• içinde geçen dua ile insanın tüylerini diken diken eden chan-wook park filmi.

    "tanrım, isa mesih adına
    dualarımı kabul et.
    nasıl ki bir cüzamlının etini çürütüp
    alıyorsan, benim de vücudumdaki her şeyi al.
    uzuvları olmayan sakat biri gibi
    kalayım ki, başıboş davranmayayım.
    yanaklarımı koparıp al ki,
    gözyaşım üzerinde süzülmesin.
    dilimi ve dudaklarımı körelt ki,
    onlarla günaha giremeyeyim.
    tırnaklarımı sök ki,
    kem şeylere el süremeyeyim.
    omuzlarımı ve sırtımı öyle bük ki,
    sırtımda hiçbir şey taşıyamayayım.
    beyninde tümör olan biri gibi,
    muhakeme yeteneğimi elimden al.
    başkasının namusuna göz dikersem
    bedenimi parçala, beni onursuzlardan eyle...
    ve utanç içinde yaşamamı sağla.
    kimsenin bana dua etmesine müsaade etme.
    sadece yüce isa mesih'in
    bana merhamet etmesine izin ver."
  • loş bir ışıkta ve yavaş çekimde birbirinin üstünde, altında aptal aptal devinen, bu esnada da huuhhh, hmmff diye nefes sesleri duyulan salak amerikan filmlerini düşünüyorum da..

    bu filmde, sevişme sahneleri dibine kadar erotizm yüklüydü. hatta bazı "normal" sahnelerde bile oldukça yoğun bir erotizm hissediliyordu. yönetmeni ben buradan tebrik etmek istiyorum müsadenizle..
  • çarşamba akşamı karga'da gösterimi olacak chan-wook park filmi.
  • ilk saat sonunda ciddi ciddi therese raquin havası veren izlenilebilir, keyifli bir film. özellikle sevişme anlarında öldürülen kocanın araya girmesi, anne figürü gibi konularda.
  • filmekimi 2009 dahilinde, dün emek sineması'nın 16:00 matinesinde izlediğim chan-wook park filmi.

    chan-wook park filmlerini sevenler ve dikkatli gözler; kang-woo'nun, karısıyla birlikte mahjong oynamaya gelen ahbabı yeong-doo rolündeki oh dal-su'yu oldboy'daki "özel hapishane işletmecisi" ve chinjeolhan geumjassi'deki "pastane sahibi" rollerinden anımsayacaklar.

    başroldeki kang-ho song'u ise yine park'ın yönettiği gongdong gyeongbi guyeok jsa [a.k.a. joint security area] ve boksuneun naui geot [a.k.a. sympathy for mr. vengeance] filmlerinden; ayrıca, gwoemul [a.k.a. the host] ve joheunnom nabbeunnom isanghannom [a.k.a. the good, the bad, the weird]'den tanıyoruz.

    filmle ilgili ilginç ve hoş bir yorum için;

    --- spoiler ---

    http://genovaninja.blogspot.com/…ugu-cekenlere.html

    --- spoiler ---
  • klişe vampir filmlerinin ensesine tokat gibi indiği kesin. senaryo bakımından akla ve mantığa daha yakın. chan-wook park'ın önceki filmlerinde olduğu gibi bu filminde müzikleri süper ki zaten ortamı 3 saniyede oldboy kıvamına getirdiler.

    ---spoiler gibi---

    insanoğlunun din görevlisi dahi olsa nefsini köreltemediği ve iradesine sahip olamadığı trajik bir dille anlatılmış. son sahnede anne-kız-adam üçlüsünün tek kelime etmeden birbirlerine sadece bakışlarla onlarca şey anlatması muhteşemdi. film 2 saat 15 dakikaydı ama son 5 dakikası izleyeni kitledi.

    ---spoiler gibi---

    bu arada başrol oyuncu kang-ho song kıl payıyla 4. asya film ödülleri, en iyi erkek oyuncu ödülünü kaçırmış. film sadece görsel efekt dalında ödül götürebilmiş. ipi açık ara farkla madeo göğüslemiş.
  • kamerayı kullanmayı çok iyi bilen bir yönetmenin, chan-wook park'ın filmi.

    filmin 33. ve 34. dakikaları arasında bulunan sekans kendi başına bir kısa film olacak nitelikte ve sinemada şiirsel dil nasıl kurulur üzerine adeta bir ders niteliğinde.

    --- spoiler ---

    bir de film bu bölümde kurulan şiirselliğin en büyük malzemesi ayakkabılarla final yapınca değmeyin keyfimize. ayakkabı / ayak, hafiflik ve uçuculuk kavramlarının kullanım şekli, c'anım kim ki-duk'un bin-jip'indeki final sahnesine ufaktan göz kırpmış sanki. hmmm, ay layk det.

    --- spoiler ---
  • bi gongdong gyeongbi guyeok jsa değil tabii. hele oldboy hiç değil. ama bana sorarsan seyrettiğim en iyi vampir filmidir bu.
    gerçi siz bana bakmayın. güney kore'den babam çıksa yerim.
  • ilginç... kimse bu filmin vampirlerle değil, ahlakla ilgili olduğunu yazmamış.
    nerenizle seyrediyorsunuz, anlamıyorum ki...
  • güney kore'de katolik bir vampir.

    park'in algısıdan, korede hristyanlık ve batı nişanından bir vampir izlemek ilgi çekici. ne var ki sanki bir uyarlamaymışcasına açık bırakılan, es geçilen, ya da anlamsız biçimde uzun tutulan kimi sekanslar ile filmin tam ne dediğine odaklanılmamış. kan bol ama tahminimden az. kan'ın estetik biçimde kullanılışı oldukça az.

    filmin en önemli anlarından biri kaçınılmaz olan vampir abi'nin kıza bunu açıkladığı sahneydi. ne var ki bu sahnede salon kahkahalarla inledi. bu gerçekten yönetmenin istediği birşey miydi emin değilim. bir "vampirsem günahım ne", "kan içiyorsam çok mu" tarzı orhan genccedayvari zerzenişlere gülmemek elde değil pek.

    vampir'in kalbi nasıl atıyor, neden nefessiz kalıyor bunlar da soru işareti olarak kalan sorular tabi.

    herneyse uzun ama izlenir bir filmdi. izleyin görün koreli katolik vampir görmedim demeyin.
hesabın var mı? giriş yap