hesabın var mı? giriş yap

  • "çünkü, çok dilli, çok kültürlü, çok etnisiteli, dinsel olarak çeşitli ve bölünmüş bir mega devlet, ancak giderek artan, istilacı bir bürokrasiye hükmeden, emperyal bir despotizm ile yönetilebilir.

    ayrıca, bir avuç romalı aristokrat dışında hiç kimse, roma'nın en zengin 1.800 ailesinin, senatoya dönmesini istemiyordu. anakronistik olarak "cumhuriyet" diye tanımladığımız şey, bir mafya devletiydi ve senato onların akıl hocalarından oluşuyordu. bu akıl hocaları, bu mafya düzeninin başındaki kişilerin refahını sağlamak için, halka maliyeti ne olursa olsun, gereken her şeyi gerçekleştirmek için yarış içerisindeydi.

    augustus reformları başladıktan sonra, kimse principatus'u ortadan kaldırmak istemedi. gelenekselciler ve bizim anakronik bir şekilde "cumhuriyetçiler" olarak adlandırdığımız kişiler, principatus'u korumak, ancak, hükümdarın hanedan usulü aile içinde ya da ordu tarafından belirlenmesi yerine senato tarafından seçilmesini istediler.

    son olarak, principatus ve dominatus döneminde, romalıların, roma'yı bir cumhuriyet olarak görmekten vazgeçmediklerini de aklımızda bulundurmamız gerekir. aynı şekilde, anakronik olarak cumhuriyet dediğimiz dönemdeki romalılar da, roma'nın bir imparatorluk olmadığını düşünmediler. lucius tarquinius superbus sonrası tüm tarihinde roma, hem cumhuriyet hem de imparatorluktu."

    kaynak: r. graid dunbar/quora

  • elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın;
    escobarın dünyayı dolandırdığı yaştasın.

    dizeleri ile selam gönderiyoruz buradan kendisine.

  • 2 yıldır beraberdik. evlenme kararı almıştık. evlilik teklifi için tek taşını bile almış, teklif edeceğim günü bekliyordum. bu arada çeyiz düzmeye de başlamıştık. beyaz eşya seçiyor, ev bakıyorduk. onu terk ettiğim gün, ailelerin tanışmasına gün saymaya başlamıştık.

    bu arada pandemi denen lanet çıktı* esnafım ben. işlerim bozuldu. kapanmalar zorlamaya başladı beni. günün yarısı dükkan kapalı, haftasonu kapalı derken mali dengem bozuldu. kiralar birikti, kartlar patlamaya başladı, krediler çekildi vs derken haliyle her günüm şikayetle geçmeye başladı. seviyorum ya, evleneceğiz ya. sevdiğim kadına dert yanıyorum haliyle. başka kime yanayım? yine dert yandığım bir gece bana " ehh yeter ya her akşam şikayet" dedi. canım öyle bir yandı ki...*

    sonra şunu fark ettim. evleneceğiz. idareli olmalıyız. benim de işlerim çok ama çok kötü olmaya başladı. buna rağmen evliliğe dair bir şeyler yapmaya çabalıyorum. yediğimi içtiğimi kısıyorum falan. yine de gel diyor gidiyorum, yap diyor yapıyorum. özledim diyor o işsizlikte dükkanı kapatıp gidiyorum. gak deyince et, guk deyince su hikayesi gibi. sonra fark ettim ki ben bu haldeyken müstakbel eş adayım tredyoldan alışveriş yapma derdinde. hiç yokmuş gibi 40. botunu, 50. montunu falan alıyor. alışveriş konusunda çılgın. öyle böyle değil. durumları da çok iyi, rahat yani. kendi rahatlığından ödün vermeyecek kadar rahat hem de. ama birden kafamda şimşek çaktı ya da geleceği gördüm diyebilirim. biz evleneceğiz ve bu hengamede benim işlerim çok kötüyken o kendine üst baş alma derdinde. müşterek hayat için köşeye bir şeyler koyması gerekirken o, hediye olarak istediği botu o anlık alamamam ve tükenmesi neticesinde alamadığım botu, satışa tekrar çıkar çıkmaz alma peşinde.*

    kafama gelecek kaygısı girdi bir kere. en son bana ilişkimizin başında söz verdiği bir şeyi yapmaya kalkması ve benim bana söz verdiğini bu nedenle iznim olmadığını söylemem üzerine kızıp, küfredip yüzüme telefon kapaması son darbe oldu.e sen söz vermiştin? *

    bu 3 olay sadece 1 ay içinde oldu ve ben ayrıldım. arkama da bakmadım. o, onu ne kadar çok sevsem de benim açımdan doğru kişi değildi. evlilik gibi ciddi bir olaya onunla birlikte gidilmeyeceğini gördüm. doğru ya da yanlış bilmem ama benim doğrum buydu ve ne kadar doğru bir karar verdiğime eminim artık.

    şimdi bunları niye yazdım? kimseye anlatmadım çünkü. soranlara olmadı dedim geçtim. bitmiş olsa da kimse onun için farklı düşünsün istemedim. sadece ona gerekçeleri söyledim o da bahane dedi. haklıydı belki. onun bahane olarak gördüğü şeyler hayatın ta kendisiydi ve evlilik konusunda beni karamsarlığa itti.

    şimdi buraya rahat rahat yazıyorum çünkü aradan aylarrrrr geçti biteli. ilişki biteli olduğu kadar bende de bitti. çok uzun zamandır haberim yok. ne yaptı ne etti takip etmeyi, okumayı, görmeyi bıraktım. ölse haberim olmaz. ama çok içimde kalmıştı. birilerine anlatmam lazımdı. sözlük de bunun için var değil mi? hiçbir his olmadan rahat rahat içi dökmek için. zaten onunla ilgili yazmıyorum. yok hükmünde benim için. bir kez yazayım içimde kalanı paylaşayım, içimdeki aksın gitsin istedim.

    debe editi: debeye girmesine şaşırdım entarimin. kendi halimde içimi dökmüştüm oysa. yine de destek ve hakveriş mesajlarınız için teşekkür ederim. hepsini okuyorum.

    edit 2: inanılmaz şaşkınım gerçekten. 100'den fazla mesaj gelmiş. herkese çok teşekkür ediyorum. cevap veremediklerim kusura bakmasın, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum.

    arkadaşlar ben bu kararı aldığımda dönüp arkama bakmadım. ilişkim boyunca hep o mutlu olsun diye debelendim durdum ama bir yerden sonra artık kendimi ve geleceğimi de düşünmem lazımdı ve ben aylar sonra bile aynı kafadayım. haklı olduğumdan, doğrusunu yaptığımdan hiç şüphem olmadı ve gördüm ki gelen mesajların büyük çoğunluğu doğrusunu yaptığım yönünde destek mesajları olmuş. entariyi girerken amacım destek almak değildi sadece içimde kalan son irini akıtmak istemiştim ama olay çok büyüdü hatta yazdığıma pişman oldum bile diyebilirim. teşekkürler herkese.

  • cubuk makarnaya spagetti diyen piyasa kizdan daha samimi daha icten olan kizdir... git babanin parasiyla italya'da ye spagettini yavsak kiz...

  • kulübümüzden açıklama

    genel ahlak kurallarına uymayan, 100 yılı aşmış dostluğumuz bulunan fenerbahçe camiasına yakışmayan bir açıklama ile karşı karşıya kaldık.

    spor amaçlı olmayan bu açıklamaya kulübümüzün yüksek değerlerinden kaynaklanan tarzımız gereği, cevap vermeyi uygun bulmuyoruz.

    saygılarımızla,

    beşiktaş jk*

    http://www.bjk.com.tr/…5/kulubumuzden_aciklama.html

  • "bi ortamda kız yoksa mizah vardır,eğlence vardır.çünkü erkekler kendini kasmaz,karizma yapmaya çalışmaz.doğal olurlar."

    30 kasım 2014 - 10:56
    tipsiz cingene cocugutipsiz cingene cocugu / alkislarla yasiyorum

  • (bkz: kübra eken)
    guzel ulkemizin ata sporlarindan biri.
    bir defa da tecrube etmistim.
    20 gunluk lohusayken.
    hatta oncesinde, hamileligimin cesitli evrelerinde alistirma manasinda da yedigim olmustu.
    dogum sonrasi ilgi, sevgi, anlayis beklerken dayak yemek.
    ha bakin yemek fiil de enteresan. yiyip, hazmetmeye de calismak.
    hayvanlik diyecegim ama degil.
    sabah sabah butun sinirlerim zipladi.
    bakin; bacilarim, kizkardeslerim, abilerim, erkek kardeslerim !
    burada yazan bir suru kadin yazarin o veya bu sekilde siddete maruz kaldigini biliyorum.
    kendi hayatimla ilgili paylastigim entryler sonrasi bir suru mesaj ve agit aldim bu konuda.
    inanin, korktugunuzdan cok careniz var.
    bunu yasamaya mecbur degilsiniz.
    basima ne gelir diye korkmayin.
    daha kotusu yok bunun.
    sizin sabir gosterdiginiz her atak, daha sonra katlanacak ve buyuyecek.
    siz dur demezseniz durmaz.
    komsum, anam, babam ne der demeyin.
    kapinizi kapattiginizda ne yasadiginizi, ne hissettiginizi sadece siz biliyorsunuz.
    buna izin vermeyin.
    lutfen !
    daha cok sey soylemek istiyorum ama, inanin ellerim titriyor sunlari yazarken.
    korkmayin !

  • yapılan son simülasyonlara göre teorik olarak yaşam olma olasılığının ciddi derecede yüksek olduğu gezegendir.

    en yakın komşu yıldızımızın yörüngesinde dolaşan ikinci bir dünya olabilir ve yeni simülasyonlara göre burası yaşam için rahat koşullara sahip olabilir.

    proxima b’nin kabaca dünya boyutlarında kayalık bir ötegezegen olduğu ve yıldızının yörüngesinde seyreden bu ötegezegenin teorik olarak suyun göller ve akarsular meydana getirebilmesi için ortamın ne çok soğuk ne de çok sıcak olduğu varsayılan yaşanabilir bölgede olduğu düşünülüyor.

    kulağa hoş geliyor fakat hala proxima b hakkında bilmemiz gereken birkaç şey var. bir atmosfere ya da suya sahip olup olmadığını dolayısıyla da sıcaklıkların nasıl olduğunu, varsa atmosferini yıldız alevlenmelerinden koruyan bir manyetik alanının olup olmadığını, belki de yıllar once kömür gibi yanıp yanmadığını bilmiyoruz.

    exeter üniversitesi’ndeki bilim insanları, birkaç farklı senaryonun nasıl oynatılabileceğini görmek için proxima b verilerini genellikle dünya’daki iklim değişikliğini modellemek için kullanılan met office birleşik modeli’ne aktardılar.

    proxima b’nin dünya benzeri veya sadece azot ve karbondioksitten oluşan daha basit bir atmosfere sahip olması durumunda, sıvı suyu desteklemek için rahat bir sıcaklığın muhafaza edilme şansı olduğunu buldular.

    bu sonuçlar, bilim adamları simülasyona birkaç teorik anahtarı fırlattığında bile geçerliliğini korudu. proxima b yörüngesinde seyrettiği yıldızına çok yakın konumda dönüyor, bu da bir tarafının sürekli olarak ışık kaynağıyla yüzyüze kalırken diğer tarafının karanlık ve soğuk kaldığı anlamına geliyor. bu senaryoda bile sıcak tarafı maksimum 62 derece fahrenayt olarak ortaya çıktı. soğuk taraf ise yaklaşık -190 derece, dolayısıyla burası gelecekteki kolonilerimizi oluşturmak için en uygun yer olmayabilir.

    benzer şekilde, proxima b’nin merkür benzeri bir yörünge dışmerkezliğine sahip olması durumunda, yani güneşin etrafında her iki defa döndüğünde kendi ekseni üzerinde üç kez dönerse bazı bölümleri hala suyu destekleyebilir. tabi dünya benzeri bir atmosferi varsa…

    bu sonuçlar diğer iklim modellerinin öne sürdüğü ile aynı şekilde sıralanıyor, ancak hala bu ötegezegende neler olup bittiğini bilmiyoruz. öğrenmek için küçük uzay gemileri göndermek zorunda kalabiliriz.

    kaynak : https://popsci.com.tr/…sa-yasanabilirligi-olabilir/

    ilgili araştırma : https://www.aanda.org/…a/pdf/2017/05/aa30020-16.pdf

  • sene 2008, uluslararası bir bankada çalışıyorum. bizim bölümde kullanmak için küçük bir programa ihtiyaç oldu. bu gibi durumlarda bt'ye talep açıyoruz, projelendiriliyor, bütçe çıkıyor ve onaylanırsa sıraya alınıp bir kaç sene içinde yapılıyor.

    basit bir db uygulaması için 450 bin dolar maliyet çektiler. elbette bütçe olmadığı için gmy de projeyi onaylamadı. ama programa deli gibi ihtiyacımız var.

    birkaç saat oturup programı visual basic'de yaptım. çok da güzel oldu. bölüme dağıtıldı. herkes manyaklar gibi benim programı kullanıyor. her şey çok güzel gidiyordu ki, bilgi güvenliği departmanında aradılar...

    burası gidenin gelmediği, yemen'deki muş gibi bir yer. daha da işe yeni girmiştim, herhalde dedim şimdi kovacaklar. neyse kovmadılar ama bayağı bir fırça kaydıktan sonra dediler ki bölümlerin kendi programlarını yazmaları yasak, ancak excel makroları yapabilirsiniz ona izin var. ben de bari program işe yarıyor şunu excel makrosu olarak yapayım dedim. makroları da pek bilmiyorum ama biraz karıştırır bulurum diye düşündüm.

    o gün, excel açıkken alt+ f11'e ilk defa bastım. karşıma visual basic ana ekranı çıkınca o kadar şaşırdım ki anlatamam. yani visual basic'in arayüzünü neredeyse birebir excel'in içine koymak nedir arkadaş? kodları diğer projeden excel'e yapıştırdım, referansları falan ekledim, 1 dakika'da işim bitti.

    sonuç: excel sadece bir ofis programı değildir. kendi içinde bir programlama platformu da barındırır. excel ile yapılamayacak şey sınırlıdır.

  • başlık: komsunun kızı iş atıyor yardım lazım

    1. ya beyler ogrenciyim. komsunun bi kız var faceden kariyer.net iş linkleri atiyor. okulum var çalismak istemiorum diorum anlamior