hesabın var mı? giriş yap

  • siz berberde adam gibi traşınızı olup, içerdeki futbol muhabbetini dinlerken, içeri saçları uzun ile kısa arasında bir adam ağzında sakız ile zincir kolyeli bi adam girer, "mustafa naber işler nasıl" diyip, eli jöleye daldırır ve tek hareketle ellerini saçlarına daldırıp, saçlarını geriye yatırır ve olay mahalinden "manita ile buluşcam ben kaçtım" diyip, aynı hızla uzaklaşır.

    dünyanın en antipatik adamıdır o.

  • kendi başına evindeki 3’lü koltuğun yerini değiştiremez ağır olduğu için ama koskoca olimpiyatlarda alınan bronz madalyayı küçük görür. hey allahım.

  • yalnız bu ikramiye işi için ilk önerge veren cehape zihniyeti değil miydi?

    peki neden bu kadar nefret ettiğiniz cehape zihniyetinin önergesini alıp aradan zaman geçtikten sonra hayata geçirdiniz?

    sonradan gelen ekleme: pratikte mukemmel adam ekledi meğer cehape zihniyetinin önerisi 1000tl degil, asgari ücret kadar ikramiye imiş ve neticede kuş olup uçmuş.

  • trabzon- artvin arası bir otobüste geçen anne- kız diyaloğu;

    kız (5-6 yaşlarında): anneee çişum celdi!!!!!!!!!

    anne: tut çişuni etme altuna, birazdan mole verceğuk o zaman edersun.

    kız: ama çok çişum celdiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!

    anne: tamam 5 daka kaldi sakin etme altuna he mi kizum

    kız: anneeeeeeeeee ediyrum ediyrum ediyrumm bak ediyrum

    anne: aman aman sakın

    kız: ediyurrum ediyrumm !!!!!!!! ettuuuuuuuuuuuum!!!

    anne:vuuuu ne ettun kizuuuuum (sinirli bi şekilde)

    kız: şaka ettum (kihkih)

  • hayır, yazılacak her şey tam olarak yazılmamış dostum, bir eksik var; teknik bilgi.

    ortalama insan kulağı, 20 hz - 20.000 hz frekans aralığındaki sesleri duyar. kimisi 24.000 hz bile duyar, kimisi 16 binin üstünü duymaz, kediler 65.000 hz duyabilir falan. fakat genel olarak insanda bu aralık kabul edilir: 20-20.000 hertz.

    tiz sesler yüksek frekanslıdır, bas sesler düşük frekanslı ve genellikle 20-400 hz aralığındaki seslerdir. insana hitap eden bas sesler yaklaşık bu aralıktadır. 50hz altını çoğunlukla titreşim olarak hissetmeye başlarız. 300-400'den yukarısı ise artık o boğucu bas ses olmaktan çıkar, alt-orta (low-mid) seslere döner. daha yükseldikçe de tizleşir. basgitar, adından da anlaşılacağı üzere düşük frekanslı bas sesler üreten bir kardeşimizdir.

    şimdi fasulyenin faydası şurada: müzik dinlediğiniz ekipman, bu frekans aralığını vermeyi size vadediyor mu? (ayrıca evet vadetmek böyle yazılır) kulağınızda bir sorun yoksa önce bunu kontrol etmelisiniz. ses sinyalinin size ulaşma sürecindeki tüm ekipmanların (teyp, pikap, cd-çalar, amfi, hoparlör vs.) özelliklerinde, hangi frekans aralıklarını verebileceği "frequency response" sekmesinde yazar. 20-20000 hz arasındaki sesleri size verebilmesi gerekir. fazlasını verirse ne âlâ, titreşim olarak hissederisiniz.

    amfiniz bu sesleri veriyor, hoparlörünüz veremiyorsa gene duyamazsınız. bu yüzden müzik dinlemek için ne alıyorsanız, özelliklerine bakarak almalısınız. sadece frekans aralığıyla da bitmiyor tabii, bu yüzden bilene danışmalısınız. konudan uzaklaşmak istemediğim için derine inmeyeceğim.

    yani siz şarkı dinlediğinizi sanarken "o hoparlöre 30 bin lira verilir mi yav ben kamasonik marka aldım 200 liraya aynısı" dediğiniz insanlar o parayı boşuna vermiyorlar. ortalama üstü bir sistemle müzik dinlemeyen herkes maalesef kayda alınmış şarkının yarısını dinlemiyor. yarısını demeyelim de, eksik dinliyor. bu yüzden 20 yıl boyunca ortalama cihazlarla dinlediğiniz bir şarkıyı iyi sayılacak bir ses sitemi veya kulaklıkla dinlediğinizde ağzınız açık kalabilir, çünkü bakarsınız o şarkıda basgitar vardır ve şimdiye kadar dinlediğiniz cihazlar o sesleri verecek kabiliyette olmadığı için siz bu gitarı ilk kez duyuyorsunuzdur.

    bir örnekle gösterelim: bu şarkının 9. saniyesinde öyle bir bassline başlar ki o ne kutlu, o ne bebeksi bir bassline'dır. bu bas sesini, ortalama bir cep telefonuyla falan çalarsanız duyamazsınız. kulaklıkla denerseniz bir miktar duyabilirsiniz. ama iyi bir kulaklıkla veya iyi bir hoparlörle iliklerinizde hissedersiniz.

    son olarak; ses sistemlerinde markaların verdiği spesifikasyonlar her zaman doğru da değildir. bu yüzden kalitesini ispatlamış, güvenilir markaları tercih etmeli, kısa da olsa araştırma yaparak ses sistemleri almalısınız.

  • adam kaydı dinlerken kafasının içinde ben bu hallere nasıl düştüm diye düşünüyor ama cevabı bulamıyor. kadının tek derdi etkileşim. bir gözü kamerada adama koala gibi sarılmış sürekli sarsıyor. o da içinden "kendine gel o kadar hazırlık yaptık bunun en az 1.000 beğeni 100.000 izlenme alması lazım" diye düşünüyor ama çabaları yetersiz.

    bu bir dramdır.

  • posidonia oceanica, evrim sürecini karadan denize gerçekleştiren ve akdeniz'in endemik çiçekli bitki türüdür. posidonia oceanica; deniz çayırı, deniz eriştesi olarak da adlandırılmaktadır. doğası itibariyle deniz yosunu gibi görünse de bir fanerogam deniz bitkisidir, yani kendi besinini organik madde ve güneş ışığından üretmenin yanı sıra sapları, çiçekleri ve meyveleri de vardır. tüm akdeniz kıyılarında farklı yoğunluklarda bulunmaktadır.

    su altında 0,5 - 40 metre arasında bulunabilmektedir. su kalitesini iyileştiren ve çeşitli türler için sığınak oluşturan ekosistemin oldukça önemli bir parçasıdırlar. tabii ki karbondioksiti emerler ve kıyıların korunmasına yardımcı olurlar. p. oceanica sonbaharda yapraklarını kaybeder ve daha sonra dalgalar ve akıntılar tarafından bu yapılar sahile taşınır. yapraklarında lignoselüloz adı verilen lifli bir yapı bulunmaktadır. bu yapı parçalanarak zamanla bir yumak halini alır ve bu yapıya neptün topu ya da aegagro pilae denmektedir. neptün topu, yaprakların düşerek içerisine lizomların karışması ile tüylü bir hal alarak meydana gelmektedir. bu top halini alması sırasında ortamda bulunan diğer maddeleri de toplaması sayesinde özellikle okyanus ve denizlerdeki plastik kirliliği konusunda büyük bir temizleme yeteneğine sahiptir. yumakların içerisine mikroplastikler de dahil pek çok farklı boyutta plastik dahil olmaktadır.

    yapılan araştırmaya göre neptün topları kilogram başına 1.470 parça plastik toplayabilmektedir. plastiklerin neredeyse tüm çeşidini bulmak mümkün olsa da en yoğun olarak pet ve pe gözlenmektedir. bunun yanında yılda toplanan ortalama plastik miktarı ise 900 milyon parça plastiktir. plastik boyutlarının ortalaması ise 9 mm'dir.

    p. oceanica hem ekosistem hem de plastik kirliliği açısından oldukça önemli bir bitkidir. ama maalesef iklim değişikliği onlar üzerinden de birtakım tahribatlar yaratmaktadır. özellikle mercanlarda olduğu gibi bu yapılarda su sıcaklarında olan değişikliklere karşı oldukça hassaslardır. su sıcaklarındaki artış onların çiçeklenme döngülerini bozmakta ve zaman içerisinde büyüme potansiyellerini düşürmektedir. 2014 yılında , ispanyol ulusal araştırma konseyi'nden (csıc) bir araştırma ekibi , posidonia'nın ilk kaydedildiğinden beri durumunu değerlendirmiş ve son 50 yılda posidonia'nın boyutunu %13 - %38 oranında azaldığı sonucuna varmıştır.

    p. oceanica'nın plastik tutma özelliğinin yanında içerdiği yüksek selüloz yapısı sayesinde kağıt hamuru yapımında kullanılabilmektedir. binaların ısı ve ses yalıtımı için de oldukça değerli bir malzeme özelliği taşımakta olup, binalarda %60 oranında enerji tasarrufu sağlamaktadır.

    kaynak : 1, 2, 3, 4,5

  • 7 şubat khk'si ile görevden uzaklaştırılan türkiye'ye klinik nöropsikolojiyi getiren prof. öget öktem'in cv sini inceleyip çöp olduğuna karar veren primat.
    kendi ne yaptı derseniz zeykurun fikri olan bir sözlüğe çöküp 1 sene içinde ortaokullu mekanına çevirdi.

    ülkenin en büyük sorunu bu, herkes her şeyi biliyor. herkes büyük resmi görüyor.

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.