• son olaylar üzerine yeni albüm çıkarma arifesinde olan zat-ı muhterem. sen girersen ben de girerim adını taşıyacak. doublemoon etiketiyle piyasada olması beklenmekte. albümün tanıtım gecesini kaderim pavyonda 17 haziranda yapacaktır. alt grup seyfi doğanay ve saz ekibi olacak. gecede agkya keçiören oto döşeme eşlik edecek.

    tracklist:

    a
    1. burun hafif meşrep bir organdır (yeminle 20 kişilerdi- slow-)
    2. it dolu bir gece gerisi bir bilmece (orkestra: keçiören oto döşeme)
    3. telvinden başka delikanlı yok şu alemde
    4. patinaj sağlıksız bir aktivitedir değil mi sırdaşım (slow)
    5. yıkıma giderim (dub version - orkestra: keçiören oto döşeme)

    b.
    1. peperuhi ibnenin önde gidenidir (hareketli bir çalışma)
    2. geceler çetindir yeşil gözlüm (nazlı yare şiir)
    3. eli maşalıyım (güllü ile beraber)
    4. sen girersen ben de girerim oğlum (hüsnü şenlendirici ile)
    5. deniz akkaya burnuna öykünüyorum şu aralar (slow gibi)

    bonus track:
    yıkıma giderim (telvinin bağlamasından enstrumantal)

    diğer müzisyenler:
    kibariye (darbuka- a1,a5, b4)
    ersen dinleten (brutal vokal a4)
    esismen (kaşıklar, tef, bendir, marakas,el zili a5)
    papalina tava (elektrik gitar, akustik gitar a1 a2 b2)

    kapak tasarım ve resimler:
    aton karımca

    kapaktaki balet
    cruseo
  • lamer insan, tok zeki, eğlencememeli, takışıklı . bence bütün sözlük erkekleri kendisiyle tanışmalı. pastasıyız.
  • rahmetli babamın bir tabiri vardı 'lök gibi adam' diye.

    herkese demezdi ama. burnu büyük herifti, kimseyi beğenmezdi zira. bunu söyleyeceği adamı iyice bi incelerdi; onun nazarındaki 'lök gibi adam' oturmasını kalkmasını, yolu yordamı bilecek, muhabbetini, sırrını paylaşabileceğin, sırtını döndüğünde seni kendinden emin kılabilecek 'eskilerden kalma delikanlı adam' olacak...

    rahmetli bunu tanısaydı eminim 'lök gibi bi adam bu arkadaşın' derdi bana.
  • 11 haziran 2005 gecesi, kadim dostu, kankasi telvin'le beraber, alkol zehirlenmesi sinirina yaklasmis, 20 kadar sehir eskiyasinin saldirisina ugramis yazardir... saldiri sonucu burnu kirilmistir... bazi kendini bilmez sozluk yazarlarinin telkiniyle, internetten haril haril eric bana fotograflari aramaktadir... burnunu tekrar suratinin ortasina yerlestirecek olan doktora "usta, sunun gibi olsun" demesinden kaygi duyulmaktadir... *

    buyuk gecmis olsundur...
  • papatya tacının en bi yakıştığı er kişi.* bir de hızır gibi yetişen adam. orman cini gibi ağaçların arasından zıplayarak geldi ve iki nefeslik anason kokusuyla güneş altında dağılmış bünyeleri kendine getirdi. ne uykusuzluk kaldı ne yorgunluk. kısacası kendi deyimiyle, agk süper bir insandır.

    ha bir de sigarası çok babadır.
  • ankara numune hastanesinin gülü. dahiliyeciye saldırmışlığı da vardır.
    meaningless:
    gittiğin hastanenin adı ne
    agk:
    numune
    agk:
    btün orospu çocuu türlerinden birer adet numune var içinde adı ondan numune
  • efendim kendisi incelikten zerre anlamayan biri olup sevdiği bir insanın doğumgününe hediye olarak tahtadan gemi almıştır. bu davranışını gördükten sonra ben de kendisine doğum gününde bulvar gazetesinden yapılmış bir yazlık şapka armağan edeceğim. ters çevirince de gemi oluyor zatilim... *
  • bu herif küçükken kardeşlerini dolandırırımış. ondan kelli babası buna parsadan dermiş.

    bu muhabbete nasıl mı geldim.total film dergsi aldık bu adamla ancak derginin içinde "bir osaman sınav yapımı" bir pars filmi anlatılıyor, afişi veriliyordu. dedi ki bu adam " ben küçükken kardeşlerimi dolandırdığımda babam bana parsadan" derdi.

    yani bu adam parsadandır.

    not: ekleme gemiştir annesini de dolandırıyomuş bu herif. ayıp lan. zamanında pastasıyız demiştim, olmaz olamam pastası. insaf be.
  • bir anda değişen bir insandır kendileri. bir dayı oldu evime gelince selam vermemeye başladı.
    gökçe yiğenime 8 ay önceden beşik aldı. sanki biz alamayız. bi de tezahürat öğretmiş, ulan ne anlasın çocuk tezahürattan. garip ne çektiğini bir o bilir, gelmiş beşiktaş çorabı aldım, beşiktaş tezahüratı öğrettim , afferim sana tosunum.

    o değil çocuğu da kendisine benzetecek, neyse ki onun benim gibi bir uzaktan dayısı var.

    efendim gökçe'nin gelişimine gelince ; saat akşam üzeri 4 suları, ben mis gibi evimde uyumaktayım, sınavlarım geliyor biraz uyuyayımda sabahalara kadar ders çalışayım düşüncesi ile uyuyorum. neyse efendim babam bir önceki akşamın maç * skorunu öğrenmek için 5 civarlarında uyandırıyor beni. neyse burası alakasız. saat 6 sularında bu agk efendi arıyor ama ben cin gibiyim ya ilk başta açmadım telefonu, neyse sonra açtım (gerçi bu da önemli değil) ondan da sonra dedi ki " ulan ablamı doğuma almışlar , gökçe geliyo, çabuk gel beni al buradan söyleyemem neresi olduğunu" afedersiniz yarım saat içinde gittim sonra 3-4 saate yakın yan yana durduk anca yol üzerinde bu kadar insana küfür edilir.bir biri ardına sikara * mı yakmalar, elleri titremeler mi ararsınız hepsi bu herifte. iş te ertesi gün yine geldi bu sefer malikaneme ama ne havalar, sadece babamla konuşuyo göt. bizi hiç sikleyen yok. bişey diyeceğimiz vakit "susun ben dayıyım" diyo. yaa bak yine sinirlendim.

    neyse efendim demem o ki; çok çabuk satıcı bir arkadaşmış lan bu.
  • şimdi efendim garip bir insan kendileri. " niye ?" diyecek olursanız ki demezsiniz biliyorum, size ne agk'nın garipliğinden (tuhaflığından) . evet ben de katılıyorum size ne.

    neyse konumuza dönecek olursak bu adam seviyo seviyo seviyo sonra gelip benim kafamı sikiyor çok afedersiniz. "ulan oğlum madem bu kadar seveceksin sevme diyorum" saçma olduğunu bile bile ama anlamıyor. ondan sonra beyaz atletiyle msn de kamera açıp içip, oynuyo. ahaişte giriş kısmındaki gariplikte bu. tamam sev sevil, üzül sevin. ama sen orda kedinin ciğere mundar lan bu ben yemem bunu demesi gibi bakan bir kişinin karşısında niye mangal yakarmış gibi beyaz atletle çıkıyosun. haa sonra noldu kreasyonu değiştirip siyah atlete geçti ama benim göz zevkim yine aynı sikikliğiyle kaldı. işte diyodum ki gariplik burda. ali rıza binboğa gibi de dans ediyo ve beni benden alıyo. gogol bordello görse bu yaptıklarını oturur ağlarlar lan. ayıp be. bu kadar olmaz.

    işte günlerden bir gün. bize geldi ama kafa kıyak. e hadi dedik rakı sofrasına geldin (bizde ailecek içeriz haa) iç bakalım. adam durmadı lan. yok baba telvin şöyle, yok baba telvin böyle, yok yukarı tükürdüm bıyık, aşağı tükürdüm sakal. seviyoomm diyo bi de. hattori hanzo seni. bizim pederinde kafası güzel çocuğa rakı diye gitmiş vodka koymuş. üstüne su ekliyo beyazlaşmıyo. en sonunda bıktı "sikerim lan içsin böyle" tribiyle verdi çocuğa. bu da delikanlıya bozuntuya vermedi, rakı diye vodka içiyo. içi yanmış, çifte kavrulmuş lokum gibi melül melül bakıyo. baba telvine "seviyoom usta, çok beterim, nolacak bu halim. kaçıralım mı ? alır evlenirim ben bu kızla" derken baba telvin boş durur mu. gidelim oğlum, basalım evlerini, alalım, hükümet nikahı kıyarız diye gaz vermez mi? verir. bu çocuk gazı almaz mı ? alır. varın siz düşünün benim çektiklerimi. neyse validesultan durumu çakozladı elinden almaya çalışıyo bardağı ama bu hattori hanzo bardağı falan kaçırıyo. erkekliğe bok sürdürmeyecek ya. yok içerim bunlar bana vız gelir tırıs gider havasında. şimdi sorun hala vodka tadı gelmiyosa ağzına ben de bu bıyıkları keserim.

    şöyle bi baktım da çok uzaklaşmışım konudan.

    nerde kalmıştık ? seviyorum dedi, ailecek anlayışla karşıladık. çok seviyorum dedi, gençsin bunlar güzel heyecanlar dedik. çok fenayım aklıma geldikçe nefesim daralıyo dedi, hay maşallah dedik. sikerim taşşak geçme dedi, siktir git lan sevenin halinden anlarız dedik. ama anladım ki seviyo lan bu çocuk. seda sayan duysa "bende seni sevgilim" derdi yemin billah.
hesabın var mı? giriş yap