ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şafak sezer yeni kemal sunal'dır
andre agassi
-
1970 dogumludur ve 1.80 boyundadir. iran asillidir. 45 tane sampiyonlugu vardir. servisleri en iyi karsilayan tenisci olarak bilinir. avustralya acigin mudavimlerindendir ve en iyi performansini orda sergiler. servisleri yavas ama tekniktir, mac basina ace ortalamasi dusuktur. sakatliklardan cok cekmistir. fazla ilgili olmayanlar onu brooke shields ile evlenmesinden sonra tanimis olsalarda pete sampras ile birlikte nike'in 20m dolarlik anlasma yaptigi teniscidir (vakti zamaninda). eskiden sacinin uzun oldugu ve t-shirt degistirme rituelinin cok oldugu maclarda bayanlarin sevgisini toplamistir. wimbledon turnuvasinda beyaz renk harici bir giysi giyen (siyah sort) ilk kisidir ve yetkililer bari beyaz cizgileri olsun diye eziklik gostermislerdir. kortlarin asabi cocugudur. en sevdigi hareketi havadan gelen yavas bir topa yere dusmeden vurmaktir. kortta sempatik hareketleriyle seyircinin destegini alir. antrenoru brad gilbert'tir. sevgilisi steffi graf'tir. butun grand slam'leri kazanan 6 kisiden biridir.
murat bardakçı
-
bugün deprem bölgesinde koordinasyon sorunu falan kalmadı, hepsi çözüldü dedi. insan canlı yayında ağlayan gökhan zan’dan utanır.
ateistler zekiyse neden seçim kazanamıyorlar
-
bence seçimi allahsızlar kazanıyor ama yine de sen bilirsin.
sülaledeki en başarılı kişi ve mesleği
-
sanırım abim.
kendisi akademisyen.
billur tuz gibi, çocukluğundan beri okur, okur, okur..
tamamı ücretsiz ve burslu olmak üzere eğitim ve sonrasında çalışma hayatı:
şehrin en iyi lisesi
şehrin en iyi dersanesi
hacettepe
bilkent
tekrar bilkent
koç
isviçre
amerika
şu an norveç
şimdi beni sorarsınız, sormayın.
ben kendisinin anti maddesiyim, ona tepki olarak doğdum.
kurban olduğum bir yerden verip bir yerden alıyor işte.*
not: bu arada bugün kendisinin doğum günü. bu entry'm kendisine armağanım olsun. varlığın ve başarılarında bir katkım olmadığından seninle gurur duyamıyorum ama orada burada övüyorum işte :)
edit: bu entry ile ilgili çok sayıda ve güzel mesaj aldım. favlayan okuyan herkese teşekkür ederim, sayenizde hoş bir şey yapmış oldum onun için. (o bile favlamış, beğenmiş demek ki :) ondan bu kadar söz ediyorum diye rahatsız olmazsa şayet, kendisi hakkında konuşulurken hep anlattığım ve bence çok hoş bir anektodu burada da paylaşmak isterim.
annem abime hamile iken, şehrin tıp fakültesi hastanesinde, daha önce düşüğü de olduğundan titizlikle takip edilmektedir. bazı şüpheler ve bir dizi tarama sonrasında, bebeğin kesinlikle sakat olacağı, kürtaj gerektiği söylenir bizimkilere. annem kürtaj için hemşire tarafından hazırlanırken, babam hastanedeki tanıdık doktorları bulup durumu danışır ve sağlıklı olması için ufak da olsa bir ihtimal olup olmadığını sorar. doktorlardan biri, en fazla %10 ihtimal olduğunu söyleyince babam, "%10 bana yeter, gerisi allah'ın takdiri" der ve annemi kürtajda ısrarcı ve kesin kararlı olan doktora görünmeden hastane odasından -tabiri caizse- kaçırır. daha sonra alanında çok iyi olan ve yakınen tanıdıkları bir profesörün takibine girerek annem abimi doğurur. tahmin edeceğiniz üzere tamamen sağlıklıdır.
tüm bunları düşününce bence abim, bizimkilerin, sağlıklı olma ihtimalini eleyemeyecek kadar inançlı, gözüpek ve etik kaygılara sahip, aynı zamanda sakat doğsa dahi 'keşke aldırsaydık' demeyecek kadar inançlarında samimi insanlar olmaları karşılığında allah'ın cömert bir hediyesidir.
rte'nin küba'da atatürk büstünü ziyaret etmesi
-
etmemiştir, ettirilmiş olabilir. şimdi elin kübalısı türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'nın ''atasını'' sevmediğini, çekemediğini nereden bilsin?
- atatürk'ün büstünü ziyaret etmek ister misiniz?
+ hmmf olr tmm yea.
olay böyledir kesin.
kutup yıldızı
-
öyle çok parlak değildir, hatta bazen bulunması epey zor olur. bulmak için önce büyük ayı alınır, kendisine "cezve" benzetmesi yapılır. bu cezvenin sap değil de ağız kısmını oluşturan 4 yıldızdan en dışa bakan ikisi seçilir, bir çizgi oluşturulur. bu çizgi üzerinde iki yıldız arasındaki mesafenin 5 katı kadar yukarı çıkılır (yukarıdan kasıt cezvenin ağzının baktığı yöndür) kutup yıldızı orda bulunur, o civarda başka da yıldız görünmez zaten.
kişiye özel coca-cola ambalajları
-
durduk yere sevgilimle aramı açmıştır... rastgele aldığım 1 lt coca cola şişesinin ambalajında eski sevgilimin adı yazıyormuş. hiç dikkat etmedim. açıkçası sikimde de olmaz hani. buzdolabının önünde, bir kola ambalajında kendi adımı arayacak kadar sıkılmadım hayattan henüz... neyse eve gelince film koptu tabi.
- aşkım bu kolayı yanlış almışsın...
- light mı istiyordun?
- hayır, üzerindeki isim yanlış?
- ne ismi?
- eski sevgilinin ismi...
- nerden çıktı şimdi eski sevgilim?
- sana sormalı, baksana onun ismi olan şişeyi almışsın...
- kızım sen manyak mısın türkiyede her üç kızdan birinin adı gizem. elime yakın olanı aldım. denk gelmiş işte...
- ben içmem bunu.
- iyi içme ben içerim.
- içersin tabi...
- la havle.
bir de ismin altında daha küçük puntolarla " ile paylaşmak için" ibaresi eklemişler... ya neyse bişey demiyorum...
başkasının akbilini basan öğrenciye 10 yıl hapis
-
(bkz: yaşasın adalet)
az yemeyeceksin kardeşim, üç kuruşluk akbil parasını yersen hukuk peşini bırakmaz. yiyeceksen adam gibi, milyonları yiyeceksin ki sana dokunmasınlar.
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
aramayayım, neden aramadığımı düşünsün, yanına çok gitmeyeyim, özlesin, kapris yapayım, mesajla kavga ederiz, mesajların arasını açayım, delirsin, sabah küseyim, akşama barışayım, o süre boyunca ölü taklidi yapayım, bir şeye kızmış gibi yapayım, sebebini söylemeyeyim, sorsun dursun, çok zorda kalırsam, çok özledim seni ondan, gibi bi cevap veririm, sürekli beni düşünmesi için elimden geleni yapmış olurum böylece... gibi, kafasında kırk tilki dolaştıranlara gıcık olan insandır. böyle oyunlarla, insan sürekli kendini düşünmesini sağlayabilir başka birinin. ama bence karşıdaki de manyak değilse, zaman kazanmaktan ötesi olmaz. bir ay geç duyar ''sen daha iyilerine layıksın'' cümlesini en fazla. anlatırken içim şişti yahu nasıl bir azim varsa artık stratejik gidenlerde, sahiden alkışlıyorum. umarım mermeri delersiniz.
salsa kursuna giden mühendis
-
bir salsa rahatlayacaktır.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer bağdat caddesi, starbucks ,19-20 yaşlarında 2 genç kız'ın aralarında geçmektedir:
k1 - 3 kez öss'ye girdiaam , kazanamadıaam.
k2 - evet yaa çok zor yapıyolaaar
k1 - bu sene de kazanamazsam amırikaya gidicıaam.
k2 - inanmıyoraam
k1 - ya evet cınaam, beyin göçü böyle oluyo işteaa.
j. r. r. tolkien
-
yazdığı kitaptaki tüm erkeklerin başına sardırdığı bir yüzük belası ile alttan alta;
-- evlenmeyin olm. yüzük bu başa bela. kaç erkek telef oldu.
mesajı vermektedir.
mutsuz bir evliliği olabilir.