hesabın var mı? giriş yap

  • fakiriz diye demiyorum ama geçen gün eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp çıkmış.

  • bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.

    ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...

    bak bi özet geçelim.

    atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...

    ne bulursak yiyorduk.

    sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.

    pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.

    1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.

    köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.

  • *(bkz: aa bu benim lan)

    hatta bu durumu biraz abartmış da olabilirim. keza en geç 1 yıla üniversite bitiyor ve bahsi geçen konuda hala bir ilerleme yok*

    edit: ve üniversite de bitti. hala bir ilerleme yok*

    gelen mesajlar üzerine güncelleme editi: 2 yıldır çalışıyorum (hatta şu anda ilk yıllık iznimdeyim) ve hala bir ilerleme yok*

    çok beklenen final editi: https://www.youtube.com/watch?v=p4egdn90wye (edit: ölü link düzeltildi)

    beklenmedik after credits editi: bitti ya la*

    çok beklenen devam filminin kısa özeti edit: ilk filmin finalinden* 1 yıl bile geçmeden başka bir güzel hanımla bir birlikteliğe başladık. arasını çok anlatmayacağım burada ama şu anda 8 aylık evliliğimizde ikimiz de işimize gücümüze bakarken artık birbirimize yoldaşlık da yapıyoruz bu hayatta **

  • üzerine düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gereken sebeplerdir. 90'ları dibine kadar yaşamış biri olarak şimdiki neslin hal ve hareketleri, düşünce ve davranış tarzları beni rahatsız ediyor. çünkü bir olmamışlık hissediyorum. biz de çok muhteşem değildik ama en azından saygılıydık. saygıyı öğrendik ailelerimizden. büyüklerimizin sözüne katılmasak bile sonuna kadar dinlemeyi öğrendik. ama şimdikiler seni dinliyormuş gibi yaparak akıllı telefonuyla ilgileniyor ya da hiç dinlemiyor. ama keşke tek sorun bu olsa. bir şeyler eksik ya da fazla. kendi çevremden yola çıkarak yorumlarsam eğer çocukları dünyanın merkezine koyup onun her dediğini yaparak şımartmak ve söz geçirememek gibi sorunlar var. bu, "benim çocuğum çok özel" sendromunun bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. öncelikle ebeveynlerin "baak abisi benim çocuğum tabletle oynuyor ne kadar da zeki değil mi?" tribinden kurtulmaları gerek. belki de çocuklara en büyük zararı, gerçekten cahil olan ama bu cahiliğinin farkında olmayıp bilinçli anne-baba rolü oynamaya çalışan kişilerden geliyor. belki de devletin anne-babalık stajını tamamlayabilen ya da bu konuda sağlam bir mülakatı geçebilen insanlara çocuk yapma hakkı vermesiyle bu durum önlenebilir diye düşünüyorum.
    bu arada ablacığım senin çocuğun hiperaktif değil, bildiğin şımarık.

  • http://www.sondakika.com/…i-ikiye-katlandi-7690794/

    arada sırada uzun yol gidenler fark etmiştir, sürekli şerit kapamalar, yol çalışmaları trafiği daha da çekilmez hale getiriyordu. kokusu da çıkmış.

    2008'de 665 milyon tl olan bakım masrafları 2014'te 1.6 milyar tl'ye ulaşmış.
    yeni yolların bakım masraflarını düşürmesi gerekirken, tersine katlanarak artmış.

    tabii mesele yandaşları zengin etmek olunca, bitümlü sıcak karışım yerine sathi kaplama kullanılınca durum böyle oluyor.

    bakım firması da yandaş olunca bir değil sekiz defa söğüşlüyor devleti yandaş ekip.
    değil mi ak kıl kardeşim?

  • doğru kararla işten çıkarılmıştır. kurumsal kimliği olan bir yerde babanın kahveciden bozma kafesi gibi ortalığa krema fırlatamazsın.

  • asker çocuğuyum ve askerliğimi asteğmen olarak diyarbakır’da yaptım.

    övünülecek bir yanı yok bunların, zorunlu askerlik yanlıştır. oğlum olsa bedelli yaptırırım. asteğmen olup muvazzafların yerine nöbet tutması veya er olup araba yıkaması için yetiştirmiyoruz çocukları.

  • sayesinde yılların 'kıro'sunun etnik bir aşağılama olarak algılanmaya başlandığını öğrendik. 'kıroyum ama para bende' mottosu herkesin dilindeyken nerdeydiniz ulan ? kimseye uygulanan bir ötekilestirme falan yok, kıçınızdan ırkçılık naraları atıp adamın canını sıkmayın.

  • ülkenin geri kalanı bolluk, bereket ve varlık içinde rahat rahat yaşarken nasıl batmak üzere olduklarını anlamadığım iş kolu.