• rengi olmayan, saydam olan.
  • çoğu kez ne olduğu belli olmayan insanlar için kullanılır.
    -"süleyman demirel renksiz bir insandır, önemli olan sağ ya da sol değil, oy'dur"
    -"sayın baykal renksiz bir insandır. deri toplamaya geldiğinde müslüman, vergi vermeye gelince laiktir"
    gibi cümleler örnek olarak verilebilir.
  • sözleri aşağıdaki gibidir.

    girdin renksiz odaya
    parmak uçlarında
    saçların salındı
    attığın her adımda

    suladın çiçekleri
    onlar da hasretti sana belli
    usulca oturdun
    ben hiç yokmuşum gibi

    bir yudum aldın çayından
    dudakların ıslandı
    kıstın gözlerini
    gülümsedin sevdiğim gibi

    küstük mü dedim sana
    gözlerin televizyonda
    öpmek için kalktığımda
    farkettim o anda

    sen yoksun aslında
    hayalin karşımda
    hiç olmadın hiç yoktun
    belki de yanımda

    şimdi başka kollarda
    bambaşka yollarda
    hatırlar mısın beni
    süslü çamlar zamanında

    tüm melekler uykuda
    bir tanesi yanımda
    sarılsam diye düşündüm
    korkar mıydı acaba

    açıldı bir an gözleri
    mahmur biraz mavisi
    günaydın bile demedi
    ben hiç yokmuşum gibi

    kapalıydı perdeleri
    hiç kalkmak istemedi
    yağmuru duyunca
    gülümsedi sevdiğim gibi

    gözlerini ovuşturdu
    bir anda doğruldu
    öpmek için kalktığımda
    farkettim o anda

    sen yoksun aslında
    hayalin karşımda
    hiç olmadın hiç yoktun
    belki de yanımda

    şimdi başka kollarda
    bambaşka yollarda
    hatırlar mısın beni
    süslü çamlar zamanında
  • hikayesiyle beraber dinlendiğinde, şarkıyı yazan kişi için "sana bu yapılır mı güzel abim bee? çocuuğumu keserim yaa!" ; şarkı yazılan kişi için de "......" dedirten şarkıdır. tolay günyaşar şarkıları sıralamasında güzellik bakımından ilk beş içerisinde yer alır benim gönlümde.
  • renksizlik hakkında bir yanlış vardır; saydam olan bir madde direkt olarak algılanacak bir renge sahip olmamasından ötürü "renksizlik" sıfatı ile nitelendirilmiştir. saydam nesnelerin bile dilde karşılığı olmasa bile gözle algılandığından bir renge sahip olduğu muhakkaktır. ve gerçek şudur: renksizlik, rengin olmaması durumudur, cismin olmaması durumudur. renk yoksa nesne de yoktur.
  • tarih ve etimoloji konularında kenarda köşede kalmış bilgileri sağlam ve dolaysız bir şekilde ekşi sözlüğe getiren yeni yazar.
    umarım daha çok yazar.
  • hayat. (bazen)
  • hehe ben bodur tavuk çıtırıyım. en renkli gözlümüz 5 yaş ufak olan kardeşim benden hem iri hem büyük görünür. artık benim de gözüm güzel. kokuma güvendiğim halde gözlerime güvenemez, renksiz, tuzsuz gözüm var algılardım. belki bunun üzüntüsünden sulugöz olarak çözüme kavuştum.

    "gerçekçilikte, bu renksiz ve büyük kovalamacadan başka bir şey yoktur. her şeyden önemlisi, dinginlik yaratmaktır. gerçekçiliğin geçtiği yerde bir daha ot bitmemektedir. doğalcı romanın gerekirciliği yaşamı ezmekte, insan eyleminin yerine tek yönlü çarklar geçirmektedir." jean-paul sartre - edebiyat nedir

    "renksiz böcekler gibi kıvrılan, sürünen, ansızın yukarılara fırlayan harflerle doluydu sayfalar." tomris uyar - ödeşmeler ve şahmeran hikayesi
hesabın var mı? giriş yap