• radical self expression ve radical self survival in anlamini bize ogreten sehir.

    burning man in ormanda bir gezintiden bir farki yoktur. daha once gormediginiz birsuru yaratik, bir suru inanilmaz guzellikte detay gorursunuz. ama burning man'in farki evrenin en gelismis cihazi olarak bildigimiz insan beyninin cesitleri ile etkile$ebileceginiz bir yer olmasidir.

    bu yuzden burning man deneyiminiz sizin yaratiminizdir. sizin kendi kafanizin icindedir. eger cadirinizdan cikip sokaklarda ya da playa da bir yuruyus yaparsaniz, ilginc birsuru insan, eser gormenize ragmen sikilip bayilmaniz kacinilmazdir. ama cadirinizdan cikip sokaktaki ilk gordugunuz insana sarilabileceginiz, konusabileceginiz, etkilesebileceginizin bilinci ile cikarsaniz, anlarsiniz ki insan aklinin bu kadar uyumlu yasayabilecegi tek yer black rock city dir.
  • malcom in the middleda izledikten sonra haberdar oldugum, yazık bana, gitmeye can attıgım, cılgınsı.
  • bu sene ortalarda dolaşan eserlerle beni benden almış festivaldir efendim. örnek olarak şunları verebiliriz :

    http://flickr.com/photos/mayhem/1328165644/ **
    http://flickr.com/photos/mayhem/1328234696/
    http://flickr.com/photos/mayhem/1328241874/
  • kar amacli bir sponsoru olmayan, sadece gonullulerle yonlendirilen, ko-ca-man bir festival bu. sayilar yeterli bir sekilde ifade edemiyor bunu, ama gene de belirtmek gerekir ki bu sene 50,000'den fazla kisi katildi. bu kadar buyuk, sevgi ve guven hediye etmeye dayali bir festival olmasina ragmen, ortami suistimal eden kisiler azinlikta kaliyor - beni en cok etkileyen yonu de burasi.

    henuz kita avrupalilar tarafindan kesfedilmeden once yerliler ayni mekanda* yilda bir kere toplanip ates ve seks temali ritueller yaparlarmis. yeni amerikalilar yerlilerden kurtulduktan sonra bu rituelleri kendi festivallerine donusturmusler. col soguk savas sirasinda ise ordu tarafindan isgal edilip silah denemeleri icin kullanilmis. burning man ilk mekani olan san francisco'daki bir sahile 1990'da artik sigamaz oldugunda, buraya tasinmis.

    festivaldeki sanat genelde karmasik ve asiri derin sanattan ziyade, ifade etmek istedigi seyi dupeduz gozler onune seren turde bir sanat. tamami gezilemeyecek kadar buyuk bir mekanin her yonune serpistirilmis sanat eserlerinin yaninda, ortalikta gezinen bir suru evrim gecirmis arac (http://images.google.com/…ges?q=burning man art car) var. bircok insanin giydikleri (ve giymedikleri) de sanat sayilabilecek nitelikte. bunun yaninda kocaman bir parti ruhu var. colun ortasinda kendi kendine yetebilmek, ve sonrasinda hicbir iz birakmadan ortami terkedebilmek festivalin onemli bir parcasi. ayrica her turlu fikre acik olmak, her kafa yapisina sahip insani kabul etmek, iletisim kurmak, saymak ve hatta sevmek cok onemli. dindarindan hippisine, metalcisinden meditasyoncusuna herkes birbirine ahbabiymis gibi davraniyor.

    kanimca detaylara cok fazla inmeye gerek yok. hem kelimelerle anlatmak imkansiz, hem de anlatabilsem bile kisisel olarak yasanilmasi gereken bir sey bu. basta kayboluyor insan illaki, ama sonra kendini buldugunda etrafindaki insanlara daha farkli gozlerle bakiyor.
  • bana mesaj atip haber veren ilk kisiye 3 hafta sonra baslayacak olan bu yilkinde burning sky slotlarimdan birini seve seve hediye ederek black rock cityi 13bin feet yukardan gosterecegim festival.

    boyleymis: http://www.eksibition.org/show.php?id=37899&t=user
  • birinci sinif akademik makalelere de konu olmustur:
    kozinets, robert v. (2002), "can consumers escape the market? emancipatory illuminations from burning man," journal of consumer research, 29 (june), 20-38.

    anti-market bir festivale girmek icin kredi kartiyla odeme yapabiliyosunuz abilerim ablalarim, neymis, de certeau hakliymis.
  • eğlencenin ve çılgınlığın doruk noktasına ulaştığı festival. her yıl ekim ayında düzenlene festivale dünyanın dört bir yanından binlerce kişi katılıyor. festival süresince katılımcılar yalnızca buz ve kahveye para harcıyorlar; çünkü bunun dışında bir şey satılmıyor.
  • http://www.burningmanseattle.com/…-of-your-own-home

    bir ara tercume ederim bunu.

    nah ederim heh.
  • the man' (argo'da 'düzen, sistem') temsil eden bir ikonun her sene the man'in ta kendisi tarafından tekrar tekrar yapılıp, yakılması olarak değerlendirilirse, beyaz amerikalı işi gelenekselleşmiş kolektif aktiviteler arasında samimiyetsizlik konusunda en yüksek seviye kabul edilebilir. türk katılımcıların da türkiye'nin beyaz'ını temsilen giden h1b vizeli beyaz yakalılar olduğu ve bu aktivite'de çekilen fotoların feysbuk katma değerine dönüştürüldüğü detaylarını da es geçmeyelim.

    (bkz: hippie envy)
  • la tomatinadan sonra cenab ı hakk kısmet ederse hayatımın ilerleyen zamanlarında katılmayı istediğim festivıl. bazı şeyleri biliyo da vermiyo ya'rab bana.

    bu seneki fotolarından bazıları :
    http://www.milliyet.com.tr/…-yanan-adam-festivali/1
hesabın var mı? giriş yap