve yeniden şahit olduğum söz. defalarca karşılaşsam ve hayretten ağzım açık kalsa da görüyorum ki her şey ama her şey bir tekrardan ibaret ve ne yaparsan yap bu döngüden çıkmak imkansız. sosyolojik unsurlar gözetilerek aynı dönem içinde yaşayan toplumlara da bakılsa, antropoloji gözetilerek eski dönem toplumlara da bakılsa, olmadı geçmişle şimdinin kıyası, şimdiyle geleceğin değerlendirmesi de yapılsa hiçbir şey değişmiyor. her şeyin yolu da o yolda atılacak adımlar da belli. ha, kimi zaman atılan adımların yenilikçi olduğu değerlendirilebilir; ancak aradan "zaman" geçince aslında hiçbirinin yeni olmadığı da ortaya çıkar, çıkıyor da...

    bugün zengin olan, yarının fakiri; dünün güçlüsü bugünün zayıfı ve şimdinin güzeli yarının çirkini olacak. yasa bu şekilde ve bu yasayı değiştirmek imkansız.

    yapılabilecek en ulvi çaba bu döngünün nasıl işlediğini kavramaya çalışmak olabilir ki bu da çok anlamlı bir şey değil. anlamlı değil, zira anlıyor olmak kimseyi bir adım öne taşımıyor. hamur belli...

    işte bu noktada yaşadığım buhran ayyuka çıkıyor ve kendimi ne yazıya ne de söze verebiliyorum. yalnızca susuyor ve zamanın öylece geçmesini boş gözlerle izleyebiliyorum.

    zannedilmesin ki bu bir "umutsuzluk" hali... aksine, insanı veya kendimi tanımaktan bahsediyorum. sonrası yine sessizlik.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap