ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir kitabı okumamak için sebepler
-
elif şafak'ın yazmış olması.
not: pazarlamacı yazarları ve yerli oryantalistleri sevmiyorum.
spotlight
-
spotlight günümüz kahramanlığının steroide dayalı helikopterden helikoptere atlamak değil, sadece ve sadece doğruları aktarabilmek olduğunu herkese hatırlatan bir film.
elbette herkesin anlayacağı, ilgisini çekecek bir kafa değil bu. misal türkiye'de insanların en fazla neleri izlediğini biraz düşünürsek fazla tartışacak bir şey olmadığı da ortaya çıkıyor.
benim esas dileğim spotlight'ın bugün kendisine gazeteciyim diyen ama kart borcu dışında başka bir şeye kafasını yormayan, yukarıdan gelen emirler yüzünden işinden bıkmış, kendisini, hayallerini unutmuş gazeteci arkadaşlara bir şeyleri yeniden hissettirebilmesi.
çağımızın kahramanlığı doğruları söyleyebilmek.
gerisi laf-ı güzaf.
ümit özdağ'ın hatay'a girişinin yasaklanması
-
zafer partisi uyelerinin ve ümit özdağ'in sehre girisi hatay valisi tarafindan cikatilan şaka gibi bir talimatla hatay sinirinda jandarma tarafindan engelleniyor su anda. ümit özdag jandarma kontrol bölgesinden ayrilmayacagini, girmelerine izin verilene kadar bekleyeceklerini acikladi biraz önce. bu olay muz cumhuriyeti'nde bile olmayacak türden bir olay.
(bkz: tek parti rejimi)
karı koca diyalogları
-
evlenmeden önce;
- poffffff!!! yeminle bıktım ya bıktım, gidiyorum ben necati!
- tamam özür dilerim aşkım tamam...
evlendikten sonra:
- pofffff!!! yeminle bıktım ya bıktım, gidiyorum ben necati!
- tamam. gelirken de mutfaktan su getir.
budur!
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
tam işemeye başlarken sifonu çekmek, akabinde kim önce bitirecek diye sifonla yarışmak.
zaytung'un kemoterapi esprisi
-
durup durup zaytung'un esprilerine hislenen, ağlak duygusalları ortaya çıkaran espridir.
sloganı dürüst, tarafsız, ahlahsız haber olan bir yerden ne okumayı bekliyordunuz? okuma kardeşim adamların tarzlarını beğenmiyorsan. oturup sözlükte başlık açıp duyarlı vatandaş numarası yapmak niye?
çatır çatır gülümsediğimiz espridir. anlayamazsınız.
not: bir kanser hastası yakınıyım. dergiyi beraber okuduk ve güldük. zira, adamların mizah tarzlarını biliyoruz. biz alınmıyoruz, size ne oluyor?
hıdrellez
-
benim çocukluğum için en hasından çocuk bayramıydı. düşünsene, yılda bir günlüğüne arkadaşlarınla hava karardıktan sonra, üstelik akşam geç vakitte dışarda oynamana izin verilmiş. kibritle bile oynaman yasakken kocaman devasa ateşler yakılmış. cesaret edebilen üstünden bile atlıyor. sadece sen ve diğer çocuklar değil, büyükler de gelmiş oyununuza katılmış. mahallede sokak düğünlerini aratmayan bir kalabalık. saatlerce bitmeyen coşku. sonrasında evde aynada isten kararmış suratın, yanık lastik kokan tişörtün. derin uykularda büyüdüğünü gördüğün rüyalar.
15 temmuz'da sokağa çıkanlar gezi gençliği değildi
-
ama senin çocuklar da orada yoktu. onlar da mi vatanını sevmiyor yoksa?
2 nisan 2022 yeni göç akını
-
(bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=qvukcw95wzzjs6gxl2p0aa)
(bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=cgolukbsceklsnlycs0ica)
ümit özdağın paylaşımına göre bölge afganistan iran sınırı. bu adamların iranda kalmayacağını biliyoruz. e avrupanın da bu adamları almadığını biliyoruz. dünyada bu kaçaklara kucak açıp bedava hayat sunan tek ülke bizimki olduğu için nereye gideceklerini kestirmek zor olmasa gerek.
ingilizceyle ilgili hatırlanan ilk şey
-
ben 5 yaşındayken, ingilizceden hiç anlamayan ve habire ingilizce dersinden çakan benden epey büyük komşu çocuğunu, eni vici vokke tadında uydurmasyon şarkılar söyleyerek delirtmem..
bütün dünya ingilizce konuşuyoruz da bi o konuşamıyo sanıyodu mal..
ara güler
-
hitchcock ile fotoğraf çekimi okunası bir anıdır kendisinin:
"alfred hitchcock ile yaptığımız çalışmayı unutamam. onun çekimi biraz sıkıntılı olmuştu. ayaklarını ön plana alarak bir fotoğraf çekmek istedim. hitchcock da rejisör falan olduğu için, fotoğraf işlerini de iyi biliyor. karşımda kurnazca hareketler yapıyor. sabah 11.00’de başladığımız çalışma hiç unutmuyorum akşam 5’te bitti. bana kızdı başlarda, sevmedi ama sonra alıştık birbirimize. şakalaşmaya başladık. baktı ki, ben ondan daha matrak biriyim, rahat rahat çalıştık sonra. ben de içimden: 'yahu ben, picasso’larla falan çalışıyorum. sen de kim oluyorsun? sen hitchcock isen ben de ara güler’im diyorum."