ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"selam, ben feysybuk'ta sürekli laf sokulan eski sevgili.
olayları bi'de benden dinleyin istedim, bunun anasıgil beni istemedi."
pisa kulesi
-
bristol üniversitesi’nden prof. dr. george mylonakis ve roma tre üniversitesi’nden prof. dr. camillo nuti’nin de bulunduğu 16 araştırmacının bir araya gelerek pisa kulesi’nin depremlerden hasar görmeden çıkmayı nasıl başardığı üzerine çalışmalar yapmış.
vardıkları sonuç, kulenin sismik etkinlikler sırasında zarar görmemesini sağlayan şeyin yan yatarak yıkılmanın eşiğine gelmesine sebep olan şeyle aynıdır: yumuşak zemin.
kulenin yüksekliği ve yapısı ile temel zemininin yumuşaklığı bir araya geldiğinde yapının rezonansa girmesi önleniyor. araştırmacıların yaptıkları çalışmalara göre, yumuşak zemin nedeniyle dssi (dinamik zemin-yapı etkileşimi) daha düşük oluyor bu sayede bina sismik etkinliklerden hasarsız çıkmayı başarıyor.
yaklaşık 58 metre yüksekliğindeki kule bugün yaklaşık 4 metre eğik duruyor. 1173 yılında yapımı başlayıp 1280 yapımı biten kulenin bulunduğu pisa şehri civarında 1280 yılından buyana en az 4 adet büyük deprem olmuş ancak kule yıkılmamıştır.
kaynak: bristol.ac.uk
bir avukatın günlüğü
-
biraz önce takriben yirmi dakika kadar babamınkini dinlediğim günlük.
önce biraz önbilgi verelim. mahkemenin verdiği kararı yargıtay'da temyiz ediyoruz ya, işte yargıtay o kararı bozarsa eğer, "al bu dosyanın şuralarını tekrar incele" deyip aynı mahkemeye geri gönderiyor. mahkeme bu sefer, ya yargıtay'ın bu dediğini yapıp dosyayı tekrar inceliyor, ya da "hayır, yazılanları okudum ve ben haklıyım" deyip önceki kararında direniyor.
fakat bu direnme kararını almak zordur. mahkemeler genelde yargıtay'a direnmez. şimdi konuya dönelim.
babamın herhalde 17 senedir filan uğraştığı bir davası var. uzun hikaye. özetle, babam kazanıyor karşı taraf başka bir yoldan yenisini yapıyor. böyle böyle derken işte yıllar oldu. hatta bu yılların birinde, mahkeme babamın aleyhine bir karar aldığında bizimki duruşmada elli saat laf anlatmış, hakimle şöyle bir diyalog geçmiş aralarında:
- avukat bey, siz bu davanın üzerine çok düştünüz herhalde?
- hakime hanım, iki çocuk okutuyorum ben!
nihai karar yine babamın lehineydi, karşı taraf yine temyiz etti, dosya yine mahkemeye döndü. bugün duruşması vardı, ya bozmaya uyma ya da direnme kararı verilecek.
direnme kararı verilmiş.
babam o kadar mutlu ki, telefonda yirmi dakika boyunca bu davadan ve mesleki tecrübenin öneminden bahsetti. ki ben istanbul'da olmama rağmen, kendi davam kadar biliyorum artık meseleyi. beş yüz kere filan dinledim çünkü herhalde.
ve şöyle dedi:
- kızım, o kadar heyecanlandım ki, duruşmadan sonra kimseyle konuşamadım, müvekkile bilgi bile veremedim. gittim bir bankta oturdum, nefes aldım, ayakkabım da rahat değildi ama te oradan ofise kadar yürüdüm. ancak açıldım. ben bu heyecanı, ancak işte annen evlenme teklifimi kabul ettiğinde filan yaşamıştım.
42 yıllık avukat bu adam.
allah bana da yaşatsın.
araba kullanmaya yeni başlayanlara tavsiyeler
-
iki kolunu dengeli tutun yoksa devriliyor, icindekiler de dökülüyor.
f1 pilotlarında karizmatik isim zorunluluğu
-
tümevarım hesabıyla doğruluğu rahatlıkla kanıtlanabilecek kural. şöyle ki:
michael schumacher, mika hakkinen, felipe massa, giancarlo fisichella, kimi räikkonen, rubens barrichello, juan pablo montoya, pedro de la rosa, jarno trulli, david coulthard, jacques villeneuve, christian klien, vitantonio liuzzi, takuma sato, franck montagny ve dahi can artam...
bunlar ikibinli yıllar pilotları. bir de daha eskiler var. ilk akla gelenler alain prost ve ayrton senna. en babası ise şu: heinz harald frentzen. hey masallah. bu adam hiç birşey yapmasın, sadece ismini söylesin, önünde ceketimi iliklerim ben.
şimdi şu isimlere bakin ve yok böyle bir zorunluluk deyin. diyemezsiniz.
hala ikna olmayanlar için sunu soylemek yeterli olacaktir saniyorum. 1 milyon dolarlik arabayi teslim edeceksiniz ve adamin ismi huseyin cimsir olacak...
evet sayin seyirciler, start düzlüğünde hüseyin çimşir manevra yapayim derken heinz harald frentzen'in üstüne çıktı...
çimşir'in yapacağı budur. fazlasını beklemeyin.
garip adetlerimiz
-
kız istemeye gelen damat adayına kahve yerine tuz, karabiber abartıp kırmızı biber koyulması. kahveden eser kalmıyor orda da. neymiş seven adam ona katlanır tümünü içermiş.
ya insan sevdiği adama kıyabilir mi , benim aklım fikrim almıyor. bir de bu durumdan eğleniyor insanlar.
(bkz: allah akıl fikir versin)
imamoğlu dönemi korkunç metrobüs kuyruğu görüntüsü
-
iş çıkış saatlerinde yaklaşık 1 saat kadar süren yoğunluğun görüntüsü. 5 sene önce de aşağı yukarı aynıydı.
başka şehirlerde iş ve yaşam alanı açmayı becerememiş ve 16 milyon insanı bi şehre tıkıştırmış 20 yıllık iktidarın vasatlığı da bizim çilemiz.
büdüt: entrylerinin %90'ı siyasi ve iktidar şakşakçılığı olan pırasa sapının, entrylerinin %20'si siyasi olan beni chp'nin paralı trollüğüyle itham etmesi de müthişmiş. * azıcık zeka kırıntısı olan kimin para karşılı iş tuttuğunu anlar diye tahmin ediyorum...
melih gökçek'in jetski açıklaması
-
denize kıyısı olmayan şehire ramazan kutlaması için jetski almak. hayatımda hiç bu kadar ikna olmamıştım, oyum i.melih'e
çatıda tarhana üreten teyzelerle meth işine girmek
-
mantıklı bir girişim. kızarmış tavuk yapan adam * üretiyor da tarhana yapan teyzeler neden yapamasın.
- teyze günde kaç kilo tarhana üretiyorsunuz?
- kişi başı 2-3 kilo filan.
- peki ne kadar kazanıyorsunuz?
- ne kazanması oğlum yemeklik bunlar.
- o zaman size ev bütçesine katkıda bulunabileceğiniz bir iş teklif ediyorum. crystal meth pişirelim burada siz de kazanın biz de.
- o neymiş oğlum? kaç para kazanıcaz?
- meksika usulü bir tarif teyze. kilo başına 300 bin tl sizin payınız.
- abovvv!
- bu arada benim adım hayzınbörg. yarın tekrar gelicem. siz şimdilik tarhana üretmeye devam edin.