hesabın var mı? giriş yap

  • izlemeye başlamadan önce breaking bad'den daha iyi olduğunu söyleyen insanlar görünce “yok ya nasıl olabilir ki” diyordum. izledim, ve ben de gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, her ne kadar breaking bad arşa çıkmış bir dizi olsa da better call saul çok daha başarılı bir dizi.

    nedenlerinden bahsedecek olursam, burayı okuyanların breaking bad izlemiş olduğunu düşünerekten yazıyorum, ilk olarak better call saul'da hiçbir karakter gereksiz değildi. salamancalardan tutun kim'e howard'a nacho'ya… hepsini izlemek çok keyif vermişti. breaking bad'in son sezonunda ansızın gelen ve düşman olan karakterleri düşünecek olursak bence onları koymak yapımcıların en büyük yanlışıydı.

    ikinci olarak ise gerçekten çok ayağı yere basan bir dizi. her şey kendi içindeki mantıktan hiç sapmadan ilerliyor ve yine aynı yolun sonunda muhteşem, hatta izlediğim en iyi dizi finaliyle bitiyor. bittiğinde içtenlikle dedim ki, dizi dediğin böyle olur.

    şimdi diziyle ilgili bahsetmek istediğim spoilerlı kısımlara geliyorum;

    --- spoiler ---

    öncelikle söylemek istiyorum ki nacho'nun ölüm sahnesi gördüğüm en etkileyici ölüm sahnesi olabilir. oyunculuklar zaten muazzam. hector'a onu zehirlediğini söylerken ki o nefreti gözlerinden çok açık şekilde okunuyordu. son yemek yiyişi, babasıyla son vedası, hepsi çok üst düzeydi. ölmesine tabii ki çok üzlüldüm ama beklediğimiz bir şeydi zaten. en azından onların elinden değilde kendi rızasıyla ölmesi biraz içimi rahatlattı.

    chuck'tan bahsetmek istiyorum. chuck'ın sorunu, sürekli doğru olanı yapmaya çalışması ama istediği sevgiyi, mutluluğu elde edememesiydi. ona her zaman üzülüyordum. hep doğruyu yapmasına rağmen jimmy gibi sevilmiyordu, karakter meselesi işte. eşini bile jimmy gibi güldüremiyordu. yalnızlığı ben chuck'ta gördüm. hep yalnızdı ve tutunabildiği tek şey "hukuk"tu. çünkü orada saygı görüyordu.

    jimmy de chuck da birbirini çok seviyordu. ama hep yanlış zamanlarda birbirlerine yanlış haraketlerde bulundular. jimmy chuck'ı chuck'ın ona en çok güvendiği anda kandırdı, chuck'sa jimmy'i aynı şekilde. sonunda da jimmy chuck'ın elinden, kendisinin de itiraf ettiği gibi, sahip olduğu tek şey olan hukuk'u aldı... final bölümündeki sahneleri o kadar güzeldi ki... chuck'ın "that's not what i had in mind" dediği kısımda sesi titremesi... jimmy'i gerçekten seviyordu ve bir abi gibi davranmak istiyordu, ikisi de denedi, olmadı...

    salamancalar ve gus'a geçmek gerekirse, lalo'nun ölüm sahnesinde acı içinde kıvranırken bile gus'a bunu belli etmemek için ona bakarken gülmesi, gus'ın da aynı şekilde ona yaralı olmasına rağmen dimdik ve duygusuz bir şekilde bakması, işte saf nefreti orada gördüm ben.

    lalo salamanca karakteri ise izlerken en keyif aldığım karakterlerden biriydi. salamancaların en tehlikeli ve zekisiydi, ama tony dalton'un hakkını vermek gerek, muhteşem bir oyunculuk sergilemiş.

    bütün karakterleri çok sevmekle beraber en sevdiğim karakter howard'dı. nedeni ise, çoğu kişinin hissettiği gibi başlarda ben de onunla ilgili negatif düşüncelere sahiptim. fakat sonradan anladık ki asla tahmin ettiğimiz gibi biri değilmiş. aslında bu alışkın olmadığımız bir durum çünkü böyle zengin, iyi görünümlü, başarılı insanların hep bir kusuru (genelde kibir olur bu) olmasına alışkınız. howard'da bu yoktu. herkese iyi niyetle yaklaşan, arabasını alan valeye bile içtenlikle halini hatrını soran, saf iyiliğin resmedilmiş hali gibi bir insandı. ölümünü kabullenmek cidden çok zor oldu. bu konuya tekrar değineceğim.

    jimmy ve kim'den bahsetmek istiyorum. breaking bad evreninde ve buradaki diğer karakterlerden farklı olarak kurbanlarını "oyunun" içinde olmayan biri seçmişlerdi. her ne kadar walter white bir cani olsa da kendi bildiğinden sapmayan bir insandı. ailesine asla zarar gelmesini istemiyordu, yoluna çıkanlarlaydı işi. ama howard öyle miydi? tam tersi, zarardan çok faydası dokunmuştu onlara, özellikle kim'e. ama onlar tam da howard'ın dediği gibi "ruhsuz" bir şekilde onunla uğraştılar. howard son sözlerinde sonuna kadar haklıydı. sonu ise tam bir trajediydi. "yok yere" öldürüldü. bir hiç uğruna... ve cesedi attıkları çukur, işte orada parçalandım. bir insanın nereden başlayıp nereye geldiği (hem de hiç haketmediği bir şekilde) tüm gerçekliğiyle gösterildi bize.

    bu olaydan sonra ikisinden nefret ettim. hatta dizinin sonunda ölmelerini istiyordum. ama dizi senaristleri öyle yetenekli insanlar ki, kendimi dizinin sonunda onları ağlayarak izlerken buldum. o son bakışma sahnelerini izlediğimde hala ağlıyorum. bir dizi finali ancak bu kadar ruhuma dokunabilirdi. benim için bulunmaz maden değerinde bir final. daha iyisini izlediğimi hatırlamıyorum. bütün taşların tek tek yerine oturduğu, aklımdaki bütün soruların cevabını aldığım bir bölüm oldu.

    jimmy ve saul, aslında iki farklı insan gibilerdi. jimmy'nin sorunlarından kaçmak için oluşturduğu karakteri saul, ama nihayetinde tekrar bizim sevdiğimiz jimmy'miz oldu. belki de ilk defa hatalarının sorumluğunu aldı. chuck'ın son bölümdeki flashback'te dediğini yaptı, "if you don't like where you're heading, there's no shame in going back and changing your path." ve ilk defa chuck'ı yanılttı, değişti. 86 yıl hapis cezası almasına rağmen aslında hiç olmadığı kadar özgürdü.

    --- spoiler ---

    muhteşem bir dizi, muhteşem bir final. çoğumuzun yaşantısından uzak bir dizi olmasına rağmen, aslında bir o kadar da "biz" olan bir dizi. inişlerimizi çıkışlarımızı, değerlerimizi, doğruyla yanlışı, zamanı, tüm gerçekliğiyle betimleyen bir başyapıt. harcadığım en kaliteli zamanlardandı izlediğim anlar. asla unutmayacağım.

    "we all make our choices. and those choices, they put us on a road. sometimes those choices seem small, but they put you on the road. you think about getting off. but eventually, you're back on it."
    -mike ehrmantraut

  • kış için beş yüz liralık ceviz almıştır. ayrıca kutularca üçgen peynir, torbalarca bisküvi ve on iki tane bazlama. sümer kışa hazır, şimdi rasim düşünsün.

    inşallah içinden bozuk bir ceviz çıkmaz. yoksa, biliyorsunuz, hepsinin çöpe gitmesi gerek.

  • geçenlerde düşündüm de insanlık kendine elon musk gibi haftada 80 saat çalışmayı öğütleyen biri yerine ata demirer'i örnek alsaydı keşke. kapitalizme alternatif bir sistem öneriyorum; demirerizm. ata demirer yunan halk şarkısı söylüyor. türk sanat müziği söylüyor. piyano çalışıyor. ud çalıyor. stand-up yapıyor. belki bunların hiç birinde dünyada bir numara değil fakat tüm bu yeteneklerin birleşiminde ortaya çıkan şey dünyada bir numara; kendi deyimiyle de tek kişilik dev kadro. insanlık olarak bu gibi dev kadroları kendimize örnek almalıyız. kapitalizme kalsa bir kişi yunan halk müziğini en iyi şekilde icra etmeli. başka bir kişi türk sanat müziğini en iyi şekilde icra etmeli. belki daha verimlidir ama hayatı ıskalar. kapitalizm tüm verimine rağmen, gözün içindeki o gülümsemeyi ölçemez. hayır, demirerizm tam tersini söyler. her şeyden gönlünüzden geçtiği kadar alın ve paylaşın. kimseye de hesap vermeyin. teşekkürler ata demirer.

  • oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.

    düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.

    fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.

    babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.

  • kafalarına vura vura anlattik gene anlayamadilar aq. ordaki benzin fiyatini tl ye çevireceksen oranin asgari ucretinide tl ye çevireceksin. evet adamlarin benzini turkiyeden yuzde 10 daha ucuz ama asgari ucretinide tl ye cevirince 8100 lira yapıyor 1604 lira değil. ayrica evet benzin neredeyse bedava algisi da doğru. bide doğru bi tespit yapmis gibi arastirmak bu kadar zor olmamali demezmi aq

    edit: bide bana cevap yazmis sen fakirsin tr de az kazanıyorsun diye.tr de yasadigimi veya az kazandığımı hangi cümleden cikardin. bide hala ısrar ediyo adam yok ona geliri az denirmis 1000 dolarlik urunun 1000 lira olmasinmis. gerci neye uzatiyosam akp ye oy veren bi insansın aq

  • --- spoiler ---

    bıktım bu fasfakir olup canını verebilecek durumdayken milyarder olunca paranın önemi yok diye tribe girip paraya dokunmayan karakterlerden. olum sen orda neyin ne olduğunu görüp kaçmışsın sonra başlarım böyle hayata diyip geri dönmüşsün 450 kişinin ölümünü görmüşsün cidden 3 5 kişinin ölmesiyle baştaki durumundan çok mu şey değişti deliricem. ayrıca kızın ailesini unuttun şrfsz

    diziye puan 8.5/10
    --- spoiler ---