• 1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.

    2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.

    3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.

    4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.

    5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.
  • (bkz: eski toprak)
  • karadeniz'e sırt çantalı bir seyahat düzenlenerek günümüzde de cevabı öğrenilebilecek soru.

    benim cefakâr analarım hâlâ sabah gündoğumuyla evden çıkar; tarlada çalışır, eker biçer, toplar, odun keser, çalı çırpı kilolarca yük taşır, çamaşırını yıkar, asar, kurutur, akşamüstü evine döner, evi toplar, derer, düzenler, ekmek yapar, yemek hazırlar...
    ve bütün bunları doğal yollarla yapar hâlâ.
    yumuşacık olması gereken hanım elleri nasırlıdır, seni beni yere serer hani, güçlüdür. elinde orak, balta, bıçak, sırtında çocuk dağ-bayır çalışır.
    tüm gün kahvede oyun oynayıp, horon tepmekten başka bir iş yapmayan kocası için yapar tüm bunları.

    kadın hakları diye bir şey varsa bugün dünyada, bu hakka en çok yakışan kadın karadeniz kadınıdır!
  • çekirdekten yetişirlerdi. annesi tarlada çalışmak zorunda olduğundan, kendinden küçük kardeşlerine ve eve bakmak zorunda kalıp, ayrıca babasının da hizmetine koşturduğundan, evlilik çağı geldiğinde de bu gibi zorluklara hazır olarak evlenirlerdi. o yüzden sıkıntılara karşı daha dayanıklıydı kadınlar.
    şimdi ise, çorapların niye salonun ortasında diye kavga edip, psikolog sinan bey'e gidiliyor.
  • feminizm ayağına ucuz iş gücü yaratmak adına kadınların çalıştırılmaya başlanmasıyla unutulan hede. (bkz: we can do it)
  • harbiden lan.
    bir de zenciler var. zenciler eskiden o kadar işi nasıl yapıyordu?
    * *
  • ekşi sözlük'te ya da twitter'da ya da instagram'da zaman kaybetmeyerek.
  • annem genc kizken ve yeni evliyken tum ev halkinin camasirlarini bulasiklarini elde yikarmis. her gun 4 cesit yemek, elde hali yikamak, haftada iki gun tum camlari silmek vb korkunc aktiviteleri saymiyorum. ben biri bebek olmak uzere 3 kisilik cekirdek ailemin ev islerini yapicam diye canim cikiyor. ev isi dedigim de bahar temizligi modu degil. makinede yikanan camasirlar, makinede yikanan bulasiklar, elektrik supurgesiyle 2+1 evi supurmek ve haftada bir yerleri silmek. ben calisiyorum okudum geyigi yapacam ama kadin da universite mezunu ogretmen. vallahi benim mayamda bi sikinti var. ıste bunlar hep halasina cekmis kiz cocugu.
  • cevabını bi anneme, bi kendime bakarak bulabildiğim soru.

    annem altmışına gelmeden çöktü, bel, diz ve boyun bitik. kollardaki sinir sıkışmasını saymıyorum bile. yine eve vileda sokulmuyor, o ayrı bir psikopatlık düzeyi.

    bense çocukluğumdaki "anne yatağına dokunulmaz, yemek dökülmez, dışarıda üstünü kirletirsen kemiklerini kırarım" azarlarını mantıklı bi çerçeveye bu soruyla oturtuyorum. yine de biz döktük, o temizledi, o kemikler de kırıldı. özetle iyi ki makineler var.
  • günümüz kadınıyla karşılaştırılmaması gerekir.

    eskiden aileler genel olarak bir arada, iç içe yaşarlardı. misal bir aile ele alalım ki, anne baba, iki oğlu, bunların eşleri, artı 5 çocuk. evde 3 erkek 3 kadın var. burada genel olarak iş bölümü yapılırdı. evin en yaşlısı olan kadın yemek bulaşık ve kimi zaman çocukların bakımını üstlenir. diğerleri de çamaşır, ev temizliği ve tarla işleriyle ilgilenirdi. dolayısıyla abartıldığı kadar bir iş yükü yoktu. bu aşağılamak ya da yaptıkları işi hafife almak değil.

    günümüz kadınına gelirsek; bu 3 kadının iş yükü tek kadına yüklendi artık. yemek, çamaşır, bulaşık, çocuğun bakımı, ev temizliği, eve maddi getiri sağlamak... her kadın da evine temizlemeye birini alamıyor ya da her gün dışarıdan yemek söyleyemiyor. günümüz kadını sabah 7'de evden çıkıp akşam 7-8'de eve geliyor. akşam o saatten sonra bütün bu sayılanları yapmak durumunda. ben annemin bana bir kere "ödevini yaptın mı" dediğini hatırlamam. milletin çocuklarını yarış atı gibi yarıştırdığı şu dönemde günümüz kadını o yorgunlukla gelip bir de çocuğun ödev ve sınav stresiyle uğraşıyor.

    bunlara ek olarak kadından istenen ekstralar nelerdir? üniversite mezunu olsun, bakımlı olsun, elleri her daim ojeli yüzü her zaman hafif makyajlı olsun, güzel giyinsin, zevkli olsun, genel kültürü olsun, eve para getirsin, kendi ayakları üstünde dursun, bir hobisi olsun... bütün bunlar emek ve zaman demek.

    evinde yoğurt yapmış, tarlada da nasıl çalışıldığını görmüş, yazları tarhana, salça yapımına da el atmış biri olarak fikrim bunlar. düşününce de erkeklerin bu ikiyüzlülüğüne anlam veremiyorum. yok eskiler şöyleydi, yok böyleydi... hep bir eskiye özlem, hep bir eskiye özlem... sana köyden kız bulalım mı oğlum?
hesabın var mı? giriş yap