hesabın var mı? giriş yap

  • yılllardır benimde kafama takılan ikilem.bir hafta kettle'da bir hafta ocakta kaynatarak ortalama maliyetten içimi ferahlatıyorum.

  • püf noktalar

    yemekleri daima tencerenin içinden yiyin. böylelikle tabak kirletmemiş olursunuz

    asla sade pilav yapmayın. domatesli pilav yaptığınızda altını tuttursanız bile renginden anlaşılmaz

    mutlaka soğanlı bir yemek yapacaksanız asla soğana dokunmayın. özellikle rendelediğinizde elleriniz çok kötü kokuyor. bunun yerine soğana ekmek tahtasıyla beş altı kez vurmayı deneyin. aynı işi görür.

    patates kızartacaksanız soyduğunuz patatesleri asla yıkamayın. kızgın yağa attığınızda çok kötü patlıyorlar.

    yemekler asla kendi başlarına hareket etmezler. şayet geçen ay yaptığınız tavuk kendi kendine kımıldamaya başladıysa kurtlanmış demektir. sakın yemeyin.

    sebzeleri pişirdikçe vitamin değerleri düşer. mümkün olduğunca çiğ tüketin.

    karpuz tabağa koyulmaması gereken bir meyvedir. ikiye ayırıp ortasından kaşıkla yiyebilirsiniz.

  • yoklukla imtihan edilmekten iflahi kuruyan x kuşağının sonuç olarak ürettikleri yanlış politikaların yanı sıra teknoloji çağına geçişe maruz kalmış nesildir.

    ne tam anlamıyla x olup monoton yaşamayı, azla yetinmeyi, teknolojiden uzak olmayı becerebilmiştir ne de tam bir z gibi makinelerin, yazılımların çocuğudur.

    kafası hem nostaljik çalışır hem de modern çağın koşuşturması ve yabancılaşmasına duhul olmuştur.

    yine de en iyi bu nesil hayal kurmasını bilir. geçmişi ve geleceği harmanlamak sancılıdır ama görmesi/görebilmesi haz verir.

  • bir zamanların efsane yazarı delikan76'nın içine düştüğü aczi gösteren durum.
    1970'lerde istanbul gelişim orkestrası ile türkçe sözlü hafif müzik, caz falan söyleyip 80'lerde işsiz kalınca arabeske yönelen şarkıcılar gibi.
    ee şimdilerde trend bu, orası şöyle burası böyle temalı kız başlıkları.
    muhsin bey gibi direnecek hali yok yozlaşmaya.
    edit: cümle düşüklüğünü giderme.

  • her alanda özelleşilsin ki vatandaş yarı maaşa çalışsın aradaki farkı da biz yandaşa yedirelim naraları geliyor.

  • yakın bir arkadaşım var. varlıklı ve çalışkan biri. ama hep iş odaklı olduğu için evlenecek birini bulamıyordu.

    sonunda annesiyle ablası devreye girdi ve buna birini buldular. kız bundan 10 yaş gençti.

    bunlar konuşup anlaştılar. sürekli birlikteydiler. benim arkadaş çok iyi niyetli biri. kızla epey ilgileniyordu. sürekli birlikteydiler. iş dışındaki bütün zamanını ona ayırıyordu.

    sonra bunlar sözlendi. kız isteme oldu. şimdi isteme evi diye bir şey çıkmış. kendi evinde değil de stüdyo tarzı bir odada isteniyormuş kız. ondan da yaptılar. bahçeli bir ev ve lüks eşyalar... her şey çok iyi giderken kız zorluklar çıkarmaya başladı. annesi kıza ne söylerse onu benim arkadaşa dayatıyordu. en son düğün tarihinde annesinin istediği tarihi dayatmaya çalışınca bizim arkadaşın kafası attı ve kıza s.ktiri çekti.

    bunlar evlenmiş olsa kızın anasını düşünemiyorum.

  • vakti zamanında (bkz: düşün ki o bunu okuyor) başlığına bir entry girmiştim. o entryden sonra 4-5 tane mesaj geldi. mesajlardan bir tanesinde kadın bir yazar yazdığım şeylere dayanarak kendisinin eski erkek arkadaşı olduğumu iddia etti.

    ilk 2 gün falan dalga geçtiğini zannettim, sonra ciddi ciddi bana ".....'sın işte kıvırma" , "bu başlığa yazacağını biliyordum" , "çok özledim seni, bir kere daha deneyelim" vb gibi abuk subuk mesajlar atmaya başladı. kendimi ispat etmek için ne yaptıysam inandıramadım. fotoğraf gönderdim " başkasının fotolarını atıp beni vazgeçiremezsin" diyerek iyice bokunu çıkarmaya başladı.

    sonra ver numaranı arayacağım diyerek numarasını istedim, arayıp da sesimi duyunca başkasına mı arattın dese de ikna oldu sonunda. bu sefer de 3 gündür konuşuyoruz bir kahve içeriz artık di mi deyince, durduk yere diyaliz merkezi aramamak adına her yerden engelledim.

  • klasik bir tool albümüdür. hiç risk alınmamış. başkaları ne düşünür bilmem de benim takdirimi kazanmıştır. tool, dinleyicisine istediği müziği vermiş. pekala kadirşinas bir tutum. bunca yıllık beklentiden sonra opeth'in son üç-dört albümdür yaptığı tarzda slow işler çıkartsaydı ihanete uğramış hissederdik. ne istediysek vermişler. nasıl tool şarkısı yazılırsa öyle yazmışlar işte. sindirince daha bir yerine oturacaktır.