ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
100 emeklinin maaşını 173 çalışan ödüyor
-
verdigim vergiler emekliye gitsin ne mutlu bana. herkesin anasi babasi mahalledeki yasli komsusu emekli bu kimseye koymaz. helali hos olsun. zaten bu insanlar on yillarca calisip emekli olmus prim odemis.
ama bi arastirsinlar bakalim turkiyede calisanlar emekliler icin mi calisiyor yoksa suriyeliler afganlar vs icin mi calisiyor artik?
mağarada birlikte olan çifte baskın
-
köylüleri niçin öldürmeliyiz.
burcucum çok güzel çıkmışsın
-
bir facebook kalıbı.
o burcu'yu çıkar aslı'yı koy, aslı'yı çıkar kübra'yı koy kübra'yı çıkar cnm'ı koy.
eline geçse ilk fırsatta yolucak fotoğraf altında pirenses muamelesi yapıyor. bitmedi samimiyetisliğiniz.
çocukluk yıllarını hatırlatan kokular
-
sobanın üzerine konmuş portakal kabuğu kokusudur benim için.
4 ocak 2021 boğaziçi üniversitesi protestosu
-
boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin çağrısıyla 2. kayyum rektör melih bulu'yu protesto etmek amacıyla güney kampüs kapısı önünde saat 14.00'te gerçekleşecek protestodur.
''rektörler okul bileşenleri tarafından seçilmelidir! üniversitelerin çok sesli, özgür, özerk yapısını savunan öğrenciler olarak rektörlerin atama yoluyla değil üniversite bileşenlerince seçilmesini talep ediyoruz.''
(bkz: 5 ocak 2021 boğaziçi üniversitesi protestosu)
bugün boğaziçi'de başlayan direnişin sembolü bu fotoğraf olacaktır: https://ibb.co/nkmhjdw
polisin üniversite kapısını kelepçelemeye çalıştığı anlar: https://mobile.twitter.com/…tus/1346094101574406150
canlı yayın linkleri: https://www.twitch.tv/cuneyttcakir
https://twitch.tv/mustafayldrmm
edit 1: polisler tabii ki öğrencilerden önce toplanmış.
https://ibb.co/snfncym
https://ibb.co/r5h7ymk
edit 2: öğrenciler de toplanmaya başladı.
https://ibb.co/bjcyq2s
https://ibb.co/54jbm2l
https://ibb.co/znfmpx4
edit 3: basın açıklaması başladı.
https://ibb.co/25f0frz
edit 4: boğaziçi üniversitesi'nde şu ana kadarki en kalabalık prostesto olduğunu düşünüyorum. basın açıklamalarından sonra bir forum düzenlemek için kuzey kampüse geçiliyor.
https://ibb.co/bntzhpb
https://ibb.co/cj2chkm
edit 5: kuzey kampüs içinde forum başladı.
https://ibb.co/yqcj1ky
https://ibb.co/2n8ytjk
edit 6: polisle öğrenciler arasında arbede çıktı. polis şu an güney kapı önüne barikat kurmuş durumda ve grubu dağıtmak için anons yapıyor.
https://twitter.com/…si1/status/1346085174459715584
https://ibb.co/nw26qrx
edit 7: polis güney kampüs kapısına kelepçelemeye çalışıyor.
https://mobile.twitter.com/…tus/1346094101574406150
edit 8: polis müdahalesi sert bir şekilde tekrar başladı. plastik mermi, biber gazı, su ve tomalarla direniş dağıtılmaya çalışılıyor.
https://twitter.com/…sit/status/1346109619807154177
https://streamable.com/e7eua2
edit 9: öğrenciler çarşamba günü tekrar buluşmak üzere dağılmaya başladı. (bkz: 6 ocak 2021 boğaziçi üniversitesi protestosu)
https://streamable.com/0dpgxe
yaran diyaloglar
-
arkadaşımın sigarayı bırakmak istemesi ve sigarayı bırakma hattını aramasıyla olaylar gelişir:
arkadaş:merhaba ben sigarayı bırakmak istiyorum
adam:tamam ablacım
arkadaş: (ablacım mı?)
adam: günde kaç paket içiyorsun?
arkadaş: 3 günde 1 paket
adam: aman sen de, fazla bir şey içmiyormuşsun ki bırakmasan da olur
arkadaş: (nasıl ya?!) ama ben bırakmak istiyorum, kendi çabalarımla olmuyor
adam: e tamam ablacım, o zaman yapacağım şey günde 3 tane içmeye başla, sonra 2'ye düşür, sonra günde 1 tane iç, zaten kendiliğinden bırakırsın. hangi marka içiyorsun?
arkadaş: monte carlo
adam: eh be ablacım, sen de en kötü markayı içiyormuşsun
arkadaş: e peki hekim ile falan görüşmeyecek miyim?
adam: valla benim sana yapabileceğim bu kadar. istersen bir de 171 sigarayı bırakma hattını ara
arkadaş: ? ben nereyi aradım?
adam: orman yangınları 177
rte'nin rehineleri operasyonla kurtardık demesi
-
bana 1 tl daha kazandıran açıklama. her bir yalanı için kenara 1 tl atıyorum. şimdiden site içinde güvenlikli bir ev aldım. teşekkürler badem bıyık.
jose ernesto sosa
-
olayla ilgili duyduğum en realist yorum;
"eşin korkuyorsa eşinden ayrıl amk beşiktaş'tan niye ayrılıyon?"
ahdhfjsnfjgnddgagfjf
apple'ın iş görüşmesinde sorduğu soru
-
10 tane random parayi sola, diger 90 tanesini saga alin. 10 tane parayi ters cevirin. iki tarfta da esit sayida yazi olacaktir.
ajda pekkan'ın son hali
-
asıl dikkat çekmesi gereken yanı yüz estetiği değil, bu yaşta onca süre sahnede gülerek dans edip şarkı söyleyebilmesi olan kişinin imrendiren halidir.
estetiklerine laf söyleyen gençlerin birçoğu iki saat bile ayakta duramaz.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
-
babam öleli henüz 20 gün olmuştu.
babam öldüğünde hastanede yoğun bakımda yatan anneme bu durumu söylemedik.
cenazeden bir hafta sonra annemi taburcu ettiler çünkü yapacak bir şeyleri kalmamıştı.
annem evde bir hastane yatağında solunum cihazıyla yatıyor
ben, kardeşlerim ve bakıcısı hep çevresindeyiz.
bir gün ablamı çağırdı yanına büyük bir telaşla ve dedi ki
"yarın perşembe yumurtacı gelecek, yumurta alın ondan
mutfakta cüzdanım var ve içinde 20 tl para..."
oysa yarın çarşambaydı.
kimse bu siparişi dikkate almadı tabi, çünkü daha önemli kaygılarımız vardı.
artık günleri de karıştırıyor, bilinci gidiyor yavaş yavaş dedik.
"tamam sen merak etme" deyip annemi geçiştirdik.
sonra bu mevzu unutuldu haliyle...
bundan dört gün sonra bir cumartesi sabahı annemi de kaybettik.
annemin ölümü üzerinden iki ay geçmişti evdeki eşya, mobilya,
anne babama ait kıyafetleri birilerine vermek için toplamaya başladık.
işte o gün mutfaktaki bir çekmecede anneme ait
eski, siyah, annem kadar yorgun görünen o küçük el çantasını gördüm.
elim istemsizce çantaya gitti. küçük çıtçıtını açıp açmamakta tereddüt ettim
ama sonra açtım.
içi boştu, sonra çantanın içindeki küçük ceplere soktum parmaklarımı.
elime bir şey değdi. çıkarıp baktım. 4'e katlanmış bir 20 tl...
gözlerimden yaşlar boşandı.
annem 3 aya yakın hastane, yoğun bakım hastalığıyla uğraşıyordu
ve o cüzdandan uzaktı ama içindeki o 20 lirayı hatırlıyordu.
o cüzdan ve arasından çıkmış 20 tl artık benim evimde.
onu yakında çerçeveletip evimin mutena bir köşesine asacağım.
66 yıllık bir evlilikten sonra 24 gün arayla ve
babamın ölümünden haberi olmadan ölen annem gideli bugün tam 4 ay oluyor.
ve bu benim annesiz ilk anneler günüm.
hırsıza çay ikram etmek
-
inanmayacaksiniz ama ben bu eylemi gerceklestirdim. o, ıs ustundeyken degil tabii asdjkldsa:
lise 3'teyim, kurban bayrami sebebiyle evden ayrilmistik. dondugumuzde gecirdigimiz soku, 3 gun ustumuzden atamamistik, evin alti ustundeydi, polisleri cagirdik hemen, dediler bu "balkoncu" bilmemkimin isi. bu ara cok dadanmis bizim semte, siz bilmemkacinci evsiniz hatta falan dediler, iyi.
sonra, aradan bir hafta gecti, evde yalnizim, annem babam isteler, polis aradi, dedi sizin hirsizi yakaladik, olay yeri tatbikati mi dedi ne dedi oyle bisey yaptirmaya gelmemiz gerekiyor. ıyi dedim, buyrun gelin.
annemi aradim hemen gel diye, o gelemeden, bizim polisler ve hirsiz da gelince, onlari misafir odasina aldim, oturduk bekliyoruz. e bu arada napicam, tabii ki icecek bisey ıster misiniz diye sordum ve zahmetsiz diye meyve suyunda anlastik. ve evet... evet... haliyle, o an, iki buklum salonumuzda oturan, daha dun biz yokken evin icinde kendi mulku gibi calip cirpip cirit atan hirsiza da gercekten "ayip olmasin" diye sordum, ikramimi yaptim, aldi utanmadan bi de pezevenk ve ustune meyve suyumuzu da icerek o gun evimizden ayrildi.
evet.
adidas superstar'ın 1000 lira olması
-
fiyatlar hakkında diyecek bir sözüm yok. gemi azıya aldılar artık. iki ay sonra daha yazın başında 1000 liraydı şimdi 2000 olmuş deriz. yalnız bu modeli her jenerasyonda parlatıp satabiliyor olmaları daha çok ilgimi çekiyor. milyon çeşit model arasından yıllardır üretilen ve klasik haline gelmiş bir elin parmakları kadar modeli var adidas'ın. onlardan birisinin de bütün pazarlama stratejisini afro-amerikalılar üzerinden kurmuş olmaları pek tuhaf. bu modelle özdeşleştirdiğimiz beyaz sporcu veya sanatçı neredeyse yok gibi bir şey.
normalde 1970'li yılların başında basketbol ayakkabısı olarak çıkmış bir model. önce kareem abdul-jabbar sonra neredeyse bütün zenci nba oyuncuları bunu giymeye başlayınca satışlar patlıyor. tahmin edebileceğiniz üzere çok kısa sürede sahalardan sokaklara iniyor. ilk beş yılında sadece üç farklı renkle sunulurken sonraki on yılda rap müzik yükselişe geçince sokaktaki konumunu run dmc ile sabitleyip her mevsimde onlarca farklı model satışa sunuluyor.
üç bant eşofman ve superstar ise resmen run dmc'nin iş kıyafeti haline geliyor. yetmiyor my adidas adında bir şarkı çıkarıyorlar. basketboldan sonra haliyle rap müzik, break dans vb. zenci kültürüyle özdeşleşiyor. adidas bakıyor bu iş zencilerle yürüyor, doksanlarda aynı stratejiyi devam ettiriyor. yeni run dmc albümü ve tekrar popülerleşen old school akımını yakalayıp missy elliot, nelly vb. döneminde ne kadar meşhur zenci varsa sponsor oluyorlar. sonuç ortada. bugün bir milyon farklı modeliyle her sezon mağazalarında yer alıyor.
hatta 2005 yılında coşup 35. yıl diyerek özel bir seri çıkarmışlardı. o kadar çok model vardı ki mağazada aklınız çıkıyordu. onun üzerinden dahi 15 sene geçmiş. ayakkabı olmuş 50 yıllık. tabi ki zamanla bir çok değişime uğradı lakin yarım asır boyunca aynı modeli satabilmek boru değil. en son pharell williams ve saz arkadaşları her yerde bu modeli giyerek reklamını yapıyordu. son zamanlarda popüler kültürden koptuğum için hangi esmer kardeşlerimizi kullanıyorlar bilmiyorum.
segmentasyon, ne bileyim hedef kitle vs. diyebilirsiniz. o kadarını ben de tahmin ediyorum fakat bu ayakkabı stan smith gibi direkt bir beyazın adı verilerek, ya da hedef kitlesi direkt afro-amerikalılardır gibi bir strateji ile piyasaya sürülmemiş. sporda süper star kavramının yeni yeni oturduğu bir dönemde zenci yıldızların parlamaya başladığını ön görerek tasarlamışlar. tek bir yıldızın görüp bunu giymesi ile klasik haline gelmiş.
kareem abdul-jabbar'ın demesine göre model piyasa sürülmeden önce sponsorluk vs. bir durum yokmuş. kendisi bir gün mağazada görüp beğenmiş ve satın almış. reklam işi sonra başlamış. bu dönemde piyasaya sürülüp ertesi yıl üretimden kaldırılmış onlarca basketbol modeli var adidas'ın. anlayacağınız superstar hem isim hem model olarak hedefi on ikiden vurmuş.
fiyatlarla ilgili aklıma başka bir şey geldi son dakika. bunu doksanlarda gurbetçiler gelip türkiye'den alırdı daha ucuza satıldığı için. almanya değilse bile almancılar kıskanırdı türkiye'yi. eğer başlık altındaki almanya fiyatları doğru ise bugün tam tersi hale gelmiş.