hesabın var mı? giriş yap

  • ülkede nasıl bir tersoluk varsa azıcık adele yapanları dereceye sokuyorlar.
    aydemir akbaş'ı göndersek 3. olur amk.

  • 90’lı yıllarda elektrik faturası iki ayda bir gelirdi. kimse de elektrik faturamız çok fazla diye inlemezdi.
    eğitim ücretsizdi örneğin özel okul yok denecek kadar azdı. özel üniversite yoktu.
    sümerbank diye bir yer vardı. vatandaş aklınıza gelecek her türlü kıyafeti hesaplı bir şekilde satın alabilirdi.
    sebze, meyve, süt, süt ürünleri falan son derece ucuzdu.
    bir siyasetçi bir şekilde yolsuzluğa karışırsa istifa ederdi.
    kimse cumhurbaşkanına hakaretten hapis yatmazdı.
    alkollü içecek fiyatları meşrubat fiyatlarına çok yakındı.
    öğrenci bütçenizle bir pubda bir şeyler içebilirdiniz ve bu sizin bir elektrik ya da doğalgaz faturanız kadar tutmazdı.
    televizyonda her şey sansürlenmezdi.
    liste uzar gider. hülasa şimdikinden bin kat daha modern ve medeni şartlarda yaşayan bir toplumduk.
    son olarak önceden ülkemiz mülteci cenneti değildi.

  • dünyanın en pahalı mumunun ispermeçet mumu olduğunu söylemek mümkün. özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda ispermeçet mumuna olan talep en yoğun zamanlarını yaşamıştır. muma bu kadar talep olmasının sebebi ise asla isli bir duman oluşturmaması, koku yapmaması ve uzun yanma süresine sahip olmasıdır. bu talep doğrultusunda da balina avcılığı endüstrisi büyük ölçüde önem kazanmıştır. o dönemin balina avcılığına ilişkin en önemli kaynakların başında da herman melville'nin moby dick'i yer almaktadır.

    ispermeçet mumu adını ispermeçet balinasından almaktadır. ispermeçet balinasının baş boşluklarında yağlı bir sıvı bulunmaktadır. bu bölüm trigliserid ve mum esterlerinden oluşmaktadır. ispermeçet organının kapasitesi ise ortalama 1.900 litredir. avlanan ispermeçet balinasının baş bölümüne delikler açılarak yağlı sıvının ayrılması sağlanmaktadır. balinanın boyutu ortalama olarak 20 metre ve ağırlığı 50 tondur.

    mumun pahalılığı nedeniyle sadece zengin ailelerin kullanımı ile sonuçlanmıştır. ancak bir süre sonra sadece amerika kıtası değil avrupa ve diğer kıtalardan da yoğun talep oluşması arz düşüklüğü sonucunda büyük bir krize neden olmuştur. hatta ve hatta ülkeler arasında ciddi üstünlükler kurulmasına, jeopolitik bir sorun oluşturmasına giden süreçler yaşanmıştır.

    osmanlı dönemi'nde de ispermeçet mumları çoğunlukla saraylarda ve konaklarda kullanılmıştır. dönemin çoğunda ithal olarak getirilen ispermeçet mumları 19. yüzyılın ikinci yarısı itibariyle "paşabahçe ispermeçet mum fabrikası" açılarak, üretilmeye başlanmıştır.

    1984 yılında ise uluslararası balina avcılığı komisyonu tarafından ispermeçet balinalarını avlamak yasaklanmış ve tür koruma altına alınmıştır.

    kaynaklar: 1, 2, 3, 4

  • ''bir misafirliğe gitsem
    bana temiz bir yatak yapsalar
    herşeyi, adımı bile unutup
    uyusam...

    kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
    kekikli zeytinli bi kahvaltı hazırlasalar
    nerde olduğumu hatırlamasam
    hatta adımı bile unutsam''

    (bkz: melih cevdet anday)

  • okurken şeytanın nefesini insanın ensesinde hissettiren eser. ara ara karşınızdaki koltuğa bakarsınız acaba orda mı diye. ordadır da aslında (bkz: karamazov kardesler). ancak, dikkatle bakıldığında şeytanın insanların arasındaki asıl yeri görünür apaçık. nihayetinde ne güçlü ne de güçsüzdür o. gücü de zayıflığı da bizim duruşumuzla alakalıdır. sadece çenesi vardır ki bunu da çok iyi kullanır ama son söz hakkı gene bizimdir. yani, gidilen yol bizim seçtiğimiz yol, verilen karar bizim verdiğimiz karar, sonucunda iyi ya da kötü karşımıza çıkan da hak ettiğimizdir (bkz: özgür irade). faust kendi iradesiyle kararını vermiş, sonradan pişman olsa da sonuçlarına katlanmak zorunda kalmış biridir kısaca. keşke onun için de ikinci bir şans olsaydı deriz kitabın sonunda ama bu bizim içimizdeki iyilikten kaynaklanır. çünkü faust'un sonu hak ettiğinden daha fazlası ya da azı değildir. bunun ne şeytanla ne de mephistoyla ilgisi vardır.