hesabın var mı? giriş yap

  • en estetikli, platin saçlı, 2 - 3 kadın arkadaşınızı eve çağırın ve onlardan bulabildikleri en ama en açık kıyafetlerini giymesini isteyin

    üzerinize polyester gömlek, daracık y.vşak pantolonu ve tabanı 8 cm yüksekliğinde çakma bir ayakkabı giyin

    1 milyoncuda satılan renkli tabaklara dolapta saçma sapan ne varsa koyup üzerine tereyağ gezdirin

    masaya elektronik sigara, tüle sarılmış limon, 3-5 cep telefonu koyun

    arkaya da sırasıyla sezen aksu, neşet ertaş ya da berkay'dan bir şarkı açın

    duvara da üzerinde "içiyoruz gardaş" "içmekten anamız s.kildi" vb. sikindirik bir çakma led neon asın

    her 20 dakikada bir de masaya çay doldurup koyun

    alın size evinizde en az dışarıdakiler kadar leşşşş gibi bir yeni nesil meyhane.

    not: isteğe göre barzo, silahlı çatışma ya da 10'a 1 güvenlik dayağını da gece sonunda ekleyebilirsiniz.

  • " türkiye'nin 90%'ı calgon kullanıyor " dedikleri halde, calgon'un 10% için verdiği mücadeleyi takdir ediyorum.

  • küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
    canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.

    dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.

  • şu diyaloglara şahit olmuş nesildir;

    çocuk: anne okul gezisi var haftaya, gidebilir miyim?
    anne: nereye?
    çocuk: tatilyaya.

    aynı zamanda okul gezisi ile tatilya görmüş efsane nesildir.

  • son birkaç gündür programı izlemeye başlayan annemin yarışmalarda varlığıyla yokluğu bir olan taner'i ilk defa bugün fark etmesiyle "bu çocuk kim adanın yerlilerinden mi?" diye sorarak bombayı patlattığı yarışma.

  • istanbul ilçeleri esprilerine yeterince gülündüyse ve başıma bir iş gelmeyecekse 5 bin tl ile ciddi ciddi yurt dışı tatili yapabilir.

    öncelikle en temel gider uçak bileti. onu da pegasus'un senede 3-4 kez yaptığı 1 euro+vergiler kampanyası ile ucuz yollu hallediyoruz. örnek vermem gerekirse ekim ayı için tiflis gidiş dönüş uçak biletini 926 liraya aldık. ne kadarımız kaldı? 4k..

    ikinci en önemli gider vize işi. o işi de vizesiz ülkelere 0 lira ile girerek çözüyoruz. evet hala 4k paramız var..

    3 gece 4 günlük bir konaklama yapacağımızı varsayalım.

    bu dönemde vizesiz seçeneklerden tiflis dışında balkanlardan kotor ve budva'yı da ucuz yollu şahane bir yurt dışı tatili için önerebilirim. hem deniz tatili de yapabilirsiniz. çünkü balkanlara da aynı uçuş kampanyasını yaptı pegasus kralı.

    mesela kotor'da 1 gecelik şu şahane yerin 2 kişilik fiyatı 453 lira. türkiye'de yaz döneminde kişi başı 225 liraya nerede kalabilirsiniz? (ki kotor çoğu balkan ülkesine göre en pahalı yerlerden biri)
    burada 3 gece kaldığımızı düşünürsek kişi başı 675 lira da konaklamaya gitti.

    926+675= 1601 lira harcadık. kalan paramız 3400 lira. bu parayı da 4' bölerseniz kişi başı günlük 850 lira harcama hakkınız var. günlük 45 dolar civarı para yapar (bkz: 40 yapar)

    günlük 45 doları cidden azımsamayın. mesela dev gibi dilim pizzalar 1-2 dolar, marketlerden küçük atıştırmalıklar keza o seviyelerde. ben akşama kadar ucuza gezilebileceğini, neler yiyip içilebileceğini anlatırım da bunların anlatılmışı zaten blog'da var :)

    mesela lapland'da kuzey ışıklarını bu şekilde izledik. a101'den konserveleri çantaya doldurup kuzey kutbunda hayallerimizi gerçekleştirdik. keza balkan turunu da sabahları cornflakes yiyip akşamları aşırı lezzetli dilim pizzalarla geçiştirerek,( 1-2 gün de kendimizi tabii ki şımartarak) 6 ülke 12 şehir gezdik.

    ucuza yurt dışı gezmeyi herkes çok kafasında büyütüyor yok kur şöyle yok böyle diye.. türkiye'de 1 hafta yaz tatili yapma bütçesi olan hemen herkes vizesiz yurt dışı ülkelerinin birinde bu tatil parasını harcayabilir.

    ne diyorduk, yol açık yola çık..

  • geçmişlerinde onca vukuat varken nasıl kendilerini memleketin sahibi, bizi de sahip oldukları memleketlerine kasteden düşman bellediklerini anlamadığım beyandır.

  • rte: fakat, ben burada size çok daha farklı olanını vereceğim. bakınız biraz geçmişe gidiyorum, nuh tufanı...

  • malum zat, çevresi ve takipçileri tarafından "dış güçler" şeklinde yorumlanacak olan karardır. zira hak hukuk bilmezlik bunu gerektirir.

  • 1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.

    2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.

    3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.

    4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.

    5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.