• dekalog serisinin altıncı bölümüdür, aynı zamanda a short film about love olarak uzun metrajlı filmini de yapmıştır kieslowski. aşkın her yönünü anlatan ve sonunda çiftler mutlu da olsa ayrı da kalsalar, 2 kişiyi bir kişiye dönüştüren, kişinin evrim geçirdiği, başkalaştığı, karşısındaki kişiye büründüğünü gördüğümüz, uzun metrajlı haliyle dekalog serisindeki halinin sonlarının birbirlerinden biraz farklı olduğunu gördüğümüz film.
  • dekalog 6. "zina yapmayacaksın"(eşini aldatmayacaksın) emrinin işlendiği dekalog'un 6. filmi. (you shall not commit adultery)
  • szesc, dekalog serisinin altıncı filmi. film, on emir’in ‘zina yapmayacaksın’ söylemini işliyor. hikaye aşk üzerine izleyiciye bambaşka bir anlatı sunuyor. szesc, genç tomek ve magda arasında yaşanan sıradışı bir aşk öyküsünü işliyor. ayrıca piec gibi bu filmin de uzun metraj versiyonu vardır. “aşk üzerine kısa bir film” adıyla yanınlanmıştır. szesc’de piec gibi çok iyi bir niteliğe ve anlatıma sahip olduğu için özellikle uzun metraj film olarakta yayınlanmıştır.
    tomek, görevi dolayısıyla yurtdışında olan arkadaşının annesiyle yaşayan bir gençtir. postane’de çalışmaktadır. magda ise orta yaşlarında güzel ve alımlı bir kadındır. tomek karşı apartmanında oturan magda’yı sürekli izlemektedir. evinde bulunan dürbünüyle magda’yı sürekli seyreder. magda’nın dikkatini çekebilmek için posta kutusuna para dekontları koyar. magda’yı daha yakından görebilmek için ayrıca süt dağıtmaya da başlar. posta kutusuna koyduğu dekontları sormaya postaneye gelen magda’yı daha yakından görme fırsatı bulur. süt dağıtırken onun evine gider. her akşam magda’yı izlemeye devam eder. magda’nın yaşadığı ilişkilere şahit olur. bazen sahte bir ihbarla olaylara müdahale eder. bazen telefon açar ama bir türlü konuşamaz. birgün magda yine dekontları sormak için postaneye gelir ve tomek dekontların karşılığının olmadığını söyler. bunun üzerine magda yöneticiyle görüşmek ister. yönetici bunların sahte olduğunu ve kendilerini dolandırmak için magda’nın hazırladığını öne sürer. bunun üzerine magda kızgın bir şekilde dışarı çıkar. tomek pişmanlık içinde hemen peşinden koşar ve magda’yı yakalar. dekontları kendisinin gönderdiğini söyler. magda neden böyle bir şey yaptığı sorduğunda seni daha yakından görebilmek için der. magda şaşırmıştır ve bir anlam veremez. magda yola devam ederken tomek ardından bağırır ve dün ağladığını söyler. bunu nereden bildiği sorduğunda magda’ya gerçeği söyler ve onu seyrettiğinden bahseder. magda şaşkın ve kızgın bir biçimde defol serseri der.
    akşam magda eve döner. tomek’in kendisini izlediğini bildiğinde telefonu gösterir ve tomek’in kendisini aramasını belirtir. tomek telefonu açar ve magda kendisini izlemesini ister. telefon kapanır ve o sırada magda kapıyı açar. erkek arkadaşı gelmiştir ve onunla birlikte olacaktır. bu sırada magda erkek arkadaşına durumdan bahseder ve adam apar topar dışarı çıkar. aşağıdan postacı in aşağıya diye bağırır. tomek aşağıya iner, adam tomek’i döver ve böyle bir şeyi bir daha tekrar etmemesini söyler. ertesi gün tomek yine her zamanki gibi süt dağıtmaktadır ve magda’nın kapısına gelir. sessizce sütü bırakıp gidecekken magda kapıyı açar. tomek yere düşer sonra magda ona bakar ve niye onu izlediğini sorar. tomek açık yüreklilikle onu sevdiğini söyler. sevdiği için gözetlediğinden ve takip ettiğinden bahseder. gerçekten seni seviyorum der. bunun üzerine magda, tomek’e ne istediğini sorar. ‘beni öpmek mi istiyorsun yoksa benimle sevişmek mi?’ der. tomek sadece ‘hiçbirşey’ diye cevap verir. sonra tam giderken arkasına döner ve magda’yı dondurma yemeğe davet eder. magda bu teklifi kabul eder. aşağıya inen tomek çocuklar gibi şendir ve elindeki süt arabasıyla beraber etrafta dolanır ve koşar.
    akşam dondurma yemeğe giderler. sohbet ederler. magda bu sabah bana ne demiştin deyince tomek yine tekrar eder seni seviyorum diye. magda aşk diye bir şey yoktur der. tomek hayır elbette ki vardır der. magda başını sağa sola sallar ve olmadığını belirtir. bu aslında magda’nın daha önce yaşadıklarının ve deneyimlerinin bir uzantısıdır. belki de daha önce aynı şeyler o da başka birine hissetmiştir ama yediği darbelerden dolayı aşka olan güveni kalmamıştır ve aşka inanmaz. magda tomek’e sorular sorar tomek’te kendisinden bahseder. yetim olduğunu ve arkadaşının annesiyle yaşadığını söyler. bir yıldır kendisini izlediğinden ki bu ayrıntı önemlidir. dekalogların bu bölüme kadar ki çekim süresi de bir yıldır ve dekaloglar hep aynı site çevresinde geçer. tomek herşeyi açık bir biçimde anlatır. bu magda’nın hoşuna da gider aslında. sonra magda elini tomek’i elinin üstüne koyar. tomek’e elini okşamasını söyler. tomek ne yapacağını bilemez. karşı masada oturmakta olan çift ele ele tutuşmuştur ve birbirlerinin ellerini okşamaktadırlar. magda aynı öyle yapması gerektiğinden bahseder. tomek titreyen elleriyle magda’nın eline dokunur ve yavaşça okşar. sonra pastaneden çıkarlar. otobüs durağa gelmiştir ve magda tomek’e bir teklifte bulunur. eğer otobüse yetişirlerse magda’ya gideceklerini, yetişemezlerse herkesin kendi evine gideceğini söyler. tomek kabul eder ve koşarlar. tam yetişecekken otobüs hareket eder. kaçtı derken otobüs bir anda durur. bu ufak bir yönlendirmedir aslında.
    beraber magda’nın evine giderler. magda tomek’e kendisinden ne öğrenmek istediğini sorar ve sevişirken nasıl göründüğünü. tomek sevişirken kendisini izlemediğini söyler. neler yaptığı ve nasıl hareket ettiğini sorduğunda tomek ona herşeyi tarif eder. magda daha önce kimseyle birlikte olup olmadığını sorar tomek hayır cevabını verir. magda tomek’in kendisini hayal ettiğini ve bunun günah olduğunu söyler. tomek sadece seni diyerek cevap verir. magda tomek’e yaklaşır ve ellerini bedeninin üzerine koyar. tomek o an bir duygu boşalması yaşar. tomek’in yaşadığı ereksiyon durumuna karşı magda aşkın işte bu kadarlık bir şey olduğunu söyler. bu tomek’i tamamen yıkmıştır. tomek hemen orayı terk eder ve evine döner. kovayı su ile doldurur ve tıraş aletinin içindeki jileti alır. sonra yavaşça bileklerini keser ve kollarını kovanın içine sokar.
    bu sahnenin bir benzeri yakın zamanda yayınlanan ispanyol yapımı celda 211 filminin açılış sahnesinde de görürüz. aynı şekilde adam intihar etmek için bileklerini keser ve kollarını suyun içine sokar. tomek intihar etmiştir. buraya kadar hikaye tamamen tomek’in gözüyle ve onun üzerinden anlatılır. buradan sonra hikayeyi magda’nın gözünden izlemeye başlarız. kieslowski bunu özellikle yapar. izleyen ve izlenilen böylece yer değiştirir. magda evde tomek’in paltosunun kaldığını fark eder. bu sırada kutusundan çıkardığı dürbünüyle tomek’in dairesine bakar ama göremez. sonra aşağıda tomek’in beraber yaşadığı kadını görür. ardından paltoyu da alarak daireye gider. kadın kapıyı açar ve onu içeri davet eder. tomek’in nerede olduğunu sorar magda. onu incittiğini ve özür dilemek istediğini söyler. kadın hastaneye kaldırıldığı söyler. neyi olduğu sorduğunda tomek’in ona aşık olduğunu söyler kadın. sonra onu içeri davet eder. tomek’in hergün yaptığı rutin izleme işlemlerinden bahseder kadın ve tomek’in odasını gösterir. magda tomek’in az önce kendisinde olduğunu bahsettiğinde kadın bildiğini söyler. çünkü kadında olanları izlemiştir. sonra magda tomek’i tekrar görmek istediğini söyler. kadın buna gerek olmadığını söyler.
    magda yine de tomek’i aramaya başlar. evi dürbünle izler ama tomek’i göremez. postaneye gider ama tomek henüz işe başlamamıştır. sonra binada postacıyla karşılaşır ve ona tomek’i sorar. postacı tomek’in aşkı yüzünden bileklerini kestiğinden bahseder. magda akşam eve döndüğünde telefon çalar. karşıdan bir an için ses gelmeyince tomek olduğunu düşünür ve onu her yerde aradığını ve kendisine ne söyleyeceğini bilemediğinden bahseder. fakat arayan tomek değildir. sonra dürbünle karşıya bakar ve iki gölge görür tomek’in odasında. ertesi sabah süt şişelerinin sesini duyar. tomek olduğu umuduyla kapıyı açar ama bu kişi tomek değil beraber yaşadığı yaşlı kadındır. kadına tomek’in dönüp dönmediğini sorar ve kadından dönmedi yanıtını alır. magda üstüne birşeyler alarak hemen dışarı çıkar ve ıslak saçlarıyla postaneye gider. camdan içeri bakar ve tomek’i görür. hemen içeri girer ve tomek’e yaklaşır. bileklerindeki sargıları görür. sonra tomek ona ‘artık seni gözlemiyorum.’ der. magda’nın tebessümüyle film biter. bu kieslowski’nin yarattığı bir sondur. szesc’nin uzun metraj versiyonunda farklı bir son vardır. orada magda mutlu bir son olmasını ister. bu yüzden orada farklı bir son vardır. szesc, naif bir aşk hikayesini, etkileyici ve şairene bir biçimde anlatır. aşkın gerçekliğini ve bağlılığı tüm sıcaklığıyla her iki karakterin gözünden izleyiciye verir. szesc’de aynı piec gibi kesinlikle uzun metraj film olmayı hakeden serinin en kuvvetli filmlerinden biri olmayı başarıyor.
  • aşk diye bir şey yoktur demenin aşkın yokluğuna kanıt olmadığını, ancak tecrübe edildikten sonra yokluğunun farkına varıldığını anlarsınız.

    --- spoiler ---

    ikili anlatımı tercih etmiş kieslowski. ilki; kadının 'zinalarını' ve pişmanlıklarını 'kutsal emir' doğrultusunda yansıtmaya çalışması ve masum genç bir çocuğun muhtemel ölümü ile sınanması. dini bakış açısıyla kabul edilebilecek ama nesnel bir bakış açısı ile içi pek de dolu olmayan bir yorumlama. diğeri ise; çocuğun aşka ve hayata dair gerçeklerle uçurumdan atlar gibi yüzleşmesinin yorumu.
    --- spoiler ---

    her ne kadar zina yapmayacaksından yola çıkılmış olsa da, dizinin bu bölümünün 6. emirden daha derin çizildiği aşikar.
  • körkütük aşıkken yanlışlıkla izlenmemesi gereken altı numaralı dekalog bölümü. bana kalırsa en iyisi. ayrıca krotki film o milosci filminin cevheri, özeti.

    bölümün aşkı yücelten yönü o kadar güçlü ki ''zina yapmayacaksın'' maddesini temsil ettiğini sadece okuyunca anlayabilirsiniz. aşkın yoğunluğundan ötürü daha çok ''öldürmeyeceksin'' gibi duruyor.
    dekalog'un iyi finaller yapmak gibi bir güzelliği var, bölümlerin edebi yönü çok sağlam. ayrıca kutsal kitaplardan bulup çıkardığı referanslar da öyle. bu bölümde mesela bakire meryem yerine tomek, yasak meyve yerine teleskop, bavuluyla dolaşıp günahları sevapları yerinde gözleyen ve sürekli yolculuk halindeki homeless melek. tüm figürleriyle mest ediyor kısacası.

    polonya'nın değişim süreci kieslowski'nin epey kafa yorduğu bir mesele. ayrıca eski ahit'le yeni ahit arasındaki esneklik farkını da dert ediniyor ve kullanıyor bunu. hristiyanlık, yahudilik, materyalizm gibi başat konularda son derece donanımlı. bu anlamda magda eski polonya'nın maddeciliğini tomek ise yeni polonya'nın yeni uyanan maneviyatını temsil ediyor. ve bu dengeyi başarılı biçimde kurabildiği ilk filmi dekalog szesc.
  • gerçekten güzel olan bir seri.
  • 1 ve 2'den sonra en sevdiğim bu oldu.
  • pek iyi.
  • tomek, saf rolüne öyle bir bürünmüş ki, yavru kedi bakışları yüzünden bölüm boyunca tek bir an bile onu suçlu bulup kızamıyor insan.
  • dekalog serisinin altıncı (szesc) filmi. serinin oturtulmuş olduğu bağlam bakımından "zina etmeyeceksin" emrini karşılayan film. bu bağlam hatırda tutularak düşünüldüğünde filmde aşığın sevgiliyi gözetlemeye başladığı andan itibaren hemen akla şu tanımlama geliyor:

    "thou shalt not commit adultery: but i say unto you, that whosoever looketh on a woman to lust after her hath committed adultery in his heart." ("zina etme denildiğini duydunuz. ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir.") matta 5.27-28.

    sevgili bu gözetlemelerden haberdar olunca aşığa "günah olduğunu biliyor musun?" diye sorarak tam da buna işaret eder. filmin genel akışı da göz önüne getirilirse aşığın isa ile eşleştirilmesi ve geçtiği o süreçlerin altını çizen veya bir eşleştirme ve metafora başvurmaksızın doğrudan durum üzerinden katı bir şekilde zina üzerine yapılan çıkarımlar ve yorumlar hem burada hem de orada şurada mevcuttur. doğrusu benim kuvvetli olarak hissettiğim bu olmadığından (ve de bu tarz yorumların çokça bulunmasından benim olası yorumumun bir eksikliği doldurmayacağından es geçiyorum) bende hissettirdiklerini söyleyerek yazıyı tamamlamak isterim ki beni bu hususta yazmaya iten de bu şaşkınlığımdır. öyle ki filmin bağlamı açıkça ortaya konmamış olsa kesinlikle filmin beni düşünmeye ittiği mefhumlar arasında yer almazdı zina. bu önbilgiyle izlediğimden de olsa gerek bölüm bölüm güçlü hislenmelerin arasında vakit buldukça zina nerede diye de bir beklentiye girdim. zina hakkında ne demek istiyor bu film bize diye bekledim durdum. lakin bir aşık olarak filmin gözümde ve gönlümde oturduğu tek yer aşkın kendisinde oldu. isa metaforuna öyle çok uzak durmuyorum film özelinde lakin süreçlerin zina ile ilişkilendirilmesini göremedim. burada daha çok süreç aşık olma, aşık olunan sevgili üzerinden en nihayetinde aşkın sevgiliyi aşıp hakikatin kendisine yönelmesini görebildim. hiçbir aşığın da bu filmde zina göreceğine zerre pay vermiyorum. yazının başında da belirttiğim gibi aşık olmayanlar zaten zina odağında filmi uzun uzadıya incelemişler. fakat işte her mefhum mücerret bir yer edinmişse de zihinlerde bir tek aşk gönle düşmeden anlaşılamıyor.
hesabın var mı? giriş yap