• 19. yuzyilda islenen bir aile cinayetinin kahramani gibi dramatik bir giris ile baslayacagim bu zat michel foucault beyfendinin "annemi, kiz kardesimi, erkek kardesimi katleden ben, pierre riviere" adli kitabindan ogrendigimiz kadari ile 3 haziran 1835 gunu ogleden sonra bir sinir buhrani icerisinde ailesini, babasina iyi davranmadigi gerekcesi ile bir satir kullanarak katleder, heder eder. annesinin karninda, otopsi raporuna gore, yedi aylik bir kiz cocugu daha var imis. yani pierre riviere isimli sahis bir kiz kardesini daha oldurmus. kitabin ismi riviere'nin hapishanede tuttugu gunlugun ilk cumlesinden alinmis. sirf bir cinayet oykusu olarak bile ilgiyle okunabilecek bir kitap iken focault ve arkadaslarinin yaptigi katkilarla cok farkli daha bir boyut aliyor. donemin gazeteleri, otopsi raporlari, mahkeme tutanaklari bize cinayetin anatomisini ve topluma karsi islenebilecek en buyuk suclardan birini islemis* bir adamin halet-i ruhiyesini ciziyor.
  • annemi, kiz kardesimi, erkek kardesimi katleden ben, pierre riviere" adlı derleme kitabın kahramanı.19 yy fransada işlenen bi aile cinayeti.pierre riviere annesini kız kardesini ve erkek kardesini satırla dograr.o donem aile cinayeti nin cezası idamdır.elemanın deli olup olmadıgı arastırılır.65 sayfalık bi savunma yazar.ozeti:annemi oldurdum cunku babama acı cektiriyodu.kız kardesimi oldurdum cunku annemin tarafını tutuyodu.erkek kardesimi ise babamın benim için uzulmemesini istedigimden oldurdum.cunku ben annemi ve kız kardesimi babam için oldurmustum.babam erkek kardesimi benden cok sevdigi için onu katledim ve babamın benim için uzulmesini engelledim.elemana muebbet verilir.ama bes yıl sonra kendini de katleder.kitapta o donemki mahkeme tutanakları,gazete baslıkları foucault ve arkadaslarının yorumları makaleleri yer alır.
    trt 2 de bi programda 2 kere intihara tesebbus eden batmanlı bi kız a sorulur.niye intihar?
    kızın cevabı;annem babama benim için katlanıyo,o kadar eziyeti benim için cekiyo ben olursem annemin babama katlanması için bi neden kalmayacak..
    ne tesaduf...
  • (bkz: tosun pasa)
  • seyyar sahne'nin son çalışması (bkz: ben pierre riviere)de izlenebilir, dinlenebilir olan..
    http://www.pierreriviere.org/
  • foucault ve "riviere keşfindeki/çalışmasındaki şürekası", bu heyecan verici dava dosyasını gün yüzüne çıkarmakla kalmayıp, olayın harika bir analizini yapmış oldukları için okkalı bir methiye düzülmeyi hak etmekteler. işbu hadisenin tabiatı itibariyle vardığım kanaat odur ki;methiye için en münasip düşeni, yaptıklarıyla riviere'in öngörüsünü gerçekleştirmiş olduklarının altını çizmek olacaktır:

    "..yazdıklarımın başlangıcına, yaptığım işin bir duyurusunu ve sonuna da bu işi yapmamın sebeplerini koymaya, kanunu nasıl çiğnediğimi, kanuna karşı çıktığımı,kendimi ölümsüzleştirdiğimi ve buna benzer şeyleri yazmaya,..,..niyetliydim;.." _ pierre riviere
  • michel foucault'nun okuldan arkadasi. okuldayken, derslerde hep birinci olarak foucault'yu ikincilik konumuna dusuren kisi.
  • hatıratına dayanarak söylüyorum; adamda iyi sabır varmış. 20 yaşına kadar o ailede katil olmadan dayanabilmiş. babası için ise hiçbir şey söylemiyorum. adamı peygamber yapsalar kimse niye yaptın diyemez.
  • "eğer bir kişi deliyse ama akıllı gibi görünmeye çalışıyorsa ve eğer bir kişi akıllıysa ama deli gibi görünmeye çalışıyorsa, gerçekte bu kişi nedir?"*

    pierre riviere ne akıllı ne deli. uyumsuz bir cani.

    *kitabın notlar kısmından alıntıdır.
  • pierre riviere'i michel foucault'nun "xix. yüzyılda bir aile cinayeti: annemi, kız kardeşimi, erkek kardeşimi katleden ben, pierre riviere" adlı derleme kitabından pasajlarla, dipnotlarla, analizlerle aktarmaya çalışacağım.

    pierre, normandiya'nın calvados eyaletine bağlı küçük bir köyde yaşayan 20 yaşında, çocukluğundan beri garip davranışlarıyla tanınan bir gençtir. insanlardan, bilhassa kadınlardan kaçmakta, karamsar ve dengesiz kişilik özellikleri sergilemektedir. oldum olası kafasını meşgul eden yücelik fikirleri, ailesinde yaşanan sorunlarla birleşince onu adım adım korkunç sona yaklaştırır. babasını mutsuzluklarından kurtarmak gibi, ulvi olduğunu düşündüğü bir misyon üstlenerek annesini ve iki kardeşini vahşice öldürür.

    hapishanede kaleme aldığı hatıratı, hem kendi öznel durumunu hem de o dönem fransa'sının genel profilini yansıtması açısından çok ilginçtir. o dönemde fransa, cumhuriyetçiler ve kralcıların iktidar mücadelesiyle çalkalanmakta, gizli dernekler mantar gibi bitmektedir. kral lois-philippe'e suikast düzenleyen fieschi'nin davası ile riviere'in davası aşağı yukarı aynı zamana denk düşer. kral tüm tebaanın babası olarak düşünüldüğünden, ebeveyn katliyle kral katli arasındaki geçişlilik, iki dava sürecinin birbirinden etkilenmesine yol açmıştır. akıl hastası mı yoksa bir canavar mı olduğu konusunda bir türlü ortak karara varamayan tıp uzmanları ve adalet mekanizması ne yapacağını bilmemektedir. tıp bilimi hem kendi arasında bölünmüştür hem de adalet mekanizmasıyla uyuşmazlık yaşamaktadır. kısacası, ortada bir yetki sorunu vardır. kim neye, ne kadar karar verebilecektir?

    malûm olay 3 haziran 1835'te aunay komününde gerçekleşir. riviere bu cinayeti önceden planlamıştır. hatta daha önce başarısız bir girişimde bile bulunmuştur. baltasını biler, temiz elbiselerini giyer ve erkek kardeşinin okuldan gelmesini bekler. babası evde yoktur, zira ebeveynler ayrıdır. anne, kız kardeş ve erkek kardeş evde yalnız kalınca riviere eve girip annesini (40 yaşında) yemek yaparken yakalar; boynuna ve kafasına ağır balta darbeleri vurarak neredeyse kafasını gövdesinden ayırmıştır. daha sonra erkek kardeşinin (7 yaşında) kafatasına bir darbe indirerek beynini parçalamış ve çocuk oracıkta yere yığılmıştır. en son 18 yaşındaki kız kardeşi riviere'e dirense de kafasına, boynuna ve yüzüne aldığı darbelerle ölmüştür. olay yerinden kaçarken görenlere "az önce babamı kurtardım ve bir daha hiç mutsuz olamayacak" demiş. bir ay boyunca ormanlarda, kuytu yerlerde yaşamış. cinayetten bir ay sonra 2 temmuz günü askerlerce yakalanmış, sorguya çekilmiştir. ilk sorgusunda annesini neden öldürdüğü sorulunca, annesinin tanrının nezdinde günah işlemiş olduğunu söyleyerek cevap verdi. kardeşlerinin ise anneleriyle birlikte kalarak günah işlediklerini söylemiştir. mahkemede yargıç karşısında "tanrı ilahi adaletini yerine getirmem için emir verdi" deyince yargıç çok bilmişliğiyle tanrının böyle bir emrinin olmadığını söyler ama riviere anında cevabı yapıştırır: "tanrı musa'ya, ne dost, ne baba, ne de oğul dinlemeden altın buzağıya tapanların öldürülmesini emretmişti. bunları tesniye'de okudum." riviere, gerçekten de çok zeki bir gençti. eline geçen her şeyi okur, bir daha da unutmazdı. bir dönem ateist olmuş, fakat tekrar hıristiyan olmuştur. kutsal metinleri defalarca okumuştur.

    ilk sorgusundan sonra mahkeme, riviere'in yakın çevresiyle birer birer konuşur. riviere, tanıkların anlattıklarına göre komşularının tavan arasına gidip ritüelimsi hareketler yapan, 8 yaşında bir kargayı dini bir ritüelle gömüp cenaze töreni düzenleyen, sık sık çocukları tenha yerlere götürüp korkutan, kendi kendine dakikalarca kahkaha atan, kurbağaları, kuşları ve kedileri işkenceyle öldüren ve tüm bunlardan zevk alan biriydi. keza ikinci sorgusunda da bunu kabul eder. sorguda kıvrak zekâsı ve kurnazlığıyla deliliğe yatsa da, daha fazla dayanamayıp cinayeti neden işlediğini itiraf eder.

    her şey hatırat incelendikten sonra ortaya çıkmıştır. riviere'in anne-babası hep kavgalıdır. annesinin, babasına yaptığı kötülüklerden dolayı babasının tarafını tutmuştur. kadınlardan hep tiksinmiştir. neden mi? bunun çok önemli bir sebebi vardır. riviere, dindar biri olduğu için ensest korkusu taşımaktadır. ergenlik dönemlerinde ise hormonlarının gelişmesiyle karşı cinse olan cinsel arzu artmış ve kadınları gördükçe penisi erekte olmaya başlayıp ne olduğunu bilmediği bir sıvı üretmeye başlamıştı. işte bu durum riviere'de annesine, kız kardeşine ve büyük annesine karşı bir nefret yaratıyordu.

    "insanların bana nasıl baktıklarının tamamen farkındaydım, çoğu bana gülüyordu. büyük bir gayretle buna son vermek ve toplum içinde yaşayabilmek için bir yol bulmaya uğraşıyordum, ama bunu becerebilecek kadar esneklik yoktu bende, söylenmesi gereken kelimeleri bulamıyor ve kendi yaşıtım gençlerle iyi geçinmeyi beceremiyordum, her şeyden evvel özellikle kızlarla karşılaştığımda onlara hitap edecek kelimeleri bilmiyordum. böyle şeyleri beceremediğimi anlayarak kendimi avuttum. ve beni aşağılayanları ben de içimden aşağılıyordum. insanların içinde yaşadıkları kuralları ve düzenli toplumun kurallarını biliyordum. ama ben kendimi onlardan daha bilge olarak görüyordum."

    riviere, annesini, babasına yaptığı kötülüklerden ve babasının bu kötülükler karşısında yaşadığı üzüntülerden dolayı öldürmüş; kız kardeşini annesinin tarafında olduğu için öldürmüş; masum küçük erkek kardeşini ise babasının nefretini kazanmak için öldürmüştür. zira babası, küçük kardeşi çok seviyordu, ve eğer onu öldürmeseydi riviere için üzülecekti. üzülmemesi için en küçük kardeş de öldürülmeliydi, riviere, baba tarafından nefret edilen biri olmalıydı.
    --------
    sonuç

    riviere, mahkeme heyeti ve jüri tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. fakat kral riviere'i affetmiş, cezayı müebbet hapse çevirmiştir. ama ortada büyük bir sorun vardır: kimi doktorlar riviere'in bir deli olduğunu, bu nedenle cinayeti bilinçli olarak işlemediğini, nihai kararın haksız olduğunu, riviere'in tımarhaneye yatırılıp tedavi edilmesi gerektiği kanaatindedir. jüri de bölünmüştür ve mahkemeyi izleyen halk da bölünmüştür.

    "annemi, kız kardeşimi ve erkek kardeşimi öldürerek, devlet yasalarını ve ahlâk yasalarını çiğnediğimi biliyordum, ama kanımın toplumun öfkesini doyurmak için akacağını da biliyordum ve kanım idam sehpasında dökülünce, bunun benim bir evlat olarak duyduğum sevgiyi kutsallaştıracağını düşünüyordum."

    2 temmuz 1835'te yakalanan, 10 şubat 1836'da cezası infaz edilmeye başlanan pierre riverre, 22 ekim 1840'ta cezaevindeki hücresinde kendini asarak nefret ettiği toplumdan kurtulmuştur.
    -------
    analiz

    "riviere bir yerlerde bir tuzağın varlığını fark etmektedir. kendisini düzen diye adlandıran şey bir yalandan ibarettir ya da daha doğrusu, var olan bir düzen bir düzenin tersidir. pierre riviere doğru ile yanlışı, haklı ile haksızı sorgulayan kişi olarak ortaya çıkmıştır. bununla birlikte eğer böyle bir soru sormak istiyorsa, söz hakkının olması gerekirdi. ama işte onun sahip olmadığı şey tam da budur: duyduğu hınçlar saymakla bitmez."
    "acıma duygusuyla dopdolu doktorlar, değişmez bir şekilde onların kötü doğalarını aşağılayarak canavarlıklarını ayrıntılı bir biçimde anlatmaya devam ediyorlardı. ama böyle bir şey mümkün olabilir miydi? eğer hâlâ canavarsak ve artık eşitleriniz olmuşsak, ya siz nesiniz? yeni iktidar dağılımı, geri dönüş etkilerini tetiklemeksizin bu türden aşağılama oyunlarına izin vermiyor artık. tepkiler gelmekte gecikmiyor."
    "kırsal kesim, bu sessiz talihsizlik evreni durumuna katlanmaya son vererek, onu dışa vurmakta ve anlamlı onca semptom gibi, korkunç suçlar işlemektedir."

    *** "çağlar boyunca, efendinin (derebeyi, kâhya, noter, doktor, yargıç, vergi tahsildarı, polis vs.) söylemi altında neyin söylenip neyin özenle üzerinin örtüldüğünü anlayabilmek için satır aralarının okunması gereken arşivler bunun kanıtıdır. bu ses, haykırdığı zamanlarda bile ancak can çekişen bir adamın fısıltılı sesi halinde işitilmiştir. eğer söyleyecek bir şeyi varsa, yerli, sözüne güvenilmeyen tek kişidir. ne söylediğinin işitilmesi için öldürmesi gerekir." ***
    "hayvan, deli, ölüm" - jean-pierre peter, jeanne favret

    kaynak: michel foucault, xix. yüzyılda bir aile cinayeti: annemi, kız kardeşimi, erkek kardeşimi katleden ben, pierre riviere, çev.: erdoğan yıldırım & alev özgüner, ayrıntı yayınları, istanbul, 2007.
  • 19. yüzyılda annesini, kız kardeşini ve erkek kardeşini babasının acılarına son vermek için baltayla doğramış bir fransız köylüsü.
hesabın var mı? giriş yap