hesabın var mı? giriş yap

  • gönderi altına yazılanların çoğu "gavur" "yunan" "ermeni" "kafir"

    dinlerinden çıktılar haberleri yok

  • kendi başınıza gittiğiniz hastanede doktorundan hemşiresine, hademesine, diğer hasta refakatçilerine kadar herkesin ağız birliği etmişcesine "refakatçiniz yok mu?" diye sorduğu her an.

    -refakatçiniz yok mu?
    +yok.
    -refakatçiniz olsaydı iyiydi.
    +kendi başımın çaresine bakabiliyorum. refakatçiye gerek yok.
    -olsun, refakatçi olsaydı iyiydi.
    +peki.

  • kahvede para vermeden kaçanlardan sıkılmış beethoven'ın ölümsüz pozu. para vermeden kaçanların arkadaşlarına çayları gömerek bu sorundan kurtulmasıyla kahvecilik tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

  • ortaokul zamanlarım geldi aklıma , hürriyet ve milliyetin dergileri (trendy ve salsa ) başta olmak üzere blue hele hele duncan varsa alırdım . tüm albümleri vardı atmadım da duruyor. yaşlandık lan . valla

  • ben bu listenin maaşı az vermesi için işveren'e haklı bir bahane olarak hazırlandığını düşünüyorum. arkadaşlarımla da baktık ve onlar da böyle söyledi.

    çünkü bu sitedeki bu alanlardaki maaşlar az. yer yer yarı yarıya kadar farkeden durumlar var. en yüksek maaşın iki katı kadar maaşla o pozisyonda çalışanlar var.

    bence araştırılmalı bu durum. patronun eline maaş konusunda büyük koz veriyor.

  • bu sene çarşıda karşımıza çıkan bilmem kaçıncı olay bu. olay aralarında daha önce husumet bulunan arnavutlarla urfalılar arasında çıkıyor, silahlar patlıyor. 1 polis, 1 turist, 1 çocuk ve 4 kişi de yararlanıyor. çarşının hemen girişinde kuzenimin döviz bürosu var haftada bir uğrarım yanına. kapalıçarşı öyle bir yer halini almış ki rezil durumda. kimse kusura bakmasın ama urfalı zaza gruplar terör estiriyorlar çarşıda. adamların hepsi silahlı, turist geldi bir şeye baktı, almadı mı dövüyorlar sövüyorlar gönderiyorlar. adamların hepsi istanbul'un göbeğinde turizmin merkezinde adidas nike vs. imitasyon çakma ürün satıyorlar hiçbirinin ne maliye kaydı var ne belediye ruhsatı, ne vergi levhası... tüm devlet kurumları göz yumuyor. adamlar geçen hafta fatih belediyesinin zabıtalarını dövdü, bu hafta polis vurdu lan daha ne olsun yetkililerin harekete geçmesi için????? kuzenim defalarca fatih belediyesi'ne, ibb'ye şikayet etti bu adamları hiçbir kurum gram ilgi göstermiyor hepsi birbirine atıyor topu. ileride daha kötü haberler gelecektir emin olun.

    olay esnasında bir italyan kız geldi yanıma taksi arıyor yol neden kapalı havalimanına gideceğim taksi nerden bulabilirim diye sordu gel de anlat kıza şimdi bacım oradan geçme orada bir turist bir de polis vuruldu diye. bu ortamda gel de turizm konuş. sayın yetkililer bu turizm işi pr videolarla, dronle ayasofya çekmekle olmuyor. hiçbir şikayeti dikkate almadan konuları geçiştiriyorsunuz.

  • fransız sosyolog roger caillois, oyunlar ve insanlar kitabında *oyun biçimlerini dört kategoride sınıflandırıyor:

    agon veya rekabet: örneğin, satranç neredeyse tamamen agonistik* bir oyundur.
    alea veya şans: örneğin, bir slot makinesinde oynamak neredeyse tamamen tesadüfi bir oyundur.
    mimesis veya rol oynama: örneğin, bir karakteri canlandırmak için dans etmek, taklit.
    ilinx: * veya vertigo, algıyı değiştirme, baş dönmesi, bozukluk veya kontrol kaybı anlamında. örneğin, halüsinojenler almak, hız trenlerine binmek, düşene kadar dönen çocuklar.

    ayrıca caillois, yapılandırılmış ve kuralları ortaya konulmuş oyunlar (ludus) ve yapılandırılmamış, kuralsız ve spontane gelişen aktiviteler (paidia) olarak da bir ayrım yapar. paidia'dan ludus'a doğru bir eğilim olduğunu söyler. yani, spontane gelişen aktivitelerde ve oyunlarda, kurallı olmaya doğru bir yönelim vardır. bunu da insanın doğası ile ilişkilendirir.

    caillois ayrıca, şans oyunları doğası gereği kısıtlama ve diğer oyuncuların hamlelerini bekleme oyunları olduğundan, paidia ve alea'nın bir arada var olamayacağını vurgular. benzer şekilde, ludus ve ilinx de uyumsuzdur, çünkü yapılandırılmış kurallar yoktur. uygulanan herhangi bir kural ise sadece ilinx'i frenlemek içindir.

    mesela poker hem alea hem de agon'u içerir. çünkü kartların karılması şans unsuruna dayanırken, kurallar çerçevesinde strateji geliştirmek rekabete dayanır. izleyicisi olan sporlarda oyuncuların rekabeti agon'a dayanırken kendilerini sahadaki oyuncuların yerine koyanlar mimesis'e dayanır.

    agon'da, rekabette bir tarafın üstünlüğü artarsa oyun bitebilir. alea'da yani şansta ise, oyuncunun etkisi tamamen belirsizleşirse ya da tamamen pasif, etkisiz olduğunu anlarsa oyun yine sonlanabilir. dolayısıyla oyun kimseye ait olmayan bir noktada konumlanmalıdır.

  • uğur bey mikrofonu bırakmadığı için teknik olarak röportaja devam etmiş sayılıyor. işte gazetecilik.

  • “kesin tutar olm!” fikridir.

    1. netflix'e özenip onun onda biri kalitede yapımlar çıkartarak

    2. youtuberları toplayıp youtube kalitesinde yapımlara insanların para vermesini bekleyerek

    3. reklamlı izlemeyi kabul edenlerden para da isteyerek

    ...

    bu iş olmaz.