• bilinenin aksine birinci sınıf bir "derbi maçı" bir ülkenin iki büyük takımı veya aynı şehrin iki büyük takımının karşılaştığı müsabaka değildir.

    derbi maçı; sosyal, kültürel, mezhep farklılığı, görüş ayrılığı gibi belirli bir sebepten dolayı aralarında fark bulunan iki spor kulübünün kendi aralarında yaptığı maçtır.

    bu tür maçlar "rivaliers" olarak adlandırılır. bir de şehir derbisi denilen maçlar vardır ki bunlar aynı iki şehirde bulunan iki takımın veya komşu olan iki ilin veya ilçenin birbirleriyle yaptıkları maçlardır. "city derbies" olarak da bilinen bu derbiler dünyanın her yerinde vardır. kimi fazla izlenir kimi fazla izlenmez. o yüzden bu tür şehir derbilerine ikinci sınıf derbiler denir.

    "rivaliers" olarak bilinen derbilere bir kaç örnek verelim.

    bunların en büyüğü hiç süphesiz boca juniors - river plate karşılaşmasıdır. bariz bir şekilde sınıf derbisi olan bu karşılaşma iki ateşli taraftar grubunu daima karşı karşıya getirir. arjantin'deki düşük gelirli insanların gurur kaynağı olan boca juniors ile zengin aristokrat sınıfını temsil eden river plate takımlarının mücadele ettiği bu sosyal statü derbisi arjantinliler için ölüm kalım olayıdır. superclasico diye adlandırılan bu derbide holiganizm öyle abartılmıştır ki artık mezarlıklar dahi bocalılar - river plateliler diye ikiye ayrılmıştır.

    dünyanın en büyük derbisi olan superclasico'yu takip eden derbi maçı ise iki farklı mezhebi stadyumlarda karşı karşıya getiren old firm olarak da adlandırılan glasgow celtic - glasgow rangers maçıdır. bu derbi maçı superclassico'nun derbiler listesindeki yerini tehdit eden en büyük derbidir. nehrin iki kıyısında yaşayan protestanlar ile katolikleri karşı karşıya getiren bu müsabaka tarih boyunca önemini yitirmeyecektir.

    simon kuperin futbol asla sadece futbol değildir kitabında gecen "… protestanların takımı olan rangers tarihi boyunca transfer ettiği sadece iki katolik futbolcusunun attığı gollere sevinmemiştir. iki protestandan biri mourio johnston adında bir oyuncudur. rangers taraftarı johnston gol attığında şayet o maç 1-0 bitmişse golü saymıyorlardı." satırları bu maçın taraftarlarca maçtan çok bir mezhep kavgası olduğunu hatırlattırır.

    derbilerin belirli bir anlamı olduğunu şiddetle savunan biri olarak en önemli derbiler sıralamasında üçüncü sırada el clasico adı ile anılan real madrid- barcelona maçı vardır. sebebi ise real madrid’in kral ve kralcıların takımı olması, barcelona’nın ise kralın egemenliğini reddeden katalanların takımı olmasıdır.

    arjantin'de river plate veya boca juniors taraftarı olmak bir ekol ise ispanya'da da barcelona veya real madrid taraftarı olmak bir ekoldür. her katalan, milliyetçi duygularla barcelona taraftarıdır. barcelona'da yetişen bir çocuk türkiye'deki gibi beş yaşına kadar annesinin, 10 yaşına kadar da babasının taraftarı olduğu takımı tutmaz. orada doğan çocuklar barcelona taraftarı olarak doğar büyür ve ölürler. barcelona'da büyüyen kızlar türkiye'deki gibi sevgilisinin taraftarı olduğu takımı tutmaz, bir futbolcu yakışıklı diye o takımın taraftarı olmaz. her ne olursa olsun barcelonalıdır ve barcelona'yı tutar. aynı şekilde real madrid taraftarı da böyle tanımlanabilir.

    ingiltere'de ise yahudilerin kurduğu kulüp olan tottenham ile arsenal arasında oynanan maçlar derbi konumundadır. ayrıca işçi sınıfının takımı olan liverpool ile beyaz yakalıların takımı manchester united'da bu kategoriye girer. ayrıca manchester united - manchester city ve sunderland - newcastle united müsabakaları ingiltere'nin en ateşli şehir derbileridir.

    diğer yandan nasyonal sosyalistlerin takımı lazio ile roma maçları da rivaliers kategorisine girer. son zamanlarda ise lazio ile livorno maçları iki farklı ideolojiyi karşı karşıya getirdiği için dikkat çekicidir. ayrıca italya'da arsitokrat ve elit tabakanın takımı ac milan ile varoşlardaki insanların takımı inter milan arasındaki müsabaka da birinci dereceden önemli derbi maçına örnektir.

    ülkemizde ırk, sosyal sınıf, statü, sosyal, kültürel, mezhep farklılığı, görüş ayrılığı gibi ayrımcı etmenler olmadığından dünyanın ikinci sınıf olarak gördüğü sehir derbileri bizde birinci sınıf konumundadır. “city derbies” denilen bu derbiler her şehir veya bölgede bulunur. galatasaray - fenerbahçe maçı bunlardan biridir. buna benzer küçük derbiler taraftar sayısına oranla dünyanın her yerinde aynı heyecan aynı atmosfer ile oynanır. bu ister "rivaliers" gibi önem verdiğimiz için onlarla birlikte sayıp derbi diye adlandırdığımız ve sayfalarca yer verdiğimiz galatasaray fenerbahçe maçı olsun, ister maçlarına en fazla 5000 kişinin geldiği ünyespor - fatsaspor maçı olsun. bunların hepsi şehir derbisi statüsündedir.

    öte yandan kızılyıldız - partizan, olympiakos - panathinaikos, shaktar donetsk - dinamo kiev gibi iki ülkenin önemli takımlarının karşılaşması da bulundukları ülkelerdeki en güçlü takım olmaları açısından derbi diye nitelendirilir.
  • aynı şehrin futbol takımlarının karşılaşmalarına verilen isim olsa da, her nedense türkiye'de aynı şehirden olmayan büyük takımların karşılaşmalarına da verilen isimdir. bu açıdan ülkemizde yanlış bir kullanımı vardır.
  • halk arasında büyük takımlar arasındaki maçlara verilen isim fakat, akademik çevrelerde, "aynı şehir içinde varolan 2 ayrı takımın birbirleriyle müsabakaya girişmeleri" olarak nitelendirilir. örnek vermek gerekirse, galatasaray-trabzon spor maçı derbi degildir ama, galatasaray-fenerbahce macı gayette guzel bir derbidir.
  • dilimizde yanlis kullanilan bir tamlama. derbi ayni sehirden iki takimin maci olmasi gerektiginden trabzonsporun 3 buyuklerle yaptigi maclar derbi mac degildir, ama ikinci lig dahi olsa karsiyaka - goztepe maci bir derbi macidir. birde bunun daha kotu bir kullanimi genclerbirligi - gaziantepspor maci icin anadolu derbisi seklindedir, yok artik daha neler isterseniz boca juniors - machester united macinada kitalararasi derbi dielim
  • türkiye'de oynanacağı tarihler yaklaştıkça, kitlesel bir akılsızlığa ve zeka geriliğine neden olan olay.
    hatta olaylar bütünü.
  • rubin kazan ve ankara kazan belediye spor da bunlardan biridir. tarihlerinde hiç karşılaşmayan bu iki kazan takımının birbirlerine karşı üstünlükleri de bulunmuyor.

    tarftarlar arasından değerlendirecek olursak bu derbiyi; iki takım taraftarları da birbirine saygı duyuyor.
  • 19 eylul 2004 besiktas galatasaray maci hakkında konuşan bir yorumcunun, "iki delikanlının bir kız için yaptıkları kavga"ya benzettiği karşılaşma türü. neymiş? ikisi de kızı kaybetmek istemezmiş..

    (bkz: spor spikerlerinin türkçeye kazandırdıkları)
  • afyon

    dolusun stadyumlara ve bagirin avaziniz çiktigi kadar. kazanin. daha çok bagirin. arabaniza atlayin, arsinlayin sokaklari, taraf olun, hava da güzel, aslinda hayat da ne kadar güzel, sorunlar dertler hepsi bitti, geldi derbi.

    derbiler yatirsin sizi erkenden sicacik yataklariniza, erken yatin yarin sabah is basi. bi de hayat güzel.
  • en kolay öğrendiğim futbol terimi. futbol terminolojisini öğrenmeye hevesli bayanlara tavsiyem bu sözcükle işe başlamaları. sonra sırasıyla: fikstür, forvet, libero, penaltı, santrfor... ve tabii ki alfabetik dizini bozsa da en son ofsayt. ben şimdilik derbide kaldım, alacağımı aldım. allah geride kalanlara sabır versin.
hesabın var mı? giriş yap