hesabın var mı? giriş yap

  • yazmayın efendim, çok net söylüyorum yazmayın artık bu okulu. ağzı yanan birisi olarak söylüyorum yazmayın bu okulu. 4 sene önce ismine kanıp yazdım bu okulu, tabii daha neyle karşılaşacağımı da bilmiyordum, kan aldılar kan. hogwarts öğrencisine verir gazı, verir gazı; sonrasında sınavlarla,hocalarıyla (3'ün 1'inde profesör snape hele, dönemde geçen 5-10 kişi olur genelde) kan alır, kan. eşek gibi çalışıyorum, köpekler gibi, ancak 70 alıyorum ki 65 geçme notu oluyor. bir sürü gereksiz bilgi, elit okul ya. çoook idealistseniz uğrayın buraya. iş garantisi var demeyin. saf saf ''büyücü olucam ehe mehe.'', ''iyi para var hiç olmadı kötü büyüden korunma hocası olurum.'' falan demeyin sakın. ben de öyle dedim, şimdi çok pişmanım; ay temmuz son oldu, bizim okul ancak tatile girebildi. son kez söylüyorum, yazmayın arkadaşım bu okulu. gidin pdr yazın, ne bileyim kara elmas matematik'i yazın, gidin öğretmenlikleri yazın. sonra pişman olursunuz böyle.

  • her şeyden geçtim hastanede silah ateşlenmesi gibi bir vaka sebebiyle olması gerekendir. neymiş şikayetçi olmamışlar. ben şikayetçiyim, şimdi çocuğumla her doktora gidişimde gerizekalı bir futbolcu gelip silah ateşler mi diye endişe edeceğim. orada şansa kimse yaralanmamış ama adam belli ki hastaneye silahla girecek kadar dengesiz, ölüme de sebep olabilirdi. kamu güvenliğini tehdit eden bir durum var ortada.

    edit: silah da ruhsatsızmış. lan belimde ruhsatsız silahla hastane bassam şu an karakolda bir tarafımdan kan alıyor olurlardı. muz cumhuriyeti...

  • kadınların en vasatının dahi erkeklerce "tercih" edilecek olmasıyla ilgili bence. yani kadınlar hiçbir biçimde kesif bir yalnızlık atmosferiyle karşılaşmıyorlar. o yüzden, "deniz kenarında kahve keyfi", "az insan, çok huzur" ve teşhircilik tarzı mutluluklara sahipler. sürekli olarak "birileri" var çünkü, onlara "alaka" göstermek için pusuda bekleyen bir sürü adam var. bu yüzden diledikleri gibi şımarma hürriyetine sahipler. bir de erkeğe bak; paçalarından aşağıya sürekli reddedilmişlik ve tenhalık duygusu akıyor.

  • var bu insanlar.

    basbaya kötüler.

    bakıyorum bazen yazarın yazdıklarına, direkt "kötü lan bu adam" diyorum.
    insanları birbirine düşürmeye kasıyor, birilerinin başlıklarının altına düşmanın başına gelmesin diyeceğin şeyleri inşallah diye yazıyor. başka yazarların nick altında ilkokul oyunları döndürüyor. mesajla küfrediyor. insanlığa imtihan ibne. ve troll'de değil. bunları eğlencesine falan yapmıyor. gerçek hayatta sahip olduğu kişiliği neyse o adamın. *
    şu güzel ortamı bozuyor.
    inşallah gerçek hayatta böyle bir insanla karşılaşmam dedirttiriyor.

    basbaya kötü.

  • seo'cu dallamalar yüzünden maalesef artık google'da bir şey arayıp bulmak imkansız hale geldi. bir şey arıyorsun ilk 3 sayfa birbirinin kopyası aynı sayfa ve yazılar.

    "x kişisi kimdir? x kişisi nerede doğdu? x kişisi hakkında bir çok kişi bu soruyu soruyor. detaylar haberin devamında."

    size ben boydan gireyim.

  • ahmet ümit romanlarından bir tanesi. 700 küsür sayfalık kitabı soluksuz okuyarak 3 günde bitirdim bu yaz. tabii okuduğum zaman 1 haftalık tatil dönemine denk gelmişti. kitabı okuduğum 3 günün 2'sinde denize giremedim doğru dürüst 'ay şu bölüm de bitsin, ay şu sayfa da geçsin..' diye diye.. bazı bölümlerinde okuyucuyu iyice şaşırtıyor, sesli tepkiler vermenize yol açıyor. (aaa, uuu, ohaaa, yuuh, vb..)
    yani diyeceğim o ki; kitap arayışı içinde olanlar, polisiye sevenler, ahmet ümit'e azcık da olsa bir sempatisi olanlar bu kitabı mutlaka okumalı.