• ingiliz filozof francis bacon'in meshur sozu.
  • herakleitos ve heidegger'e göre bilgi, "güç potansiyeli"dir, güç değildir. "anlamak" ise onu hareketli bir güce dönüştürür. anlamak, bilmekten güçlüdür. modernizmin insana getirdiği "özne" oluş, bilmenin, var olmak ve anlamaya karşı üstünlüğüne neden oldu. görülen ve kaçılamayan bilgi kirliliği ve çokluğu da bu yüzdendir. fakat anlamak kendisine dışarıdan ulaşılacak bir şey olmayıp salt bilgi yığını olmak yerine bilgiyi kullanma ve onu varlığına yedirmedir. kaldı ki her bilme, anlamak olmaksızın salt bir veridir; hafıza da yer tutar ama düşünüş ve eylemde kullanılmaz. ancak anlama ile bu dünyaya yeniden açılarak kendisini düşünme ve eylemde gösterir.
  • bilgi güce çevrilebilir, kabuller de görev ve hizmet kurallarına..
    ama bilgi, tek başına güç değildir.

    bilgelik güçtür ; veziri de adalettir.
    onu da doğruluğun kanunu mükemmel hale getirir.
    dolayısıyla, eğitim ve bilimin maksadı, insanı “bilge” yapmaktır.

    eğer bilgi bunu başaramıyorsa, kuma dökülmüş su gibi ziyan edilmiştir. afrikalı veya avustralyalı bir kabilenin yerel dilinde bir sürü cümleyi ezbere bilmek ne kadar değerliyse, bilgeliğin formüllerini bilmek de o kadar değerlidir.

    beynin bir yarısıyla öbür yarısının dengesi gibi, bilgeliğe ve merhamete bir katkısı olmadıktan sonra, sembollerin anlamını bilmenin bile çok az değeri vardır.

    öğrendiğiniz bilgilerin ve eğitiminizin asıl maksadını hiçbir zaman gözden kaçırmayın. maksat bilginizi değil, bilgeliğinizi arttırmaktır. bir insan bütün ömrünü bilimin bir dalına adayabilir. mesela bir ömür botanik, kabuklu canlılar veya böcekler üzerinde çalışabilir ; bunların latince isimlerini ezberleyip, sınıflandırıp, hatta tekrar sınıflandırabilir. peki bu insan ömrünün sonunda daha mı bilgedir?

    bilgelerin heveslilere öğretmek istediği, bütün insanlığı ilgilendiren büyük gerçekler, kişinin hakları ve sorumluluklarıdır.

    bir insan ne kadar bilge olursa, gerek fiziki gerek fikri olarak, pranga veya boyunduruk altına girmeyi o kadar az kabullenir.

    çünkü bilgelik arttıkça insan sadece haklarını bilmekle kalmaz, onların değerini, kendi önem ve haysiyetini de daha iyi kavrar.

    onuru, bağımsızlığını savunması için onu zorlar.

    ayrıca hem kendi haklarını, hem de başkasının haklarını, hem de ülkesinin haklarını çok daha iyi savunur. ama saf bilgi, kimseyi ne bağımsız yapar ne de özgür kılar. onu sadece daha yararlı bir köle yapar. özgürlük, yabani ve cahil olan için, lanetten başka bir şey değildir.
  • francis bacon, 1620 yılında çıkan novum organumda söyler bunu. aslı şöyledir:
    "insan bilgisiyle insan gücü birbiriyle örtüşür. çünkü neden belli değilse sonuç elde edilemez. doğaya egemen olmak için ona itaat etmek gerekir ve gözlemde neden görülen, eylemde kural olur."

    orijinali ise şöyledir: "human knowledge and human power meet in one; for where the cause is not known the effect cannot be produced. nature to be commanded must be obeyed; and that which in contemplation is as the cause is in operation as the rule"

    işte bu ifade, "bilgi güçtür" (knowledge is power) şeklinde kısaltılmış ve etkili bir slogana dönüşmüştür. eyyorlamam bu kadar.
  • bence bu şekliyle bi sike derman olmayan bir safsata bu. ama verirsin yanında skalasını; bakarız oradan çarpım tablosunu bilmek neye tekabül ediyor, izafiyet bilmek neyimize yarar falan o zaman bir anlamı olur. ama şu haliyle anca cihangir'e yeni düşmüş manitalara şekil yapmaya yarar. ona da topsakal lazım. bana hala faydası olmayan bir laf bu son tahlilde.
  • artık `bilgi guctur,ama onu tasıyacak kadar guclu oldugunda` seklinde duzeltilmesi gereken söz...
  • frp de tipik bard karakterlerinin hayat felsefesi denilebilir.*
  • farscasi da vardir: "danestan tavanestan ast."
  • george orwell'ın 1984 isimli romanında savunduğu fikrin (bkz: bilgisizlik kuvvettir) aksi söz.
hesabın var mı? giriş yap