hesabın var mı? giriş yap

  • tozludur. kedili ya da köpeklidir. hafiften eskimiş (umarsızca eprimiş) mobilyalar dikkat çeker. kapının hemen yanında bisiklet bulunma ihtimali yüksektir. mevsim itibariyle unisex sandaletler de hemen kapı önündedir, eskitme deri ve matlaşmış tokalıdır bunlar muhtemelen. eve sinmiş puro kokusu olmazsa olmazdır. organik ürün ambalajlarıyla dolu çöpler geri dönüşüme gidecekler ve gitmeyecekler olarak ikiye ayrılmış olabilir. sık sık hali hatrı sorulan ve çoluk çombalak ahbap olunmuş olunan kapıcı hikmet abi bunları nasıl ve nereye atacağını zaten bilir. duvarlarda en az bir eski türk sanat müziği sanatçısının portresi bulunabilir, plaklar, pikap, tütsü, minder, kütüphane, çeşitli ülkelerden getirilmiş ıvır zıvır, çeşitli ülkelerde (bilhassa küba) çekişmiş pek çok fotoğraf, deniz kabuğu, sabun.. daha sayıyım mı. hah bi de tuvalette kütüphanemsi bir kitap yığını olma ihtimali yüksektir. uykusuz, penguen, post ekspres, ya da yeni harman gibi dergilerden oluşan bir topluluk da olabilir klozet yakınlarında. balkon varsa en az bir kaç çeşit çiçek ya da maydonoz, nane gibi gıdalardan bir kaçının ekilmiş olması muhtemeldir. daha gizemli balkonlarda hint kenevirine de rastlanabilir.

  • yol tutuştan daha çok muazzam bir şöför barındıran video.

    o arabayı oradan kurtarmak gerçekten büyük iş.

  • o garsonlardan biri şu an 55 yaşında olan babamdır. küçüklüğünden beri yurtiçi-yurtdışı lokantalarda çalışmış yani bu sektörde ömür çürütmüş. her mevkide çalışmış ve en son bir kaç sene önce yaşanan olumsuz olaylar sonucu garsonluğa geri dönmek zorunda kaldı. babamın bunca yıldan sonra birilerine hizmet edecek olması fikri beni başlarda çok üzüyordu. daha sonra bunu neden yapmak zorunda olduğunu düşündüm; emekliydi ve evde oturabilirdi. ama bakması gereken ben ve 3 kardeşim vardı. en büyük amacı bizim hayatımızı kurtarmamızdı. bunu garson maaşıyla başardı. 2 ablam meslek sahibi oldu, ben üniversitedeyim ve kardeşim bu sene üniversiteye gidecek. belki de görseniz hüzünleneceğiniz adam dünyanın en gururlu en mutlu adamı. eve gece gelişinde asla çok yoruldum demiyor hep bizden bahsedecek bir konu açıldığında ne kadar gururlandığını anlatıyor. ona terbiyesizce, kabaca davranan birinden bahsederken ben ve kardeşlerimin asla böyle olmadığımızı düşündüğünü ve bizimle gurur duyduğunu söylüyor. hüzünlenmeyi bir kenara bırakıp insanların hangi yaşta olurlarsa olsunlar yaptıkları işleri takdir etmeyi öğrenelim. bir de garsonlara teşekkür etmeyi, elinize sağlık demeyi unutmayalım *

  • "çalışan kesiminin %7'si asgari ücretliyken, şu an %30'unun asgari ücretli olmasını sağladık, onu da bulamayan 3 milyon haneye de her ay fakir fukara fonundan para pompalıyoruz. herkesi bu yoksulluk bataklığına sürükleyip, etrafımızdaki 50-60 bin insanı milyarder yaptık, vergi de vermiyorlar hepsini sizden alıyoruz çok şükür"

    diye devam etmesi gereken açıklama.

  • milyonlarca yıl önce lav taşlarından oluşmuş, daha sonra suların çekilmesiyle günümüzdeki hallerine dönüşmüş epey yüksek, yükseklik korkusu olanları altına işetecek kadar yüksek kayalıklardır.

    esas konu bu kayalıklara vaktiyle ilkel vinçler yardımıyla, başlangıç orta çağda falan, kompleks manastırlar inşa edilmiş olmasıdır. bizdeki peri bacaları gibi mağara döneminde ve sonrasında bir yerleşim olmamıştır. ayrıca peri bacalarının yüksekliği bunların yanında cüce kalır.

    bugün de keşişler ve rahibeleriyle hiçbiri müze değil, sadece gezilmesine izin verilmiş, manastırlardır. zaten manastırların da az bölümü ziyarete açıktır.

    gerçekten büyüleyici bir görkeme sahipler.
    içinde, muhtemelen papaz veya rahibelerin şımarttığı cana yakın kediler vardır. doya doya sarıldım birine, hem de hiç ses etmedi. :)