• profesyonellikle bagdasmayan ruh. bir meslek, sanat ya da zanaati icra ederken bir cocuk gibi sen olma durumu. bu ruhtaki insanlar genelde para amaci gutmediklerini iddia ederler.
  • banner sayısının artışı ile kıyaslamanın çok saçma olacağı kavram. yazmak bedava, okumak bedava. eğlenmek ve bilgilenmek de... nereden geliyor bu değirmenin suyu, bu serverin bandwithi diye soran yok. kara para aklamadıkça işin başka türlü olmasına imkan yok. profesyonel iş anlayışı ile amatör ruh bir arada olabilir. bu çok normal bir durum. normalden ziyade, marketingdeki başarının sırrı. unutmamak lazım ki; kimsenin ski testisine denk değil, hatta kıçı da kudüm çalmıyor (çalan arkadaşlar "banner, yarak, kürek" nidaları atabilir, ben izin veriyorum)
  • metin tekin'in derbi maça elinde poşetle gelmesidir.

    http://www.youtube.com/…t1fuaf6q&feature=grec_index
  • bu ruha sahip olan insanlarin profesyonellerden ustun bir yanlari oldugu savunulur kimi zaman. amator ruhla calisanlar cogu zaman profesyonellerden daha hevesli ve daha sevkli calismaktadirlar. zorluklar karsisinda daha zor yilarlar, ve gozlerini kapayip vazifelerini yaparlar. profesyoneller gibi kili kirk yarip vakit kaybetmezler felan.
  • muhakkak zaman içerisinde hem heyecanın yitirilmesi hem de üstüste yapılan rutine binmiş aynı işlemler sayesinde kendi kendini tüketen ruh.
  • herseyin kucugu daha sevimli olurmus. bize oyle gelirmis. giderek daha da alistigimiz buyuk olcekli uretimlerden, pazardan gelecek tepkinin fokus gruplariyla olculdugu samimi gozukmek icin her turlu imkandan kacinilmayan yapimlardan sonra varligi hissedilince onemi kavranan duygu sadece.

    yalniz cok cok zenginler modayi uymamayi ret edebilirler, derbeder dolasabilirlermis, herseye sahip olduklarindan, herseye sahip olduklari da bilindiginden oturu, baskalarinin gozunden nasil gozuktukleri onemsiz oldugu icin bu sekilde derbeder, a-mode, de-mode giyinebilirlermis.

    eger boyle ise bize amator gelenler de saatlerce calisilip sonrasinda daginik birakilmis sac izlenimi uyandiran profesyonel isler olmasin diye insan dusunuyor. artik kimsenin buyuk ve kudretli gucleri arkasina almadan basarili olabilecegini tahayyul edemiyoruz da ondan sanirim.

    iste bu sebepten belki de sadece bu sebepten nostalji diye bir duygu var. eskinin daha amator daha az sahte olduguna inandigimizdan oturu bizleri derinden etkileyen sey yikik dokuk bir turk filmi, kosesi bucagi kirilmis bir foto, kotu bir ses kaydi olabiliyor ama nedense high resolution bir resim, 5.1 cikisli bir kayit olmuyor. high resolution resim cunku bizim degil gibi hissediyoruz. bizim olamayacak kadar mukemmel. oysaki hicbirimiz o kadar mukkemmel olmadigimizi biliyoruz, o yuzden resmi, o hesaplanmis kayitlari icimizdeki kuytuya sokmuyor; dinleyip geciyor; sonrasinda fena olmamis abicim diyoruz.

    iste sirf bu sebepten, yani authentic olabilmek amaciyla eskilerde yasamak vardi, zeki muren'i canli dinlerken, dar imkanlar dahilinde bir ani paylasmak ve sonrasinda biz ne de guzel cocuklardik yahu demek vardi. simdiki gencler bir harika mi acaba ? mallrats oldular ciktilar anlasilan.
  • amatör ruh hiç kaybolmasın ,biz hep çaylak kalalım.
  • sevdiği ve yetenekli olduğu şeyin profesyoneli değil de delişmeni, keyfine göre takılanı olmak çok özel bir eyleme-nefes alma* alanı. belki işte veya hayatta tek etik olan, sevmediği işin* şeyin* hakkını vermek, saygıyla katlanmak. sevdiğin veya ustası olduğun şeyden para kazanmak da etik soru işareti sayılabilir*.. gerçi yeteneğimden, sevgimden para* veya ün* yapabilsem etik sorunlarını gayretle yükleneceğimi tahmin edersiniz. (bkz: sevdiği işi yaparak para kazanmak)

    (bkz: amatör/@ibisile), profesyonel/@ibisile
  • makbul olan ruh hali. üstüne birde aksiyona girilen kişiler çocuksu davranmazsa, en azından ortam profesyonel olursa tadından yenmez yapılan iş.****
  • bundan yıllar önce iş değiştirmeyi düşündüğüm zamanlar. çalıştığım şirkette cumartesi dahil haftanın 6 günü çalışıyoruz. tersaneler bölgesinde full erkek egemen bir şirket. bulunduğum ortamda tek kadın benim. akşama kadar o maç senin, bu iddia benim, mankenler, kadınlar ve eş aldatma hikayeleri gırla gidiyor. zaman zaman "ben aslında buradayım" şeklinde düşünerek oradalığımı kendime ispatlamamı gerektiren diyaloglar. sanırım benim üzerimden ortamdaki bütün erkekler egolarını bir şekilde tatmin ediyorlar. karakter olarak da kendimi bildim bileli tiyatroya meraklı, sanatın her dalına hayran ve saygı duyan biriyim. aradaki tezatlığa dikkat ediniz. bir kariyer sitesinde kendime profil oluşturmuşum. her gün belirli aralıklarla girip iş arıyorum. ama sol yanım illaki sanat sektöründe işlere yöneliyor. derken oda tiyatrosu'nda ekip arkadaşı arandığını görüyorum. kalbim cız ediyor. bir yazı döşeniyorum oda'ya. ön yazı kısmına, hatırladığım kadarıyla "kendimi bildim bileli tiyatrocu olmayı hayal etmişimdir. eğer sizlerden biri olabilme ihtimalim olsa yanınızda sahne temizliği de dahil tüm işleri yapmaya hazırım. çok şanslı olduğunuzun farkında olun. benim için gökyüzündeki yıldızlar gibisiniz. anadolu'nun en ücra kasabasında bile olsa bu işle iştigal etmek büyük bir şans bana göre. sevgiyle kalın" gibi bir şeyler karaladım. hiç bir tecrübem olmadığını ve anadolu yakasının en ucunda ikamet ettiğimi özellikle vurguladım. derken ertesi gün bir telefon. " oda tiyatrosu kaan erkam adına x hanım. sizinle görüşmek istiyoruz " diyor. randevulaştık. ben gidemedim o ayrı mesele. ama başlıktaki "amatör ruh" kelimesinin benim için tanımı bu olaydır.
hesabın var mı? giriş yap