ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
deniz seki'nin bayhan için söylediği sözler
-
akp döneminde söylenmiştir. düşünün kaç yıl olmuş, 11 yıl geçmiş ama gene akp gene akp.
sinema tarihinin en iyi kovalamaca sahnesi
-
bir en iyiden bahsedemeyiz, neye göre en iyi.
ama en bilineni north by northwest filmindeki uçakla kovalama sahnesidir.
https://en.wikipedia.org/wiki/north_by_northwest
ekşi itiraf
-
dun bir ara markete ciktim yemeklik bi'seyler alayim diye. sebze-meyve reyonundan oylesine aldim bi'seyler. domatesi normalde incelerim filan. cunku; benim icin onemli guzel domates. hic ugrasmadan ilk elime gelenleri aldim eve geldim.
domatesi bi' kestim, bildigin domates kokuyo cekirdekli filan. tadina baktim, muhtesem.
dunden beri gidip gelip dolabi acip domatesleri seviyorum. utanmasam gece koynuma alip uyuyacagim.
aklima gelmisken, gidip biraz daha izleyeyim.
domates kadar guzel sey var mi su koca kainatta ?
yiğit özgür'ün türkçe'ye kazandırdıkları
-
(bkz: memintolar da tombiktoymuş)
h&m'deki balmain izdihamı
-
1:07'deki nur yerlitas'la fatih urek mi lan?!
beyaz futbol
-
"ınstagram; varoşlarda doğmuş kezbanın, etilerde nuket'e dönüşmesidir."
a.çakar
italya'nın uefa kuralını çiğnemesi
-
kuralın, takımlar en iyi kadrosuyla sahaya çıkar kısmını anlamadım .
neye göre kime göre, teknik direktör en iyi kadrom bu amk derse kim itiraz edecek, teknik direktörler niye var.
kadroyu uefa yapsın o zaman,.
uefa, ceza verip hükmen mağlup mu ilan edecek. adamlar zaten yenildi, iyice mi yenilecekler.
kural saçma cezası daha saçma, iyice yenilmek.
şişli etfal'de sıçan teyze için ne dediler
-
"görüntüleri izledim, durum vahim"
-ismet berkan
ekşi itiraf
-
böyle filmlerde dizilerde diyolar ya hani; "hemen ilk uçakla geliyorum!!" diye.. içim gidiyo benim ya.. adam multimilyoner olsa farketmiyor ben içimden diyorum en az 350-500 lira uçak parasi girer son saatte diye.. yazık günah... fakir miyim neyim?
sakarlık
-
insanın kendisini, final destination'un son filminin başrol oyuncusuymuş ve ölümün nefesi sürekli ensesindeymiş gibi hissetmesini sağlayan bir huydur bu.
aynı gün içinde yataktan düşüp, kafamı duvara vurup, iki bardak kırıp, elimi ocakta yaktığım bir günün sonunda, "artık bu gün o gündür, kesin artık ölücem" dediğim ve cidden hayatın anlamını ve makus talihimi sorguladığım bu günde, biraz önce yaşadığım şeyi anlatmasam ölecek hastalığına da tutuldum.
pisboğazlığın dibine vurduğum şu saatlerde, yediğim çikolatayı bilgisayarın üstüne düşürmem ve ısınmış laptopun üzerince çikolatanın cızzt diye erimesiyle başladı her şey. nutella kıvamına gelen çikolatayı ziyan etmemin yazık olacağı kanısına vardığım o şahane zaman diliminde, evde kimse olmamasının verdiği rahatlık ve bana tuhaf tuhaf bakan kedilerimin olan biteni kimseye ispikleyemeyeceğini bilmenin verdiği huşu ile bilgisayarı yalamaya karar verdim. ben bu pis eylemi gerçekleştirir ve usb girişi dolaylarındaki çikolataları yalarken dilimi elektrik çarptı, korkuyla fırlattığım laptop ayağıma düştü ve üç parmağım kısmi felç geçirdi.
bugün başıma daha ne gelebilir, ne yaşayabilirim bilmiyorum.. ama dendiği gibi sakarlık, bazı insanların doğar doğmaz alnının ortasına yazılan bir lanet ise ; şu an gerçekten alnımı ve bilgisayarları yalamama sebep olan beynimin içindeki birkaç lobu söküp camdan aşağı atmak istiyorum.
oruç tutmak
-
bu olay "fakirleri anlamak için yapıyoruz biz bunu." argümanını temel alır.
peki biri bana söylesin; kaç tane fakir akşama kendisini evde mezelerin, pidelerin, kebapların, tatlıların beklediği bilinciyle açlığa dayanıyor?
bu mudur fakirleri anlamak?
oruç tutulacaksa eğer, aza razı olarak, mütevazi bir şekilde tutulmalı ya da hiç tutulmamalı. öyle beş yıldızlı otellerde bilmemkaçyüz liralık iftar menüsüyle oruç açarken durumu yeterli olmayanların eriştiği farkındalığa erişilmez.
kısacası türkiye'nin büyük kısmı için artık dinsel değil geleneksel olan eylemdir.