• lord of the rings ve dune serilerini begenen insanlarin bir an once okumaya baslamasi gereken seri. ilk yuz sayfayi gecebilirseniz yaklasik 2 hafta sonunda 3000. sayfaya ulasacaksiniz.
    sanirim bu serinin degeri de yazari oldukten sonra anlasilacak.
    yaniliyor olmayi umuyorum.

    edit: heyt be, hiç bu kadar güzel yanılmamıştım afjsklşfjks
  • asmis yazar r r martinin yazdigi dark fantasy turune ornek olabilecek , ortacag avrupasindaki feodal yapiya benzer bir politik ortamda gecen, inandiriciligi ve karakterlerin islenisi korkunc guzel olan ve fantazi turunde bir eser oldugu anca ikinci kitabin sonlarina dogru anlasilan manyak asmis, super bir seri. yazarin tarzi korkunc derecede karamsar ve acimasiz oyle ki bazen karakterlere siz bile aciyip 'insaf yahu bu kadar da yapilmaz artik' diyebiliyosunuz. ayrica karakterlerin detayi ve kisilikleri mukemmel, backgroundlari son derece iyi tasvir edilmis ve kesinlikle stereotype degiller her biri sanki gercekten yasayan insanlar. fantasy seven herkese siddetle tavsiye edilir, ben ki iflah olmaz bir wheel of time fanatigiydim beni bile cevirdi bu namussuz seri. ancak kotu bir tarafi var henuz ucuncu kitapta ve her yeni kitap icin yaklasi iki sene beklemek gerekiyor ama deger.
  • the prestige filminin açılışında michael caine'in bir konuşması var: "her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.

    birincisi 'vaat' bölümüdür. sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. fakat gerçek farklı olabilir.

    ikinci perdeye 'dönemeç' denir. sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil kandırılmak istiyorsunuz!

    henüz alkışlamazsınız çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir. işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu... bizlerin deyişiyle 'prestij'."

    george r.r. martin de bu seriyle bir şeyler vaat etti, dönemeci de yaptı, elimiz havada alkışlamak için bekliyoruz. ama adam çoktan unuttu gösterisini, bıraktı iskambil kağıdını top çevirmeye başladı. e kartlara ne oldu? biz onları bekliyoruz hâlâ.
  • şimdi burada seride ilerde olacak hakkında teorilerimi yazacağım ve bunları önceki kitaplardaki kanıt ve kehanetlerle desteklemeye çalışacağım. burdaki bilinen teorilerin dışındakiler* tamamen benimdir*. hiçbir yerde okumadım bunları ve george martinin verdiği parçalardan puzzleın çoğu parçasını çözdüğümü düşünüyorum. uzun bir yazı olacağını tahmin ediyorum adamın 2 kitapta* yazacağı şeyleri ben buraya 2 satıra sığdıramam zaten. son kitabın kaldığı yerden devam edeceğim ve başlıyorum.

    --- a dance with dragons spoiler ---

    ilk jon snowdan başlayacağım en heyecanlı orda bitti zaten. genelde ana konu olarak jon olarak anlatacağım çünkü jon snowun konunun merkezi olacağını düşünüyorum. diğer karakter ve olayları da eş zamanlı olarak anlatmaya çalışacağım. ilk olarak jon snow'un azor ahai olduğunu düşünüyorum ki bu zaten bilinen bir teori. bunu neden düşündüğümü ve kehanetleri ilerde tek tek yazacağım. ilk olarak bu video benim kanıtım. bu videodaki konuşmalar hepsi kitaptan alınmıştır*. burda rheagar'ın kral muhafızlarını oraya yemin ederek koyması, lyanna stark'ın kanlı yatakta olması ve ned'in sonunda yemin etmesi var. büyük olasılıkla burda lyanna çocuğu doğurdu ve çocuğu ned'e çocuğu oğlu gibi bakmasını istedi. ayrıca çocuk targaryen kanı olduğu için eğer ned kendi himayesi altına alınmasaydı hayatı tehlike altında olacaktı bu yüzden lyanna ned'e yemin ettirdi. bu olayı bilen de birtek ned ve lord reed var. ek olarak son kitapta bran ağaç olduğunda babasının ağacın altında jon ve diğerleri için kardeş gibi büyüsünler diyor ama bunlar gerçekten kardeş. gerçi bunun fazla önemi olmayabilir. buraya kadar büyük ihtimal bildiğiniz şeyler. biraz john'un neden azor ahai olduğundan bahsediyim. bir kehanete göre azor ahai rheagar'ın soyundan geliyor. birde melisandre ne zaman azor ahaiyi görmek için dua etse karşısında john snow'un yüzünü gördüğünü söylemişti.

    şimdi en son jon snow bıçaklanıyordu. burda melisandre'nin jon'u dirilteceğini düşünüyorum. hatta kitapta olmamasına rağmen dizide melisandre beric dondarion'un yanındaki rahiple tanışıyordu ve beric dondarion'u nasıl dirilttiğini öğreniyordu ve bayağı şaşırıyordu. ben bu sahnenin dizi izleyicileri ilerde olacak jon snow diriltmesine hazırlık için çektiklerini düşünüyorum çünkü beric dondarion'un rahibi diriltmeyi şans eseri buluyordu ve tahminimce dizide melisandre de ondan öğrenmiş gibi gösterecekler. neyse devam edelim jon snow diriliyor ve burda kehanetteki tuz ve dumanla olan yeniden doğma olayını gerçekleştiriyor. açıkçası tuz ve dumana bir açıklama bulamadım ama sur değişik bir yer eminim ki bir bağlantı vardır.

    jon ölürken son düşüncesi havanın ne kadar soğuk olduğuydu. şimdi bu ölürken hissedilen soğuklukta olabilir ama whitewalkerların ne zaman ortaya çıksa havanın soğuk olduğu biliniyor. burda bence whitewalkerlar sura saldırıyor. jon dirilince whitewalkerlarla savaşıyor ve bir tanesini kılıcıyla öldürürken kılıcında anlık bir sıcaklık hissediyor*. savaş sürerken melisandre'yle karşılaşıyor ve melisandre ona gitmesi gerektiğini, stannis konusunda yanıldığını ve gerçek azor ahai'yi bulmasını söylüyor. burda tabii ki daenerys'i kastediyor.(surdaki tek bilgi ramsay bolton'un yolladığı mektup. melisandre de mektubu duyunca tabii ki stannis'in öldüğünü düşünüyor.) jon melisandre'ye kendisiyle gelmesini teklif etse de melisandre yerinin orası olduğunu ve kendisinin surda kalması gerektiğini belirtiyor. jon surda hain gözüyle bakıldığı için gitmesi gerektiğini biliyor. surdaki savaşı night's watch kazanıyor(white walkerler ilk geldikleri gün sur düşerse bir haftada westeros düşer seri biter). jon doğuya daenerys'e doğru yola çıkıyor.

    şimdi güneye inelim ve gelelim jon connington ve aegon targaryen'a. jon connington storm's end kalesini kazanıyor. bunu o kaleyi kazanması da çok basit aslında george martin bunu çok zor bulmuş gibi anlatmış ama. storm's end kalesi stannis'in ve kaleye giren ve çıkan kuzgun yok yani kaledekilerden hiçbir şeyden haberleri yok. böylece jon connington ve ordusu kuşatmayı kıracaklar sonra stannis'in askerleri gibi kale kapıları açıkken içeri girip kaleyi alacaklar. tabi bunu öyle güzel yapacaklar ki king's landingin haberi olmayacak. bu arada doran martell kızından aegon'un saçlarını görünce onun targaryen olduğunu düşünecek ve doran martell aegon targaryen'a bağlılığını ilan edecek.

    doğuya gidelim ilk şehirden başlayalım. barristan selmy savaşı kazanak ve şehri daenerys için koruyacak. ama bunu yaparken zaten rehin olan daario naharis bir şekilde ölecek. daenerysde en son khalla karşılaşmıştı. dothraki toprakları kış dolayısıyla kuruduğu için khalın ordusuyla işbirliği yapacak ve birlikte batıya gitmek konusunda anlaşacaklar. daenerys şehre khalasarla şehre geri dönecek ve şehrin savaş dolayısıyla yıkıldığını görecek. bu sırada tyrionla karşılaşacak ve tyrionla müttefik olacaklar. bütün bu olaylar olurken jon snow gelecek ve daenerys'e surdaki büyük tehlikeden bahsedecek. daenerys kendisine yardım etmeyi kabul edecek ve jon'u yanına alacak ama batıya dragonları olmadan gitmeyeceğini söyleyecek. burda yine kehanetten bahsetmek istiyorum. bir kehanete göre azor ahai dragonları taştan uyandıracak ve white walkerlara karşı olan büyük savaşında bu dragonları kullanacak. son kitapta da daenerys'in en büyük dragonu dağa ateşle mağara yapıp orda yaşıyordu. jon snowda dragonları bu mağaralardan kendine itaat etmelerini sağlayacak yani bir nevi dragonları dağdan(taştan) uyandırmış olacak. böylece daenerys, jon snow ve tyrion dragonun 3 başı olarak batıya yolculuğa başlayacaklar.

    king beyond the wall'ın elinde horn of winter vardı ve bunun son kitapta sahte olduğunu öğrendik*. şimdi de victorion greyjoy'un elinde dragon horn var. bence bunlar kitapta okuduklarımızla aynı şey ve victorion greyjoy'un elindeki gerçek olanı. 6. kitabın preview bölümünde victorion greyjoy boruyu üfleyip hayatta kalabilecek kişiyi arıyordu çünkü üfleyen kişinin akciğerleri yanıyordu. jon snow'un deanerys'le buluşmadan victorionla karşılaşacağını ve bir şekilde boruyu ilerde whitewalkerlara karşı olan savaşında bir şekilde kullanacağını düşünüyorum. o boruyu tahminimce az önce bahsettiği dragonları taştan uyandırmak için kullanacak*. tabi borunun başka gücü de olabilir. jon snow'un akciğerleri boruyu üflediğinde yanmayacak çünkü kendisinde de deanerys'de olduğu gibi dragon kanı var. bu sırada victorion jon'a mı katılacak yoksa jon tarafından öldürülecek mi emin değilim.

    jon snow ve yanındakiler westerosta valley'in orda westeros'a gelirler. neden valley derseniz çünkü eğer deanerys tahtı kazanmak istiyorsa en azından westeros'daki lordlardanda yardım alması lazım. kuzey zaten çok güçsüz bir durumda. fırtına lordlarının orada zaten aegon targaryen var yani oraya gitmek saçma olur. güneyde dorne'a oğulları öldükten sonra gidemezsin(önceden yazdım ama burda dorne hala aegon'a yeminini etmemiş olacak*). burda en mantıklı seçenek vadi kalıyor. önceki 5 kralın savaşında tarafsız kalmış ve hala güçlü olan vadiyi arkalarına almayı düşünerek buraya inerler.

    güneyde jon connington ve aegon targaryen küçük lordları kendilerine bağlarlar ama fazla güçlenemezler. king's landing yeni kralı duyunca tyrell/lannister ordusu güneye gelir ve jon connigton'ın ordusu storm's end de kuşatma altında kalırlar. bu arada deanerys ve ordusu vadide sorun yaratmaya başlayınca bu kuşatma yarıda kalır. doran martell lannisterların zor durumda kaldığını görünce aegona bağlılık yemini eder ve savaşa katılır*.

    stark kardeşleri hiç anlatmadım onlara geleyim. bran kuzeyde çok güç kazanır. ağaç olarak geçmişi görebildiğini öğrenmiştik ve ağaç olarak şimdiki zamanda insanlarla konuşabiliyordu. hatta bir bölümde geçmişteki kişiye seslendiğinde tepki verdiğini öğrenmiştik. yani bir nevi geçmişe de müdahele edebiliyor*. ileride jon snow'a büyük görevinde çok yardımı olacak ve tahminimce jon'a rheagar'ın oğlu olduğunu söyleyecek. arya eğitimini tamamlayacak ve mükemmel bir assassin olacak. rickon'u da bence davos bulup white arbor'a getirecek hatta getirmiş bile olabilir çünkü kendisinden son kitapta haber alamadık.

    şimdi yine kuzeye ama bu kez stannis'e gidelim. stannis en son karın ortasında kalmıştı. 6. kitabın preview bölümünde hayattaydı ama bu mektuptan önce mi sonra mı belli değil. bence ramsay burda yalan söyledi. stannis'in güçsüz olsa da bir planı olduğunu biliyoruz. bu planın ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu yabancı bir sitede birisi yazmış bana çok mantıklı geldi*: 5. kitapta bir yerde askerlerin göllerde çok balık avlandığı için suyun üstündeki buzların çok güçsüz kaldığından bahsediliyordu. stannis bunu avantaja çevirip gelen orduyu gölün dibine sokacak büyük ihtimal. az önce bahsettiğim gibi eğer rickon white arbordaysa wyman manderly şu anda stannis'in adamı ve wyman manderly zeki bir adam. freylerle birlikte stannis'e saldırıyorlarmış gibi gözükebilir ama onun bir planı olduğuna da eminim. peki bunlar stannis winterfell'i kazanmasını sağlayacak mı bilmiyorum ama bu savaşı kim kazanırsa kazansın sur düştüğü zaman white walkerlar tarafından yenilecek.

    sur tahminimce deanerys westeros'a indikten bir süre sonrasında düşecek. ondan sonra geceler uzayacak günler kısalacak. white walkersların geçtiği her yer karanlık olacak(güneş onlara zarar veriyordu). deanerys king's landing'e uğramadan batıya giderek girdiği bütün savaşları kazanacak. hatta bu savaşlardan birinde jon snow bir lannisterı kalbinden* öldürecek tahminimce tommen ya da jamie'yi. onu öldürdükten sonra kılıcında white walker öldürdüğünden daha fazla sıcaklık olacak ama yine sonradan kaybolacak.

    deanerys vadininde gücünü ele geçirecek zira littlefinger zeki olabilir ve tahtı istiyor ama cesur biri değil ve deanerys ve ejderhalarına karşı gelebileceğini sanmıyorum. bu sırada güneyden jon connington'ın gelmesiyle lannisterlar yarra yering olacak. jon connington king's landing'i kazanacak ve uzun zamandır umduğu aegon targaryen'ı tahta oturtacak. bu sırada cersei costerly rock kalesine kaçacak. bu kaleyi de jon, tyrion, deanerys üçlüsü kazanacak ve cersei'nin kehaneti gerçekleşecek. tyrion ablasını boğazlayacak ve cersei de kendisinden daha güzel bir kraliçe tarafından her şeyi elinden alınacak. burda şunu da ekleyeyim jon snow ve deanerys tanıştıklarından beri aşk yaşayacaklar. jon snow ilk ateşle öpülmüş biriyle birlikte olduktan sonra direk dragon kanıyla* birlikte olacak.

    casterly rock savaşı bittikten sonra 3lü king's landing'e gidecek aegon deanerys düğünü için. ancak deanerys eagon'un targaryen olduğunu kanıtlamasını isteyecek ve deli babasının starklara yaptığı gibi eagon'u ateşle sınayacak*. aegon gerçek targaryen olmadığı için*** yanarak can verecek. bundan sonra daenerys- jon snow düğünü olacak. deanerys 5. kitapta daarioyla evlenemeyeceğini çünkü onunla aynı statüde olmadıklarını düşünmüştü. sonra daha yüksek statüde biriyle evlenince kendisine ihanet ettiği için jon snowlada aynı hatayı yapmamak için evlenecek. bir kral ya da kraliçe bir kişinin piçlik soyadını kaldırabileceği için jon targaryen olacak ama bunu istemeyecek.

    deanerys aegonu öldürdüğü için yanındaki bütün müttefikleri de öldürmüş olacak. bu olaylar sırasında doran martell'in kızı da ölecek ve jon connington'ın storm's end kalesinde olacağını düşünüyorum. başarıları sayesinde aegon tarafından o kalenin lordu yapılacak. aegon güneyde çok sevildiğinden hatta azor ahai gibi gözüktüğünden* güney daenerys'e karşı savaşmaya karar verecek. jon snow asıl düşmanın kuzeyde olduğunu düşünse de daenerys önce güneye gitmeye karar verecek. burda azor ahainin önceki hayatıyla ilgili bir bilgi vereyim. azor ahai kendisine bir kılıç yapıyor sıcakken suya sokuyor ve parçalanıyor. sonra yeni bir kılıç yapıyor ve gidip aslanın kalbinde soğutuyor ve bir süre sonra o kılıçta parçalanıyor. bu hikayeyi okurken benim aklıma 3. kılıcı yaptığında benim aklıma bir dragonun kalbine sokacağı geldi. azor ahai 3. kılıcı yaparken ne yapması gerektiğini anlıyor ve karısını çağırıyor kılıcı karısının kalbinde soğutuyor, karısı hiç çığlık atmıyor ve o kılıç lightbringer oluyor. jon snow'un hikayesinde su burda whitewalker oluyor. bu yüzden sıcaklık az sürüyor. lannister'ın kalbine soktuğunda o da aslan oluyor ama o kılıcında ısısı fazla uzun sürmüyor. burda jon daenerys'in kalbine kılıcını sokuyor. melisandre'de bir kere demişti zaten kral kanında güç olduğunu. jon sevdiği kişinin/dragonun/kraliçenin kalbine kılıcı sokunca kılıçtan hiç bitmeyen sıcaklık oluşuyor ve lightbringer tamamlanıyor. kuzey bir stark olduğu için, batıda tyrion, dorne intikamını aldığı için, littlefinger da eğer whitewalkerlar kazanırsa yönetecek bir yer olmadığı için jon snow'a katılıyor. hatta king beyond the wall'un söylediği gibi 'eğer birlik olmazsak hepimiz öleceğiz' diye jon snow bütün insanlığı bir araya getiriyor(bu da başka bir kehanet) ve whitewalkerlarla savaşı başlıyor. zaten kendisi de daenerys'le evlendiği ve piçliği alındığı için kendisi haklı kral oluyor.

    şimdi burdan sonra 3 tane son var. biri yukardaki son cümlemle biter ama bunu george martinin yapacağını düşünmüyorum çünkü böyle bir durumda biterse seri dizinin yapımcısından kitabın yazarına kadar sikerler olum hepinizi sikerler . bir diğeri jon snow savaşı kaybeder sonsuz kış ve gece olur. hatta bir röportajında böyle bitirmeyi düşündüğünü* söylemişti ama kitapları yazarken fikirlerinin değişebileceğini söylemişti. sonuncuda da zaten jon snow kazanır.

    son olarak yukarıda yazmadığım birkaç şeyi açıklığa kavuşturayım. jojen reed'in kötü bir kaderi vardı ve bran'a yardım ederek bunu değiştirebileceğini düşünmüştü. ne olacağını tahmin edemiyorum hastalığıyla ilgili bir şey olabilir*. tahminimce meera reedle birlikte güneye geri dönecekler. bran meeraya kalmasını söyleyecek ancak meera'da bran'a hisleri olmasına rağmen kabul etmeyecek ve gidecek. sonunda birlikte olamayacaklar tahminimce meera ile jojen sonunda ölecek. bran'da jon'la ağaçlar yardımıyla konuşarak çok yardım etmesine rağmen her şey bittiğinde eski tanrılara katılacak. bran'ın geçmişi etkileyebilme özelliğiyle* belki de bir şekilde geçmişte yaşayacak belki de sonunda mağaradaki ağaç adam gibi geçmişteki olayları izleyerek müdahele edemeden hüzünle yaşayacak. ama sonunda ağaç olacak ondan eminim.

    rickon stark eğer jon kazanırsa winterfell'in lordu olacak.

    jamie son kitapta briennele gidiyordu. bence onu orda asmayacaklar daha önce sandor'a yaptıkları gibi ateş tanrısına yargılanacak ve ordan kurtulacak*. ondan sonra jon snow tarafından öldürülebilir.

    boltonlarda ya stannis tarafından ya da whitewalkerlar tarafından öldürülecek.

    freylerde catelyn tully tarafından çok fena intikam alınacak nasıl olur bilmiyorum. ama tahminimce bütün frey sülalesini öldürecek en son walder frey'in canını alacak ya da almayıp soyunun bittiğini düşünerek acı çekerek ölecek.

    son olarak arya stark mükemmel bir assassin olacak bu kız. arya eğitim alırken çok yüzlü tanrı hakkında fazla bir bilgimiz yok ama ilerde anlatacaktır george martin. bir isim verildiğinde o ismin ölmesi gerektiğini öğreneceğiz. mesela arya adama kendi ismini verdiğinde çok korkmuştu ve değiştirmesi için yalvarmıştı. arya'da bir isim verildiğinde o kişinin kesin ölmesi gerektiğini öğrenecek. birisi o tapınağa gelecek bir isim verecek ve bu isimide arya'ya verecekler. bu isim sizce kim? biraz heyecan olsun diye hemen söylemiyorum*. tabii ki de jon snow olacak bu isim. bu ismi verende bizzat samwell tarly olacak. bunu da jon'un bir hain olduğunu sura sırtını çevirdiğini düşündüğü için yapacak. zaten önceden bir haini öldürmeye çalışmıştı. şimdi de çok yüzlü tanrının tapınağının çok yakınında olduğunu biliyoruz. neyse arya da ismi alınca jon'u öldürmesi gerektiğini bilecek ve kendisinin olmayan bir yüzle westeros'a gidecek. burda jon snow'la karşılaşacak ama jon'u öldüremeyecek. tabi bunun olabileceğini düşünen rahipler 2. kişiyi görevlendirmiş olacak. arya son anda jon snow'u kurtaracak. böylece yine bir çok yüzlü rahibin bir cana karşılık bir diğer can olayı gerçek olacak ve jon'un ölmesine gerek kalmayacak. jon bu sırada ellerinde can veren arya'yı gözlerinden tanıyacak ve tahminimce arya'nın çantasında arya'ya verdiği kılıcı bulacak.

    not 1: bazı karakterlerden hiç bahsetmemiş olabilirim. ana hikayeye fazla etki etmeyeceğini düşündüğümden onları hiç katmadım. quentyn martell gibi mesela 5. kitapta o kadar okuduk hikayeye fazla bir katkısı olmadı.

    not 2: niye bunları yazdığıma gelirsek bunları yazdım ki bir kanıt olsun. ilerde kitaplar çıkacak şimdi ben bunların hepsini önceden tahmin etmiştim desem millet bana siktir lan pezevenk nerden tahmin ettin der*. şunların yarısı bile tutsa benim için yeterlidir.

    --- a dance with dragons spoiler ---

    edit: imla
  • uyumadan önce okunduğunda, mide kazınması sebebiyle gece gece buzdolabını açıp aval aval bakmak eylemine yol açan kitap serisi. sonunda buzdolabında bofa balığı tartı, kızarmış soğanla pişirilmiş geyik eti, efendime söyleyeyim bir balla tatlandırılmış horoz olmadığını iyice anlayınca yatağa geri dönülür.
  • bir çok fantastik roman klişesini kullanmayan, böylece artık karakterlerin isimleri hariç her şeyin birbirine benzediği fantastik romanlardan bunalan bünyelere ilaç gibi gelen seridir.

    örnek olarak: fantastik romanlarda kahramanlar ölmez. drizzt do urden çok badire atlatır, dayak yer, hapsedilir ama biliriz ki sonunda kazanacaktır. hani iyiler mutlaka kazanır ya, o yüzden. bir süre sonra artık savaşların heyecanı kaçar, sadece tasvirlerden zevk almak için okunur hale gelir. nasıl olsa kimin ölüp kimin kalacağı belli, e ben neden merak edeyim ki savaşın sonunu? a song of ice and fire da öyle değildir işler. iyi ya da kötü farketmez, ne kadar önemli karakter olursa olsun hata yapan, hakeden herkes ölür. bir sürü ana karakterin gözümün önünde heba olduğunu gördüm, ilk kitaptaki ana karakterlerin kayda değer bir kısmı yaşamıyor artık. ha insan deliler gibi üzülüyor, ama en azından ortalık her karıştığında “acaba bu sefer de kurtulacak mı, dur lan şu savaşın sonunu göreyim, bir gün daha uykusuz işe gitsem ne olur ki” demenin tadı bir başka oluyor.

    başka bir örnek: fantastik romanlarda hep vardır, “iyiyle kötünün sonsuz savaşı” klişesi. pırıl pırıl parlayan altın renkli zırhlar giymiş iyiler vardır, bir de ya suratına bakılmayacak kadar ` iğrenç:orc`* kötüler vardır ve bunlar ha babam savaşırlar. a song of ice and fire da iyi – kötü ayrımı o kadar net değildir. dünya bir iktidar mücadelesidir ve iktidarı ele geçirmek için herkes bir şeyler yapar. herkesin bir amacı ve o amaç uğruna feda edebileceği şeyler, yapabileceği kötülükler vardır. okurken insana çocuk yerine koyulmadığını hissettirir.

    uzun lafın kısası: fantastik edebiyatı sevenlerin “okunacaklar” listesinde bulunması gereken roman serisidir.
  • ne yazik ki daha onceden degil de anca game of thrones seyretmeye basladigimda haberdar olabildigim fantastik seri...

    baslarda dizide spoiler yememek icin dizi bittikten sonra kitaplara gecmeyi dusunuyordum ama gecen sezonu seyrederken bir yerde merakima yenik dusup diziyi bu sekilde takip etmektense "a wiki of ice and fire" denen siteyi kurcalamaya basladim, haliyle kitaplara gomulmemin de onunde pek bir engel kalmadi, herhalde yazin amazon'dan hardback baskilarini alip okumaya gecerim...

    tabii dizinin ilk dort sezonunu uc kez bastan sona seyreden, a wiki of ice and fire'a ve fan forumlarina da azimsanamayacak seviyede bakmis biri olarak kitaplara henuz baslamasam da seri uzerinde az cok yorum yapabilecek bilgiye sahip oldugumu dusunuyorum... hazir basladik madem, serinin en dikkat cekici ozelliklerinden birini yazip bunun uzerinden hikayenin sonunda neler olabilecegine dair bir de tahminde bulunalim...

    daha once de muhtemelen dile getirilmistir ama seride karakterlerin baslarina gelenlerle ilgili en belirgin ozellik, westeros'ta yuzde yuz akil-mantik dogrultusundan azicik sapildigi anda bile buyuk belalarla karsi karsiya kalinmasi... sevgi, ask, ihtiras, sehvet, onur, vs gibi daha ziyade duygularla iliskilendirilebilecek kavramlardan biri bile devreye girip akla-mantiga aykiri bir harekete yol aciyorsa bu hareketin sonu olumcul noktalara varabiliyor... isterseniz en basindan beri bu sekilde basina bela acanlari sirasiyla bir hatirlayalim:

    - brandon stark ve rickon stark: ned stark'in cocuklari degil de sirasiyla abisi ve babasi olan starklar... rhaegar'in lyanna'yi kacirmasi sonrasinda king's landing'e gidip mevzuyu mad king ile konusup ondan adalet talebinde bulunacak kadar saftarozluk etmislerdir... neticede mad king kellelerini almistir...

    -aerys targaryen, nam-i diger "mad king": ismiyle musemma bir muhterem kendileri, haliyle uzun uzadiya anlatmaya gerek yok... tahtini kaybetme ihtimalini dusunmek bile kendisini asiri paranoyak bir hale getirmisti, robert isyani basladiktan sonra hepten tozuttu ve jaime lannister tarafindan sis kebap yapilmasiyla sonuclanacak olaylar da gelisti...

    -rhaegar targaryen: belki de butun karisikliklarin baslangicinda fitili atesleyen kisi... lyanna stark'i kacirmasi robert isyanini da tetikledi ve neticede kendisinin olumu de robert baratheon'in elinden oldu... aski, mantiginin onune gecmese (hem evli adam, hem de lyanna'yi da alip goturmenin karsiliksiz kalacagi beklenemez) canindan olmayabilirdi...

    -jon arryn: vale lordu olacaksin, bilmemkac sene hand of the king olarak gorev yapacaksin ama sirf karinin gonlu olsun diye onun tavsiyesi uzerine petyr baelish gibi bir madrabazlar sahini baskentte mevki sahibi edeceksin... sonra da olumun elbette bu ikisinin elinden olacak...

    -robert baratheon: koskoca kral olmussun, got-gobek baglamissin, hala sarhos kafayla yaban domuzu pesinde kosuyorsun! ne diyeyim, mustehak!

    -viserys targaryen: gaddarlik olimpiyatlari olsa takim halinde altin madalyaya kosabilecek dothraki guruhuna karsi "ben kralim ulen, tahtimi getirin, tacimi verin" diye gider yapmaya kalkarsan o taci beynine yapistirirlar kardesim... sana da mustahak!

    -ned stark: attigi her adimda onurlu olmaya, durust olmaya calisan ve bunu her turlu entrikanin, fitnenin merkezinde de surdurmeye cabalayan, ustune ustluk guvenmemesi gereken kisilere de guvenen ned stark'in naifliginin ve dogruculugunun kurbani olmasi kacinilmazdi...

    -khal drogo: akil-mantik yoksunlugundan ziyade gocebeligin dogal sonuclarindan biri olan cehaletinin kurbani olmustur... ne kadar guclu olursa olsun enfeksiyon denen seyin en guclu savascilari bile devirecegini bilmesi gerekirdi... kaldi ki daha sonrasinda olanlar da daenerys'in mirri maz duur'un aklina uymasinin sonucu ama isi o noktaya getiren de biraz drogo'nun cehaletiydi...

    -renly baratheon: evvela taht uzerinde hak iddia edecek durumda degildi... oncelik zaten robert'in cocuklarinda... o cocuklarin ensest mahsulu oldugu anlasilirsa da sira abisi stannis'e geliyor... ama bu vatandas anlamsiz bir ihtirasa kapilip "stannis ne anlar yonetmekten, asker herif iste, biz westeros'ta askeri vesayeti kaldiracaz" demese de bu kafayla olaya girmeye calisti... sonra oculer yedi onu...

    -jeor mormont: ilk bakista cok baba bir kumandan gibi gozukse de craster gibi bir manyaga musamaha gostermesi atesle oynamaya es degerdi... nitekim bu manyak nedeniyle cikan isyanda hayatini kaybetti...

    -robb stark: o da mantigiyla hareket edip politik davranmaktansa iki kritik hata yapti... ilki oglunun intikamini almak icin willem lannister ve tion frey'i girtlaklayan rickard karstark'i bu davranisi uzerine idam etmesiydi... akilli olsa bir orta yol bulmaya calisirdi ama bunu yapmayinca butun karstark askerlerini elinden kacirmis oldu... ikinci ve daha buyuk hatasiysa walder frey'le yapilmis olan anlasmaya uymayip jayne westerling (dizide talisa maegyr) ile evlenmesiydi... neticesi red wedding oldu ve grey wind'in kafasiyla kendi kafasi yer degistirdi...

    -catelyn stark: starklarin anasi da annelik duygulari nedeniyle gume gitti... kizlari sansa ve arya'yi king's landing'den kurtarma umuduyla starklarin elinde tutsak olan jaime lannister'i salivermesi, jaime ile roose bolton'in yollarinin harrenhal'da kesismesi ve malum red wedding...

    -joffrey baratheon: bunu da uzun uzun anlatmaya gerek yok... kafasi itlikten baska bir seye calismayan ergenin tekiydi... boyle bir krali da illa ki ortadan kaldirmak icin ugrasirlardi... nitekim ugsaildi ve basarildi...

    -lysa arryn: kiskanclik, paranoya, hastalikli bir ask... sonuc: baelish havayollarindan bedava 300 mil kazandiniz, tebrikler!

    -oberyn martell: intikam hirsi ve kendine asiri guven bir araya gelince ortaya cikan hazin sonuc! westeros'un en belali savascisinin karsisina dikilmissin, bir sekilde adami yere de sermissin... aklini kullansan ondan tywin'le ilgili itiraf bekleyecegine tywin ile ilgili planlari bir sonraki asamaya birakir, en azindan ilk etapta the mountain'dan intikamini almis olurdun... keske sunspear'da bir sinema salonu olsaydi da the good, the bad and the ugly'yi bi seyretseydin ve tuco benedicto'nun "when you have to shoot, shoot, don't talk" vecizesini de kulagina kupe etseydin... belki tywin'le ilgili bir sonuca ulasamayacaktin ama hem mountain'i haklamis olacaktin hem de pekmezini akitmayacaklardi...

    -tywin lannister: serideki en akil ve en kurnaz adamlardan biriydi belki de ama onun zayif noktasi da oglu tyrion'a karsi icten ice duydugu nefretti... neticede olumu de tyrion'in elinden oldu...

    evet, aklinin-mantiginin onune baska hisleri gecirerek olen baslica karakterler bunlar... bir de hayatta olan ama ayni nedenden oturu yine baslarina hayli buyuk belalar gelenler var:

    -theon greyjoy: pyke'a geri dondugu andan itibaren politik hareket etmeyi beceremedi... babasini ve amcasini robb stark'in ittifak planina ikna edememesi bir yana gitti bir de kendisini ispat etmek adina winterfell'i zapt etmek gibi bir maceraya giristi... sonunda da ramsay snow'un elinde kopekten beter bir hale geldi...

    -jaime lannister: sirf cersei cadisina olan aski yuzunden her turlu belaya bulasti... bran'i kuleden itmesi zaten acayip bir zincirleme reaksiyona yol acti, daha fazla bir sey soylemeye gerek var mi? onca sey olup biterken de karambolde colak kaldi...

    -bran stark: oglum, annen sana o kadar dedi di mi "no more climbing" diye! kadincagizi dinleseydin hem yurumeye devam ediyordun hem de ortalik gulluk gulistanlikti be!

    -hodor: hodor!

    neyse... bunlari uzun uzun anlattiktan sonra hayatta kalan karakterlere bakalim simdi de... eger george r.r. martin gercekten de akil-mantik cizgisinden sapanlarin eninde sonunda bir sekilde ustunu karaliyorsa serinin sonu geldiginde elegin ustunde kim kalabilir, bir baska deyisle iron throne'a kim kurulabilir?

    -jon snow: en yaygin teori, jon snow'un uber-onurlu ned stark'in cocugu olmadigi, aslen rhaegar targaryen ile lyanna stark'in cocuklari oldugu ve lyanna olmek uzereyken abisinden onu korumasini istedigi icin bu sekilde gizlendigi yonunde... zira targaryen kani tasidigi bilinseydi westeros'ta canli kalmasi imkansiz olurdu...

    bu teori dogru cikacak mi henuz bilemiyoruz... zira grrm ters kose yapmayi sevdigi icin olayi, herkesi isin bu sekilde oldugunu dusunmeye kanalize edecek birtakim ipuclariyla ormus olabilir ama bambaska bir sonucla karsimiza cikabilir... lakin bu teori dogruysa jon snow'un tahtin en onemli adaylarindan biri haline gelecegi de asikar... hatta "a song of ice and fire" adini da "lyanna (ice) + rhaegar (fire) = jon" veya "jon (ice) + daenerys (fire)" seklinde formulize eden teoriler de var... yani jon snow'un bir sekilde hikayenin kalbinde yer almasi cok muhtemel...

    peki jon snow bu isi sonuna kadar goturebilecek keskin zekaya sahip mi? iste burasi biraz supheli... zira bu yonde kendisinin parlamasini saglayan net bir ornek oldugunu soylemek guc... evet, kendi ayaklari uzerinde durabilen, guclu, duzgun bir karakter ama sanki daha fazlasi gerekiyor gibi... belki 6. ve 7. kitaplarda bu yonde biraz daha gelisir... tabii burada 5. kitabin sonundaki bicaklanmadan kurtulup kurtulmadigi mechul olsa da o yonde de soyle bir teori var: jon snow basta olse de, thoros of myr'in beric dondarrion'i dirilttigi gibi melissandre da jon snow'u diriltmeye calisacak ve bunun icin de stannis'in kizi shireen'i kurban edecek... shireen'in kuzeye olan yolculuk icin kafileye alinmasi oncesinde melissandre'in shireen'in annesi selyse ile yaptigi konusma da bu teoriyi kuvvetlendiren bir ornek...

    -daenerys targaryen: ilk firsatta westeros'a dalmaktansa mereen'de kalip oncelikle yonetmeyi ogrenmeye calismasi, "her seyin iyisini ben bilirim" demektense etrafindaki deneyimli kisilerden akil almaktan gocunmamasi onu diger taht adaylarina gore farklli bir yere koyuyor... lakin o da cogu zaman duygularinin esiri olan biri... daha en baslarda mirri maz duur tarafindan oyuna getirilmesi bir yana hikayenin ilerlemesi esnasinda da cok sogukkanli ve zekice hareket etmektense aniden ve hisleri dogrultusunda kararlar aldigina dair ornekler az degil... bu bakimdan onun da isin sonunda tahta kurulabilmesi cok kolay gozukmuyor...

    -tyrion lannisler: serideki en zeki karakterlerden biri olsa da coktan basina yeterince is acmis durumda ve bulastigi bu belalardan kurtulup kurtulamayacagi bile belirsiz... ote yandan kendisinin tywin'den degil de aerys veya rhaegar'dan olma oldugu yonunde de cokca teori var... eger bu teorilerden biri gercekse, kendisi de bir targaryen olarak tahta aday hale gelebilir... ama yine de isler boylesine arapsaci haline donmusken tyrion'in bunlardan siyrilip bir de ustune targaryen cikip tahta oturmasi cok zorlama olur gibi sanki...

    -stannis baratheon: en basindan beri atesperest bir kizil cadinin pesine takilmis giden birisinin "akil-mantik" ekseninde haraket ettigini soyleyemeyiz herhalde! sirf bu yuzden stannis'in en sonuna kadar gidebilmesi zor gozukuyor... su ana kadar idare etti belki ama lastik bir yerde fena patlayacak gibi... en buyuk artisiysa her seye ragmen yaninda davos seaworth gibi cogu zaman aklini kullanabilen birisi olmasi...

    -petyr baelish: asoiaf evreninin en cok dolap ceviren adami bu belki de... haliyle cogu kisinin gozunde de en zeki, en kurnaz karakter olabilir ki cogu zaman bana da oyle geliyor... fakat baelish de asiri muhteris birisi... en basindan beri "i want everything" diyen bir adamin da sonu ne denli hayirli olabilir tartisilir... catelyn stark'a olan takintisi da oyle her zaman aklina mukayyet olamadiginin bir baska gostergesi... baelish'in iron throne'a kurulmasi, hele bir de "kana" cok onem verilen bir dunyada cok matah bir aileden gelmedigi de dusunulurse, fazla zorlama olur herhalde...

    -varys: serinin basindan itibaren, kafasinin icinden gecenleri okumasi en zor karakter olabilir... son safhalarda targaryenlerin tarafinda gibi gozukse de bu adamin niyetini son kitabin son paragraflarinda falan anca anlayabilecegiz bence... kendisinin tahta cikma derdinde oldugunu da zannetmiyorum ama eninde sonunda birisi o tahta yerlesirse o kisi buyuk ihtimalle varys'in destegini alarak bunu yapmis olacak...

    -arya stark: yasi da goz onune alindiginda cin gibi bir karakter belki ama asiri kendine guveni ve cogu zaman icindeki kin ve nefreti dizginleyemeyip bu sayede dusunmeden fevri hareketlere girisebilmesi buyuk dezavantaj... bir de yolu hikayenin kalbinden cok uzaklara dustu... filmin en son karesinde yer almasi iyice zorlasti sanki...

    -aegon targaryen: aslen the mountain tarafindan daha ufacik cocukken olduruldugu sanilirken dunyanin oteki ucunda eski sovalyelerden jon connington tarafindan saklanan/korunan bir gencin gercekten aegon targaryen olup olmadigi en cok tartisilan konulardan biriydi... yeni cikacak kitaplarda bu konuya ne denli aciklik getirilir bilemem ama bu karakterin diziye dahil edilmemis olmasi da bu dogrultuda pek olumlu ipuclari vermiyor olsa gerek...

    -euron greyjoy ve victarion greyjoy: az onceki cumleden devam edelim... bu vatandaslar da diziye dahil edilmedi... haliyle greyjoy hanedaninin da hikayenin sonunda buyuk bir etkisinin olmasi zor gozukuyor...

    bunca beyin firtinasindan sonra "o olmaz, bu olmaz, geriye kim kaldi" denildigini duyar gibiyim... iste bu noktada aklima gelen teori de su yonde:

    uzun suredir beklenen kisin gelmesi neticesinde the others ya da daha bilinen dizi jargonuyla white walkerlar eger ki duvara yurumeye baslarsa, bu tehdit karsisinda insanlar daha fazla birbirini yemeyi birakir... wildlingler dahil butun insanlar bir araya gelir ve insanlarla white walkerlar arasinda asil savas baslar... (hatta burada warg yeteneklerini ejderha kontrol etmekte kullanan bran stark da kilit rol oynayabilir...) eger sonunda white walkerlar kesin bir maglubiyete ugratilir ve wildlinglerle de baris saglanirsa da artik duvara daha fazla gerek olmayacagi icin duvar yikilir, haliyle night's watch tarihe karisir ve boylece jon snow da yemininin baglayiciligindan kurtulur...

    ote yandan white walkerlara karsi yapilan ittifak, tek bir kral cikarmaktansa taht adaylarina paylasmaya razi olmayi ogretir... ardindan da kuzey, eski duvarin otesiyle birlikte komple jon snow'un yonetimine gecer... tyrion da targaryen cikarsa kuzey haric westeros bolgeleri tyrion ile stannis arasinda paylastirilir, daenerys ise "ben buralara alistim" deyip pentos senin, essos benim takilir...

    oturup bunca satir boyunca neler olabilecegine dair zevzeklik ettikten sonra en nihayetindeyse temennimi soyleyerek bitireyim:

    white walkerlarin savastan galip ayrilmasini ve butun insanlari westeros'tan silmelerini temenni ediyorum! insan irki en pis irk neticede, westeros'ta da oyle, icinde yasadigimiz gercek dunyada da boyle!
  • hbo, game of thrones sonrasında asoiaf evreninde geçecek yeni bir dizi yapmak istediğinde, ortaya atılan 5 farklı proje vardı. bunlardan ilk ortaya çıkan, age of heroes döneminde geçmesi planlanan bloodmoon oldu ve daha çekimleri başlamadan iptal edildi. sonra, targaryen iç savaşı, dance of the dragons konulu house of the dragon için yeşil ışık yakıldı ve bu diziyi önümüzdeki yıl izleyeceğiz. geriye kalan 3 projenin de 2 tanesinin daha ne olduğu ortaya çıktı ki, her ikisi de serinin hayranlarının ısrarla istediği ancak george r. r. martin tarafından veto yemiş konseptler: tales of dunk and egg ve robert's rebellion.

    dün sızan bilgilere göre, tales of dunk and egg büyük ihtimalle house of the dragon'dan sonra startı verilecek proje olacak. george martin'in daha önce bu projeyi veto etmesinin sebebi, daha 3-4 tane daha dunk & egg romanı yazmayı planlıyor olmasıydı ve bu hikayeyi hbo ile yaptığı anlaşmaya dahil etmemişti. sanırım bu tavrının değişmesi için hbo'nun kendisine önerdiği ekstra parayı görmesi yeterli oldu. böylelikle, bir başka george r. r. martin projesinin, yazarın kendisi değil, hbo senaristleri tarafından bitirildiğine şahit olacağız. martin de, kendi kitaplarını bitirememesi yüzünden döktüğü gözyaşlarını dolarlarla siler artık.

    dün sızan bilgilerden benim için daha ilginç olanı, dunk & egg'e ek olarak, robert's rebellion'ın da planlanan projeler içerisinde olmasıydı. bildiğiniz gibi, robert'ın isyanı, robert baratheon'un, eddard stark ve jon arynn ile beraber, westeros hükümdarı aerys targaryen'e karşı başlattığı ve sonucunda targaryen hanedanının devrildiği iç savaşı konu ediyor. sanırım, hbo'nun ortaya attığı adaylar içerisinde, serinin hayranları tarafından en çok talep edilen hikaye de bu. ancak, bu dönemde geçen olaylar a song of ice and fire serisi olaylarına hem çok yakın olduğu için, hem de asoiaf serisinde açıklanması gereken bir çok gizemi barındırdığı (jon'un ebeveynleri gibi) için, george martin, bu projeyi direk veto etmişti. görünen o ki, hbo bu vetoyu da martin'in kafasına para atmak suretiyle aşmış.

    disney'in star wars evreninde yaptığı gibi, hbo da, önümüzdeki 10 sene boyunca asoiaf evreninde geçen dizi/film/animasyon projelerini üstüste dizmek istiyor. o yüzden ortaya atılan bu fikirlerin hepsinin 'dizi' olması gerekmiyor. bazı hikayeler, film veya animasyon şeklinde de karşımıza çıkabilir. dunk & egg ve robert's rebellion projeleri için şu an kesinleşmiş hiç bir şey yok ancak hbo'nun, aralarında bruno heller'in de bulunduğu, en güvendiği yapımcılarla ön görüşmelere başladığı söyleniyor. henüz açıklanmayan 5. projenin, aegon targaryen'in westeros'u istilasını anlatacağını tahmin ediyorum. yakında o proje ile ilgili bir şeyler de sızar büyük ihtimal. her şey sızıyor böyle güzel de, bir tek sızmayan 6. kitabın çıkış tarihiyle ilgili haberler. "dizi bitene kadar kitabı bitiririm" ile başladığımız yerden, "9. dizi projesi sonuçlanana kadar 7. kitaba önsöz yazmış olurum" gibi bir yere doğru gidiyoruz sanırım.
  • sapkowsi witcher serisini biraz kenara ayirabilirsek, asla bu seri gibi bir politik-fantezi serisi bulamayacagim sanirim. su an akliniza gelen gelmeyen butun cevirilere bakmisimdir muhtemelen, yok kardeşim. kimse bu seri gibisini yapamiyor. ben buyunun/dogaustu islerin cok az olmasi taraftariyim, biliyorum bu fantazi turuyle celiskili ama boyle seviyorum. seride bunlar belli dozda ve kendi icinde tutarli kullanilmis. ortacag alegorisi cok iyi yapilmis, cogu olay ve kisinin gercek tarihte karsiligi var. genis karakter sayisi, hanedanlar, feodalitenin aktarimi, genel kurgu, karakter derinligi, evrenin binlerce yil geriye giden bir tarihinin olmasi, olay orgudu, alt metinler, göndermeler, genelde pek sevmedigim tasvirlerin burada cok guzel verilmesi ve daha sayamayacagim birçok sey. ozetle anladim ki beni doyuracak tek sey yine grr martin elinden cikacak kitap(lar) ama yazmiyor iste dürzü.
  • george r r martinin hbo ile anlaşması ile, 2009 yılında televizyonda dizi halinde seyredebilenecek olan kitap dizisi. şahsen her bölümün üç saat sürmesini temenni etmekteyim.
    haber için,
    http://www.variety.com/…532.html?categoryid=14&cs=1
hesabın var mı? giriş yap