4 entry daha
  • sehrin gürültüsünden ve kalabaligindan sikilan insanlarin kafa dinleyip dogayla basbasa kalmak isteyebilecekleri bir mekan. ancak tatil kavramini sabahin körüne kadar dans ve alkol olarak anlayan zihniyet ise adaya gitmeyi kesinlikle düsünmemelidir bile.

    adada baskın bir rum atmoseferi olmakla birlikte adanın yerli rum nüfusu 200 civarındadir.
    adanin kuzey sahilinde yer alan kaleköydeki bir kaç pansiyon-motel karışımı yer ucuz ve temiz bir konaklama olanağı sağlamaktadır (ancak kesinlikle lüks değil ve tabi ki baska yerlerde de konaklama olanakları mevcuttur).

    adada çok sayılabilecek sayıda köy bulunmakla birlikte bunların üç-dört tanesi (şirinköy, uğurlu, eşelek, yeni bademli - belki başkaları da vardır) devlet tarafından adaya yerleştirilen türk vatandasları için yapılmış hiç bir özelliği olmayan fabrikasyon köylerdir. zaten bu köylerde de şuan yoğun bir nüfus bulunmamaktadır çünkü bu köylere yerleştirilen insanların çoğu bu köylerdeki evlerini devletin verdiği maaşı almak için (evet devlet o adamları adada tutmak için maaş veriyor!) doluymuş gibi göstermekte ama aslen hala ana karada yaşamaktadırlar.

    adada gidilip görülmesi gereken köyler ise tahmin edeceğiniz üzere rum köyleridir. zeytinli, tepeköy ve dereköy bunların başlıcalarıdır. dereköy adanın en büyük rum köyü olup (ayrıca orada söylenene göre türkiyedeki en büyük rum köyü) neredeyse tamamına yakını terk edilmiştir (yukarıda saydığım diğer köyler de aynı durumdadır). ancak köylerdeki evler bakımsız değildir, bunların sahipleri yazları gelip evlerine bakmakta ve eski günlerini yad etmektedir.

    adanın bir başka özelliği ise bol miktardaki su kaynağıdır. bu sayede ada ana karaya bağlı olmadan kendini idame ettirebilmektedir.
    ayrıca adada bol miktarda küçük baş hayvan bulunmakta, bu hayvanlar sahipleri tarafından araziye başıboş bırakılmış ve doğada yetişmektedir. adada ayrıca arıcılık da yapılmaktadır.

    adada yemeniz gereken şeyler et türleri, balık ve baldır. et yukarıda saydığım sebepten dolayı çok lezzetlidir. balık ise doğrudan denizden tabağınıza gelmekte. bal ise tadından yenmez. eskiden keçi peyniri de üretilirmiş ancak rumlar gidince kimse keçi peyniri üretmez olmuş.

    adanın marmaros denen sahilinde ise tüplü dalış yapılabilmektedir.

    adaya ulasım feribotla saglanmakta olup adaya mutlaka arabayla gitmelisiniz. adada heryere yol bulunmakta ancak alternatif ulaşım araçları (hatta taksi bile) çok yetersizdir. ancak adaya günübirlik gitmek pek mümkün değildir. en iyi ihtimalle adada bir gün konaklamak zorundasınız. adaya günde iki feribot çalışmakta, seferlerden biri çanakkale diğeri de eceabat-kabatape limanından yapılmaktadır. çanakkaleden bandırma feribotu (120 araç kapasiteli) kabatepeden ise küçük bir arabalı feribot (20-30 araç kapasiteli) kalkmaktadır. her iki gemi de günde bir sefer yapmaktadır. dolayısıyla bu iki gemiyi de kaçırırsanız (ya da binemezseniz) ertesi günü beklemek zorundasınız. bu özellikle adada sorun olmakta ve insanlar bir kaç saat öncesinden limanda yer tutmaktadır.

    ayrıca bkz: http://www.gokceada.com/
762 entry daha
hesabın var mı? giriş yap