*

  • montrealde bol miktarda vardir bunlardan.
  • bir cogu canada vatanda$idir.
  • louvre'dan muzeden kulturden gectik hadi. bu elemanlar arasinda oyle kendinibegenmis, oyle gotu gokkubbede gezen dallamalara rastlanir ki kucuk dil islevini yitirir; mide asitlerine kurban gidiverir. soyle bir hatirami yansitayim sozluge; konuya ornek teskil etsin:

    bundan birkac sene evvel, fransa'ya tatile gittik ailecek. havaalaninin** altindaki tren istasyonuna indik; aktarma trenine binmek uzre. lakin, etrafta tek bir ingilizce tabela, isaret neyin bulunmamakta. bilette tren saati gozukuyor; fakat perona dair en ufak bir aciklama yapilmamis. neyse efendim, bir adet "enformasyon"* klubesi aramaya basladik, ve bulduk da nitekim.

    iceride orta yaslarda, pms tadinda bir kadin oturmakta. ve aile bireylerimizin bildikleri tek yabanci dil "ingilizce". bendeniz de o vakitler 6 ay fransizca gormusum mektepte; lakin bir tek "odevimi evde unuttum madam damon, af buyrun" diyebiliyorum adam gibi. neyse efendim, benim valide gitti klubenin penceresine ve biletini uzatip ingilizce "ne zaman kalkiyor bu tren?" diye sordu. icerdeki kadin oyle bir bakti ki efendim, zannedersiniz annem kadinin mezarina kufretti. gayet iyi anladi validenin soylediklerini ve son derece normalmis gibi, fransizca bir cevap verdi. sonra da elindeki marie clair dergisini okumaya devam etti.

    bizim valide sinirlendi tabii; bir seyler bagrindi kadina. kadinda tik yok. tipik bir umursamaz fransiz. validehatun pencereden bodoslama dalip kadinin yakasina yapismadan once, bacak kadar halimle bendeniz pencereye yaklastim ve yarim yamalak fransizcamla trenin nereden kalktigini sormaya calistim. basarmis olacagim ki kadin once bir afalladi; sonra guler yuzle, fakat yine fransizca cevap verdi. "peron cinq" kismini yakaladim ve macera mutlu sona ulasti.

    simdi bu anekdottan da gorulebilecegi uzre, mevzubahis fransizlar hakikaten ibnedirler. "hayir, tren istasyonuna neden ingilizce tabela koymazsin sen? danismaya koydugun kadin neden insanda gunluk hayatta elektrikli testere kullanma arzusunu korukler? allahin gotoşu seni ya!" demek gelir icimden kendilerine.

    ha tabii bir vule vu kuse avek mua vardir; o bu konsepte dahil degildir. sozluk bayanlarina iletirim...
  • burada esas dikkat edilmesi gereken sey soz konusu fransizlarin ingilizce konusamiyor olmalari degil bildikleri halde ingilizce konusmuyor olmalaridir (evet gerizekali fransizlarin hemen hicbiri ingilizce zaten bilmiyordur, cunku 2. dil bilmez cogu gerizekali; ama konumuz o degil).. bu onlari gerizekali yapmaz ama tabi, dallama diye devam edelim o yuzden (yuzyillardir suregeldigi uzre).. simdi atalar demis ne ekersen onu bicersin diye (tum dunyada oyle).. sahsen turkiye'ye gelmis bi fransiz eger ingilizce de biliyorsa ve bi derdi olursa anlatirim ingilizce ne gerekiyorsa.. ayni sekilde fransa'ya olur da birgun gidersem tabi ki ayni sekilde muamele gormeyi beklerim, gecirecegim 3 gunu fransizca ogrenmeye harcamak istemem, sanmam.. ingilizceyi bildigi halde konusmayan adamin yaninda da 2 saniyeden fazla durmam..

    simdi merak ettigim fransizlarin bu tutumunu takdir eden, super adamlar valla diyenler, sayet turkiye'de ayni kosullarda bi fransizla karsilasirlarsa "abicim siz super bi milletsiniz, cok takdir ediyorum huyunuzu, anliyorsun beni de mi, ne istemistin, hadi konus" mu diyecekler? bunun adina milliyetcilik denmiyor yani, sozluge bakiniz milliyetcilikte 'dallamalik' yazmiyor.. (ataturk ornegi cok farkli bi durum, deyinmeye bile gerek yok devlet adamlarinin uluslararasi iliskilerine)

    (sahsen bu dedigim hersey farazi teorik seyler olup, fransizlarla munasebetlerimde hep beraber ingilizce konusmusuzdur, dallama izlenimi vermemislerdir..)
  • bunlar zekalarindaki sorundan cok girtlak yapilarindaki farkliliktan dolayi konusmayan insanlardir.
  • ingilizce konusmamalari , ingilizce bilmediklerinden veya kendilerini bir halt zannetmelerinden degil, aksanlarindan utanmalarindandir onlarin ama her gavura bir kilif bulmaya bas koymus turkler* , fransizlara da bu sebepten ukala damgasi vurmustur.
  • paris sınırları içinde pekte karşılaşılmayan insan çeşidi.!*
  • mc donalds yeri tarif etmemislerdi bize*. "surada fransiz lokantasi var orada yiyin" demi$lerdi ustune.
hesabın var mı? giriş yap