hesabın var mı? giriş yap

  • az yaşadığım repliklerdir.

    yer: otobüs, arka koltuk
    olay:

    tatlı kız - ( gülümser)
    skatheist - (gülümser)
    kız - (birşey der, skatheist duyamaz)
    skatheist - "pardon duyamadım?" der ve arada bırakılan boş yere kaymak için hamle yapar

    -ama oda ne-

    skatheist'in annesi - (şans'a durulan duraktan o otobüse binmiştir, gelir çat diye kız ile skatheist'in arasına oturur)
    skatheist'in annesi - a benim pis oğlum yine giymişin 5 yıllık gömleği...

    son.

  • paradan sifir atmakla paranin degerlendigini zanleden troll sicmigi. o degilde para nasil bu kadar degersizlestirilir lan. bir ara euro 1.8 lerdeydi 2006larda simdi 2.9 cidden oha amk.

  • 90's en çok o dönemde çocuk olanlara güzeldi. bunu birine anlatmak çok zor, zira 2020's de kendisinden sonraki nesillere bunu anlatamayacaktır. herkesin yazdığı gibi; çocuktuk, sokaklarda oynayan, herkesi tanıyan, tek endişemiz; annenin pencereye çıkıp, '' çabuk eve gel yeter çocuğum '' demesi olan dönemler. oyun oynarken sabit kalmayan çocuklardık, ahmet'lerin evin önünde bir başlardık, akşama doğru 3 km ilerlemişiz. sabit duramayan çocuklar, asla koyduğunuz yerde bulamazdınız ama yine de endişeye mahal yok. çünkü mahalle diye bir şey vardı, tüm çocuklar herkesindi. karnı acıktı mı, tüm çocuklara bir anne bakardı. genelde salçalı ekmek ile tüm çocukları doyurmayı bilen bir anne. o da çocuklar artık oyun oynarken kimin kapısına denk geldiyse, o günün şanslı annesi o olurdu.
    şimdiki çocuklarda inanılmaz bir dikkat bozukluğu var, misal mahallede 30 çocuk varsa hiç biri aynı şeyi sevmiyor, hiç birinin zevki diğerine uymuyor, birinin yediğini diğeri yemiyor. en önemlisi, okul dışında bir araya gelmiyorlar. biz pazar sabahı erkenden kalkıp o da varsa, trt'de aynı çizgi filme bakardık, hepimiz varyemez amcayı bilirdik, onu konuşurduk, onu severdik. şimdi milyon tane çizgi film kanalı var, bir çocuğun bildiğini bir milyon çocuk bilmiyor. bu çocuk duygularını kiminle paylaşabilir ki!
    biz tarkan'nın şarkılarını dinlerdik, ( ya da en fazla bir iki kişi daha ) herkes onu bilirdi, aynı şarkıya oynar, aynı şarkıya hüzünlenirdik. hepimizin hayali de benzerdi, duygu durumu da benzerdi, aşkları da benzerdi, çocukluğu da benzerdi. şimdi bir sürü şarkıcı ve bir sürü tanınmayan, bilinmeyen şarkılar... herkesin duygu durumu farklı ve ortak noktada buluşmak o kadar zor... ortak noktada buluşmak imkansız ise olan şey şu; birbirine güvenemeyen, dertleşemeyen, anlaşamayan, empati kuramayan, birey olduğu farz edilen ama yalnız insanlar... ortak nokta yoksa ve bağ kurulamıyorsa, bir şeyi sevmek de o kadar zor olur. çünkü birbirlerini tanımıyorlar, merak da etmiyorlar.
    '' peki, farklılar iyi değil mi ?'' diye sorabiliriz. evet farklılıklar her zaman güzeldir ama dezavantajları da insana dokunuyorsa, onları sindirmeden yaşamanın da kişileri kötü etkilediğini görebiliriz. konu burada farklıların olması değil, kişilerin ortak nokta bulup bağ kuramaması ile alakalı.
    90'lar emek harcanan dönemlerdi. navigasyonsuz adresleri bulurduk, neredeyse sevdiğimiz herkesin telefonunu ezbere bilirdik, herkesin ailesini tanırdık, çarşıda, bakkalda, sokakta hepsine denk gelirdik. komşu komşuyu bilirdi, arkadaş arkadaşı. ilgilenir, derdi ile ortak olurdu. bu paragraf için erich fromm sevme sanatı kitabında şöyle der; sevginin temel öğeleri etkin ilgi ve emek, sorumluluk, saygı ve bilgidir. yani şartlar insanların birbiri ile ilgilenmesini sağladı. dikkatlerini dağıtacak çok az şey vardı ve teknoloji gelişmediği için de herkesin birbiri hakkında ezberlediği, öğrendiği de çok şey vardı. şimdi ise sadece en yakın arkadaşımın telefonunu ezbere biliyorum. o da çok kolay olduğu için... yani bir insana karşı pişmeden, emek harcamadan onu da sevemezsin.

    yukarıdaki entrylerde 90's için siyasi iklimin bugünden daha kötü olduğu, insanların neyini özlediği vs... yazıyor. evet çok doğru, 90's siyasi olarak karanlık, aydınlatılması da belki 90 sene sürecek kadar kötü siyasi gelişmeler doğurmuş bir dönemdi. ama bu ülkenin rahat geçen bir on senesi zaten yoktu. 80's den sonra muhtemelen 90'lar günlük güneşlik gelmiştir. insanlar alışık oldukları için, bir şekilde hayatlarına bakmaya da devam ettiler. yokluğa rağmen bağ kurmaya ve var olmaya devam ettiler. çünkü yokluk, herkes için yokluktu. o yüzden o dönemin siyasi ortamı bu konu açıklamaya yetmez.

  • adamın adı haydar sa senin de adın ege ise ne sorun var burada???

    halbuki sen ikcı olarak yerini bilip haydar bey bize iki kahve deseydin o da tabi ki ege bey her zaman istediğiniz gibi kahvenizi şekersiz yaptım diyebilirdi...

    edit: gelen mesajlardan anladığım kadarıyla adam trollmüş ben de prim vermişim... ( ay bu ilk editimdi çok heyecanlı)

    edit2: gelen diğer mesajlardan da anladığım kadarıyla haydar da trollmüş...
    hem haydar severlerden, hem ege severlerden tek tek özür diliyorum...

  • türkiye'de bu vergilendirme sistemini kim belirliyorsa gerçekten çok zeki ve büyük adam. akla hayala gelmeyecek yerlerden yeni vergiler yaratıyorlar. helal olsun diyorum.

    mesela geçen ay kira vergi beyannamesi doldurdum. neyse yazdık oraya gelirler-giderler, kredi ödemeleri falan filan. en sonunda devletimiz hesabını kitabını yaptı ve bana evet bu yıl vergi ödemene gerek yok, çünkü giderin gelirinden daha fazla dedi. buraya kadar her şey normal. ama tabi ki olay burada bitmedi. en son ekranda ne göreyim olmayan verginin, damga vergisi olarak 89 lira ödemem gerekiyormuş. eee damga vergilik ne işlem yaptım ben, beyannameyi elektronik olarak doldurdum, devlet dairelerini meşgul de etmedim ki. verginin vergisini gördükte, olmayan verginin vergisi ne ayak??

  • niye cümle içinde duraklattığını buldum. ilk bakışta "nokta mı lan o?" deyip bir duruyorsun seni afallatıyor öyle duraklatıyor. sonra "haa kuyruğu varmış" deyip devam ediyorsun.

  • savcıya, haneme tecavüz edip beni öldüresiye dövdüler diyeceğine bunların fetöcü olmasından şüpheleniyorum deseydi serbest falan bırakılmazlardı.

    türkiye normlarında olası bir haber

  • ayakta dinlemeye 7000 tl istemek vicdansızlıktır.

    11 ağustos 2019 pazar 19:00 petersburg sports and concert complex'te vereceği konser biletleri 450 tl'den başlamaktadır.

    uçak biletlerine de baktım 1700-2100 arası saatlere göre gidiş geliş toplam. 1 gece otelde yatsanız. yiyip içip gezseniz. kişi başı 3000 liraya hallolur. antalyadan çok daha fazla eğlenirsiniz.

  • “bu denli hastalıklı bir topluma iyi eklemlenmiş olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz.” şeklinde bir lafı vardır.

    düşünmeliyiz.